Bir parça samimiyetsiz olanın bile bakışları hemen bozuluyor. Hatta soruyorsun, ne var bir şey mi var falan diye, anlaşılıyor. AKLI TEMİZ OLANLARDA NEFES KESECEK BİR GÜZELLİK OLUŞUYOR. Allah onu ayrıca da güzel yaratıyor.
Din bize bu vicdan huzurunu veriyor, vicdan rahatlığını veriyor. Alabildiğine dürüst oluyoruz. DÜRÜST OLDUKÇA BEYNİMİZDEKİ BASKI DA KALKIYOR. BASKI KALKINCA DA NEFES KESECEK BİR SEVGİ AKIŞI MEYDANA GELİYOR.
Peygamberimiz (sav) nasıl mücadele ediyorsa o şekilde mücadele edeceksin. Sabahlara kadar hizmet ediyordu Resulullah (sav). Müslüman böyle olacak. Biz buraya eğlenmeye gelmedik. İmtihan olduğumuz açık.
Dürüstlüğünden dolayı bir hakimin mağdur edilmemesi için özel bir birim olması lazım. Yani dürüstlüğünün, efendiliğinin, iyiliğinin, samimiyetinin, doğruluğunun ısrarla tespit edilip ona puan verilmesi lazım.
Deizm falan bunlar çok tehlikeli sözler. Sonu imansızlığa gider onun.
Muhammedi olursan yarım Musevi olmaktan çıkar, gerçek Musevi olursun.
Peygamberimiz (sav)’i reddeden bir adamın vicdanı gitmiştir, vicdanı kalmamıştır.
Vicdanı olup da Kuran’ı reddedecek adamı ben düşünemiyorum.
Üniversiteler çok küçük binalar. Türkiye binlerce kilometre kare. Köyler, kasabalar hepsi bizim. Geceli gündüzlü faaliyet yapacağız. Durduramadınız, durduramazsınız.
Çözüm Mehdiyet’tir. Peygamberimiz (s.a.v.)’in vahyine tavır alındığında Allah kalbe uğursuzluk yayar, bereketsizlik yayar, sıkıntı yayar, yeis ve korkuyu kalplere salar ve bu da acı ve ızdıraba sebep olur.
Şahs-ı manevici gittikçe boğuluyor, gittikçe bozuluyor, gittikçe çözülüyor. Gittikçe bir bereketsizliğe ve uğursuzluğa doğru gidiyor. O zaman Allah bir iç huzursuzluğu, şevksizlik, yeis ve gayretsizlik meydana getiriyor ve mağlubiyete doğru, ezilmeye doğru onları çekiyor.
Cemaatler, tarikatlar, gruplar hepsi birbirine düşüyorlar. Hz. Mehdi (a.s.)’da hepsi ittihad ediyor, birleşiyor ve İttihad-ı İslam süratle oluşmuş oluyor, bir anda inşaAllah.
Her yerde bilimsel delilleriyle yaratılışı anlatmak, özellikle proteinlerin yapısını çok iyi bilmek, paleontolojik delilleri çok iyi bilmek, fosilleri bizzat gözüyle görmek çok faydalı olur.
Darwinizm çok basit, ilkel bir teoridir. Yani öyle karmaşık değildir. Ama cevabının verilmesinde genel kültür, bilimsel bakış açısı tabii ki önemlidir.
Kuran’a inanmadı mı, Musevi de olsa, Hıristiyan da olsa, Müslüman da olsa harama girmiş olur.
“Sarığı yoksa Müslüman değildir. Sakalı yoksa Müslüman değildir.” Yok. Sarığı da olmasa, sakalı da olmasa halis muhlis Müslüman’dır. Başörtüsü olmasa da halis muhlis Müslüman’dır.
Ceketle, kravatla, sakalla, bıyıkla ilgili değildir Müslümanlık. Müslümanlık; kalp, vicdandır.
“Görmek için göze ihtiyaç var” diyorsun. Ruh gözsüz görüyor. “İşitmek için kulağa ihtiyaç var” diyorsun. Ruh kulaksız duyuyor. Parmağı yok ruhun, dokunuyor, hissediyor. Ağzı yok ruhun, tadıyor. Dili yok. ASIL İNSAN DURURKEN, ADAMLAR MAKİNEYLE UĞRAŞIYORLAR, CESETLE UĞRAŞIYORLAR. Ceset o. Elektrik üretebilir.
ELEKTRİK DEMEK, İNSAN DEMEK DEĞİLDİR. BU ELEKTRİĞİ OKUYAN, ANLAYAN, GÖREN, DUYAN VARLIK RUHTUR… Öbür türlü, elektrik üreten bir cisim hiçbir işlerine yaramaz. Yani ona insan diyemezsin.
ELEKTRİK AKIMLARINI MUHAFAZA EDEN BİR KAPTIR BEYİN. ELEKTRİK MUHAFAZA KABIDIR. Başka bir özelliği yoktur. O elektriği gören ruhun üstünde durmaları lazım. Duyan ruhun, dokunan ruhun, koklayan, tadan ruhun üstünde durmaları lazım.
DARWİNİSTLERE TAVSİYEM, ÖNCE RUHU İNCELESİNLER, RUHU ANLAMAYA ÇALIŞSINLAR. Çünkü insan dediğimizde ruh akla gelir; beden değil. Ölü bir beden Darwinistleri ilgilendirmez. BEDEN ÖLÜDÜR. RUH ESASTIR.