Kuran’daki Müslümanlık barış dinidir, sevgi dinidir. Kimsenin inancına, fikrine müdahale yoktur. Kim ne yaparsa yapsın şahsi cezalandırma olmaz, daima kanunla hukukla hareket edilir.
İnsanları kurşunlamak, mekanları bombalamak bunlar vahşettir. Her türlü şiddete karşıyız. Müslüman dehşeti, vahşeti kabul edemez.
İster homoseksüel olsun, ister hırsız olsun, ister katil olsun bir insanın diğer bir insanı öldürme hakkı yoktur. Kanun hukuk vardır. Sorunlar kanunla hukukla çözülür.
Arıların, örümceklerin iyi düşünülmesi durumunda insanın nefesi kesilir ama az düşünülürse olmaz. O zaman insanın ufku daralır, imanı da zayıflayabilir. Bakış açısı iyice incelir. Bir gaflet hali, bir basiretsizlik, ferasetsizlik hali insanın üzerine çökebilir. Onun için, iman hakikatlerini sürekli hatırlamak, derin düşünmek, hafızada tutmak gerekiyor.
Kuran’da, Allah’ın tehdidi var; inşaAllah maşaAllah denmediğinde Allah’ın azap vereceği anlatılıyor. Bir kişi ‘MaşaAllah’ demediği için Allah bütün malını mülkünü elinden alıyor. Ama inşaAllah maşaAllah dendiğinde Allah bereket, bolluk ve ferahlık veriyor.
İnşaAllah maşaAllah zikirlerinin sırrını bilenlere Allah zenginlik, bereket, sağlık sıhhat, afiyet veriyor, güzellik, hâkimiyet veriyor. Her yönden başarı veriyor.
İnkarcıların alay etmesinden çekinip inşaAllah demiyorlar. İnsanlara hoş görünmek için Allah’ın rızasını unutuyorlar. O zaman da Allah bela veriyor.
Özerklik federasyon, Kürt kardeşlerimizle aramıza sınır koymak, onları sert coğrafi koşullara hapsetmek ve Marksist despotluğa teslim etmek demektir.
Diyorlar ki; “Mehdi beklemek tembellik meydana getirir.” Museviler dünyanın en çalışkan milletidir. 3500 yıldan beri Hz. Mehdi (as)’ı, Moşiyah’ı bekliyorlar.
Kuran'ın yeterliliğine göre hareket edildiğinde tek din oluyor. Hadisle hareket edildiğinde 4 ayrı din oluyor ve sürekli kavga yaşanıyor.
Komünist Stalinist düşünceye karşı, “Gelin, annenizin çorbasını için” diyerek mücadele olmaz. Mücadele, bu ideolojilerin geçersizliğini bilimsel olarak anlatarak olur.
Allah'ın istediği Kendisi'ni sevdirmek, Kendisi'ne dikkat çekmek ve bizi imtihan etmek. İnsanlar acıyı görmeden güzelliğin kıymetini bilmiyor.
Eğer insanlar Allah’a kulluk bilincinde olsalar, Allah’ı çok sevseler dünyada anarşi katiyen olmaz. Akıl almaz zenginlik olur, huzur içinde yaşarlar.
İnsanların birçoğu Allah’a karşı haşa lakayt olduğu, nimete rağmen Allah’ı sevmediği için Allah intikam alıyor. Allah'ı çok sevseler dünya cennet olur.
Hayret edecek şekilde insanlar Allah’tan uzaklar. Kendi aleminde, keyfinde, zevkinde, münafıklığa müthiş bir eğilim gösteriyorlar. Normal vicdanda bir insanın Müslümanlar böyle ezilirken, ızdırap çekerken lakayt olması mümkün değil.
Çok az insan Allah’ın üzerine teksif olabiliyor. Öyle olduğunda da Allah helaket, felaket, ekonomik kriz meydana getiriyor. Yoksa insanlar bayağı rahat huzurlu yaşar.
İnsanlar ancak felaketle, büyük olaylarla açılıyorlar. Büyük olaylar olmadan büyük değişmeler olmuyor. Uyuşuyor insanlar, donuyorlar, Allah’tan uzaklaşıyorlar, sadece yaşamaya gayret ediyorlar.
İslam Birliği için önce Darwinist materyalist düşüncenin ortadan kalkması gerekiyor. Devletin okullarda, her yerde ilmi anlatım yapması gerekiyor. İman hakikatlerinin, Kuran mucizelerinin anlatılması, imanla, Kuran’la ortaya çıkılması gerekiyor.
İslam alemini şu durumda birleştirsen de bir netice alamazsın. Çünkü önce sevginin oluşması lazım. Sevginin oluşması için de Mehdi (as)’ın zuhuru gerekiyor. Allah onu ona bağlamıştır.
Bir şey hakkında inşaAllah dendiğinde ‘Belki olur belki olmaz, şüpheli’ anlamında değildir. ‘Yarın ben bu işi yapmaya kesin kararlıyım ama Allah izin verirse, Allah müsaade ederse, kaderde varsa” anlamındadır.
"İnşaAllah" denildiğinde söyleyen kişi onu muğlaklık ifade etmek için değil “Yapmaya kararlıyım ama Allah’ın izniyle yapacağım” anlamında söyler.