Her şeyde bir hayır var. Mehdiyetin bir aşamasındayız.
Cenab-ı Allah ümmeti uyarıyor. ''Eğer ittifak etmezseniz, bir liderin etrafında birleşmezseniz sizi helak ederim. Birbirinize düşersiniz, gücünüz, kuvvetiniz gider'' diyor. ''Ama öbür türlü zafer, nusret veririm, güzellik, hakimiyet olur'' diyor. Birinden birini Müslümanlar seçecekler.
İttihad-ı İslam'ı, Hz. Mehdi (as)'ın gelişini, İsa Mesih (as)'ın inişini reddedersen bu Allah'ın zoruna gider.
Mehdiyette tek bir akıl, tek bir vicdan. Bütün Müslümanlar tertemiz bir vicdanla ittifak etmiş oluyorlar. Öbür türlü kargaşanın önü sonu gelmez.
Mehdiyet devrinde artık güzellik ve bereket gelecek. Ama tabii bu kısa sürecek. Yani Hicri 1506'lara kadar. Ondan sonra yine bozuluyor. Şam da bozulacak, Mısır da bozulacak tekrar, her yer bozulacak.
Cemaatlerin güçlenmesi demek, İslam aleminin güçlenmesi demektir. Cemaatler yok oldu mu, İslam alemi kopmaya girer Allah esirgesin. İslam aleminin tamamı cemaatlerden oluşuyor.
Hükümetin gitmesi, bir başbakanın harcanması bu kadar kolay, ucuz değil. Burası bir üçüncü dünya ülkesi değil. Kaliteli bir ülkeyiz biz. Dolayısıyla böyle bir şeye müsaade etmeyiz. Her şey hukuk ölçüleri içerisinde, makul ve akıl ölçüleri içerisinde olsun.
Allah monoton bir dünya istemiyor, hareketli bir dünya istiyor. O hareketin içerisinden Mehdiyeti çıkarıyor.
Sözün tahrip gücü şiddetli. Söz insanları çok üzebilir. Mümkün mertebe iyi, isabetli, makbul, doğru, sevecen, coşkulu, ümitvar, heyecan verici, şevk verici ve insanları mutlu etmeyi hedefleyen güzel sözler edelim.
Dünya çok kısa, hepimiz gideceğiz. Hepimiz inşaAllah cennete gideriz. Kısa bir imtihan dönemindeyiz. Önemsiz şeyler için birbirimizi kırmayalım, mahcup etmeyelim, üzmeyelim, ağzımızdan çıkacak sözleri özenerek kullanalım.
Pozitif düşünmek, pozitif konuşmak güzel olur. Tahrik edici konuşmak bence iyi değil. Bilinçaltında insanlarda kötü duygular bırakır. Her ne kadar önemsiz gibi görseler de bilinçaltına o yerleşir.
Allah'ın bağışlamasını istiyorsan sen de bağışlayacaksın. İntikamcı olmayacaksın. Dünyevi cezası neyse kanunlar çerçevesinde alır. Tamam, artık o yeterli. Onun üzerine bir kine, adavete gerek yok. Tövbe eder, kardeşindir sonra.
Allah'ın asıl istediği barıştır. Allah kavga istemez. Kavgayı Allah imtihan vesilesi olarak meydana getirir. Kavgayı kaldıran, o fitneyi izale eden kimdir? Allah'tır. Müminleri de vesile eder, barış ortamını meydana getirir.
Müslüman'ı Müslüman'a düşürecek tavırlardan kaçınmak lazım. Hem haramdır hem uğursuzluktur hem bereketsizliktir. Allah böyle çirkin bir tavrı beğenmez. Hiç kimse bunu teşvik etmesin.
Peygamberimiz (sav) söylüyor, İslam Birliği’nin tek adresi İmam Muhammed Mehdi’dir. Başka bir adresi yoktur. Ahir zamanın alametlerine inanıyorlarsa, Resulullah (sav)’in mucizelerine inanıyorlarsa doğrusu bu.
Şeytanın en çok uğraştığı ülke Türkiye. Ne AK Parti’yi yıktırırız, ne de Cemaate zarar getirttiririz.
Emek emek yetiştirilmiş, eğitilmiş, İslam’ı, Kuran’ı savunan bir mümin topluluğu topyekün dünyadan yok etmeye kalkmak çok çirkin olur, günah olur.
İki Müslüman cemaatin birbiriyle uğraşmasından Maocular, iddia edilen Ergenekon terör örgütü, çeteler, şeytanın dostları, İslam karşıtları, bazı haset eden insanlar, iyi niyetli olmayan bazı kişiler memnun olur. Dolayısıyla böyle bir şeyi teşvik etmek olmaz.
AK Parti ile Cemaatin arasını bulacağız, kavga varmış gibi olan noktaları düzelteceğiz. Kimse iştahlanmasın, kimse de sevinmesin. Müsaade yok.
AK Parti’nin de Cemaatin de belirli bir gücü var. İki gücü birleştirip, 1+1, 11 eder. İki 1’i bir araya getirip 11 yapalım. 1 daha eklersek 111 eder. İnşaAllah. 1’leri bölmeye hiç niyetimiz yok, böldürtmeyiz de. AK Parti ile de cemaati karşı karşıya getirtmeyiz.
Bağnazlık insanlara derin bir uyku, bitkinlik verdi. Deccal bir uyku hali verdi. Deccallik hem Darwinist felsefeyle hem bağnaz felsefeyle İslam alemini ve dünyayı kasıp kavuruyor.