Anlatımlarında tek bir defa sevgiden bahsetmeyen, Allah'ın sanatını coşkuyla anlatamayanların samimiyetsizliği dikkat çekiyor. Birçok din alimi bir kez dahi "Allah'ı çok seviyorum" diyemiyor. Açıkça coşkuyla Allah'ı sevdiklerini söylemek adeta ağırlarına gidiyor. Dini anlatanların Allah'ı sevdiklerini duyalım, bir iman hakikatinden bahsetsinler, Allah'ın sanatını nasıl takdir ettiklerini görelim.
Sahip olduğu her şey mümine Allah'ın emanetidir. Mümin Allah'ın tüm emanetlerine saygı göstermekle yükümlüdür.
Alevi demek Hz. Ali'ye aşık yiğit demektir. Aleviler Allah'ı çok seven, özgür düşünen, sahabe İslamı'na özlem duyan derin insanlardır.
Geçmiş ve gelecek denilen kavram insanın beynindeki bir inançtır. Sonsuz uzun zaman, sonsuz kısa zaman içinde olup bitmiştir.
En iyi öğretmen insanın kendi vicdanı ve aklıdır. Allah her insanın vicdanına doğruyu ilham eder.
Allah ahirette sadece Kuran'dan sorumlu olduğumuzu bildirmiştir. Biz hiçbir ekleme ve çıkarma olmadan sadece Kuran'a uyuyoruz.
Dini o kadar karışık bir hale getirdiler ki insanlar İslam diye bambaşka bir hurafe dini öğrendiler. Kuran yeterlidir, açıktır ve nettir.
Mutsuzluğun asıl kökeni Allah korkusunun ve Allah sevgisinin eksikliğidir. Allah'ı çok seven bir insan mutsuzluk yaşamaz.
İnsanların bu kadar acizlik ve eksiklik içindeyken büyüklük hissine kapılmaları bir mucizedir, bu da imtihanın bir parçasıdır.
Gençlerin arasında imalı sözlerle birbirini küçük düşürmeye çalışmak yaygın. Alaycılığı zeka gösterisi sanıyorlar. Asıl alaycılık küçük düşürücüdür. Gerçek akıl ve zeka insanların birbirine saygı göstermesi, birinin diğerini yüceltmesidir.
Tüm kalpler Allah'ın kontrolündedir. Allah her an insanlara iyiyi de kötülükten sakınmayı da ilham eder.
Çocukları şevkle, neşeyle pratik bilgiyle eğitmek mümkünken sıkıcı, teorik, ezbere dayalı eğitim veriliyor. Bu mantığın tamamen değişmesi şart.
Din olan yerde eğlence, eğlence olan yerde din olmaz demek çok yanlış bir mantıktır. Din hayatın her alanında vardır, hayatın bütünüdür.
En büyük ihtiyaç insanların imanlarını kazanmasına vesile olmaktır. Aklen ve kalben imana vesile olacak eserler dağıtılması çok hayatidir.
Kuran yeterli ve açıktır. Kuran'a hurafelere göre ekleme yapan da eksiltme yapan da ahirette çok büyük vebal üstlenecektir.
Allah müminleri zorluklarla imtihan eder. Mesela mümin bir acıyla karşılaşır, sabreder o ona üstünlük kazandırır. Sabır yoksa o insan değerli hale gelemez.
Allah'ı çok seven Allah'ın yarattığı kullara şefkatle yaklaşır, Kuran'ın ruhunu iyi anlar. Mümin oruç tutmayana karışmaması gerektiğini bilir.
Oruç tutarken açlıktan, susuzluktan bahsetmek ibadetin ruhuna yakışmaz. Müslümanın asaletine böyle bir üslup gitmez.
Bizim anlatımlarımızdan ve ortaya koyduğumuz net delillerden sonra aydınlarımızın çok büyük çoğunluğu İngiliz Derin Devletini anladı.
Allah zer aleminde tüm insanları tüm uzuvlarıyla birlikte yaratmış, tüm insanlardan söz almıştır. Bu, Kuran'da evrim olmadığının delilidir. Kuran'da evrimle yaratılış olduğunu iddia edenler zer aleminin yaratılışını açıklayamazlar. Zer alemi de dünya da evrimle yaratılmadı.
Şehitlerimizi Allah nuruyla sarsın. Onları yüksek mertebelerinden dolayı tebrik, taziz, takdir, tahsin ediyoruz. Allah da takdir, tebrik etsin. Allah Kuran'da şehitlerin sevinç içinde olduklarını bildirmiştir. Müminler için şehitlik sevinç duyulacak mübarek bir makamdır. (Ali İmran Suresi, 169-170-171: Allah yolunda öldürülenleri sakın 'ölüler' saymayın. Hayır, onlar, Rableri Katında diridirler, rızıklanmaktadırlar. Allah'ın Kendi fazlından onlara verdikleriyle sevinç içindedirler. Onlara arkalarından henüz ulaşmayanlara müjdelemeyi isterler ki, onlara hiçbir korku yoktur, mahzun da olacak değillerdir. Onlar, Allah'tan bir nimeti, bir fazlı (bolluğu) ve gerçekten Allah'ın mü'minlerin ecrini boşa çıkarmadığını müjdelemektedirler.)