HARUN YAHYA
logo
HARUN YAHYA

  • Tüm Eserler
  • Kitaplar
  • Makaleler
  • Videolar
  • Görseller
  • Sesler
  • Alıntılar
  • Diğer

Adnan Oktar'ın Hayatı ve Eserleri
Harun YahyaAdnan Oktar'ın Hayatı ve Eserleri
ESERLER
KitaplarMakalelerVideolarGörsellerSeslerAlıntılarDiğer
KONULAR
VatikanSosyalizmAydınlanma çağıFransız DevrimiDönmeSabetayistJakobenizmMasonik MedyaSiyasi SiyonizmJön Türkİttihat ve TerakkiAbdülhamitAnti-NaziDünya Siyonist ÖrgütüNuremberg KanunlarıMussolini1. Dünya savaşıAdolf EichmannGoyimRothschild HanedanıThink-TankCFRRockefellerSoğuk SavaşStalinEkim DevrimiSovyetler BirliğiBilderbergVietnamAIPACLobiFuarGüneydoğuYunanistanYeni Dünya DüzeniKızıldenizJeopolitikGaziVergiGümrük2023AntilopBoğaAvrasya İslam ŞuarasıNobel Barış ödülüHastaneSosyal Güvenlik KurumuAli BabacanTurgut ÖzalSuikastGaffar OkkanMuhsin YazıcıoğluRosette NebulaAstronomiGül
Harun Yahya © 2025
Harun Yahya © 2025
        İnsanların neşesi, mutluluğu ve özgürlüğü hayatidir. Tayyip Hocam ve Hükümetimiz’den istirham ediyoruz, “İnsanların mutlu olmasını istiyoruz, neşeye hürriyete öncelik vereceğiz. Gençlerin kadınların özgür olmasını istiyoruz. Hayatın dolu dolu olmasını istiyoruz.” açıklamalarına öncelik verirlerse çok güzel olur.
        İnsanların neşesi, mutluluğu ve özgürlüğü hayatidir. Tayyip Hocam ve Hükümetimiz’den istirham ediyoruz, “İnsanların mutlu olmasını istiyoruz, neşeye hürriyete öncelik vereceğiz. Gençlerin kadınların özgür olmasını istiyoruz. Hayatın dolu dolu olmasını istiyoruz.” açıklamalarına öncelik verirlerse çok güzel olur.
        Pek çok yerde samimi dindarlık hakim olmadığı için insanların neşeyi yaşayacakları ortam da olmuyor. İnsanların mutsuzluğunun nedeni de imanın neşesinin bilinmemesidir. Arada parazitler olduğu için oluşan ortam gençleri çok geriyor. Hiçbir yerde sevgi olmamasına alışmış oluyorlar. Korkunç bir hayatı baştan kabul ediyorlar. Ya da suni sevgiye, çıkara dayalı bir sisteme razı oluyorlar. Gerçek sevgiyi değil sevginin edebiyatını biliyorlar.
        Pek çok yerde samimi dindarlık hakim olmadığı için insanların neşeyi yaşayacakları ortam da olmuyor. İnsanların mutsuzluğunun nedeni de imanın neşesinin bilinmemesidir. Arada parazitler olduğu için oluşan ortam gençleri çok geriyor. Hiçbir yerde sevgi olmamasına alışmış oluyorlar. Korkunç bir hayatı baştan kabul ediyorlar. Ya da suni sevgiye, çıkara dayalı bir sisteme razı oluyorlar. Gerçek sevgiyi değil sevginin edebiyatını biliyorlar.
        Herkesin neşeli, birbirine selam verdiği, birbirine iltifat ettiği, kadınların çok özgür olduğu ve saygı gördüğü bir toplum olması güzeldir. İnsanları sevmek, onlarla arkadaş ve dost olmak dünyanın en güzel nimetidir. Ama insanlar en zevkli şeyleri terk etmişler; dost olmayı, vefayı, sevmeyi terk etmek çok acı bir durumdur.
