Üzüntü ne demektir? Haşa, Allah’ın yarattığını beğenmemek demektir. Kader bu şekilde.
(A9 TV; 23 Ağustos 2012)
Adnan Oktar
-
Gözyaşı istemiyoruz. Allah korkusundan, Allah sevgisinden olur ama üzüntüden olan gözyaşı PKK’nın zaten istediği bir şey.
(A9 TV; 23 Ağustos 2012)
Adnan Oktar
-
İstedikleri kadar yine şehit veririz. Bizler de şehit olmaya hazırız. Biz bunu dram olarak görmüyoruz, şeref olarak, onur olarak görüyoruz. Sükse olarak, yiğitlik, koçyiğitlik olarak görüyoruz.
(A9 TV; 23 Ağustos 2012)
Adnan Oktar
-
Terörü dram olarak belirtmek, terörün meydana getirdiği durumu dram olarak belirtmek doğru olmaz. Türk ordusuyla, aslan Mehmetçiklerimizle küfrün bir mücadelesi var. Mehmetçik cihat ediyor Allah yolunda. Dram meydana gelmiyor. Sonuçta şehitler veriyoruz o kadar.
(A9 TV; 23 Ağustos 2012)
Adnan Oktar
-
Büyük günlerin arefesindeyiz, belli. Sonunda yeneceğiz fakat büyük badirelerden geçeceğiz. Büyük olaylar olacak. Büyük olaylarda sarsılmamak, metaneti korumak çok önemlidir. İtidâl-i dem ve metanet. Buna herkesin dikkat etmesini istirham ediyorum. Çok önemli.
(A9 TV; 23 Ağustos 2012)
Adnan Oktar
-
Eğer acz görünümü, acıdan çökmüş bir görünüm, perişanlık görünümü verilirse PKK sabaha kadar bayram eder ve muazzam zararın kapısı açılmış olur.
(A9 TV; 23 Ağustos 2012)
Adnan Oktar
-
Özellikle bakanlar, generaller, genelkurmay başkanı yani böyle insanlar, kilit konumda önemli olan insanlar, çok dikkat çeken insanlar hep cesaretlerini, yiğitliklerini, moral yönden güçlerini vurgulamak durumundadırlar. Öbürü çok riskli olur.
(A9 TV; 23 Ağustos 2012)
Adnan Oktar
-
PKK’nın istediği Türkiye’yi moral yönünden çökertmektir. Ağlayan, inleyen, neşesiz, perişan, umudunu kaybetmiş insanlar haline getirmek; terör örgütünün, komünistlerin amacı bu. Buna müsaade edilmemesi lazım.
(A9 TV; 23 Ağustos 2012)
Adnan Oktar
-
İran İsrail arasında bir savaş olmaz. Ne Mehdi (as) müsaade eder ne İsa Mesih (as) müsaade eder ne Hızır (as) müsaade eder. Bu mübarek heyetten destur alınmadan böyle bir savaş olmaz inşaAllah.
(A9 TV; 22 Ağustos 2012)
Adnan Oktar
-
Hiç yıkanmaz şehitler. Yanlış uygulama yapılıyor. Asker elbisesiyle gömülmesi lazım. O kanlı elbisesiyle. Allah Katında onlar tahir, tertemizler zaten şehit olduğu için.
(A9 TV; 22 Ağustos 2012)
Adnan Oktar
-
Küfür tek millettir, Allah söylüyor. Ve millet olduğu için de tek millet olarak karşımızda mücadele veriyor. Komünistler dünyanın neresinde olursa olsun birbirlerini desteklerler.
(A9 TV; 22 Ağustos 2012)
Adnan Oktar
-
Şehitlik çok büyük bir makamdır. Peygamberlerle, sıddıklarla beraber oluyorlar. Doğrudan cennete gider şehitler. Cennete gidene ağlanır mı? Cennete gidene sevinilir. Müslüman, kardeşi cennete gitti diye sevinir.
(A9 TV; 22 Ağustos 2012)
Adnan Oktar
-
Müslüman şehidine sevinir, iftihar eder, onur duyar.
(A9 TV; 22 Ağustos 2012)
Adnan Oktar
-
Biz kan ağlamıyoruz; şeytan kan ağlar. Komünistler kan ağlıyorlar. Onlar zaten onu söylüyorlar,“Kan denizinin ufkundan, kızıl bir güneş doğacak” diyorlar. Müslüman kan ağlamaz. Müslüman Allah sevgisiyle ağlar, Allah korkusuyla ağlar, Allah’a olan coşkusundan, muhabbetinden ağlar.
(A9 TV; 22 Ağustos 2012)
Adnan Oktar
-
Şehitlik senin kafana göre kötü bir şey, bir felaket -haşa, bir bela. Ama bize göre bir rahmet, bir bayram, bir düğün ve güzelliktir. Biz şehitlikten sevinç duyuyoruz. İftihar ediyoruz. ŞEHİTLİK BİZİM BAYRAMIMIZDIR.
(A9 TV; 22 Ağustos 2012)
Adnan Oktar
-
Yas tutmak Müslüman’a yakışmaz. Yas, Allah’ın yarattığı kadere isyan demektir. Allah şehit meydana getiriyorsa biz ona seviniriz. Biz de şehit olmak istiyoruz.
İmanın hâkim olduğu yerlerde bir bereket ve nur oluyor. İnsanların yüzünde bir tatlılık, hoşluk ve ışık geliyor. İnsan bakmaya doyamıyor, sevmeye doyamıyor. Aksinde de bir lanetlik, nursuzluk ve pislik hâkim oluyor, leş gibi bir ortam meydana geliyor.
(A9 TV; 22 Ağustos 2012)
Adnan Oktar
-
“Kötü şehrin bitkisi kavruktur” diyor Cenab-ı Allah. Hakikaten leş gibi oluyor küfrün hâkim olduğu yerler. O şehirlerde bir soğukluk, bereketsizlik ve bir pislik oluyor, bereket gidiyor. İnsanlar çirkinleşmeye başlıyor, insanlar kavruluyor. Kavruk, kötü, kokuşmuş, pis insanlar oluşmaya başlıyor. İnsan yüzüne bakmak istemiyor.
