Allah’a hep hüsnü zan. Mesela nasıl insanın bir sevdiği olduğunda hüsnü zan ediyor, Allah’a mutlak hüsnü zan gerekir. Bir şey olduğunda, “Cenab-ı Allah hayırla yaratmıştır. Cenab-ı Allah doğrusunu bilir.” diyecek mümin.
Cenab-ı Allah bir detay yarattığında, bir hikmet yarattığında, “Biz O’nun ilmine muttali olamayabiliriz. Ama O bizim her şeyimizi bilir. Biz O’na teslim olmuşuz” diyecek mümin.
Hücre Allah’ın sanatının çok ihtişamlı tecelli ettiği bir yer. Bir insanı hücrenin içine soksan, orada bir hafta yaşasa alnı secdeden kalkmaz. Oraya girmedikleri için, o alemi görmedikleri için insanların imanları zayıf oluyor.
Kromozomun içine girse insan, o sistemi görse ömür boyu alnı secdeden kalkmaz. Hücrenin içine girse kendisi protein olsa, orda bir görev yapsa bir gezse nefesi kesilir, Allah’a aşık olur. Oraya işte kalben girmek lazım, hücreye. Akılla girmek lazım.
Allah’ın ne demek istediğini görmek lazım. Allah Kendine yaklaştırmak, Kendini hatırlatmak istiyor. Sen ısrarla hatırlamak istemezsen, Allah’a yaklaşmak istemezsen felaketler yağmur gibi yağar, devam eder.
Şu an bulut gibi göktaşları Dünya’nın üzerinde. Kıyametin yaklaştığını gösteren bir olay. Allah’ın hücum emrini bekliyorlar.
Şiddet şiddeti getirir. Ancak sevgiyle, merhametle, dostlukla, kardeşlikle Libya’da denge olur.
Allah’la bağlantının hiç kesilmemesi lazım. Allah’la bağlantı kesilirse insan tevekkülünü kaybeder. Tevekkülünü kaybedince de çok sinirli, gergin ve huzursuz olabilir. Tevekkül bir saniye bile unutulmaması gereken dünyadaki en büyük nimetlerdendir.
Bağnazlığın, yobazlığın yükü çok ağırdır. Toplumu mahveder, insanları mahveder, ülkeler yıkılır.
Gülmemek, konuşmamak, sürekli asık suratla gezmek, bitap, bitkin olmak… Bu şeytanı güldürür. Şeytanı eğlendirir. Müslümanın böyle bir tavrı olmaz. Haram ve yakışıksız bir tavır olur.
Sen Allah’tan korkmayandan çekineceksin. İmanla hareket etmeyenden, Kuran’la hareket etmeyenden. Çünkü onun bir anayasası yok. Adamın ne düşüneceğini bilemezsin. Her şeyi yapabilir. Ama müminin anayasası var, bir kurala bağlı.
İmanlıysan berrak ve samimi olmak durumundasın. O zaman sana da berrak ve samimi bakan insanlar sevgi gözüyle yaklaşırlar.
Kadınlara karşı şefkat ruhu da kadına karşı sevgiyi artırır. Bazıları kadını sadece bir cinsel meta olarak görüyor. O zaman nefret ruhuyla yaklaşır. Şefkat, merhamet ruhu ve koruma ruhu sevgiyi çok çok artırır. Zaten Kuran’da hep şefkat geçer. Yani acımayla karışık sevgi, koruyucu sevgi.
Mümin her yere nurla, imanla baktığı için her yer aydınlıktır mümine. Allah her yeri ona aydınlatır, her yeri ona cennete çevirir.
Yas saygı anlamındadır; nezaket göstermek, konuya konsantre olmak, ilgili, alakalı olmak. Yoksa dövünmek, ağlamak, üzülmek, kendini sıkmak, dağıtmak, ıstırap çekmek değil. Bunlar şirk olur.
Madenlerde robot makine kullanılması lazım, kesinlikle insan kullanılmaması lazım.
Allah Türkiye'yi bölmek isteyenlerin basiretini bağlasın, ferasetini bağlasın. Her türlü felaketle onları sarsın. Türkiye'yi böldürmeyiz.
Kilise de Allah’ın evi, sinagog da Allah’ın evi, cami de Allah’ın evidir. İsteyen istediği yerde ibadet eder. Bütün dünyayı Allah bize mescit kıldı.
Bağnazlıkla İslamofobi’yi geliştirdiler. Yobazların marifeti bu. Mehdiyet olmasa İslam’ı yeryüzünden silmişti yobazlar. İslam’ın dünyada kalmasının sebebi Mehdiyet’tir. Türkiye’yi bölememelerinin nedeni de Mehdiyet’tir. Türkiye’yi de yerle bir edeceklerdi.
Bir insan Allah Katına giden, cennete giden bir insan için dövünüyorsa, ağlıyorsa, yerlere yatıyorsa Allah’ın yarattığını beğenmiyor demektir, Allah’a isyan ediyor demektir haşa. Ama Allah’a şükrediyorsa hamd ediyorsa, sevinç içinde bu vuslatı, bu Allah’la birleşmeyi güzel görüyorsa, cennete intikali güzel görüyorsa bu mümin vasfıdır. Öbürü müşrik vasfıdır.
Ölen insanlardan sonra yas tutmak, Mekke müşriklerinin adetiydi. Sümerlerden kalma, eski Yunan’dan kalma putperest adetidir.