        Herkesin neşeli, birbirine selam verdiği, birbirine iltifat ettiği, kadınların çok özgür olduğu ve saygı gördüğü bir toplum olması güzeldir. İnsanları sevmek, onlarla arkadaş ve dost olmak dünyanın en güzel nimetidir. Ama insanlar en zevkli şeyleri terk etmişler; dost olmayı, vefayı, sevmeyi terk etmek çok acı bir durumdur.
        Din hayatı öldürmez. Din hayata neşe verir. İnsan dindar olduğunda canlı, neşeli, hayat dolu bir karaktere girer. Gelenekçi İslam bunun aksini anlattığı için insanlar dindar olmayı içe kapanmak ve hayatı öldürmek olarak görüyorlar. Böyle olunca da ibadetlerini yapmak için yaşlanmayı bekliyorlar. “Yaşlanınca zaten yaşama zevkim kalmayacak, o zaman ibadet etmekle bir kaybım olmaz” diye düşünüyorlar. İbadet gençken de yaşlıyken de her yaşta yapılır. Dini yaşlandığı döneme ertelemek gelenekçi İslam anlayışının sebep olduğu bir yanılgıdır.
        Din hayatı öldürmez. Din hayata neşe verir. İnsan dindar olduğunda canlı, neşeli, hayat dolu bir karaktere girer. Gelenekçi İslam bunun aksini anlattığı için insanlar dindar olmayı içe kapanmak ve hayatı öldürmek olarak görüyorlar. Böyle olunca da ibadetlerini yapmak için yaşlanmayı bekliyorlar. “Yaşlanınca zaten yaşama zevkim kalmayacak, o zaman ibadet etmekle bir kaybım olmaz” diye düşünüyorlar. İbadet gençken de yaşlıyken de her yaşta yapılır. Dini yaşlandığı döneme ertelemek gelenekçi İslam anlayışının sebep olduğu bir yanılgıdır.
        Mümine ağlamak, üzülmek yakışmaz. Çok ağlamak, az gülmek küfrün özelliğidir. Mümin ağlamaz, her zaman sevinç, hayır ve güzellik içinde olur.
        Mümine ağlamak, üzülmek yakışmaz. Çok ağlamak, az gülmek küfrün özelliğidir. Mümin ağlamaz, her zaman sevinç, hayır ve güzellik içinde olur.
        Bağnazlık şeytanın bir oyunudur, şeytanın dinidir. İslam Kuran’ın dinidir. İslam dini arı ve tertemiz nur gibi dindir. Bağnazlık ise süt ile zehrin karışması gibidir. İslam dini görgü, neşe, kalite, sevinç, mutluluk, sevgi ve huzur dinidir.
        Bağnazlık şeytanın bir oyunudur, şeytanın dinidir. İslam Kuran’ın dinidir. İslam dini arı ve tertemiz nur gibi dindir. Bağnazlık ise süt ile zehrin karışması gibidir. İslam dini görgü, neşe, kalite, sevinç, mutluluk, sevgi ve huzur dinidir.
        Allah’ı çok sevdiğimiz için cennette onun neşesi içinde olacağız. Sonsuz bir akla, sonsuz bir güzelliğe teslim olduğumuzu bildiğimiz, sonsuz güzelliğin bizi sevdiğini bildiğimiz için, O’nun bize gösterdiği her nimetten, her güzellikten çok hoşnut olacağız.
        Allah’ı çok sevdiğimiz için cennette onun neşesi içinde olacağız. Sonsuz bir akla, sonsuz bir güzelliğe teslim olduğumuzu bildiğimiz, sonsuz güzelliğin bizi sevdiğini bildiğimiz için, O’nun bize gösterdiği her nimetten, her güzellikten çok hoşnut olacağız.
