Bağnazlık bir parça önü açıldığında çorap söküğü gibi gider. Çok çok tehlikelidir. Devletin bu konuda çok kararlı bir politika izleyerek modern devlet yapısı, modern sanat anlayışı, modern düşünce, mutlaka bunları yayması lazım. Yani İslam’ın modern anlamda yaşanması gerekiyor. Modern anlamda nasıl? Sahabe dönemi gibi.
Münafık hep haram olan, yasak olan şeylere yatkındır. Mesela hırsızlık, dolandırıcılık, yalan söylemek, casusluk yapmak, fitne çıkarmak, pislik yapmak, cinsi sapıklık hatta cinayete yatkındır münafıklar. Kuran’da bunu görüyoruz. Hep adam öldürme eğilimi içindedirler.
Her Müslüman topluluk içinde münafık bulunur, çok özenli olmak lazım. Öyle az sayıda olmaz ve sürekli ürer. Bitti zannedersin yine çıkar. Münafığın sonu gelmez.
Derin devletler sadece yönetir, münafıklar onların askeri olarak görev yaparlar. Askeri olmasa derin devletin bir gücü olmaz. Onun için derin devletin ordusu olan münafıkların dağıtılması lazım. O da bilgiyle, imanla olur.
İslam âleminin bu hale gelmesinin tek nedeni münafıklıktır. Derin devletler münafığı kullanır. Münafıklar, derin devletlerin ordusudur.
Münafıklar, “Müslümanlar bir gün dağılabilir, ezilebilir ama küfür tepmez devrilmez bir yapı” diye düşünüyorlar. Tarih boyunca hep küfrü güçlü görmüşler hep de mağlup olmuşlardır.
Küfre güvenip Müslüman’a güvenmemek, Allah böyle münafıkane bir bakış açısında mutlaka intikam alıyor.
Münafık, iman edenleri de saptırmak için uğraşır, kendi yoluna çekmek ister. Kendi kalbinde hastalık olduğundan, müminlerin de kalbinde hastalık olmasını ister, onları da kendi mantığına çekmek ister.
Tarih boyunca, İslam’a giren zayıf insanların içinde küfür hep bir uhde olarak kalmıştır. Mesela Hz. İbrahim (as)’ın yanındakilerden bazılarının aklı hep küfürde kalmıştır. Hz. Lut (as)’ın hanımının aklı küfürde kalmıştır; Sodom ve Gomora’daki o medeniyet, o evler, binalar, o zenginlik, o yemekler, kıyafetler aklı orada kalmıştır. Ama Cenab-ı Allah bir sabah vakti tamamını yok etti. Sadece orada olan bir avuç mümini kurtardı.
Hz. Musa (as) dönemindeki münafıklar izzeti ve onuru Firavun’un yanında aradılar, onun kültüründe aradılar. O Mısır yazıları, Mısır heykelleri onların her biri onlar için bir markaydı. Evlerinin duvarlarında Mısır yazılarının olması, Mısır kıyafetleri giymek, Mısır dilinde konuşmak çok önem verdikleri bir şeydi.
“İmanımı da yaşarım küfürle de beraber olurum.” diyor. O zaman münafıklık başlar. Sen Peygamberle, Müslümanlarla birlikte olursan Allah beğenir. Müslümanları terk ederek kendince uyanıklık yapıyorsun ama zannettiğin gibi olmaz.
Münafığın izlenmesi çok önemlidir. Sürekli yeni yeni adilikler yapacağı, rahat durmayacağı için Müslümanlar hep teyakkuz halinde olmak durumundadırlar.
Münafık şeytanın insan şeklidir. Sürekli haysiyetsizlik yapar. Bir pislikten çıkar başka pisliğe girer. Nefsi sürekli şeytani emirler verdiği için sakinleşemez.
Münafık sürekli Müslümanların aleyhine çalışır. 24 saat ne şeytanlık yapacağını ne pislik yapacağını düşünür. Ama imkânlar el vermediği için sıkışıp kalır.
Müzik de olacak, dans da olacak. Eğlence olacak. Suni olarak dine haramlar eklemeyin, ilave yasaklar çıkarmayın. İslam bütün dünyaya hakim olacak o zaman.
Perişan, sanatsız, zevksiz bir hayat olması gerektiğini söyleyenler İslam alemini mahvediyorlar. Türkiye'yi böyle mahvetmelerine izin vermeyiz. Müzik niye olmasın? Dans niye olmasın? Bir aklınızı toplayın. Dine imana uymayan yönü nedir, hangi ayetle çelişiyor? Kime ne zararı var, nereden çıkarıyorsunuz bunu.
Darwinizm, İngiliz derin devletinin koruması altında olan dünya çapında bir deccal hareketidir.
İnsanın ruhunda iki güç mücadele eder; vicdanıyla, mantığı. Mümin daima vicdanından yana olacak. Vicdana uyulduğunda Allah hep zenginlik, bereket ve güzellik veriyor hep başarı veriyor. İslam buram buram gelişiyor. Mantık insanı helak eder.
Sen daha önce mantığınla hareket ediyordun, Müslüman olduktan sonra şimdi vicdanınla hareket edeceksin. Allah her an vicdanına vahyedecek sen de vicdanına uyacaksın. Mantık bitecek. Ve küfrün hiçbir şeyine hayran olmayacaksın.
Bir insanın İslam’a göre yaşaması demek, tamamen vicdanına göre yaşamaya başlaması demektir. Küfrün mantığını bütünüyle terk etmesi demektir.
Münafık sürekli pislik arar. Nasıl şeytan pislik yapmaktan bıkmazsa münafık da iblis ruhu taşıdığı için hep yeni yeni maceralara doğru yönelir.