Münafıklar vidanjör gibi çalışıyor. Müslümanların arasında ne kadar pislik varsa toplayıp temizliyorlar. Bu işe bir süre daha devam edecekler, sonra Müslümanlar tertemiz halis bir topluluk olarak kalacak ve 2023 gibi din bütün dünyaya hakim olacak, inşaAllah. Mehdi zamanında sevgi her yere hakim olacak, Mehdi’nin en üstünde durduğu konu Allah sevgisi ve Allah aşkı olacak.
Kul Allah’a adanmış yaratılır. İnsanlarda direnme konu oluyor. Menekşe normal haline bırakıldığında çiçek açar. Üzerine basarsan ezilir. İnsan normal halinde iman eder, güzel yaşar ve cennete gider. Ama direndiği için, Allah’a şüpheyle baktığı için, güzel düşünmeyi kenara bıraktığı için, hayırdan kaçındığı için belalı ve sıkıntılı yaşıyor. Doğal olan Allah’a güvenmektir. Allah’ın aklından daha iyi akla sahip olduğunu sandığı andan itibaren insan için felaket başlar. Kendini uyanık zanneden mutlaka bir şekilde ezilir.
Bazı insanlarda detaya girip boğulma, kendini akıllı zannederek yan yollara dalmak eğilimi vardır. Yan yollara dalmak genelde insan için boğucu olur. O boğulma da ağlama, üzüntü, stres şeklinde kendini gösterir. Kuran’ın dosdoğru yolundan ayrılmamak çok önemlidir.
Bazı insanlar ölü olarak var edilmiştir. Onlar hesap gününü düşünmez. Allah bir çok ayette, “onlar ölüdürler, siz onları diri zannediyorsunuz, onların iman etmiyor olmasından etkilenmeyin” diye bildiriyor. Allah o insanları özel olarak, imtihan olarak yaratıyor.
Münafık, aslanın üzerine konan keneleri temizleyen karga misali pislik, karaktersiz, aşağılık, alçakları toplar götürür. Münafığın pislikleri alıp götürmesi mümin için müthiş bir ferahlık ve nimettir.
Dünyada en kolay olan samimi olmaktır. Ama insanların çok büyük bir kısmı aksini tercih ediyorlar. Israrla samimiyetsiz davranıyorlar. Ne konuşmaları, ne bakışları, ne hareketleri samimi değil. Oysa samimiyetsizlik Müslümanı çok rahatsız eder.
Tevrat’ın Yeşaya bölümünün de şöyle geçiyor: Mesih (Mehdi) ancak uzun ve zorlu denemeler sonrasında en yüksek makama ulaşacaktır; ve ikincisi, bu denemeler ona bir tür işaret olarak gönderilecek ve böylece belalarla kuşatılmışken davranışlarında saflığını koruduğunu gördüğünde, [Mehdi] kendisinin beklenilen şahıs olduğunu anlayabilecektir. [Hz. Ali’ye soruldu Mehdi’nin Eyüb (as)’e benzerliği nedir? Dedi ki: uzun zorluklardan ve sıkıntılardan sonra Allah’ın onu ferahlığa kavuşturması. (Bihar-ül Envar, 51-52-53. Ciltler İngilizce çevirisi, 1. Cilt, Sayfa:264)]
Samimi bakan insan Allah’ın varlığını ve gücünü hemen görür. İnsanın vargücüyle Allah’a güvenmesi ve Allah’ı derin bir sevgiyle sevmesi gerekir. Biz her durumda imtihan olacağız, imtihan şart. Allah Mehdi’ye bile müthiş sıkıntılar vereceğini söylüyor. Allah’ı seviyorsan sıkıntıların hepsine sabredersin, sevmeyen de delalete düşmüş oluyor.
Dünyada en kolay, en zevkli, en ferahlatıcı olan samimi olmaktır. İnsanların çoğu ısrarla suni olmayı seçiyor. Yapmacık mimikler, yapmacık sözler. İnsanların %90’ının sesi, bakışları, hareketleri kendi değil, samimi değil. Samimiyetsizlik insanı çok kirletir.
