Gülmek çok güzel bir nimettir. Çok gülen çok ağlar düşüncesi yanlış, batıl bir inançtır.
Kedilere nankör demek doğru değildir. Nankörlük bilinç isteyen bir durumdur. Hayvan bilinçli değildir. İnsan ise bilinçli nankörlük yapar.
Münafık ruhu çıkmış, kokuşmuş, ceseti kalmış bir mahluktur. O kokuşmuş bedeninin kıskanılacağını sanacak kadar da ahmaktır. Münafığın kokuşmuş bedeni leş gibidir. Leşin kıskanılacağını sanması münafığın en büyük ahmaklıklarından biridir.
Kadını kadın yapan sanatçı ruhtur. Kadın bakışını, yürüyüşünü, sesini, duruşunu sanatçı ruhuyla güzelleştirdiğinde çok etkileyici olur.
Bir insan merhametli, şefkatliyse içinde imanın deli coşkusu varsa mert olmayı seviyorsa bencillikten nefret ediyorsa benim ruh ikizimdir.
Münafık kendini çok akıllı zanneder halbuki ahmakça kendi pisliğinin içine yuvarlanmıştır. Münafığın kaderi perişanlık, acı ve ızdıraptır. Hz. Musa dönemi münafığı olan Samiri de korku içinde yaşamış sürekli takip edildiğinden şüphe ederek huzursuzluk ve acı içinde ölmüştür.
Münafığın yaşadığı şehre, bölgeye, saatlere göre farklı din anlayışı vardır. Münafık bazen topluluk şeklinde yaşamak ister bazen tek olmak ister. Kendi menfaatine nasıl uyuyorsa dine o şekilde yorum getirir. Münafıkta şeytani bir esneklik vardır, dini kendi kafasına göre şekillendirir.
Münafıktan kurtulmak mümine sevinç vesilesidir. Mümin kirden, pislikten kurtulduğu için Allah'a hamd eder.
Bazı kardeşlerimiz komünizmin sosyal adalet yönünü düşünerek sahipleniyorlar ancak komünizmde sosyal adalet baskıyla, zorla, diktatörlükle oluşturulmaya çalışılır ve aile, din, namus kavramları yoktur. Bu yönleriyle komünizm hiçbir insanın isteyeceği bir model değildir. Sosyal adalet, savaşların bitmesi, barışın hakim olması ve kardeşlik isteyen herkes Mehdiyeti savunmalıdır. Çünkü Mehdiyet tüm bunları kamil anlamda gerçekleştirir. Komünizm proletarya diktatörlüğüyle insanlara dehşeti yaşatırken Mehdiyet sevgiyle sosyal adaleti hakim kılar.
İç sesi dinlemek demek vicdanını dinlemek demektir. Vicdanını dinleyen kurtuluşa kavuşur.
Muhabbeti, selamlaşmayı, sosyal adaleti, sanatı, kaliteyi, sevgiyi isteyen herkesin bu talebi bir nevi duadır. Hz. Mehdi'nin çıkışı dualara icabettir.
Mehdiyeti göz ardı edip Müslümanları kendince oyalamaya çalışanlar İslam aleminin yaşadığı acıların vebalini de üstleniyorlar.
İngiliz derin devletini her yönden deşifre ettiğimiz için her alanda köşeye sıkıştılar, panikle çırpınıyorlar.
Sonsuz kısa zamanın sonsuz uzun zamanı içine alması kaderin tarifidir. Bu, Allah'ın bir sanatıdır.
Allah, deccaliyetin beynine vurulacak ilmi darbeleri fosiller olarak kayaların arasına gizlemiş. Her fosil "Beni Allah yarattı" diyor.
Binlerce kişiyle konuşuyoruz, hepsi sevgi, mutluluk, kadın hakları istiyor. Bu talepleri Mehdiyet devrinde tam gerçekleşecek inşaAllah.
Ben yalnızca Allah'tan korkarım. Doğru bildiğim her konuyu rahat rahat anlatırım.
Şeytanın temel vasfı kibir ve inatçılıktır. Kendi enaniyetini her şeyden önemli görür. Küfür ehlinde de aynı kibir vardır. Küfür cehenneme gittiği halde pişmanlık duymaz, enaniyetini korumayı mesele olarak görür. Bu ahlaksızlığın en ileri hali münafıkta görülür.
Zulümden sevgisizlikten yakınan herkes, sevgiyi savunan herkes Mehdiyet talebesidir.
Kadınlara karşı üst perdeden, kendini onlardan üstün gören bir üslubu kullanmak kimseye yakışmaz. Müslüman tevazulu olur.
Kadını yarım varlık olarak gören, insan yerine koymayan bir ülkeye Allah bereket vermez. İslam aleminin büyük kısmı bu yüzden eziliyor.