Mehdi (as) devrinde Allah’ın ‘Hadi’ ismi hakim oluyor. Mehdi (as)’ın vefatıyla Allah ‘Hadi’ ismini çekiyor, dalalete düşüren ismi devreye giriyor. İsa Mesih zaten kısa bir süre yaşıyor, vefatından sonra manyak hale geliyor insanlar. Dünya tam cehenneme dönüyor.
Mehdi (as)’ın vefatından sonra bütün dünyanın üstüne bir kasvet çöküyor. Herkes imanı muhafazaya çalışıyor ama iman sürekli geri geri gitmeye başlıyor. Allah’ın dalalete düşürücü ismi artık dünyaya hakim olmaya başlıyor.
Vatanın bölünmesi kaderde yok. Ama ümmeti uyandırmak için deccala ihtiyaç vardır. Deccal horoz gibi öter, insanları uyandırır. Yoksa insanlar uyur. Deccal olmadan harekete geçmezler. Görevini tamamlayınca hepsi yok olur.
Allah sırf Benim için Beni seveceksiniz diyor. Ölümüne seveceksiniz diyor. Biz de ölümüne seviyoruz Rabbimizi. Katıksız, gönülden sevilmek istiyor Allah. Bu, Allah’ın hakkıdır.
Allah alelade sevilmek istemiyor, monoton bir sevgi de istemiyor. Hiç kimse istemez böyle bir sevgiyi. Monoton, düz sevgi neye yarar? Adama para veriyorsun seni seviyor. Adam mesleğin için seni seviyor. Çıkar için seni seviyor. Öyle sevgi olmaz.
Allah deli bir aşk istiyor. Allah sevgi konusunda çok titizdir. Allah’ta tam bir aşık tecellisi vardır. Aşkına ihanet edeni mahveder. Ama aşkına aşkla karşılık vereni de sonsuza kadar aşkla sever.
Allah yalnız olmak istemiyor. Allah Kendi’ne aşık olunmasını istiyor. Sevmeyi de seviyor, sevilmeyi de seviyor, güzelliği seviyor.
Bu şehit cenazelerinde ağlama olayını lütfen kaldıralım. Kuran’a uygun değil, örfümüze uygun değil, İslam ahlakında böyle bir şey yok. Bu çok eski dönemlerde Sümerler’de görülen bir adettir. Cennete gidenin arkasından ağlanmaz.
‘Çözüm Süreci’ denen şey; PKK’nın orada bir devlet kurması, Abdullah Öcalan’ın oraya cumhurbaşkanı olarak geçmesi, bölgenin Türkiye’den koparılması ve oraya Stalinist, komünist, yırtıcı, kızıl bir rejimin oturtulması. Adamların süreçten kasıtları işte bu.
PKK’nın kanunla hukukla ortadan kaldırılması müslümanın üstüne farz-ı ayn’dır. PKK ile mücadele edilmemesi haramdır.
PKK’nın silah bırakması adamların asla kabul etmeyecekleri bir şey. Bir kere Marksist, komünist, Stalinist prensiplere aykırı. Adamlar komünist, Stalinist olarak eğitilmiş. Stalinizmle silah iç içedir. Neden bıraksın? Sen rica ettin diye bırakır mı adam? Eğitimle olur; Darwinist- materyalist eğitimi durdurursan, yaratılışı anlatırsan, Allah’ın varlığını birliğini anlatırsan olur.
Müslümanlar garibandır. Birbirleriyle boğuşmaları çok akılsızca. Zaten herkes ezmiş sizi. Zaten sürünmüşsünüz. Zaten perişan olmuşsunuz. Ne gerek var birbirinizi eziyorsunuz? Bunlar ne kadar akılsızca hareketler. Nereye gitsek zavallılar. Irak’a, Afganistan’a bakıyoruz zavallı, Yemen’e bakıyoruz zavallılar. Ne gerek var? Birleşin kardeş olun. Güzel mütevazı, zengin, sağlıklı, hoş yaşayın.
Sünni, Şii, Vahhabi bunların hepsi birbirine eşittir, aynıdır. Hepsi kardeştir. Oturup mücadeleye girişmek densizliktir. Ama İttihad-ı İslam için gayret edin. Müslümanların hepsini birleştirmeye çalışın, bunun propagandasını yapın, anlatın.
İslam Birliği, Allah’a sevgi demektir. Allah’a sevginin adıdır. İslam Birliği istenmedikçe bela yağmaya devam eder ve belayı kimse durduramaz. Ta ki Mehdi (as)’ın zuhuruna kadar.
Şu an teröristin avantajı inanılmaz boyutlarda. Çünkü kanun tanımıyor. Sen kanun tanıyorsun. Her milimine uymak durumundasın kanunun. Kanun her yönüyle vatandaşın lehine çevrilsin.
PKK ile mücadele konusunda, “düşmanımın düşmanı dostumdur” politikası izlenmesi lazım. Yani devletin her ne pahasına olursa olsun böyle politika izlemesi lazım.
Türkiye’den bağımsız bir Kürdistan’ı hiçbir aklı başında Kürt istemez. Akşam Mardin’de adamın aklına esiyor, otobüse biniyor, İzmir’e geliyor. Aklına esiyor, İstanbul’a geliyor. Adam niye pasaportla, vizeyle çıksın? Ne zoru? Dağlık bölgeye sen onu hapsedeceksin, komünist bir hükümet, komünist bir devlet, şiddeti ve dehşeti savunan komünist bir diktatörlük, orada esir olacak. Hiçbir Kürt bunu istemez.
Önce komünizmin, Marksizmin, Darwinizmin, materyalizmin, Allah’sızlığın, Kitapsızlığın yanlışlığını anlatacaksın. İdeolojik olarak fethedeceksin. Sonra adam silahını da bırakır, anormalliğini de bırakır, manyaklığını da bırakır.
Cenab-ı Allah bizi robot gibi de yaratabilirdi; ama onu tam anlamıyla beğenmiyor. Özgürce düşünebildiği için insanı daha çok beğeniyor. Çünkü zalimliği de biliyor, iyiliği de biliyor. Ama melek zalimliği yapamıyor; yani öyle bir gücü yok.
“İnsanların çoğu iman etmez. İman etmeyenler de ölüdür” diyor, Allah. “Siz onları diri zannedersiniz” diyor. Dinsizleri esas aldığında ölüye uymuş oluyorsun. Ölüden etkilenmiş oluyorsun. O zaman mezardakilerden etkilendin anlamına geliyor. Çok büyük bir hata olur. Dinsizleri hiçbir şekilde esas almamak lazım. Şahısta doğrudan saf iman olması lazım.
İnsanları yanıltan, onlara bahane oluşturan çevrelerinde dinden uzak yaşayan insanların sayısının çok olmasıdır. Bir kere onları yok hükmünde görmek lazım. Doğrudan Allah’ın delillerine bakmak ve doğrudan Allah’la bağlantı içinde gerekir.