Kadınların kıymetini hiç bilmiyorlar. Ellerinde elmas var, o elindekini cam zannediyor. Allah’ın kendisine nasıl bir nimet sunduğundan haberleri bile olmuyor. Kadının gözü cennet kapısı gibidir, alır insanı götürür. Ama adam kadını et kemik olarak görüyor, sonra da aşağılamak istiyor.
Tayyip Hocam çok mert, dürüst bir delikanlı. Tam bir Kuran talebesi maşaAllah. Milletçe kendisinin yanındayız evelAllah.
Cennetin en güzel varlıkları kadınlardır.
Allah şehitlerimizin şehadetlerini kabul etsin. Deccalin saldırıları müminleri sürekli cennete, şehitler alemine götürüyor. Deccal taraftarları her saldırılarında kendi cehennemlerini, müminlerin de cennetini hazırlamış oluyorlar.
İnsanların bir kısmı Allah büyük der ama anlamını düşünmez. Bir işi olur “Allah büyük” der ama Allah’ın büyüklüğü hakkında düşünmez. Mesela insan atomun yapısını düşünse Allah’ın büyüklüğünü anlaması için bir yol olur. Allah’ın büyüklüğünü anladıktan sonra da Allah’ı hiç bırakmamak ve Allah’a tam tevekkül etmek gerekir. Tevekkül ise Allah’ın kader kanunu tam bilmektir. Tevekkül deyince yaşlı bir amca olur başına ne gelirse boynu bükük durur zannedenler oluyor. Böyle değil. Tevekkül Allah’ın kader kanununu düşünmek ve tam yaşamaktır. Kader de Allah’ın sonsuz aklının mükemmel uygulamasıdır.
Allah’a tam güvenen insanın tüm işleri mutlaka lehine neticelenir. Olaylar karmaşık yahut ters gidiyor gibi görünse de sonucunda mutlaka onun lehine olur.
Kendi uydurdukları hurafe dinini İslam dini gibi gösterenler insanların İslam’dan uzaklaşmasına sebep oluyor. Kuran’a gerçek anlamda dönüş Mehdiyet vesilesiyle olacaktır.
İnsanların bir kısmı Allah büyük der ama anlamını düşünmez. Bir işi olur “Allah büyük” der ama Allah’ın büyüklüğü hakkında düşünmez. Mesela insan atomun yapısını düşünse Allah’ın büyüklüğünü anlaması için bir yol olur. Allah’ın büyüklüğünü anladıktan sonra da Allah’ı hiç bırakmamak ve Allah’a tam tevekkül etmek gerekir. Tevekkül ise Allah’ın kader kanununu tam bilmektir. Tevekkül deyince yaşlı bir amca olur başına ne gelirse boynu bükük durur zannedenler oluyor. Böyle değil. Tevekkül Allah’ın kader kanunu düşünmek ve tam yaşamaktır. Kader de Allah’ın sonsuz aklının mükemmel uygulamasıdır.
Allah’a tam güvenen insanın tüm işleri mutlaka lehine neticelenir. Olaylar karmaşık gibi görünse de, ters gidiyor gibi görünse de neticesinde mutlaka onun lehine olur.
Kendi uydurdukları hurafe dinini İslam dini gibi gösterenler insanların İslam’dan uzaklaşmasına sebep oluyor. Kuran’a gerçek anlamda dönüş Mehdiyet vesilesiyle olacaktır.
Öfke tevekkül edilmediğinde insanı yıpratır. Müminin hamiyet duygusu güçlüdür. Hz. Musa çok hamiyetliydi, çok uzun yaşadı. Peygamberimiz (sav) çok hamiyetliydi çok dinç ve sağlıklı yaşadı. Öfkenin yıpratıcı etkisi kişi tevekkül etmediğinde Allah’tan bir bela olarak gelişir.
Allah korkusu can yakıcı bir korku değildir. Allah’ı darıltmaktan, Allah’ın sevgisini kaybetmekten, Allah’ın dostluğunu kaybetmekten korkarsın. Allah seni sevdikten sonra nerede olursan ol cennette gibi yaşarsın. Allah korkusunun tek amacı derin imanı, derin sevgiyi ve tutkuyu elde etmektir. Allah, Allah korkusunu kulları rahatsız olsun diye yaratmadı. Kulları aşık karakterini kazansınlar diye yarattı.
Din adamlarına düşen sorumluluk tüm Müslümanlara düşen sorumlulukla aynıdır. Din adamlarının daha bilgili olmaları gerekir, ancak her Müslüman Allah’ın dinini anlatmakla, herkes iyiliği anlatıp kötülükten sakındırmakla sorumludur.