        İngiliz derin devleti bir ülkeyi yıkmak ya da parçalamak istediğinde önce o ülkede sanatın, bilimin, kültürün olmadığı, zevksiz, kirli, kavgacı, sevgiyi ve nezaketi bilmeyen insanlardan oluşan bir ortam meydana getiriyor. O zaman bu ülkeleri yıkmak çok kolay oluyor. “Bakın İslam’ı yaşayan bu ülkeler böyle bir felaketin içine sürükleniyor, bu ülkeleri yıkıp yeniden kuralım” diyorlar. Suriye’de ve Irak’ta hep aynı taktiği uyguladılar. Şimdi de Türkiye’ye aynı şeyi uygulamak istiyorlar. Sanatın, güzelliğin, kadın özgürlüğünün, neşenin, bilimin olmadığı, insanların yaşama sevincinin kalmadığı, içine kapalı bir ülke oluşturmak istiyorlar. Biz buna ilimle irfanla müsaade etmedik ve etmeyeceğiz. Kuran’ın aydınlık, modern, kaliteli, nezih, sevgi ve hayat dolu ruhunu yaşantımızla gösteriyoruz ve tüm Türkiye’ye, dünyaya bu güzel Kuran ahlakının hakim olmasını istiyoruz.
        İngiliz derin devleti bir ülkeyi yıkmak ya da parçalamak istediğinde önce o ülkede sanatın, bilimin, kültürün olmadığı, zevksiz, kirli, kavgacı, sevgiyi ve nezaketi bilmeyen insanlardan oluşan bir ortam meydana getiriyor. O zaman bu ülkeleri yıkmak çok kolay oluyor. “Bakın İslam’ı yaşayan bu ülkeler böyle bir felaketin içine sürükleniyor, bu ülkeleri yıkıp yeniden kuralım” diyorlar. Suriye’de ve Irak’ta hep aynı taktiği uyguladılar. Şimdi de Türkiye’ye aynı şeyi uygulamak istiyorlar. Sanatın, güzelliğin, kadın özgürlüğünün, neşenin, bilimin olmadığı, insanların yaşama sevincinin kalmadığı, içine kapalı bir ülke oluşturmak istiyorlar. Biz buna ilimle irfanla müsaade etmedik ve etmeyeceğiz. Kuran’ın aydınlık, modern, kaliteli, nezih, sevgi ve hayat dolu ruhunu yaşantımızla gösteriyoruz ve tüm Türkiye’ye, dünyaya bu güzel Kuran ahlakının hakim olmasını istiyoruz.
        Müslümanın elinden gülmeyi, neşeyi, nezaketi, bilimi, sanatı ve kadın güzelliğini almışlar, bu yüzden kolaylıkla İslam alemini ezebiliyorlar.
        Müslümanın elinden gülmeyi, neşeyi, nezaketi, bilimi, sanatı ve kadın güzelliğini almışlar, bu yüzden kolaylıkla İslam alemini ezebiliyorlar.
        Gençlerin dimağının açılacağı neşeli ortamlar olması önemlidir. Gece gündüz ders çalış, eve gel internete bak, biraz televizyon izle, sabah kalk tekrar otobüs kuyruğuna gir, gençlerin neşesini elinden alan bir hayat olmamalı. Eğlence gençlerin dimağını açan bir güzelliktir. Gençler dost olacak, arkadaş olacak, iyiliği kaliteyi görecek, güzel şeyler görecek, dolu dolu yaşayacak. Bunlar illa para gerektiren şeyler değil, gönül işidir bunlar. Eğlence ruhun gıdasıdır. Eğlence, neşe, canlılık, sevgi olmadığında gençlerin dimağları kapanır, ciltleri ve sağlıkları da bozulur. Gençlerin eğlenmesi gülmesi hareketli neşeli olması milli bir konu olarak ele alınmalı.
        Gençlerin dimağının açılacağı neşeli ortamlar olması önemlidir. Gece gündüz ders çalış, eve gel internete bak, biraz televizyon izle, sabah kalk tekrar otobüs kuyruğuna gir, gençlerin neşesini elinden alan bir hayat olmamalı. Eğlence gençlerin dimağını açan bir güzelliktir. Gençler dost olacak, arkadaş olacak, iyiliği kaliteyi görecek, güzel şeyler görecek, dolu dolu yaşayacak. Bunlar illa para gerektiren şeyler değil, gönül işidir bunlar. Eğlence ruhun gıdasıdır. Eğlence, neşe, canlılık, sevgi olmadığında gençlerin dimağları kapanır, ciltleri ve sağlıkları da bozulur. Gençlerin eğlenmesi gülmesi hareketli neşeli olması milli bir konu olarak ele alınmalı.
