

Vicdan
sahibi insan çevresindeki herşeyin bir iman delili olduğunu bilir.
Denizdeki avını yakalamak üzere suya doğru süzülen bir martının,
toprak üzerinde yürüyen küçük bir karıncanın, her sene kilolarca
meyve veren bir elma ağacının, tonlarca ağırlığına rağmen gökyüzünde
duran bulutların, kısacası gözünü çevirdiği yerde gördüğü herşeyin,
Allah'ın varlığının delilleri olduğunun farkındadır.
Kuran ayetlerinde, iman hakikatlerinin derinlemesine
görülüp anlaşılabilmesi için iki önemli özellikten daha bahsedilmektedir:
Düşünmek ve bilgi sahibi olmak...
Allah, Kuran'daki birçok ayetinde bildirdiği gibi yarattığı
şeyler üzerinde düşünmemizi ve bunlardan öğüt ve ibret almamızı
ister. Nitekim çevremizdeki canlı cansız tüm varlıklar da bizim
Allah'ın sonsuz yaratma gücünü, sanatını, ilmini derin derin tefekkür
etmemiz için yaratılmışlardır. Kuran'da belirtildiği gibi bunların
tümü bir amaç üzerine yaratılmıştır. Bunları önemsemeden geçmek
ve düşünmemek, Allah'ın ayetlerinden yüz çevirmek anlamına gelir
ki, mümin böyle bir tavırdan şiddetle kaçınır.
Allah iman hakikatlerinin düşünen insanlar için bir
anlamı olduğunu belirtmiştir. Ancak burada düşünmekten kastedilen
bazı insanların sandığı gibi "Allah ne kadar güzel yaratmış"
veya "ne kadar muhteşem bir canlı" gibi sadece sözde kalan
ezberlenmiş tepkilerden ibaret değildir. Yapılması gereken uzun
uzun, derin ve kapsamlı bir şekilde Allah'ın yarattıkları hakkında
düşünmek, yaratılıştaki hikmet ve incelikleri tespit etmek, böylelikle
Allah'ın sonsuz ilmine, kudretine ve sanatına şahit olarak Rabbimiz'i
tanımaktır. Bu bölümde bitkilerden verilen örneklerle amaçlanan
da budur.
|