Sabah namazına aşkla kalkacaksın. Allah seni bu kadar detay detay yaratmış, kesintisiz nimet veriyor. Sabahleyin Allah sana yemek veriyor, öğlen de sana yemek veriyor, akşam da. Sana sürekli nefes veriyor, sürekli kalbini çalıştırıyor gece gündüz. Bir an durdursa kalbini, ölürsün. Nefesini bir an kesse ölürsün. Sen bir tek bir namazı Allah’a çok görürsen bu Allah’a karşı kalleşlik olur.
Ülkemizin bekası için, birlik bütünlüğün sağlanması için nefret politikasının ortadan kalkması gerekiyor. Gerici ruhun kalkması gerekiyor. Çünkü gelenekçi bağnaz ruhta nefret ana politikadır. Her şeyden nefret edilir.
Gençler arasında muazzam bir nefret ruhu hakim. Rusya'dan, İsrail'den nefret, Yunanistan'dan nefret, İran'dan nefret, kendi aralarında nefret, başka partilere karşı nefret, başka futbol kulüplerine karşı nefret, başka şehirlere karşı nefret. Yani akıl almaz bir nefret ruhu geliştiriyorlar. Böyle toplumları yıkmak son derece kolay oluyor. Onun için önce bu nefret ruhunun ortadan kalkması gerekiyor. En acil konulardan biri bu.
Bir ülkeyi yıkmaya kalktılar mı önce oranın insanlarını sevgisiz, kindar, kaba, vahşi, görgüsüz, estetikten uzak, sanattan uzak, kan dökücü, etrafa nefret tohumları saçan, hiçbir ırkı hiçbir toplumu sevmeyen, vahşileşmiş insanlar haline getiriyorlar. Ondan sonra o insanları yok etmek, o toplumu yok etmek çok kolay oluyor. İlk ön aşaması bu oluyor.
En ala en güzel vücut bile toprağın altında paramparça olacak. Hayat çok kısa. Halihazırda Allah’ın verdiği şekle hamd ederiz, şükrederiz ama o vücuda insanın bağlanması olmaz. Dünya güzeli insan, bir açılıyor mezarı bir iskelet, kafatası, kollar kemikler. Nice pehlivanlar nice aslanlar mezarda kemikleri çürümüş yatıyorlar.
İngiliz derin devleti için Galata kutsaldır. Cinayet, işkence bütün melanetlerini orada işlemişlerdir. İstihbaratın da merkezidir. Galata Kulesi’ni istihbarat için kullanmışlardır.
Tebliğ yaparken insanların hiç muhalefet etmediklerini düşünelim; her dediğimizi kabul ediyorlar, herkes bizi destekliyor, alkışlıyor; ahirete gittik, ne olacak? Sevap milyonda bir. Ama muhalefet varsa, sen cehd ediyorsan yani gayret ediyorsan sevabı milyonlarla toplarsın. Direnmeyi Allah mümine yağmur gibi sevap yağsın diye özel yaratır. Mümine rahmet olarak Allah tarafından sunulur.
Mevlevi tekkelerinin merkezi Galata olduğu için, İngiliz derin devleti elemanları Galata’ya çok önem verirler. O semt onlar için hayatidir, ajanların, casusların buluşma noktası gibi görürler.
Türkiye örnek ülke olsun. Başta İngiliz derin devleti, 200 yıldan beri Türkiye’yi yok etmenin peşindeler. Yok edeceğine, ultramodern, İslam aleminin örnek alacağı bir ülke haline getir, Türkiye çok güzel hizmet etsin.
Başta İngiliz derin devleti olmak üzere Batılı derin devletler yeni bir teknik, yeni bir oyun geliştirdi; Müslümanları toptan terörist tanımına sokmak istiyorlar. Yani Müslüman eşittir terörist. Bunun için uğraşıyorlar.
Güçlü kudretli olan Allah'tır. Biz Allah'ın acz içinde olan zavallı kullarıyız. Bütün kuvvet Cenab-ı Allah'a aittir. Cenab-ı Allah kaderde ne yazdıysa o olur. Biz Allah'a boyun bükmüş insanlarız. Allah'ın verdiği güçle hareket ediyoruz.
Masum olan Musevi’ye nefret haramdır. Ama günah işlemiş, zulüm yapmış olan varsa onun şahsına buğz edebilirsin. Suç işlediyse kanun hukuk çerçevesi içerisinde mücadele et. Ama bütün İsrail Milletini karşına alıyorsun, bu haramdır. İslam’a uygun bir şey değildir.
İslam’da Musevilere nefret yoktur, Hristiyanlara nefret yoktur. Onlar Kuran’da Ehli Kitap olarak korunuyorlar. Sinagoglarına, kiliselerine de düşmanlık gösteremezsin. Allah Kuran’da Hristiyan hanımlarla, Musevi hanımlarla evlenebilirsiniz diyor. Peygamberimiz (sav)’in Musevi, Hristiyan eşleri vardı.
Her yerde gerçek, samimi, dürüst, modern dindarların ön planda olması lazım. Modern, samimi bir dindar, ateist için de çok büyük bir güvencedir, Musevi için de Hristiyan için de bir güvencedir. Çünkü Allah’tan korkuyor, vicdanıyla hareket ediyor. Bu, herkes için bir güvencedir.
Mümin neşeli olacak, şevkli olacak. Bir şeye üzülüyorsa, sıkılıyorsa, kafayı takıyorsa artık vücut kendini korumak, ondan kurtulmak için kendini uyutmak ister. Ama neşeli olursa vücut uyumak istemez, hayatı yaşamak ister.
Türkiye’nin bölünmesi bütün İslam aleminin mahvolması demektir. Alelade bir ülke bölünmesi olmaz bu. Türkiye Türklük aleminin beynidir. Türkiye öldü mü Türklük alemi de ölür. İslam aleminin de beynidir. Türkiye öldü mü İslam alemi mahvolur.
Adama Allah rızası için, İslam’a hizmet için bir gün uykusuz kal desen, düşer bayılır. Ama bu arabayı sana vereceğiz dedin mi adam üç gün uyumuyor, ayakta duruyor. Hem de ayakta. İşte insan karakterinin küçüklüğünü, basitliğini, hayvanlığa nasıl yatkın olduğunu orada görüyoruz.
Eğer nefsi kendi haline bırakırsan doğrudan hayvan olarak baş belası olur. Yani hayvan ilkelliği gösterir.
İnsanı kendi haline bırakırsan insanın bedeni zaten hayvan gibidir; hemen acıkır, hemen uykusu gelir, hemen korkar, hemen egoistleşir. O hayvani yönünü imanla dengeleyeceksin. Hayvan olmasına müsaade etmeyeceksin.
Sahabiler Allah için mücadele ediyorlar. Münafıklar, “Evimiz açık”, “Savaşmayı bilseydik gelirdik.” diyor. “Sana kırk kese altın. Savaşmayı bilmediğin halde gelip savaşacaksın” desen hemen gelir. Çünkü, çıkar. İşte insanın çıkarı güzel ahlak olacak. Altın yerine, para yerine imanını koyacak, vicdanını koyacak. Öbür türlü hayvanlaşır insan.
Münafıklar kendilerince Müslümanlara saygı duymaz ama küfürden insanlara akıl almaz saygı gösterirler, hürmet gösterirler.