Allah’a tevekkül dünyadaki en büyük lükstür. Saray seni mutlu etmez. Allah’a tevekkül seni mutlu eder. Tevekkül ettin mi, insan zayıf çünkü, her türlü ızdırap kalkar. Allah nimet olarak yaratmıştır.
Ölçüyü taşırmaktan Allah’a sığınmak lazım. Zorbalıktan Allah’a sığınmak lazım. Büyüklenmekten Allah’a sığınmak lazım. Büyüklendin mi, zorba oldun mu, ölçüyü taşırdın mı Allah yerle bir eder.
Sevgi şart. Egoistlikle bir şey elde etmeye kalkarsan, karşındaki egoistlikle seni boğar. Sen kurnazlıkla çıkarsan, daha kurnazlıkla seni boğar. Sen dümen yapmaya kalkarsan karşındaki de on misli dümen yapmaya kalkar. Dümenle, oyunla, sahtekarlıkla güzellik elde edilmez; dürüstlükle, samimiyetle, sevgiyle elde edilir.
Rus Milleti çok çile çekti. Dünya onlara sahip çıkmalı, şefkat göstermeli. Onları yalnız bırakmamak lazım. Soğuk bir ülke, soğuk bir iklim, dışlanmış bir halk. Bunu kaldıralım, şefkatle yaklaşalım.
Sevgi bütün dertlerin ilacıdır.
Dünyada meydana gelen bütün belalar sevgisizlikten kaynaklanıyor. Sevgisizlik sevgisizliği getiriyor. Sevgisizlik şiddeti getiriyor.
Mehdi (as)’ın görevi sevgi insanı olmasıdır. Sevgiyi ve güzelliği öğretir, mesleği budur. Allah’ı sevdirir, Allah’ın yarattıklarını sevdirir. Dünyayı cennete benzetmekle mükellef şahsın adıdır mehdi.
Biz bir insanı seversek Allah rızası için severiz. Allah rızası için ne demek? İslam’a hizmetinden dolayı. Müslümanları birleştiriyor mu? Vahdeti sağlıyor mu? Fitneyi kaldırıyor mu? Bölücülüğe karşı tavır alıyor mu? Bunları görüyorsak Allah rızası için sevmemiz gerekir. İbadet olarak severiz.
Müminler arasında taraf olunmaz. Müminler arasında ittifak olur, birlik olur, uhuvvet olur, vahdet olur. Haramdır aksi.
Müslüman küfürle, İslam arasında seçmek durumunda kalırsa İslam’ı seçer. Bitaraf olmaz; o zaman bertaraf olur. Ama mümin kardeşlerinin arasında eğer taraf olursa o zaman bertaraf olur.
Hiçbir zaman için Osmanlı’ya geri dönülmez. Yani neo-Osmanlı bir siyaset yok. Mehdiyet siyaseti vardır. İslam aleminin birleşmesinin adı mehdiyettir, mehdiliktir. Başına geçen şahsa da Mehdi denir. Bu, İsa Mesih’in desteği ile olacaktır.
Talep etmekle, istemekle mehdi olunmaz. Mehdi doğulur. Allah onu mehdi olarak dünyaya getirmesi gerekir. Kaderde mehdi olan kişi olması gerekir. Şöhretle olmaz, şamatayla olmaz, çok çalışmayla olmaz. Kalple ilgilidir. Derin imanla ilgilidir mehdiyet.
Gayretle mehdi olunmaz. Propagandayla mehdi olunmaz. Hz. Musa (as) propagandayla peygamber olmadı. Gayretle de peygamber olmadı. Hz. Musa (as), ahlakından, çileye olan sabrından dolayı peygamber oldu.
Türkiye acil ve ivedi olarak İslam ülkelerini yanına alıp birlikte Suriye’ye bir barış operasyonu yapması lazım. İslam ülkeleri toptan bir hamle yaparsa imani, Kurani, ahlaki bir girişim olarak herkes değerlendireceği için hiç kimse direnmez. Beş ülke bile olmuş olsa konuyu halleder, sırf beş ülke bile.
Şiddetle gelen oy oy değildir. Bu utançtır. Nasıl parasını gasp eden insan gasıpsa, bir insanı korkutarak oyunu alırsan, onun oyunu gasp etmiş olursun. Dolayısıyla ahlaka uygun bir hareket değil.
Mutluluğun kökeni imandır. İnsan imanla mutlu olur. Çünkü şükrediyor, hamd ediyor, her halükarda Allah’a teslim oluyor, her şeyde hayır arıyor. Küfür ruhunda insanlar her şeyde şer arar. Küfür ruhunda her şeyde kötülük, fitne, kargaşa arar.
Kul, şeytana uyduğunda sorumlu olur. Çünkü şeytanın hilesi zayıftır. Mümin imanıyla ona uymayacak. Dolayısıyla, “Şeytan yaptı, benim bir suçum yok.” diye bir şey olmaz. Tam anlamıyla suçlu olur.
Bediüzzaman, “Mekke’de, Medine’de olsam İstanbul’a gelirdim” diyor. “Türkiye, İstanbul İttihad-ı İslam’ın merkezidir.” diyor. Hep İstanbul eksenli bir politikası olmuştur Bediüzzaman’ın.
Türk halkının ezici çoğunluğu Atatürkçü aydın, ilerici düşünceye sahip, özgürlükten hoşlanan, İslam’ı sahabe dönemi gibi anlayan, modern İslam’ı savunan insanlar. Bütün gençliğimiz modern. Dolayısıyla bağnaz, tutucu İslam anlayışını Türkiye’de uygulamak mümkün değildir.
Türkiye özel inayet altındadır. Komünist devlet kurdurmayız, Türkiye’yi böldürmeyiz. Bunu unutacaklar.
Herkes fikirlerini söylesin, eleştirsin. Küfür etmeye, hakarete ne gerek var? Hakaret, hakaret edeni de yakıyor. Onun da içi yanar. Onun da mutluluğu gider, neşesini kaçırır. Elinin yüzünün nuru gider. Izdırap verir o.