Kardeşlerimiz kendilerini kasmadan dürüstçe Allah’a yaklaşsınlar. Samimi baktığımızda hemen Allah’ın gücünü görürüz. Bu kadar akla sahip Güce güvenmiyorsan annene babana neden güveniyorsun? Allah’ın yarattığı annene babana güvenip Allah’a güvenmemek şeytani bir hastalıktır. İnsan bu hastalıktan kurtulduğunda Allah’ın insanlara lütfu derin bir sevgidir. İmtihan ve çile de sevginin bir parçasıdır. Sevdiğin için çileye sabretmek zevktir. Allah hiçbir insana kaldıramayacağı bir yük, bir çile vermez.
Ben sadece Kuran’a uyarım. Özgürlük benim hoşuma gider. Kadın olsun, erkek olsun özgür olması gerek. Baskı insanın düşünme yetisini, telif gücünü, yaratıcılığını yok eder. Neşesini kaçırır, şevkini kaçırır, konuşma yeteneğini bozar. Kuran dünyaya Allah tarafından sunulmuş bir özgürlük nimetidir, özgürlüğün kitabıdır. Kuran kadar insanlara özgürlük sunan hiçbir sistem, hiçbir inanç, hiçbir ahlak anlayışı yoktur.
Kıskançlık karşısındaki insanın elinden nimetin gitmesini istemektir. Kıskanç insan karşısındakine iyilik geldiğinde üzülür, kötülük geldiğinde sevinir. Bu, çok büyük bir ahlaksızlık ve zulümdür. Allah’ın gizli bir ilmi vardır. Kıskanılan insan daha bereketli, canlı ve diri olur, kıskanç olan ise solgun, bitap ve çökmüş olur.
Erkekleri kadınlara karşı çok olumsuz eğittiler. Kadının insanla hayvan arası bir mahluk olduğunu telkin ederek insanları eğitiyorlar. Kadınları da, “sen eksiksin, yarım varlıksın” diye eğitiyorlar. “Seni kocan döver, dövdüğünde deşarj olur, sakın şikayet etmeyeceksin” diyorlar. Bunu da Peygamber söyledi diyorlar. Peygamber asla böyle çirkin bir şey söylemez. Öyle yanlış bir eğitim veriyorlar ki Allah’ın en güzel nimetlerinden biri olan kadınlara değer veremiyor, onları sevemiyor ve saygı duyamıyorlar.
İslam ülkelerinde en büyük tehlikelerden biri münafıklardır. Münafık kendisini namuslu, aklı başında, İslam’ı yaşayan biri gibi gösterir. Ama uyduğu İslam değil kendi kafasına göre geliştirdiği şeriattır. Münafığın dininde Kuran’ın %99’u yoktur.
Müslüman hayırda acelecedir. Hayır olan ertelenmez. Şeytan güzelliğin ve iyiliğin ertelenmesini ister. Merhamet göstereceksin, ertele der. Affedeceksin, ertele der. Şeytan hep ertelemecidir. Müslüman ise iyiliği hemen o an yapar.
İnsanı Allah’ın ruhu olarak görmediklerinde saygı da duyamıyorlar. Ya evrimle meydana gelmiş bir varlık olarak görüyor ya da gelenekçi sistemin etkisiyle kadınları yarım varlık olarak görüyorlar. Böyle bir toplumda kimsenin kimseye saygısı kalmaz. Saygının oluşması için Kuran ahlakı gerekir.
İman zor değildir. İnsanlar kendilerine her şeyi zorlaştırıyor. Allah insanlara kolaylık diler. Din kolaydır, iman kolaydır. Zorlaştırmak insanın kendisine yaptığı bir eziyettir.
Gerçek aşkı Allah’a iyi teksif olduğumuzda buluruz. İnsanlarda Allah aleyhinde düşünme eğilimi yüksektir. Bu bir çok insanın fark etmediği beladır. Bir insanın suratını asık gördüğünüzde bilin ki Allah’ın aleyhine düşünüyordur. Allah’ın lehine düşünen birinde asla surat asılması, dengesizlik, aksilik, hasutluk olmaz.