En çok sevap imanını artırmaktan gelir. Yani eğer sen sevabının artmasını istiyorsan, samimiyetini çok artırırsın, çok fazla sevap alırsın, ucu bucağı yok bunun. Samimiyete bağlı olarak imanını çok artırırsan ondan çok sevap alırsın. En çok sevap buradadır.
Sevgi dünyanın yaratılış amacıdır. Sevgi yoksa siyasetin de bir anlamı yok. Hayatın da bir anlamı olmaz. Dünyanın gayesini Allah sevgi olarak yaratmış. Allah, “Beni sevin, Ben de sizi seveyim.” diyor. Bütün sistem bunun üstüne kuruludur. Sevgi yoksa hiçbir şeyin anlamı kalmaz.
Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray taraftarları onlar da birbirlerini çok sevsinler. Ne gerek var dövmeye, sövmeye, şişlemeye bilmem kesmeye, asmaya, biçmeye? Bu dehşet kafası iman zafiyetinden oluyor. Futbol takımı taraftarlarına sevgi, merhamet, şefkat üzerine özel eğitim vermeleri gerekir. Her yerde özel sohbetler düzenlenmesi lazım. Sevgi günleri diye gün yapmaları lazım. Kaynaşma toplantıları yapmaları lazım.
İmtihan o kadar önemli ki, imtihan olmazsa cennet anlamsız hale geliyor, Allah vermesin. Çok çok çok mühim bir şey. Sevgi anlam buluyor. Çünkü sevginin öğrenilmesi gerekiyor. Sabır, şefkat yoksa dümdüz oluyor kainat, alem dümdüz oluyor.
Berat Kandili tüm İslam alemine mübarek olsun. Allah bütün Müslümanlara hakkul yakin iman versin, Peygamber imanı versin. Mehdiyetin kararı, İttihad-ı İslam'ın kararı inşaAllah bu gece verilir.
Başbakanın çapulcudan kastı, polise saldıran, yakıp yıkan, kan dökme azminde olan kişilerdir. Çapulcunun tarifinin ısrarla yapılması lazım. Boş yere kimse kendini çapulcu ilan etmesin. Bu konuda yapılan esprileri de tadında bırakmak lazım. Bir espri yüz kere, bin kere yapılmaz.
Avrupa'da sanat öldü, mezardakilerin sanatını görüyoruz şu an. Yaşayan sanat yok. Biz Türkiye olarak canlı, diri sanat uygulamasına geçelim. Sanat merkezi olsun Türkiye, İstanbul-Ankara’yı sanat merkezi yapalım.
Ülkelerle sevecen ve uzlaşıcı bir politikayla bağlantı kurmak lazım. Örneğin Esad daha en başında ikna edilebilirdi. Olanlar uzun süre seyredildi. Ama yine geç kalınmış değil. En şiddetli kavgada bile arayı bulmak mümkündür. Meselelerde açmaza girmek diye bir konu olmaz.
Tayyip hocam modernlikte, sanat alanında bir hamle yapsın, bütün dünyaya parmak ısırtsın.
Çıkar devreye girdi mi kavga başlar, savaş başlar. Çıkar yok, çıkar gözetilmeyecek. Her iyilik Allah rızası için yapılacak. Mehdiyet her şeyi karşılıksız, sevgiyle yapar, Allah rızası için yapar.
Ben İttihad-ı İslam'a karşı tavır alan hiç kimseyi ve hiçbir ülkeyi desteklemem.
Filistin’in, Mısır’ın, "Yarabbi, bize İttihad-ı İslam'ı nasip et" diye dua etmeleri gerekir. Bir tek “Filistin kurtulsun” veya “Mısır kurtulsun” derlerse bu, olmaz. Tüm İslam aleminin kurtuluşunu isteyecekler. Yoksa bela durmaz.
Makul bir fikri herkes kabul eder. Tayyip hocam da milletin sözünü dinleyen bir insan.
Her insanın hatası olabilir. Bu, onun tarihten silinmesini gerektirmez.
Türk milleti en mütevazı ve mazlum olan millet olacak. Eski ayrıldığımız ülkelerle de biraraya geleceğiz. Akdeniz aramızda göl haline, havuz haline gelecek, inşaAllah.
Millet olarak biz sevgide, merhamette, şefkatte, sosyal adalette, imanda, her türlü güzellikte büyük olmak sevdasındayız. Dolayısıyla topraklarımızın da küçük olması olmaz. Küçük bir ülkede yaşamak olmaz. Türkiye bölgede merkez konumunda olduğu için büyük olması gereken bir ülkedir.
Vahşi kapitalistler daima Müslümanları ezmişlerdir, ızdırap vermişlerdir, zorlamışlardır. İslam sosyal adaleti, fakirleri koruyan ruhu esas kılar. Mehdiyet bu fikrin mükemmel uygulamasıdır.
4 büyük takımın taraftarları çok büyük ve dinamik bir güç. Taraftarlar karşı takım taraftarlarına şefkatle yaklaşsınlar. Yenen-yenilen birbirlerine tatlı şakalar yapsınlar. Hatta farklı takımlar ve taraftarları biraraya gelip kaynaşma toplantıları yapsınlar, sevgi yemekleri düzenlesinler. Çok güzel olur.
Bir yer sırf Kürdün veya sırf Lazın kontrolünde olmaz. Millet olarak Laz, Kürt, Türk, Çerkes hep karışık olmamız lazım. Bazıları genetik ayrılık istiyor. Biz ayrılıkçı fitne istemiyoruz. Bütün Türkiye bizim, her yere karışık dağılalım. Belli yerlerde ırka dayalı bir yoğunlaşma olmasın.
“Polis niye güçlendiriliyor?” diyor. Silahlı kalkışmaya yeltenilirse devlet tabii ki her türlü tedbir alır.
Sayın Abdullah Gül çok halim, çok tatlı insan. Hz. Ebubekir meşrepli, maşaAllah.