İslam alemindeki felaketin kaynağı bazı Müslümanların Kuran'ın yeterli olduğunu kabul etmemeleridir. İslam alemine yağmur gibi bela yağmasının sebebi Allah'ın dinini değiştirmeye yeltenmeleri ve haşa Allah'ın dinini beğenmemeleridir.
Bağnaz sistemde her biri ayrı bir hüküm çıkarıyor. Biz bu şahısların kafasına değil Allah'ın sözüne güveniyoruz. Kuran'da olmayan hükümlerle ortaya çıktıkları için milyonlarca insanın İslam'ı yaşamasına engel oluyorlar. Bu çok büyük vebaldir.
Birbirlerine güvenmeyen, saygısı olmayan insanların birbirlerini candan sevmesi mümkün değildir. Allah korkusu ve sevgisi olmayınca sık sık birbirlerini telefonla kontrol ediyor, “şu an nerdesin kimlesin” diyorlar, karşısındakinin söylediklerine inanmıyorlar. İman olmayınca güven ve sevgi olmuyor. Sevgiden anladıkları kavga etmek, birbirini itham etmek. Gün boyunca birbirleriyle didişiyorlar. Sevgi ve tutku müminlere has nimetlerdir.
Kuran'da kadına geniş özgürlük veriliyor. Kadın eza görmekten çekindiğinde çarşaf giyer, güvenilir ortamda dekolte olmasında mahsur yoktur. Haram olan gayri meşru ilişkidir. Kadınla aynı ortamda bulunmak değildir. Kadınla aynı ortamda olursun, müthiş saygı gösterirsin.
İnsanların bir kısmı sevgiyi, tutkuyu, iman derinliğini bilmedikleri için insana benzeyen ama insanlığı bilmeyen şeytani varlıklar oluyorlar. Bazı insanlar da sevgiyi bilmeyenlerin ahlaksızlığına şaşırıyorlar. Şaşırılacak bir şey yok, nefret dolu insandan nefret akar, güzellik değil.
Avrupa'da Türkiye ve İslam karşıtlığının gelişmesinin sebebi bağnazlıkla Müslümanların kuşatılmış olması. Buna karşı Kuran İslamı tam çözüm olacaktır.
Medeniyetlerin çatışması İngiliz derin devletinin planıdır. Bu plana fayda sağlayacak hiçbir oyuna düşmemek gerekir. Çünkü bu planın amacı Müslümanları toplu yok edebilmek için Hristiyanlarla Müslümanları savaştırabilmektir. Bunları Hristiyanlar da ilgilendirmiyor, kendileri dindar değiller. Hilal-Haçlı savaşı üslubunu Müslümanlar olarak biz hiçbir zaman kabul etmeyelim. Müslümanlar ile İseviler kardeştir diyelim, barış isteyelim. Müslümanları bağnazlığın içine mahkum edip bağnazlığı gerekçe göstererek dev savaşın içinde İsevileri ve Müslümanları yok etmek istiyorlar. Bu oyunu bozmanın yolu müziğe, sanata, heykele kaliteye önem veren bir Müslümanlık anlayışıyla Hristiyanlarla dost olup fitneyi kaldırmaktır.
Bazı insanların bilgisi eksik olduğu için Abdülhamit dönemi için "bir karış toprak verilmedi" diyorlar. Oysa en büyük toprak kaybı bu dönemde oldu.
Dekolteye, müziğe, sanata karşı olanların nasıl korkunç hayat sunduklarını görüyorlar. Bizim anlattığımız sahabe Müslümanlığı gerçek Kuran'dır.
Her varlığın nasıl bir vazifesi varsa insi şeytanların da vazifesi hasetlik, kıskançlık, kavrukluktur. Bunların hayatı sürünmekle geçer.
Bir insan sevgiyi kaybetmiş, nefret ile dolmuşsa insanlığını kaybetmiş, bir nevi şeytan olmuştur. Böylelerinin sözleri mümini daha da şevklendirir.
İmanımızı, neşemizi, sevgimizi, sanat anlayışımızı kıskananlara baktığımızda bu kişilerin yalnız ve herkesten nefret eden insanlar olduklarını görüyoruz.
Peygamberimiz Mehdi'yle ilgili ne kadar alamet saydıysa hepsi son 30-35 yıl içinde tek tek gerçekleşti, gerçekleşmeye devam ediyor.
İslam aleminde bazılarını Mehdiyet paniği sarmış ama deccaliyetin fitnesinin hiç üzerinde durmuyorlar. Deccaliyet tarihin en büyük fitnesidir.
İslam alemi paramparça olmuş, mazlumlar denizlerde boğuluyor, zulüm almış başını gidiyor. Müslümanların çoğu bunun hiç üzerinde durmuyor.
Münafıklar İngiliz derin devletiyle işbirliği yapıp İslam alemini hercü merc edecekti ama Mehdiyet bu fitnenin karşısında set oldu.
Ahir zaman münafıkları çok azgın karakterlidir. Küfür de münafıkları çok kullanışlı bulduğu için besler ve yönlendirir.
Deccal -haşa- Mesihlik ve İlahlık iddiasıyla ortaya çıkacaktır. Türkiye Mehdiyetin merkezi olduğu için deccalin hedefinde bir ülkedir.
Ben kadınlara daima öncelik tanırım. Kadınlar benim için çok değerlidir.
Hz. Süleyman'ın tebliğ yöntemi güzellik, sanat, zenginlik, estetik, kalite ve ihtişamdı. Mimaride, sanatta hep mükemmellik kullandı.
İslam özgürlük, neşe, sevinç, kalite, sanatta en yüksek nokta, her gün bayram olması, her yerde adalet, zenginlik, güvenlik olması demektir.