        Bizim merhamet, sevgi, dostluk anlayışımız Kuran’a dayalı olduğu ve bu konuda kararlı olduğumuz için insanların İslam’a karşı tepkilerine set oluyor. Bizim hayatımız İslamofobi’ye karşı kesin cevap. İslam’da sanat yoktur diyorlar, tablolarımızı gösteriyoruz. İslam’da kalite yoktur diyorlar, evlerimizi görüyorlar. İslam’da neşe yoktur diyorlar, bizim yayınlarımızı görüyorlar. İslam’da kadına baskı vardır diyorlar, bizim arkadaşlarımızın özgürlüğünü görüyorlar. Varlığımızla İslamofobi’yi set olan en önemli fikri güç olduk.
        Bizim merhamet, sevgi, dostluk anlayışımız Kuran’a dayalı olduğu ve bu konuda kararlı olduğumuz için insanların İslam’a karşı tepkilerine set oluyor. Bizim hayatımız İslamofobi’ye karşı kesin cevap. İslam’da sanat yoktur diyorlar, tablolarımızı gösteriyoruz. İslam’da kalite yoktur diyorlar, evlerimizi görüyorlar. İslam’da neşe yoktur diyorlar, bizim yayınlarımızı görüyorlar. İslam’da kadına baskı vardır diyorlar, bizim arkadaşlarımızın özgürlüğünü görüyorlar. Varlığımızla İslamofobi’yi set olan en önemli fikri güç olduk.
        Bizim programımızda Kuran’la çelişen bir husus yok, ama gelenekçi Ortodoks sistemle çelişir. Çünkü bizim hayatımızda kadına saygısızlık, haşa kadını hayvan yerine koyan, sanatı, bilimi, kaliteyi düşman gören bir anlayış yok. Kuran hayata sevinç, neşe, güzellik, saygı ve sevgi getirir. Bizim hayatımız Kuran'a, Peygamberimiz dönemi İslam anlayışına tam uygun.
        Bizim programımızda Kuran’la çelişen bir husus yok, ama gelenekçi Ortodoks sistemle çelişir. Çünkü bizim hayatımızda kadına saygısızlık, haşa kadını hayvan yerine koyan, sanatı, bilimi, kaliteyi düşman gören bir anlayış yok. Kuran hayata sevinç, neşe, güzellik, saygı ve sevgi getirir. Bizim hayatımız Kuran'a, Peygamberimiz dönemi İslam anlayışına tam uygun.
        Sanatı, sevinci, müziği, eğlenceyi ortadan kaldırmak, şortlu mini etekli kızlara saldırmak, Türkiye’de özgürlük olmadığını göstermeye çalışmak İngiliz derin devletinin Hükümet aleyhindeki bir oyunu.
        Sanatı, sevinci, müziği, eğlenceyi ortadan kaldırmak, şortlu mini etekli kızlara saldırmak, Türkiye’de özgürlük olmadığını göstermeye çalışmak İngiliz derin devletinin Hükümet aleyhindeki bir oyunu.
        Gençler Kuran Müslümanlığının ışığında yaşamak istiyorlar, hepsi dostluk, sevgi, kardeşlik, kalite, neşe, özgürlük istiyor. Gençliğin bu güzel taleplerde ısrarcı olması bizim ilmi çalışmalarımızın güzel bir neticesi.
        Gençler Kuran Müslümanlığının ışığında yaşamak istiyorlar, hepsi dostluk, sevgi, kardeşlik, kalite, neşe, özgürlük istiyor. Gençliğin bu güzel taleplerde ısrarcı olması bizim ilmi çalışmalarımızın güzel bir neticesi.
