Mümin hep dürüstlükle, samimiyetle, iyi niyetle, tevazu, mazlumluk ve yumuşak huyla yani halimlik ve itaatkarlıkla yaşar. Münafık tam tersidir. İsyankar, asi ve anarşist ruhludur.
İmam Mehdi (as)’ın bir medrese eğitimi yoktur. Bir alime, hocaya bağlı değildir. İmanıyla, samimiyetiyle etkili olacaktır.
İman, akıl, elinde de Kuran; böyle bir insanla dünya baş edemez. En mühim mesele samimi iman etmek, samimi Allah’ı sevmek, samimi Allah’tan korkmaktır. Onun için öyle züppelik yaparak, çakallık yaparak, işte laf yarıştırarak, laf sokarak İslam’ı hakim etmek mümkün olmaz.
İslam akılla, derin imanla anlatılabilir. Peygamberimiz (sav) üniversite mezunu değildi. Elinde sadece Kuran vardı. Çok samimi imanlıydı, o yüzden çok etkili oldu. İmanıyla ve aklıyla etkili oldu.
Şu an Müslümanların yaptığı tebliğ yönteminde bilgi yeterli değildir, kültür yeterli değildir, modernlik hiç yeterli değildir. Bunlarla olmaz. Derin iman, derin samimiyet, derin akılla olur. En etkilisi budur.
Münafıkta en büyük korku gelecek korkusudur. Her türlü pisliği onun için yapar. Müslümanların yanından kaçmasının nedeni de odur.
Münafık Müslümanların yanında geçici olarak durur. Kendini güvende hissetmez. Çünkü Müslümanlara düşman olduğu için, kinli olduğu için, nefret ettiği için Müslümanlardan kendini güvende hissetmez. Küfürden kendine yer arar.
Kuran’da, münafıklar müminleri akılsızlıkla itham ediyorlar. Münafık kendisi anarşist ruhlu olduğundan, onu üstün görüyor. Müminin itaatkar olmasına da şaşıyor, “O akılsızlar gibi mi iman edeceğim?” diyor. Halbuki itaatli olmak, yumuşak başlı olmak, halim olmak güzeldir.
Münafıklar kendileri isyankar oldukları için müminlerin itaatkar olmasının güzelliğini fark edemezler.
Münafık dünyadaki huzursuzluğunun binlerce katını cehennemde yaşar. Mümin de huzurunun binlerce katını cennette yaşar, tam zıddıdır.
Münafık cehennemde bile fitne arıyor, sürekli rahatsızdır ve hiçbir zaman için Allah’a sığınmaz. Allah o anarşist ruhunu, o deli ruhunu, sürekli rahatsız olan ruhunu en rahatsız halde tutar cehennemde. Mümin de dünyada mutmain olduğu için cennette en mutmain halde yaşar, hiç huzursuzluk yaşamaz.
Cennet şartları mümine göredir. Münafık da tam cehennem ehlidir. Cehennemde sürekli huzursuzdur. Orada da yine kendince pislik yapacak konu buluyor, onu oraya atmaya sebep olan diğer münafıkları arıyor.
Allah yolunda mücadelede fedakar olacaksın. Mesela asker aç, susuz oluyor çıtını çıkartmıyor, fitne çıkartmıyor ama münafık çıkarır. Münafığın en ufak bir şeye tahammülü yoktur. Her şey onun dediği gibi olsun ister. Mümin öyle değildir, nasıl ortalık yatışacaksa, nasıl ortam huzurlu olacaksa ona göre hareket eder.
Münafık için her şey sorundur. Yola çıkması bir sorundur, yemek yemesi bir sorundur, giyinmesi sorundur, hayatı kendine zehir eder. Müminlere de bu pisliği bulaştırmaya çalışır.
Müminin uysallığı, yumuşak başlılığı cennette de devam ediyor. Çünkü muttaki. Cenab-ı Allah’tan ne hayır gelirse ona razıdır, kanaatkardır. Münafık kanaatkar değildir.
Mümin halim oluyor, sakin, uysal ve sevecen oluyor. Kendi menfaatini düşünmüyor. Mesela sıcakta da savaşa gidebiliyor veyahut İslam’a hizmet edebiliyor. Hava sıcak demiyor. Bunalsa da demiyor. Ama münafık der.
İslam’ın hakimiyeti için telaş etmeye gerek yok. Allah'ın planladığı bir sistem var, o yavaş yavaş ilerliyor. Hakimiyet bize doğru geliyor, bizler hakimiyete doğru gidiyoruz.
İngiliz derin devleti son derece zavallı bir yapılanmadır. Yani zavallının zavallısıdır. Şeytan son derece güçsüz bir varlıktır. Hiçbirini gözde büyütmeye gerek yok. Gözde büyütülecek olan, büyük olan, en büyük olan, sonsuz büyük olan Allah'tır.
Allah insanların büyük bölümünü çirkin yaratıyor, kimini kısa boylu yaratıyor, kimini çok kilolu yaratıyor. Bu, insanların azmasını engeller. Çok güzel insan nadir oluyor, onlarda da birçok hastalık, dert oluyor. En güzel insanın bile ömrü kısacık oluyor. Yani muazzam bir imtihan ortamı var ve kusursuzca işliyor bu.
Münafıktan tedirgin olmak yersiz. Münafık Allah'ın zavallı bir kuludur, Allah yaratır onu. Kafirden de tedirgin olmaya gerek yok, kafirin hiçbir gücü yoktur. Güç sahibi olan Allah'tır.
İnsanlar Allah'a karşı dürüst olmazlarsa Allah'ın rahatlık vermeyeceği belli. Allah'a direniyorlar, direndikçe de Allah eziyor. Halbuki Allah'a direnmeseler Allah ezmez, çok rahat ederler. Kendilerini çok akıllı zannediyorlar bazıları. Allah'la haşa savaştığını zannediyor. Halbuki Allah için onlar bir hiç.