Fakirin kalbi çok derindir. Sevgisi çok derindir. Aşkı, muhabbeti çok güzeldir. Allah’a muhabbeti çok güzeldir. Sanata, estetiğe eğilimi çok yüksektir. Her yönde güzel ahlaklı oluyorlar fakirler.
Bazı insanlarda nefret deniz gibi oluyor ve bunun içinde boğuluyorlar. İnsanlar sevgiyi adeta unutmuşlar. Sevginin diriltilmesi için yoğun bir gayret gerekiyor. Sevgiyi gündem yapmak gerekiyor. Çünkü sevgi iyice güçlenince nefreti ezmeye başlar ve galip gelir.
Hiçbir yerde sevgi ifadesine rastlamıyoruz. Hangi internet sayfasını açsak hep nefret söylemleriyle karşılaşıyoruz. İslam aleminde de sevgi konuşulmuyor. Bilakis akılalmaz bir nefret üslubu var. Halbuki dünyanın asıl ihtiyacı, asıl gıdası sevgidir.
Sevgi kolay olmuyor, insanlar nefrete çok açıklar. Sevgiye sürekli emek vermek gerekiyor, sabır gerekiyor.
Kendi içlerindeki mezhep taassubu Müslümanları mahvediyor. Bakıyoruz, katliama bağnaz alimler fetva veriyor. Hatta El Ezher şeyhi bile destek veriyor. Her taşın altında İsrail'i aramak mantıklı değil, akılcı da değil.
Mısır'daki katliamı İsrail'in üstüne yıkmaya gerek yok. Mısır'ı İsrailli hahamlar yönetmediğine göre İsrail'i suçlamak mantıklı değil. Müslümanlar birbirini katlediyor.
Müslümanların birleşmesini istememek ne demek? Şeytandan Allah'a sığının.
Peygamberimiz (sav) ahir zamanla ilgili hadislerinde Suriye Guta'da savaşın yoğunlaşacağına dikkat çekmiş, Guta’nın, şehitlerin en yoğun olacağı yer olduğunu bildirmiştir. Bu çok büyük bir mucizedir.
İmtihanın gereği olarak, dünyada melek gibi insanlar da var, şeytan gibi insanlar da var.
Müslüman kilise yakmaz, kiliseyi korur, kilisenin ayakta durmasını sağlar.
Allah zulme, acımazsızlığa müsaade etmez. Allah sevgiyi, şefkatli olmayı destekler.
İslam aleminin birleşmesi harikulade kolay bir çözüm yoludur.
"Hristiyan alemi birleşin, Müslümanları kurtarın" diyorlar. Ama dikkat edin, "İslam alemi birleşin" demiyorlar. İttihad-ı İslam denildiğinde, “olmaz ki, birleşemezler” diyor. Hristiyan alemi birleşiyor da Müslümanlar niye birleşmesin?
Allah'ı seven insanın bulunduğu mekan çok tatlı oluyor.
Hz. Mehdi (as) devrinde bereket bolluk sular seller gibi akacak inşaAllah.
Acılar, ızdıraplar daha da artacak. Müslümanlar “yeter!” diyecekler ve Mehdi (as)’ı bulacaklar. Mehdi (as)’dan ümmetin başı olmasını isteyecekler. Mehdi (as) önce kabul etmeyecek. "Ümmet kan denizinde yüzüyor, kabul et. Kabul etmezsen akan kanların vebali senin boynuna olsun" diyecekler. Böylece Mehdi (as) kendisi istemediği halde ona biat edecekler.
“Mısır kurtulsun!” Olmaz. “Filistin kurtulsun!” Olmaz. “Müslümanlar birleşin” diyeceksin. Bütün İslam aleminin kurtuluşunu isteyeceksin. Ve bütün insanlığın kurtuluşunu isteyeceksin. Müslümanların öncülüğünde bütün insanların kurtuluşu. Rusya da kurtulsun, Çin de kurtulsun, hepsi kurtulsun. Biz egoist bir bakış açısı geliştiremeyiz.
Mehdi (as)’ı Allah seçiyor. Halkın seçtiğiyle Müslümanların başına bir lider seçemezsin. Mümkünü yoktur imkansız. Allah’ın seçtiği Mehdi (as)’ı bulma durumları vardır. Onun için de deliller ortadadır.
Türkiye Mısır olmadıysa, İran olmadıysa, Pakistan olmadıysa Atatürk’ün vesilesiyledir.
İslam ülkelerini birbirine katmak kadar kolay bir şey yok şu an dünyada. Çünkü sevgiyi, muhabbeti kaldırdılar, nefreti aşıladılar. Darwinist-materyalist eğitimle beyinlerini uyuşturdular, şirkle bağnazlıkla da bambaşka bir sapkın din anlayışı getirdiler, İslam’ı Kuran’ı ellerinden aldılar. Ve deli toplumlar meydana geldi. Bu belanın tedavisinin doktoru Mehdi (as)’dır.
Atatürk Bediüzzaman’dan çok şey duydu; İttihad-ı İslam’ın olacağını, Mehdi (as)’ın çıkacağını, İslam’ın dünyaya hakim olacağını tarih tarih, saat saat Bediüzzaman anlattı ona. Atatürk hepsini biliyordu. Rusya’nın yıkılacağını, hepsini.