İlk bakışta basit gibi
görünse de bu işlem sırasında gerçekleşen ara işlemler çok ve karmaşıktır
ki, olayı ayrıntılarıyla anlatmak sayfalar tutar.
Bu noktada şunu unutmamak gerekir. Atomların birleşiminden oluşan
enzimler, DNA sarmalının yarısına bakar, eksik bölümleri tespit
eder, eksikleri ilgili yerlerden temin ederek, en uygun yerlere
eklerler. Bu şekilde DNA'nın kopyalanması gerçekleşmiş olur. Şuursuz,
akıl ve bilgisi olmayan küçücük yapıların bu kadar kompleks, bilgi,
bilinç ve akıl gerektiren işlemleri kusursuzca yerine getirmeleri
sadece okuyarak geçilecek bilgiler değildir. Bu bilgilerin insana
düşündürdüğü bazı gerçekler vardır.
Kopyalama sırasında ortaya çıkan yeni DNA molekülleri denetleyici
enzimler tarafından defalarca kontrol edilir. Yapılmış bir hata
varsa -ki bu hatalar son derece hayati olabilir- derhal tespit edilir
ve düzeltilir. Hatalı şifre kopartılıp yerine doğrusu getirilir
ve monte edilir. Bütün bu işlemler öyle baş döndürücü bir hızla
yapılır ki, dakikada 3.000 basamak nükleotid üretilirken bir yandan
da tüm bu basamaklar görevli enzimler tarafından defalarca kontrol
edilir ve gereken düzeltmeler yapılır.
DNA'nın çoğaltılması işleminin ne kadar büyük bir hızda gerçekleştiğini
daha iyi anlamak için şu bilgiler daha da açıklayıcı olacaktır:
Bir hücre bölünmesi 20 ila 80 dakika arasında sürer ve bu esnada
DNA'daki bilgi de kopyalanarak çoğaltılmalıdır. Yani DNA'daki 3
milyar bilgi, 20 ila 80 dakika arasındaki bir sürede hiçbir hata,
unutma veya eksiklik olmadan kopyalanabilmektedir. Bu, bir kütüphane
dolusu bilginin veya 1000 kitabın veya bir milyon sayfalık yazının
bu kadar kısa sürede hiç hata ve eksiklik olmadan çoğaltılması kadar
mucizevi bir olaydır. Ve dikkat edin, bu işlemi gerçekleştirenler
teknolojik aletler, üstün nitelikli fotokopi makinaları değil, bazı
atomların birbirine eklenmesiyle oluşan enzimlerdir.
Büyük bir hızla üretilen yeni DNA molekülünde, dış etkiler sonucunda
normale göre daha fazla hatalar yapılabilir. Bu sefer hücredeki
ribozomlar, DNA'dan gelen emir doğrultusunda DNA onarım enzimleri
üretmeye başlarlar. Böylece DNA kendi kendini korur ve hem kendisini
hem soyun devamını güvence altına alır.
Hücreler de insanlar gibi doğar, çoğalır ve ölürler. Ancak hücrelerin
ömrü meydana getirdikleri insanın ömründen çok daha kısadır. Örneğin
altı ay önce bedenimizi oluşturan hücrelerin bugün büyük bir çoğunluğu
hayatta değildir. Fakat zamanında bölünerek yerlerine yenilerini
bıraktıkları için, siz şu anda hayatta kalabilmektesiniz. Bu yüzden
hücrelerin çoğalması, DNA'nın kopyalanması gibi işlemler -her ne
kadar çok karmaşık da olsalar- insanın varlığını sürdürmesi açısından
en ufak bir hataya yer verilmemesi gereken hayati işlemlerdir. Çoğaltma
işlemi o kadar kusursuz işler ki, hata oranı 3 milyar basamakta
yalnızca bir basamaktır. Bu tek hata da herhangi bir probleme sebep
olmadan vücuttaki daha üst kontrol mekanizmaları tarafından yok
edilir.
İşin en ilginç yönü de, DNA'nın hem üretimini sağlayan hem de yapısını
denetleyen bu enzimlerin, yine DNA'da kayıtlı olan bilgilere göre
ve DNA'nın emir ve kontrolünde üretilmiş proteinler olmasıdır. Ortada
içiçe geçmiş öyle muhteşem bir sistem vardır ki, böyle bir sistemin
kademe kademe oluşan tesadüflerle bu hale gelmesi hiçbir şekilde
mümkün değildir. Çünkü enzimin olması için DNA'nın olması, DNA'nın
olması için de enzimin olması, her ikisinin olması içinse hücrenin
de, zarından diğer bütün kompleks organellerine kadar eksiksiz olarak
var olması gerekir.
Buraya kadar özetlenen bilgilerde de görüldüğü gibi bütün bir gün
boyunca siz hiç farkında değilken, vücudunuzda sizin yaşamınızın
problemsiz olarak devam etmesi için akıl almaz bir titizlik ve sorumluluk
anlayışı içinde sayısız işlem yapılır, tedbirler alınır. Vücudunuzdaki
bütün elemanlar görevlerini eksiksiz olarak ve başarıyla yerine
getirirler. Allah en büyüğünden en küçüğüne, en basitinden en karmaşığına
kadar sayısız atomu ve molekülü sizin yaşamınızı güzel ve sağlıklı
bir biçimde sürdürmeniz için hizmetinize vermiştir. Allah bir ayette
şöyle bildirir:
"… Şüphesiz Allah, insanlara karşı (sınırsız)
bir fazl sahibidir. Ancak insanların çoğu şükretmiyorlar." (Mümin
Suresi, 61)
|