Toprak simsiyah çamur. Koca koca çilekler, ye beni diyorlar böyle toprağın üstünde diri diri, gıcır gıcır, pırıl pırıl maşaAllah.
Hz. Mehdi (a.s.) Tevrat’ı toptan reddeden birisi değildir. Tevrat’ın hak olan kısımlarını kabul edecektir, İncil’in hak olan kısımlarını kabul edecektir. Gerçek Tevrat ve gerçek İncil’i savunacaktır inşaAllah.
HZ. MEHDİ (A.S.) GELMEDEN HİÇBİR ÜLKE TÜRKİYE’NİN LİDERLİĞİNİ KABUL ETMEZ, asla yani. Çünkü mezhepler var, mezhep farklılıkları var. Bir de kavmiyet hırsı da var.
Saatin akrebini, yelkovanını gözlemek mümkün olmuyor. Yani çok dikkat versen bile çok zordur. Mehdiyet’in gelişmesi de öyledir. Takip etmek çok güçtür, zor fark edilir.
Hakikaten çok güzel zamandayız. Bak yavaş yavaş herkesin gözü önünde Mehdiyet gelişiyor. Daha 9-10 yıl var. Ama her yıl gittikçe gittikçe gelişecek. Adım adım yavaş geliştiği için insanlar fark edemiyor. Hz. Mehdi (a.s.)’ı da o yüzden fark edemeyecekler.
Kadın dediğin böyle uzaktan baktın mı güzelliğine hayran olacaksın, saygı duyacaksın, değer vereceksin. Muhteşem bir varlık olarak kendini göstermesi lazım.
DÜNYANIN BELAYA İHTİYACI YOK, DÜNYANIN SEVGİYE İHTİYACI VAR. KIYAMETE GELDİK ARTIK SON VAKİT. Dünya çürüdü. Ne sanatçı çıkıyor, ne şeyh geliyor artık. Tiyatro oyunu yok, resim yapamıyorlar. Kaliteli bir tane tablo yok. Bir tane kaliteli heykel yapamıyorlar. Hep böyle acayip berbat.
HASET EDENİNİZ ÇOK OLUR. DOLAYISIYLA DA SEVABINIZ ÇOK OLUR. Ne mutlu size, ne mutlu bizlere, maşaAllah. HASET EDENİN DE ALLAH AKLINI ALIR. DELİ OLURLAR HASET EDENLER. Akli dengesi yerinde olmaz, ruhu bedenine saldırır.
Münafık bir cenderenin içindedir, bilmez. Münafık çok özgür faaliyet yapacağını zanneder. Yani istediği faaliyeti, istediği kötülüğü yapabileceğini zanneder. Halbuki münafığın yapacağı bütün eylemler Allah tarafından kodlanmıştır, Allah Katında yaratılmıştır ve bitmiştir.
Münafık kızdırmak çok zevklidir.
Sevgiyle ilacın ne alakası var? Sevgi ilacı mı satılıyor memlekette, var mı öyle bir şey dünyada? MUHABBETİN, COŞKUNUN, HEYECANIN İLACI OLMAZ; BUNLAR ANCAK İMANLA YAŞANIR.
Bizim kıskananımız çok. O da benim hoşuma gidiyor. Çünkü KISKANILMAK BEĞENİLMENİN ALAMETİDİR, ÜSTÜNLÜK ALAMETİDİR.
Bu doktor dövmeler, doktor bıçaklamalar, kadınları kesmeler, hanımları vurmalar... Bunlar hep Mehdiyet’in eksikliğinin meydana getirdiği facialardır.
Atatürkçülük bir din değildir. Akılcı, vicdanla olaya bakmanın adına Atatürkçülük demişler. Dolayısıyla o konuda da ifrata kaçan, Atatürkçülüğü din gibi tanıtan bir üslup yanlış olur.
Yobazlığa Atatürk de karşı, biz de karşıyız. Atatürk bilimi ve sanatı seviyordu. Biz de bilimi ve sanatı seviyoruz. O da Türk İslam Birliği’ni istiyordu, biz de istiyoruz. Aklın yolu birdir. Aklın yoluna Atatürkçülük demişler, olay bu.
İslam’ın anlatılmasında, İslam’ın yaşanmasında laiklik son derece hayati bir konudur.
Laiklik ilkesi çok hayatidir, Kuran’ın bir hükmüdür. Gerçek İslam’ın yaşanması için, münafıklara göz açtırılmaması için, onların hayat sahasının kapanması için bir nimettir.
Her biri ayrı bir padişahlık sistemi kurmak istiyor. Dolayısıyla Mehdi (as)’ı kabul etmek istemiyorlar. Çünkü enaniyetlerini yerle bir edecek bir şahıs Mehdi (as). O yüzden şeytani bir direnişle direniyorlar.
Detay yüzünden koskoca dünyayı dinsizlerin eline verdi yobazlar. Detaylara girmeseler dünya Müslüman olacaktı.
Hz. Mehdi (as) döneminde kadınların çok rahat edeceği, beylerin çok rahat edeceği, gençliğin sevinç, heyecan, neşe içinde olacağı, bayramın güzelliklerinin her yeri saracağı bir atmosfer olacak inşaAllah.
İffetini koruması kadın için çok kolaydır. Erkeğin de iffetini koruması çok kolaydır. Aklına, vicdanına bırakılmıştır. Akılla, vicdanla, imanla insan kendini muhafaza eder.