        Cumhuriyetin ilk yıllarından beri devam eden ve çoğu zaman açıkça ifade edilmeyen bir “halkı ikiye bölme” hareketi vardır. Bir tarafta Atatürkçü, aydın, resmi, müziği, dansı, heykeli, sanatı seven, hayat dolu bir kesim. Diğer tarafta Atatürk’ten hoşlanmayan, içine kapalı, müzikten resimden sanattan da haz etmeyen, eğlenceye neşeye karşı bir kesim. Bu Türkiye’de eskiden beri devam eden, adı konulmamış bir ayrışmadır ve iki taraf da bir şekilde birbirine öfke duyar ve uzlaşamaz. Genellikle darbelerde de bu ayrışma bahane gösterilir. 60’da, 71’de, 80’de hep böyle olmuştur. Darbelerin anatomisi incelendiğinde bu durum açıkça görülür. İşte biz bu uzlaşmazlığı ortadan kaldıran bir anlayışa sahip olduğumuz için hedef oluyoruz. Biz anlatımlarımızla hem iki kesimin birbirine öfkesini ortadan kaldırıyoruz, hem de bu iki kesimin hayatlarının birbiriyle uzlaşmasını sağlıyoruz. Atatürkçü aydın kültürlü bilgili resimden sanattan hoşlanan kesimle dindarlar arasında bir mesafe olmasına gerek olmadığını gösteriyoruz. Aydın, modern, neşeli, hayat dolu, sanatı müziği güzelliği seven, kaliteye önem veren, Kuran’a sadık, Kuran’a mutabık sünneti uygulayan bir arkadaş topluluğu olarak varlığımızla çok önemli bir fitneyi izale ediyoruz. Hem iki kesim arasında uzlaşma sağlıyoruz hem de iki kesimin birbirine olan öfkesinin yersiz olduğunu gösteriyoruz. Böylece milletin ve vatanın birliğine yönelik çok önemli bir hizmet veriyoruz. Çoğu kişi bunun farkında değil ama İngiliz derin devleti farkında ve bu yüzden var gücüyle bizim üzerimize geliyor.
        Cumhuriyetin ilk yıllarından beri devam eden ve çoğu zaman açıkça ifade edilmeyen bir “halkı ikiye bölme” hareketi vardır. Bir tarafta Atatürkçü, aydın, resmi, müziği, dansı, heykeli, sanatı seven, hayat dolu bir kesim. Diğer tarafta Atatürk’ten hoşlanmayan, içine kapalı, müzikten resimden sanattan da haz etmeyen, eğlenceye neşeye karşı bir kesim. Bu Türkiye’de eskiden beri devam eden, adı konulmamış bir ayrışmadır ve iki taraf da bir şekilde birbirine öfke duyar ve uzlaşamaz. Genellikle darbelerde de bu ayrışma bahane gösterilir. 60’da, 71’de, 80’de hep böyle olmuştur. Darbelerin anatomisi incelendiğinde bu durum açıkça görülür. İşte biz bu uzlaşmazlığı ortadan kaldıran bir anlayışa sahip olduğumuz için hedef oluyoruz. Biz anlatımlarımızla hem iki kesimin birbirine öfkesini ortadan kaldırıyoruz, hem de bu iki kesimin hayatlarının birbiriyle uzlaşmasını sağlıyoruz. Atatürkçü aydın kültürlü bilgili resimden sanattan hoşlanan kesimle dindarlar arasında bir mesafe olmasına gerek olmadığını gösteriyoruz. Aydın, modern, neşeli, hayat dolu, sanatı müziği güzelliği seven, kaliteye önem veren, Kuran’a sadık, Kuran’a mutabık sünneti uygulayan bir arkadaş topluluğu olarak varlığımızla çok önemli bir fitneyi izale ediyoruz. Hem iki kesim arasında uzlaşma sağlıyoruz hem de iki kesimin birbirine olan öfkesinin yersiz olduğunu gösteriyoruz. Böylece milletin ve vatanın birliğine yönelik çok önemli bir hizmet veriyoruz. Çoğu kişi bunun farkında değil ama İngiliz derin devleti farkında ve bu yüzden var gücüyle bizim üzerimize geliyor.
