Cenab-ı Allah nimeti bol veriyor ama nimete şükür olmaması çok kızdırıcı bir hareket. Sen bir saraya davet edileceksin, muazzam yiyecekler olacak, tatlılar vs yemeğini yiyip, ayakkabıyla kapıya vurup, bağıra çağıra çekip-gideceksin. Ne bir teşekkür, ne bir hayranlık, o zaman bela gelir işte.
Belayı savan Allah’a olan sevgidir, Allah’a olan yakınlıktır. Kuran’ın helaline haramına dikkat edip, titizlikle İslam’ı yaşamaktır. Bu, belayı savar.
Belalar niye geliyor diyor insanlar. Sen şükredersen, bela gelmez. Şükretmediğinde belayı hak etmiş oluyorsun. Müslüman tabii ki imtihan olur ama bela gelmez.
Allah sadece sevgi istiyor. Sen onu Allah’a çok görürsen, Allah da sana o zaman hayatın, ölümün, hepsinin acısını kat kat tattırır.
“Beni severseniz, Beni takdir ederseniz, o zaman sizde de sevgi güçlü olur” diyor Cenab-ı Allah. Çünkü takdir edemeyen sevgiyi bilemez. Sevdiğini takdir edemeyen sevgiyi nasıl bilsin?
Allah zenginliğini, ihtişamını kat kat kıyaslanmayacak derecede insanların gözü önüne serdi. Allah’ın tek istediği, “Benim kadrimi hakkıyla takdir edin, Beni bilin, Beni sevin, Bana aşık olun, Ben de sizi seveyim, sonsuza kadar böyle sizi mutlu yaşatayım” diyor.
Aşk yoksa, tutku yoksa, derinlik yoksa, gerçek sevgi yoksa sen ne istiyorsun o zaman, neyin anlamı kalıyor? Hani hayvan gibi insanlar var diyoruz ya nasıl bize itici geliyor, nasıl rahatsız edici oluyor, mahluk diyoruz. Ama mesela fedakarsa, cesursa, sabırlıysa, kararlıysa, yiğitlik yaparsa hayran oluyoruz.
Allah hep aşkı ister. Yoksa ne güzelliğin ne de başka bir şeyin anlamı olmaz. Cennet köşklerini düşünün, robot gibi varlıkların doldurduğunu düşünün, cennet havuzlarında yüzüyorlar. O görüntü, Allah vermesin acı bir durum olmuş oluyor. Allah o nimetini, Allah’ın ruhunu taşıyarak çileyi yaşamış, zorluğu yaşamış insanlara sunarsa o zaman müthiş bir güzellik oluyor. Yani cennetin bir anlamı oluyor. Allah, hakkıyla takdir edilmiş oluyor.
Robotların yaşadığı bir cennet, Allah’ın beğendiği bir ortam olmuyor, Allah robot istemiyor. Vefasını görmemiş, sabrını görmemiş, cesaretini görmemiş bir adamın insan olarak kendine o anlamda bir saygısı olmaz. Yani kendini değerli göremez, güzel göremez. Allah için fedakarlık yapmamış, cömertlik yapmamış, cihat yapmamış, yani sevgisini gösterecek hiçbir şey yapmamış.
PKK’lı olduğunu gösteren, anlatan herkes tutuklansın. Toplamında yüz bin kişiyi alacak hapishaneler açarsın, hepsini doldurursun. Çünkü Türkiye’nin bekası mevzubahis.
Türkiye’nin bölünmesi demek kıyametin kopması demektir. Güneş, Ay, Dünya hepsi birleşir dümdüz arazi olur her yer. Bunu unutsunlar, böyle bir şey olmaz.
Şeytan “Sevgi” kelimesini insanlara söyletmiyor. Israrla inatla “sevgi” kelimesini söylesin, yazsın herkes. Sevgi dünyanın kilididir, hayatın kilididir. Sevgi açıldığında, bütün dünya açılır.
İmam Hüseyin'in intikamı kanla alınmaz. İslam Birliği'nin kurulmasıyla, İslam ahlakının dünyaya hakim olmasıyla alınır.
Biraz kafanı çalıştır, bir düşün, hikmet gözüyle bak; pırıl pırıl aydınlık bir dünyayı göreceksin. Sen Allah ile ilgilenmiyorsun, boş işlerle ilgileniyorsun. Bu, Cenab-ı Allah’ın çok ağırına gider. Tangır tungur sürekli tavla oynuyor, 4 saat 5 saat. Tam anlamıyla aklını Allah’a versene, kafanı Allah’a versene.
Allah her şeyi planlı ve güzel yaratıyor. Fakat hikmeti süreli aramak, bakmak lazım. Hikmeti göremezse insan, dünyada sıkılır. Kalbine kabz hali gelir. Hikmet nazarıyla baktığında kalbi açılır.
Sevgi ne kadar zevkli; kedileri sev, kelebekleri sev, insanları sev. Hayır, ne kaybın var? Gönlün eğlenecek, kalbin açılacak, beynin rahatlayacak. Aklın açılır. Hepsinin üstünde, ibadet.
Kadın dediğin çiçek gibidir. Yürüyen çiçeklerdir kadınlar, güzel kokulu çiçekler. Çiçeğe nasıl saygı gösteriyorsun, nasıl koruyorsun kadınları da öyle koruyacaksın. Kuran’da da Hz Meryem’i “güzel bir bitki gibi” yetiştirdiğini söylüyor Cenab-ı Allah.
Sevgi insanın ruhunda vardır. Kin, nefret, kavgacılık çok korkunç, öldürür bunlar insanı, mahveder. İnsan her türlü hastalığa yakalanır, Allah vermesin. Kalp dayanamaz, acayip sıkılır, kasılır. Sevgisizlik vücuda zehirdir. Vücut sevgiyle ferahlar.
Bazı kişiler televizyon programına çıkıyor, bakıyorsun acımasız bir ortam, herkes birbirini eziyor. Bir cümleyle dese ki; “Birbirimize sevgiyle yaklaşsak bu hallolur.” Bunu diyemiyor. Halbuki sevgi kelimesini kullanmaya bir alışsalar onun etki alanı gittikçe genişleyecek. Her fırsatta bir bahaneyle sevgiden bahsetmeleri lazım.
Hiçbir yerde sevgi kelimesi kullanılmıyor. Söyle, bir kere söyle bak açılacaksın. Bismillah de, bir sevgi de arkası gelecek, alıştır ağzını. Gençleri teşvik edelim, herkesi teşvik edelim. Bir kampanya başlatalım. Sevgiyi hem yazmaya hem de konuşmaya alışsınlar.
Bizim modernliğimize birçok kişi karşıydı ama adım adım hepsi bizim modernliğimize geldiler. Bu bir ara aşama. Şimdi bir aşama daha geçirecekler. Daha modern, tam Kuran Müslümanlığı çizgisine gelecekler.