Avrupa tarzı bir demokrasi ve Avrupa tarzı bir kalite Türkiye’ye yakışır. Hatta onların üstünde bir kalite anlayışı Türkiye’ye yakışır. Hiç gecikmeden bunun yapılması lazım.
(Ermeni olaylarıyla ilgili) Dost olalım, kardeş olalım, karşılıklı anlaşalım, birbirimizi karşılıklı affedelim, konu bitsin. Sulh içinde olalım, eski günlere dönelim, faşistlerin oyunlarını tepelerine geçirelim. Çözüm budur.
Allah samimiyetsiz sevgiyi sevmez. Gerçek aşığı sever Allah. Gerçekten seveni sever.
Madem âşıksın, AŞK NASIL BELLİ OLUR? ZORLUKLARA KARŞI YAPTIĞIN MÜCADELE, EN ZOR ORTAMDA DAHİ SEVDİĞİNİ SAVUNMAK VE ONDAN YANA OLMAKLA OLUR. O zaman anlaşılır senin imanın, sevgin, muhabbetin. Yoksa öbür türlü anlaşılmaz.
İman gitti mi bütün o sinirsel bozukluklar, bedensel bozukluklar başlar. İMANI NE KADAR GİDERSE O KADAR PERİŞAN OLUR İNSAN. İMAN ZAFİYETİ İNSANI DELİRTİR. Ne kadar imanlıysa o kadar sağlıklı, o kadar iyi, güzel olur, o kadar açılır, ferahlar.
Biz ilk başta yaratılırken, imana göre yaratılıyoruz yani imanla yaşayacak şekilde yaratılıyoruz.
Ruh Allah’ın ruhu, masumdur ama imansızlık olunca mahvoluyor yapamıyor, kurtulmak istiyor bedenden. O zaman vücuda saldırmaya başlıyor. Ondan sonra mahvoluyor insan, delirtiyor insanı.
Hücre sırf kanla beslenmez. Çünkü ruh hakim bedene. Canlı tutan ruh Allah’ın dilemesiyle. RUH DA İMANLA BESLENİYOR. RUHTAN İMANI ÇEKTİN Mİ RUH MAHVOLUYOR, BU SEFER VÜCUDA SALDIRMAYA BAŞLIYOR.
İMANDA HÜCRELER BAYRAM EDER. Saç hücresi, kaş hücresi, burun, ağız, dil, her yer bayram eder. ÇÜNKÜ İMAN, HÜCREYE BÖYLE ŞERBET GİBİ GELİR.
Şeytan büyüsünü öyle yaptı işte. İnsanlardan imanı aldı. İman gidince insanın bünyesi çöktü, beyninin fonksiyonları bozuldu, dikkat gitti, hafıza gitti, düşünme kabiliyeti gitti, vücut hücreleri kendine saldırmaya başladı bu sefer.
İman zayıf oldu mu kemiği de çürüyor insanın, eti de çürüyor, yağı da çürüyor, saçı da çürüyor, başı da çürüyor, aklı da gidiyor, beyni de gidiyor, her yeri eriyip ölüyor. Çünkü sevgisizlik, şefkatsizlik vücut hücrelerini öldürüyor, toksik etki yapıyor, vücut dayanamıyor.
Müslüman kucaklayıcı olacak. Başı açık olanı da seveceksin, masona da şefkat göstereceksin, hepsine şefkat göstereceksin. Hepsinin hayrı, iyiliği için gayret edeceksin. KÜFÜRLE, BAĞIRMAYLA ÇAĞIRMAYLA, KESMEYLE, DOĞRAMAYLA, TOPUZLA, TÜFEKLE TEBLİĞ OLMAZ. NURLA, MUHABBETLE, GÜZEL SÖZLE, AŞKLA, ŞEVKLE OLUR İNŞAALLAH.
Tebliğ yaparak, ilimle bilimle anlatarak, sevgiyle, nezaketle, demokrat ruhla, şefkatle İslam’ın, Kuran’ın anlatılması lazım.
İttihad-ı İslam, Musevilerin de altın çağı olacaktır. Muhteşem bir medeniyet kuracaklardır, çok çok rahat edeceklerdir ve İslam’ın, Kuran‘ın güzelliğini görünce hepsi Muhammedi olacaktır.
Biz Siyonist de olsa, mason da olsa, komünist de olsa, ateist de olsa herkesin Mehdiyetin potası içerisinde erimesini, İttihad-ı İslam’ı desteklemelerini, Türk-İslam Birliği’ni kurmada yardımcı olmalarını ve bu güzel topluluk içerisinde ve bu güzide toplum içerisinde refah, huzur ve güzellik içerisinde yaşamalarını istiyoruz.
Hikmetle konuş, kısa ve özlü konuş. Uzun konuşmak, gevezelik çok büyük bir hastalıktır. Bütün dünyada yaygındır.
Cenab-ı Allah eğlenmeyin demiyor ki. Peygamberimiz (s.a.v.)’in hadisleri var, “şaka yapın” diyor. Şakayla ilgili, şakayı teşvik eden hadisler var. Şaka yap ama ahireti, melekleri olaya niye karıştırıyorsun? Şakanın içine niye koyuyorsun? Bu çok kötü.
Allah eza etmek değil, bizim iyiliğimizi istiyor. Ama normal, makul, vicdanlı, dürüst, iyi insan olmamızı istiyor. Kendisiyle, meleğiyle alay edersen Allah iflahını keser o zaman senin.
Normal Müslüman gibi yaşa, huzur içinde öl. Ölürken de canın tatlı çıkar, melekler de sana sevgi gösterir, karşılanman da güzel olur, cennete götürülüşün de güzel olur, cennette gördüğün itibar da güzel olur. Öbür türlü sonsuza kadar aşağılanırsın. Sonsuza kadar azap çekersin.
Sen ahiretle alay etmekle ahiretten kurtulacağını veyahut ahirete ait korkunu yeneceğini zannediyorsun ama öyle bir şey olmaz. Daha da suçlu hale gelirsin, daha beter işkence görürsün, daha da canın yanar.
Ahirette sorgulama tek başına oluyor. Orada kabadayılık, eğlence, dalgacılık, şımarıklık yapamazsın.