Darwinizm’i ve İngiliz derin devletini biz deşifre ettikten sonra tarihimizde ilk defa aydınlar, İngiliz derin devletine toplu tavır aldılar.
Dünya tarihi boyunca Darwinizm gibi bütün dünyayı kaplayan bilimsel görünümlü dinsizlik ilk defa ahir zamanda oldu. Darwinizm deccaliyetin dinidir. Asrımızdaki deccaliyetin çapını ve münafıkların deccaliyetin emrinde olduğunu iyi anlatmak gerekiyor.
Ahir zamanın münafıkları en aşağılık olanlarıdır ve günümüzdeki münafıklar dünya derin devletleriyle işbirliği içindedirler.
Müslümanların büyük bölümü zikir yapıyorlar, sohbet ediyorlar ama münafık tehlikesine hiç dikkat çekmiyorlar.
Nasıl ki hırsız alenen yakalanır ama arsızlık yapar ve kabul etmez münafıklar da aynı şekilde akıl almaz hayasız ve kaşar oluyorlar.
Münafık çok masum, temiz, kaliteli insan görüntüsü verip, bukalemun gibi her şekle girebilir, isterse çok saygılı, nezih gibi davranabilir. Oysa münafık son derece haysiyetsiz, arsız ve karaktersizdir.
Münafığın en önemli silahı kulağının kesik olması, haysiyetsiz olmasıdır. Tam cemiyet mikrobudur, çok karaktersizdir, sinsidir.
Müminlerin mutluluğu için münafıkların tespiti ve onlara aman verilmemesi çok hayati bir konudur.
Nasıl ki bakteri kendini vücuda dost gibi gösterir, hücreler de onu tanıyamaz ve ona dokunmazlar bakteri gelişir işte münafık da böyledir.
Münafık kusursuz bir insan gibi maske takar. Kendini efendi gibi gösterir ve Müslümanların arasında böylece rahat yaşar.
Müminler kendi huzurlu dünyalarında yaşayacaklar ama münafıkların kahpe olduklarını unutmayacaklar.
Müslümanlar iyi niyetle, güzellikle, şevkle Allah için çalışırken münafıklar da kahpeliklerini ve kötülüklerini sürdürürler.
Münafık aksi ve tartışmacıdır. Müslümanlar ne yapsa ne söylese aksini yapar, aksini söyler.
Münafık anlatılanlardan öğüt almaz. Öğüt verildiğinde kaçar. “Buna rağmen, bunlara ne oluyor ki öğütten yüz çevirip duruyorlar? Sanki onlar, ürkmüş yaban eşekleri gibidirler; Arslandan korkup-kaçmışlar.” (Müddesir Suresi, 49-51)
Münafık kendi milletine hainlik yapmayı, kendi milletini zor durumda bırakmayı, casusluk yapmayı kendince bir üstünlük zanneder.
Münafığın temel vasıflarından biri Allah'ın hükmünü dinlemek istememesidir. Allah anıldığında Müslümanların yanından kaçar.
Münafık hastalık derecesinde kendini aşırı beğenir. Irkı, şehri, bilgisi her şeyiyle sükse yapmaya çalışır. Oysa hepsinin sahibi Allah'tır.
Münafıkları anlatmaya İslam ahlakı hakim oluncaya kadar devam edeceğiz. Münafıklar İslam'ın hakimiyetini engelleyen şeytan ordusudur.
Münafığın hem üslubu berbattır hem de bakışları anlamsız, boş, küt, ruhsuzdur.
Münafık kitap yüklü eşek gibidir. Boş, hiçbir anlamı olmayan bilgilerle kendini donatıp etrafa sükse yapmak ister.
Allah'ın anılması ve münafık alametlerinin anlatılması münafıkları müthiş darlandırır. Münafık Allah'ın anıldığı ortamda bulunmak istemez.