Bağnaz zihniyet uydurma hadisler kullanarak insanlara gülmeyi de yasaklıyor. Öyle bir şey yok. Müslüman içinden geldiği gibi rahatça güler, son derece neşelidir.
Biz Kürt canlarımızla iç içeyiz ve gayet de mutluyuz.
İttihad-ı İslam oldu olacak, baş göz üstüne. İnşaAllah.
Her zaman, imanlı olan galip gelir.
İsrail çok imanlı, Tevrat’a son derece saygılı bir millettir.
Cenab-ı Allah bize “en güzelini yapın” diyor, bizi özgür bırakıyor. En güzeli nedir? Demokrasidir.
Atatürk’te hem Osmanlı saray nezaketi hem de İngiliz kibarlığı vardı. Çok klas, şahane bir insandı.
Atatürk bağnazlığı reddederek sahabe Müslümanlığının yaşanmasına zemin sağlamıştır. Milletimizin ortak aklını ve vicdanını ortaya koymuştur.
Türkiye’nin İslam alemine örnek olmasının sebebi bağnazlığa karşı olmasıdır.
Atatürkçülük demek özgür olmak demektir. Atatürkçü olmaya mecburuz, hayatımızda bir konfordur bu.
Başörtüsünden dolayı bir hanımla görüşmek istememek çok yakışıksız. Hiç vicdana uygun değil.
Millete tepeden bakmak çok büyük vicdansızlıktır.
Aşkla Allah’tan korkuyoruz. Yani dünya korkusu gibi değil Allah korkusu. Allah aşkına dayanan bir korkudur.
Peygamberimiz (sav), Mehdi (as)’ın şahıs olduğunu açık açık belirtiyor.
Cemaatlere karşı kucaklayıcı, seven, saygı duyan, oradaki güzellikleri gören bir üslup bereket getirir. Aksinde bir bereketsizlik olur.
Kuran’a sıkı sıkıya sarılan felah bulur; devlet de felah bulur, insan da felah bulur. Koptuğunda bereketsizlik oluyor.
Mehter’e müthiş bir saygı ve sevgi var. Hakikaten ihtişamı ve ruha etki gücü görülmemiş derecede. Metafizik bir yönü var Mehter’in.
Tarih, insanların tahminine göre hiç gelişmemiş. Hep peygamberlerin dediği tarzda, hep Kuran’ın dediği tarzda tarih gelişmiş. Onun için KURAN’A UYMAK EN AKILCI GELECEK PERSPEKTİFİNİ SAĞLAR, EN AKILCI TEŞHİSLERİ SAĞLAR, EN GÜZEL YORUMU SAĞLAR VE EN GÜZEL TEDAVİYİ SAĞLAR.
İnsan dünyayı aklına göre yorumladığında hiçbir zaman için doğru teşhis koyamaz. Ama Kuran’a ve hadise göre yorumladığında dünyaya tam doğru teşhis koyar.
PKK’nın yapacağı şey İttihad-ı İslam’ı savunmaktır. İyi bir şey yapmak istiyorlarsa bunu yapsınlar. Ve Kuran’ın gösterdiği yola doğru yola dönsünler. Abdullah Öcalan’ın yapacağı da budur; Kuran’a dönüp, tövbe edip, Kuran ahlakına göre yaşayıp İttihad-ı İslam’ı savunması.
Savaş dünyası, kan dünyası, kargaşa dünyası barış dünyasını teslim alıyor. Şiddet dünyayı teslim alıyor. Ona karşı yapılacak olan, Kuran ahlakının dünyaya hâkim olması için gayret etmektir.