Kainatın her noktasında
görülen hassas dengeler, koku alma sisteminde de kendilerini belli
ederler. Her canlının koku alma kapasitesi, bulunduğu ortama ve
ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak düzenlenmiştir. İnsanı
ele alalım. Eğer koku alma duyarlılığımız daha az olsaydı, bizim
için tehlike oluşturan durumları fark edemeyebilirdik. Koku alma
duyumuz bir köpekteki kadar güçlü olsaydı, her an dikkatimizi dağıtan
ve oldukça rahatsızlık veren durumlar ortaya çıkardı; belki de hayat
bir kabusa benzerdi. Söz konusu dengeler koku moleküllerinin yapılarında
da görülebilir. Örneğin, normal şartlarda bize güzel gelen bir koku
yüksek konsantrasyonda olduğunda hoşumuza gitmez. Örnek olarak,
bitkilerin kokuları bahçede oldukça etkileyicidir, ancak aynı bitkilerden
yapılan ağır bir esans rahatsız edicidir. Bu da onların insan için
ideal oranda yaratıldıklarının bir göstergesidir.
Koku ile ilgili her detayın insan yaşamı için özel olarak yaratıldığı
ve Allah'tan bir nimet olduğu açıktır. Bu nimetin büyüklüğünü anlayabilmek
için bir anlığına halihazırdaki sistemin tam aksini var sayalım.
Doğadaki birçok yiyecek bizim için hayati önem taşımasına rağmen
kötü, hatta iğrenç kokulara sahip olabilirdi. Bir düşünün; su benzin
gibi, ekmek küflenmiş bir yiyecek gibi, peynir de atık madde gibi
koksaydı neler olurdu? Ne kadar aç ve susuz olursak olalım, bunları
yemek ve içmek bir hayli azap verirdi. Hatta en sevdiğimiz yiyecekleri
yemek, tiksindirici kokuları nedeniyle bir ızdıraba dönüşür ve katlanılmaz
bir hal alırdı. (Harun Yahya, Koku
ve Tat Mucizesi)
Doğduğumuzdan beri birlikte yaşadığımız kokular, gaflet içindeki
insana doğal ve kendiliğinden meydana gelmiş gibi görünebilir. Yukarıdaki
detayları derin bir şekilde düşünenler ise apaçık gerçeği fark etmekte
gecikmeyeceklerdir: Gereksinim duyduğumuz yiyecekleri ve bitkileri
sahip oldukları çekici kokularla birlikte yaratan Rahman ve Rahim
olan Allah'tır. Sınırsız ihsan ve lütuf sahibi olan Rabbimiz, vücudumuzun
her sisteminde olduğu gibi koku almayı da bizim rahatımıza uygun
olarak yaratmıştır. Sonsuz merhameti ve şefkatiyle, bize faydalı
olan şeyleri sevdirmiş, zararlı olanları çirkin göstermiştir. Bize
düşen, kokladığımız güzel kokuları Allah'ın yarattığını ve bizlere
lütfettiğini düşünüp şükretmektir. Bu güzel davranışı gösterenler,
Allah dilerse, söz konusu nimetlerin asıllarına sürekli olarak cennette
kavuşacaklardır. Allah'ın nimetlerini yalanlayıp nankörlük edenler
ise, cehennemde kendileri için özel olarak hazırlanmış irin ve kan
karışımını, darı dikenini ve kaynar suyu bulacaklardır. Bunlar Kuran'da
belirtilen ve kesin olarak gerçekleşecek vaatlerdir.
İnsan Bedeninden Kaynaklanan Kokuların Hatırlattıkları
İnsan, kısa bir süre aç kalsa, biraz hızlı yürüdüğünde veya merdiven
çıktığında ya da günlük işlerini yapmak için hareket ettiğinde eğer
gereken önlemleri almazsa, bedeninde hoş olmayan kokular oluşabilmektedir.
Hiç hareket etmese dahi, banyo ve bakım yapmadığı takdirde, kısa
zamanda ayağından saçına kadar bütün vücudunda kirlenme olur ve
bu da istenilmeyen kokulara sebep olur. Elbette evrendeki herşeyin
belirli bir yaratılış amacı olduğu gibi, insan bedeninde oluşan
bu kötü kokuların da birçok hikmeti vardır.
Şüphe yok ki bunlar, insan için birer acizlik ve eksikliktir. İnsan
bedenine ait bu tür eksiklikler, insanın kendisinin eksik yaratıldığını,
her türlü kusurdan münezzeh olanın ise sadece Allah olduğunu düşünmesine
vesile olur. Bu sayede Allah'ın yüceliğini ve O'na muhtaç olduğunu
daha iyi kavrar. Allah'ın yarattıklarındaki hikmetlerin kavranması
ancak insanın bu şekilde derin düşünceli olmasına bağlıdır.
|