        Kuran Müslümanlığı’na deccaliyet diş geçiremez. Kuran Müslümanlığı yaşandığında deccaliyetin sonu gelmiş demektir. Çünkü Kuran Müslümanlığında sanatın, kalitenin, görgünün, zevkin, nezaketin, neşenin ve her şeyin en güzeli hakimdir. Kuran Müslümanlığı kesin bir zafer ve üstünlük demektir.
        Kuran Müslümanlığı’na deccaliyet diş geçiremez. Kuran Müslümanlığı yaşandığında deccaliyetin sonu gelmiş demektir. Çünkü Kuran Müslümanlığında sanatın, kalitenin, görgünün, zevkin, nezaketin, neşenin ve her şeyin en güzeli hakimdir. Kuran Müslümanlığı kesin bir zafer ve üstünlük demektir.
        Biz Müslümanlığın güler yüzünü güzelliğini sanat yönünü neşesini ortaya koyunca Deccaliyetn Müslümanlar aleyhindeki silahını elinden aldık.
        Biz Müslümanlığın güler yüzünü güzelliğini sanat yönünü neşesini ortaya koyunca Deccaliyetn Müslümanlar aleyhindeki silahını elinden aldık.
        Darwinist materyalist sistemin ruhsuzluğunu ve gelenekçi Ortodoks sistemin insanların neşesini elinden alan sistemini fikren ortadan kaldırırsak beyin göçü olmaz. İnsanlar güzelliği, sanatı, neşeyi aradıkları için sanatı gördükleri yere gitmeyi tercih ediyorlar. Allah’ın izniyle 3-5-7-9 yıla kadar Türkiye çok değişecek.
        Darwinist materyalist sistemin ruhsuzluğunu ve gelenekçi Ortodoks sistemin insanların neşesini elinden alan sistemini fikren ortadan kaldırırsak beyin göçü olmaz. İnsanlar güzelliği, sanatı, neşeyi aradıkları için sanatı gördükleri yere gitmeyi tercih ediyorlar. Allah’ın izniyle 3-5-7-9 yıla kadar Türkiye çok değişecek.
        Hastalıklar insanın Allah’a yaklaşmasında çok önemli bir vesiledir. İnsanların çoğunda Allah’tan uzak durma mantığı oluyor. Oysa Allah’tan uzak olduğunda insan her şeyini kaybeder; sevgi gücünü, derinliğini, neşesini, varlık amacını… Hastalık insanları tüm bu kayıplardan uzaklaştırır. Zahirde zorluk gibi görünür ama batında insana çok güzellik kazandırır.
        Hastalıklar insanın Allah’a yaklaşmasında çok önemli bir vesiledir. İnsanların çoğunda Allah’tan uzak durma mantığı oluyor. Oysa Allah’tan uzak olduğunda insan her şeyini kaybeder; sevgi gücünü, derinliğini, neşesini, varlık amacını… Hastalık insanları tüm bu kayıplardan uzaklaştırır. Zahirde zorluk gibi görünür ama batında insana çok güzellik kazandırır.
        Deccal İslam’ı dehşet, vahşet, kan dini gibi göstermek istiyor. Bunu göstermek için kullanacağı akılsız insanlar da buluyor. Deccaliyetin bu oyununa ilimle irfanla müsaade etmeyeceğiz. İslam’ın aydınlık, güzellik, neşe, sevinç, kalite, sanat olduğunu tüm dünyaya göstereceğiz.
        Deccal İslam’ı dehşet, vahşet, kan dini gibi göstermek istiyor. Bunu göstermek için kullanacağı akılsız insanlar da buluyor. Deccaliyetin bu oyununa ilimle irfanla müsaade etmeyeceğiz. İslam’ın aydınlık, güzellik, neşe, sevinç, kalite, sanat olduğunu tüm dünyaya göstereceğiz.
        133
          1
        • 1
        • 2
        • 3
        • 4
        • 5
        • 6
        • 7
        / 7
          1
        • 1
        • 2
        • 3
        • 4
        • 5
        • 6
        • 7
        133
        / 7