Bölünmeyi destekleyenlerin bir kısmı bazı entel komünistler.
Demokratik özerklik diyerek bölünmenin, felaketin ismini kibarlaştıryorlar.
Güneydoğu’yu bölmenin amacı orada yaşayan dindar kürt kardeşlerimizi yok etmektir.
Demokratik özerklik konusunun arkasında ABD’li evanjeliklerin planı yatıyor.
Demokratik özerklik, PKK’nın rahatça hareket etmesi için yapılmış plandır.
Demokratik özerklik, federasyon; bunlar hep ayrılık demektir, bölünme demektir.
Güneydoğu’da meydana gelecek bir bölünmede kürt kardeşlerimiz mahvolur, Allah esirgesin.
Küfür içinde olmak insanları çok çirkinleştiriyor.
Allah bizi neşeli olacak şekilde yaratmıştır.
PKK ancak inanç ve imanla durdurulabilir.
PKK’dan bahsederken çözümü de söylemek gerekir. Genelde çözümden hiç bahsetmiyorlar. Çözüm İttihad-ı İslam’dır, iman hakikatlerinin anlatılmasıdır ve Kuran ruhunun bölgeye hakim olmasıdır.
İnsana muhabbet ve şefkat Allah rızası için ibadettir.
Kuran’da muta nikahı diye bir nikahtan bahsedilmez. Böyle bir nikah şekli yoktur. Ayrıca muta nikahı olarak bahsettikleri olay son derece çirkin ve itici.
Gece gündüz Darwinizmi-materyalizmi anlatmak, “Allah yok” demek uğursuzluk getirir.
Milli Eğitimin ders kitaplarında Darwinizm sayfalarca anlatılsın ama bilimsel cevabı da anlatılsın.
PKK’ya “silahı bırak” değil, “o fikri bırak” demek gerekir. PKK’lıların silahları; kafalarındaki komünist, Marksist fikirlerdir. Komünist katil fikirleri kafalarında durduktan sonra silah bıraktırmanın faydası olmaz. Zaten PKK mümkün değil silah bırakmaz. Buna karşı yapılacak en güçlü faaliyet, Darwinist eğitime son vermektir.
Peygamberimiz (sav) Ukaz Panayırında her kesimden insanla konuşup onlara tebliğ yapıyordu.
İran Darwinizm’in en güçlü anlatıldığı ülkelerin başında geliyor.
PKK bu noktaya silahla geldi, bundan sonra da silahla devam eder. Örgüt asla silah bırakmaz. PKK, komünist devlet kurmadıktan sonra terörden vazgeçmez. Ancak fikri mücadele ile PKK’yı etkisiz hale getirmek mümkündür.
Gelen her imtihanı sevinçle karşılayıp, onun hakkını tam vermek lazım. Zorlu imtihanın gelmesi demek, altın dolu geminin gelmesi demektir. Bazen imtihan insana zor gibi gelir ama içi sevapla doludur.
PKK şu an Lenin’in “bir adım ileri, iki adım geri” taktiğini uyguluyor.