Allah zengin güzelliği seviyor. Nerde fedakarlık? Nerde vefa? Bunlar olmazsa sevginin değeri az olur. Onun için Cenab-ı Allah İslam’ın hakimiyetini en son raddeye kadar erteliyor.
Kalitesiz bir sevgi olmamasını istiyor Allah. Bütün sistem onun üstüne kurulu şu an dünyada.
ALLAH’IN ZAYIF SEVİLMESİ CENAB-I ALLAH’IN ŞANINA YAKIŞMAZ. ALLAH’IN TUTKUYLA SEVİLMESİ GEREKİR. Onun için Allah Peygamberler yaratıyor, Mehdiler yaratıyor, veliler yaratıyor. Az sayıda ama o Allah için yeterli oluyor, beğeniyor Allah onu.
Çöllerde acılar, ızdıraplar çekerek sevdiğine kavuşmak isteyince tutkunun ruhu ortaya çıkıyor. Aşkın ruhu ortaya çıkmış oluyor. O zaman o inandırıcı ve doyurucu oluyor. Cenab-ı Allah’ın istediği de budur.
Aşk deyince ALLAH RIZASI İÇİN ŞAHSIN ÇEKTİĞİ ÇİLEYLE ORANTILI OLARAK SEVGİ DEĞER BULUYOR. Mesele Mecnun ve Leyla diyoruz. Orada çekilen çile esas oluyor. Mecnunla Leyla bir sarayda birbirini sevse kimseyi ilgilendirmez.
Düşünerek, karmaşık bir sistem içerisinde Allah’ı bularak, kararlı bir sevgiyle hiçbir şekilde bırakmayarak Allah’ı sevmek. İşte en beğendiği sevgi o Allah’ın. Mesela bela geliyor ama Allah’ı sevmeyi bırakmıyor, zorluk geliyor bırakmıyor, yaşlılık geliyor bırakmıyor, hastalanıyor bırakmıyor. O zaman sevginin kalitesi muazzam yükseliyor.
Allah, güzelliği seviyor, beğenilmeyi seviyor, sevmeyi ve sevilmeyi seviyor.
BİR İNSAN EMEK VERDİĞİ, KAFASINI KULLANDIĞI MÜDDETÇE ALLAH ONA O KİŞİNİN İMANINI SUNUYOR. Yine insanın kaderinde olan oluyor da fakat o sanki emek vererek onu elde ettiğini hissediyor. Ondan sonra oluşan iman çok değerli oluyor.
Kuran’da Allah düşünmeyi farz kılmış. Hem derin derin düşünmeyi. Düşündükçe Allah insanların kalbine bilgi ilka ediyor. Gerçekleri görür, Allah’a gittikçe daha yaklaşır, Allah’a olan sevgisi artar.
Biz Kürt kardeşlerimizi canımız gibi seviyoruz. Huzurlu rahat yaşamalarını iftiharla istiyoruz. Ama bu ancak Türk İslam Birliği içerisinde olur.
Mehdi (as)’ın mezhebi var mı? Yok. Sünni mi Mehdi (as)? Değil. Alevi mi? Değil. Resulullah (sav) dönemi, sahabe dönemi gibi. RESULULLAH (SAV) HANGİ İNANÇTAYSA, MEHDİ DE O İNANÇTA. DOLAYISIYLA MÜSLÜMANLAR ARASINDA BİR BÖLÜNME, PARÇALANMA, OTORİTE SORUNU OLMAZ.
Mehdiyet olmadığında mağlubiyet muhakkaktır, bereketsizlik muhakkaktır.
Türk devleti Darwinizmi, materyalizmi istemez ama devlet de kurtulamıyor. Böyle bir açmaz meydana getirmiş deccaliyet. Ne Fas kurtulabilir, ne Cezayir, ne Libya ne Mısır, ne Pakistan hiçbir yer kurtulamıyor. Deccalin bu amansız gücü işte ahir zamanın bir mucizesidir.
PKK’yı bütün dünya komünistleri destekliyorlar. Dolayısıyla Türkiye, bütün dünyayla mücadele veriyor. İşte BÜTÜN DÜNYAYLA MÜCADELESİNDE EĞER TÜRKİYE, BÜTÜN İSLAM ALEMİNİ, BÜTÜN TÜRKLÜK ALEMİNİ YANINA ALIRSA, O ZAMAN BÜTÜN DÜNYAYA MEYDAN OKUYACAK GÜCE SAHİP OLUR.
Darwinizm’i dünyada ilk defa biz ezdiğimiz için, dünyada bizim kitaplarımız hep kaynak kitap. Dünya’nın her tarafında bizim kitaplarımızdan istifade ederek Darwinizm’e karşı darbe vuruluyor.
Dini bambaşka bir şekle sokma gücü oluyor yobazların. Onun için yobazlık konusunda Atatürk’ün tavır almış olması bir nimettir.
Firavun ne yapar? Gizli devleti oluyor, kanun hukuk tanımıyor. Hz. Musa (as) kıssasında gördünüz. Hz. Yusuf (as) kıssasında da derin devlet hakimiyeti var. HİÇBİR ZAMAN İÇİN HUKUK YOK FİRAVUN SİSTEMLERİNDE.
Kürt kardeşlerimiz hep evliyadır, veli insanlardır. Hep Ehli Tarik, Ehli Tasavvuf oradan çıkmıştır. Medreseler yurdudur, üniversite gibidir Güneydoğu. En değerli, en büyük alimler hep oradan çıkmıştır. Dolayısıyla benim yiğit Kürt kardeşlerimi, yiğit Kürt annelerimi, Kürt babaları komünizmin pençesine düşürmeyiz. Bunu bilecekler.
Beyin rezil vesveselerle saldırmaya kalkar, aman ha! HEP ALLAH’TAN YANA, HEP HAKTAN YANA, HEP SEVGİDEN YANA OLACAĞIZ.
İMAN ZAFİYETİ DÜNYANIN BAŞININ BELASIDIR. Ne zamandan beri? Hz. Adem (as)’dan beri. Hep insanlar iman zaafıyla imtihan olmuştur.
Hayrettir, Mehdiyet saatin yelkovanı gibi yavaş yavaş hedefine doğru gidiyor.