Sevgiyi yaşayabilmek için önce derin bir akılla Allah’a hayran olmak, Allah’a derin sevgiden kaynaklanan derin bir tutku ve derin bir Allah korkusu gerekiyor. O zaman insan kendisini de sever, insanları da sever.
Deccaliyetin insanlara sunduğu facia sevgisizlik, merhametsizlik ve acımasızlık. Nereye gitse insanlar dehşetle karşılaşıyor. “Babana bile güvenme” diye bir söz olması durumun ne kadar vahim olduğunu gösteriyor.
Münafıklar en baştan itibaren suç makinası gibi özel yaratılmış mahluklardır. Münafıkların varlığının amacı Müslümanların sevap almasıdır. Eğer bir Müslüman münafıkla ilmen karşı karşıya gelmiyorsa yanlış bir şey vardır. Münafığı olmayan Müslüman olmaz. Allah halis müminleri mutlaka münafıklarla imtihan eder.
Allah ile akılla bağlantıda olanlar, Allah’ın ruhunu taşıyanlar için gelecek sonsuza kadar hayırdır.
Akıllı bir insan her şeyi sadece Allah’ın sevgisi ve Allah’ın dostluğu için ister.
Allah’ın müminlere yardımı kesintisizdir. Aksilik gibi görünen her olay da mümin için mutlaka hayırdır.
Bir kadının bakışları çok önemlidir. Kadının gözündeki deli tutku insanın ruhunu eriten müthiş bir güçtür. Kadın, hiçbir şeye olumsuz yaklaşmadığında, dikkati dağılmadan tutkuyu yaşar. Allah o kadında muazzam bir etkileyicilik meydana getirir ve o etkileyicilik ömrü boyunca devam eder. Allah mümin kadınlara böyle büyük bir güç vermiştir.
Allah’ın sevgisini sonsuza kadar daha fazla isteyeceğiz, hep daha fazla isteyeceğiz.
Atatürk’ün çok dindar, milliyetçi, yiğit bir delikanlı olduğunu delilleriyle ortaya koyduk. Atatürk’ün gerçek karakterini ve hayatını tüm Türkiye’ye öğrettik.
Bir insanı değerli kılan egoist olmaması, akıllı olması ve samimi olmasıdır. Egoist olmak çok aşağılayıcı ve korkunç bir şeydir.
Tutku, Allah’ın büyüklüğünü kavradıktan ve her güzelliği Allah aşkıyla gördükten sonra oluşur. Tutku, cennet ve dünyadaki en güçlü nimettir. Kapısı hiçbir zaman kapalı değildir. Tutkuda zevk, iman ve akılla orantılı olarak katlamalı artar.
İslam’ı iyi anlatan bir insanın, her yerde Müslümanlar ezilirken, tatil peşinde olması çok büyük vicdansızlık olur. Müslümanlar şehit edilirken “1 ay tatil yapacağım” demek “öldürülenlerden bana ne” demektir. Bunu benim vicdanım asla kabul etmez.
Sanatçıya değer vermemek o kişinin görgü eksikliğini, sevgisizliğini ve insaniyetsizliğini gösterir. Sanat kutsaldır. Birinin sanatçı insana saygısı yoksa, o kişi insani özelliklerini kaybetmiştir.
Öfkelenmek insanı komik duruma düşürür. İnsan kendisine bunu yakıştırmamalı. Görüntünün içinde bir varlığın o hale gelmeyi acayip görmesi gerekir. “Ya Rabbi görüntünün içinde bir görüntü gördüm, bu görüntüye sinirlendim. Beni bir daha bu hataya düşürme ya Rabbi, beni bana bırakma ya Rabbi. Ya Rabbi görüntüden etkilenmemeyi ve küçük düşmemeyi bana nasip et” dersin, öfkeden kurtulursun.
İnsanın normal hali Allah ile bağlantıda olduğu halidir. Allah insanları Allah ile bağlantıda olduğunda normal olacak şekilde yaratmıştır. Allah’ı fark edemeyen, Allah’ı unutan insanın adeta başı kopmuş gibi olur. Bir insan Allah ile derin bağlantıda olduğunda en yüksek kaliteyi elde etmiş olur.
Şeytanın tuzakları çok zayıftır. Akılsız, zayıf karakterli olanlar üzerinde etkisi olur. Müminlerin üzerinde etkisi olmaz. Münafıkları ise tamamen kontrolü altına alır.
Hırslı insanların çoğu nefsi için hırslı olduğundan başını hep belaya sokar. Zenginlik ve güç hayırlısı ise Allah’tan istenir.
Coşkuyla, derin sevgiyle Allah’ı seviyorsan sevgi tüm konuları halleder. Ama sevdiğini putlaştırıyorsan o sana felakete dönüşür. Zaten onun adı sevgi değil hevestir.
Samimiyet, Allah’ın büyüklüğünü iyi bilmek ve bencillikten uzak olmak başarının üç gerçek sırrıdır.
Sevgi her türlü negatifliği yutacak güçtedir. Olumsuz her şey sevginin içinde yok olur. Biz sevgiye göre yaratıldık. Allah sevgide limit koymamıştır. O zaman bu çok zevkli olan nimeti nasıl daha doya doya yaşayabiliriz onu öğreneceğiz. Önce samimi olmak önemlidir. Samimi olmak Allah ile bağlantıyı normal hale getirmek için şarttır. Sonra mutlaka Allah’ın büyüklüğünü iyice kavramak gerekir. Bundan sonra insan sevginin içinde yol almaya başlar.
Suriye’de Müslümanlar öldürülüyor diyoruz “benim nişanım var” diyor. Irak’ta Müslümanlar öldürülüyor diyoruz “benim çek senetler” diyor. Denizlerde insanlar boğuluyor diyoruz, “tamam da benim okulum var” diyor. Allah korkusu olmadığında böyle duyarsız ve facia bir durum oluşuyor.