Şirk koşma, tevekkülsüzlükle kendini gösteriyor. Müslüman ne yapıp edip mutlaka tevekkülü elde etmek durumunda.
Müslümanlar hep demokrasi isterler, sükûnet isterler. Çünkü gergin ortamda, tedirgin ortamda iman inkişafı tam olmayabiliyor. İnsanlar zayıf oluyor. Huzurlu, derin düşünebileceği, aklını kullanacağı bir ortamda iman gelişiyor.
Cenab-ı Allah, güvenlik ve huzuru imanın gelişmesi için bir zemin olarak açıklıyor. Onun için kavga gürültü ortamında, gergin ortamda o iman gelişmesi pek olmaz.
Şirk konusunu ve tevekkül konusunu insanlık tam anlasa, tam inansa, tam kalbine oturtmuş olsa hayatta hiçbir şeyden telaşa kapılmaz.
İki türlü şirk oluyor: Bir, aleni şirk. Mesela put yapıp, alenen tapıyor ona. Bu aleni şirk olmuş olur. Bir de gizli şirk vardır. Kuvvetin Allah’ta değil, başkalarında olduğuna inanmak. Mesela, insanda ayrı bir kuvvet olduğuna inanmak. Halbuki her insanı konuşturan, her insana bir şeyler söyleten ve yaptıran Allah’tır.
Kader değişmez. Kadere karşı direnmenin adı aslında şirk; gücün, kuvvetin Allah’ın dışında bazı varlıklarda olduğuna inanmaktır.
Şirk, gücün kuvvetin veyahut herhangi bir şeyin Allah’ın dışında herhangi bir varlıkta olduğunu düşünmektir. Mesela bir şey oluyor, “Şu kişi yaptı” diyor. Hâlbuki onun onu yapacak bir gücü yok. Her şeyi yapan Allah’tır. Bütün güç, kuvvet Allah’tadır.
Eğitim sistemindeki bozukluk, tek taraflı Darwinizm okutulması. Darwinizm Allah’ı külliyen inkar eden bir sistem. Adam Allahsız, Kitapsız, bilinçaltında dinsiz yetiştiriliyor. Allah’tan korkmadan yetiştiriliyor. Allah’tan korkmayınca yapmayacağı şey yoktur. Mutlaka Darwinizmin bilimsel cevabının da okutulması gerekiyor.
Eğlenirken Allah düşünülmez diye inanıyorlar. Mesela, düğüne gittiğinde, diskoteğe gittiğinde veyahut radyoda müzik çalıyorsa Allah’ı unutması gerektiğine inanıyor. Çok çok yanlış.
Din içerisinde hayatın bütün güzellikleri vardır; müzik, eğlence, neşe, sevinç, sevgi vardır. Din hayatın hepsini kapsar ve hepsini helal hale getirmiştir. Gayrimeşru, haram olan çok az konu vardır. Helallerin haddi hesabı yoktur.
Yas, Allah’a isyanın diğer adıdır. Allah bir şey yaratıyorsa bir hayır vardır. Müslüman yas tutmaz, Peygamberimiz (sav) yasaklamıştır. Şirktir, müşrik adetidir.
İslam’da yas yoktur. Eski Sümerlerde, Hititlerde, eski Mısır’da putperestlerden kalma bir adet olarak bu uygulanıyordu.
Bütün terör faaliyetlerinin kökeninde, bütün şiddetin kökeninde Darwinizm var. Bütün İslam alemi Darwinist. Darwinist eğitimin kaldırılması gerekiyor, başka çözüm yok.
Okullarda Darwinist eğitim vererek “Allah yok” diyorsun. “Bilimsel açıdan yok ama istiyorsan, canın istiyorsa inan” diyorsun. “O zaman ben bilimsel açıdan neyse onu savunurum” diyor onun sahte bilim olduğundan habersiz gençler de ve dinsiz oluyorlar işte. Bu korkunç bir şey. Mutlaka Darwinizmin bilimsel cevabının verilmesi lazım.
Her ahlaksızlık, her zulüm, her cinayet Allah’tan korkmayanların yaptığı olaylardır. Komünistler, Darwinistler, materyalistler yani Allah’a inanmayanlar Allah’tan korkmaz. Onların içinden çıkar. Mesela yobazlar da Allah’tan korkmadıkları için ahlaksızlık yapıyorlar.
Her Allah’tan korkmayan ahlaksızlık yapacak diye bir şey yok. Ama hep ahlaksızlar Allah’tan korkmayanların içinden çıkmıştır. Bu çok önemli. Allah’tan korkan zaten yapamaz, imkansız. Her tecavüz olayı, her ahlaksızlık olayı hep Allah’tan korkmayanlardan çıkmıştır. Bunu bilecekler.
Ahir zamanda Museviler İsrail’de toplanacaklar. Tevrat’ta da belirtiliyor; “Dünyanın her yerinden sizi toplayacağım” diyor. O vakit gelmiş. Demek ki Moşiyah’ın devrindeyiz. Mehdi-Moşiyah devri. Hakikaten her yerden Museviler akın akın İsrail’e geliyor.
Şeytan başarılı bir Müslümanı devirmek ister. Faydalı bir şey yapıyorsa etkisiz hale gelmesini ister. Mesela kitap yazıyor, yazdırtmak istemez. Tebliğ yapıyor, yaptırtmak istemez. Hayırlı bir şey konuşacak, konuşturtmak istemez.
Küfürde şeytan çok çabuk netice alıyor. Yani seri neticeler alıyor, peş peşe. Öfkeyi anında en yüksek noktaya çıkarabiliyor. Adamı çekip vuruyor. Anında zulmettirebilir. Anında vefasızlık gösterttirebilir.
Müslüman dindar insan şeytanı tam kavramada zorlanıyor olabilir de, küfür çok iyi tanır şeytanı. Müslümanın şeytanla teşriki mesaisi, o kadar bağlantısı olmuyor. Çünkü her seferinde yeniyor, kaale almıyor. Mesela sabır gerektiren konularda direkt sabrediyor. Egoistlik yapılabilecek bir şeyde egoistlik hiç yapmıyor.
Şeytan ilginç bir varlık. Yani öyle hayat içerisinde insana elle tutulur bir müdahalesi pek görülmüyor. Ama daha çok duygusallığa itme, karamsarlığa itme gibi o tip yöntemler kullanıyor olduğunu anlıyoruz.