Münafıklıkta daralmış bir egoizm vardır, önce kendisini, sonra menfaatleri için karısını, çocuklarını düşünür, buna güvenerek yaşar. Münafıklarda evlilik kurumu cinnet derecesindedir. Müminde aile bir mescid iken, münafıkta Dırar mescidi gibidir, felaketlerin kaynağıdır.
Mümin Allah’a güvenir, "Ailem beni kurtarır" demez, "Allah beni kurtarır" der, Allah için bütün Müslümanlara güvenir. Münafık sadece ailesine güvenir, bu yüzden evlilik müessesi onlar için delice bir içgüdü gibidir.
Münafık Allah’a güvenemez, ölümden, gelecekten korkar. Bunun için de ailesine güvenir, kocasının, ailesinin kendisini kurtaracağını düşünür.
Münafık bir erkek için karısı mal gibidir, onu sonsuz yaşamasını sağlayacağını düşündüğü silsilesini meydana getirecek bir araç olarak görür. Münafık kadın da kocasını sonsuz yaşamı için bir araç olarak görür, yiyecek ve para getiren bir araçtır kocası onun için, hiç değer vermez.
Münafıklarda aileyi kullanarak sonsuz hayat yaşama isteği vardır, "Ölürüm ama çocuklarıma malım kalır" der ve sonsuzluğa ulaştığını düşünür. Münafıklar için sadece kendi ailesi önemlidir. Resulullah (sav) "Müslümanların tümüne saldırı var" derken onlar “Benim ailem ne olacak" der.
Faşizmde milli egoizm vardır ve kendi ırkını esas alır, münafıklar da kendi çocuklarını, mallarını, ailesini esas görürler.
Kuran'a göre bütün Müslümanlar ailedir, münafıklarda ise sadece kendi ailesi vardır, münafıklık egoist bir yapılanmadır.
Münafık İslam topluluğunu esas almaz, onun için kendi ailesi esastır, İslam’da ise bütün Müslümanlar ailedir ve herkesi korumak esastır.
Münafık evlilik kurumunu önemli bir silah olarak görür, evlilik kurumu Müslüman için mutluluk kaynağıdır, münafık içinse bir kale gibidir.
Deccaliyetin istediği Mehdiyeti durdurmaktır, Mehdi'den bahsedilmemesidir.
4 Mezhep imamı hepsi Mehdi konusunda ittifak etmiştir. Şii imamların, Vahabi imamların ve ehli sünnet alimlerinin tamamı ittifak halindedir.
Büyük devletleri yönlendirmede İngiliz derin devleti zorlanır ama küçülttüğü ve başı olmayan devletleri kolaylıkla yönetir.
Federasyonu, bölünmeyi asla kabul etmeyiz. Türkiye'de böyle birşey mümkün değil, biz büyük Türkiye istiyoruz, küçülmüş Türkiye istemiyoruz.
Budistlerin lideri var, Musevilerin, masonların lideri var, büyük şirketlerin bile bir başı var, neden Müslümanların başı olmasın?
Mehdiyet zıtlığı, İngiliz derin devleti taraftarlığı nedeniyle bazıları Müslümanların bir başı olsun istemiyorlar.
Her topluluğun bir başı ve önderi olmuştur, ahirette de insanlar önderleriyle çağrılıyorlar.
İslam’a, Kuran’a yakışıksız sözler edenleri Allah yapayalnız bırakır, bazıları Allah’ın karşılık vereceğini, gücünü hiç düşünmüyorlar.
İman ve Kuran gözüyle bakmayan, ahiretten hiç bahsetmeyen insanlar bir süre sonra sadece acılardan bahseder hale gelirler. Bu tip insanlardan olmamak için Allah’a dua etmek, Allah’a teslim olmayı istemek gerekir. Sadece acılardan bahseden insanlar Allah’a sığınsınlar, yoksa Allah’tan bir bela olarak ruhları ızdırap içinde çöker, karanlık hale gelir.
Zorluğu bilmeyen kişi insanlığı, güzelliği bilmez, küt olur. Dünya cennet kursudur, insan dünyadaki zorluklarla eğitim alır.
Dertler olmasa birçok insan azgınlaşırdı, Allah bunu Kuran’da bildirmiştir. Biz zorluklarla imtihan oluruz ve güzel insan haline geliriz.
Biz bu dünyada imtihan oluyoruz, insan zorluklarla yücelir ve kaliteli, değerli hale gelir. Allah’ın eğitim için meydana getirdiği şartları bazıları felaket olarak alıyor, kıymetini anlamıyorlar. Acı ve sıkıntıları yani cennetin yolunu açan, insanın olgun, kaliteli hale gelmesini sağlayan her nimeti bazıları dert olarak görüyorlar.