Kadınla erkeğin birbirinin imanına, mukaddesatına, vicdanına güvenmesi gerekir. Güven yoksa o kişiyi takip ederek, ne yaptığını kimle konuştuğunu falan izleyerek olmaz. Güven olmaması vahim bir durumdur. Güvenmediğin bir kişiye sevgi ve saygı duymak mümkün değildir.
Hep Allah’ın lehinde düşünmekle kalpler tatmin olur. Allah’ı candan sevmek, Allah’a candan teslim olmak kalbe ferahlık verir.
Hayatın gerçekleri, iman zafiyetine giren insanların içine düştüğü alt bir karanlık boyuttur. İki boyut vardır. Biri müminlerin yaşadığı üst, temiz, kaliteli boyut. Bir de hayatın gerçekleri mantığı boyutu. Bu, alt bir boyuttur. Bir insan hayatın gerçekleri mantığında girdiğinde üslubu, eli, yüzü her şeyi kararır. Sürünmeler, kavgalar, anlaşmazlıklar o boyuta girenin ilk karşılaşacağı olaylardır. O kapıdan giren sürünmeye başlar. Münafıkların hepsi o kapıdan içeri girer ve o karanlık dünyanın içinde boğulurlar.
Sevgi Allah’tan beklenir, şahıstan beklenmez. Karşındakini putlaştırıp sevgiyi onun sana sunacağını zannedersen belaya düşersin. Sevgiyi yaratan Allah’tır. Sevdiren Allah’tır.
PKK yaptıkları saldırıları Darwinist dinlerinin bir gereği bir olarak görüyor. Güçlü olanın zayıfı yeneceğine, hayatın bir mücadeleden ibaret olduğuna, yaşamın tez ve anti-tezin çatışması olduğuna inanıyorlar. Bu inancı ortadan kaldırırsak bu çatışma da biter.
PKK’ya en büyük darbe, en büyük yürek acısı Darwinizmin yıkılması olur. Darwinist ve materyalist ideoloji yıkıldığında komünist eğilimli genç sayısı da sıfıra düşer ve PKK adam toplayamaz. Darwinist eğitim durdurulmazsa sivrisinekler kaynamaya devam eder ve sayıları da gittikçe artar. İlmi mücadele yoluyla, PKK ile mücadelede %99’luk netice alırız. Darwinizm ilmen yıkıldığında PKK inancını, dinini kaybeder. Çünkü onlar Darwinizmi bir din gibi görüyorlar. Teröristler bu sahte dinlerini kaybederlerse bütün güçleri de gider. Darwinizmin materyalizmin olmadığını savunarak kendi dinimizi sağlamlaştırıp, onların sahte dinlerini ilimle yok etmemiz lazım. O zaman kesin netice alırız. Onlar sahte bilimle, sahte anlatımlarla, sahte ikna yollarıyla netice alıyorlarsa, biz de gerçek bilim ve gerçek anlatımlarla netice alalım.
Mümin cehennem korkusuyla ibadet etmez. Müminin ibadeti Allah sevgisinden kaynaklanır. Cehennemin varlığının amacı da Allah sevgisini, Allah korkusunu, helale harama titizliği, sevginin kalitesini ve derinliğini meydana getirir. Dolayısıyla mümin Allah’ı çok sevdiği için Allah’a ibadet etmiş olur. Mümin için cehennemin ateşinden ziyade Allah’ın ona darılması çok acıdır.
Münafıklar kendilerini dindar gibi göstermeye çalışırlar ama hem dinle hem Mehdiyetle hem İsa Mesihle hem de haşa Allah ile alay ederler. Hem hadislerde hem ayetlerde bu çirkin ahlaksızlıklarına dikkat çekilmiştir. (Tevbe Suresi, 65: Onlara sorarsan, andolsun: “BİZ DALMIŞ, OYALANIYORDUK” DERLER. De ki: “Allah ile, O’nun ayetleriyle ve elçisiyle mi alay ediyordunuz?”) (Bakara Suresi, 14-15: İman edenlerle karşılaştıkları zaman: “iman ettik” derler. ŞEYTANLARIYLA BAŞBAŞA KALDIKLARINDA İSE, DERLER Kİ: “ŞÜPHESİZ, SİZİNLE BERABERİZ. BİZ (ONLARLA) YALNIZCA ALAY EDİYORUZ.” (Asıl) Allah onlarla alay eder ve taşkınlıkları içinde şaşkınca dolaşmalarına (belli bir) süre tanır.)