 |


58.
FİLLER |
Filler
gibi birbirinden çok uzaklarda yaşayan hayvanlarda "iletişim"
çok önemlidir. Bir yavru fil uyumak istediğinde çok geniş
bir alana dağılmış sürü bireylerinin hepsi durup onun uyanmasını
beklerler. Bu iletişimin sebebi sadece fillerin koku alma
duyularının çok keskin olması değildir. Filin alnında, 20
hertzin altında frekanslarda boğuk bir ses çıkartan bir organ
bulunmaktadır. İşte bu organ sayesinde filler kendi aralarında,
diğer canlıların anlayamayacağı gizli ve şifreli bu dili kullanarak
konuşmaktadırlar. Fillerin çıkardıkları bu boğuk tonlar, yani
çok uzun dalgalar, kısa dalgalardan çok daha uzaklara gidebilir.
Bundan dolayı fillerin bu frekanstaki gizli dili uzun mesafeli
görüşmeler için idealdir.
National Geographic, Ağustos 1989, s.264-267
|
 |
59.
İSTRİDYELER |
Suyun
içinde rahatça hareket eden istiridyelerin nasıl hareket ettiğini
bulmak isteyen bilim adamları Saint-Jacques istiridyesinin
mekanik sistemini incelemişlerdir. İstiridyeler önce açılırlar
ve içeri bir miktar su alırlar. Sonra bu suyu yumuşak dokulu
bir kesenin içine hapsederler. Ardından, menteşelerinde bulunan
iki delikten (kabuklarının birleşim yerlerindeki iki delik)
suyu dışarı atarlar. Yumuşakça, bu sayede öne doğru fırlar.
Sahip olduğu elastiki bağ, kabuğunu hiçbir güç harcamaksızın
tekrar açmasına imkan verir.
Bilim ve Teknik, Sayı 296, s.13
|
 |
60.
KARTAL |
Kartal
inişini yaparken, kuyruğunu havalandırır ve onu vücuduna göre
bir açıyla aşağı çekerek hızını azaltır. Kanatlarının uçlarını
alçaltarak onları fren olarak kullanır. Hızını kaybederken,
kanatların üstünde oluşan hava akımı onun düşme tehlikesinin
artmasına neden olur. Bunu "alulas"larını kaldırarak
önler. Alulaslar uçan kuşların kanatlarının ucunda bulunan
üç-dört tüy öbeğidir. Bunlar kanat yüzeyinde havanın çizgi
halinde akmasına yardımcı olur. Artık kuş neredeyse tüm hızını
kaybetmiştir. Dev pençelerini ileri doğru uzatır, dalı kavrar
ve böylece tamamen durur.
David Attenborough, The Life of Birds, s.51
|
|
|
|
 |