Dokunma Duyusu Beyinde Gelişir

Şu anda bu satırları okurken, üzerinizdeki kıyafetleri -derinizle sürekli temas halinde olmalarına rağmen- hissetmiyorsunuz. Giydiğiniz ilk anda kıyafetinizin cildinizdeki temasını hissedersiniz, ancak kısa bir süre sonra bu his kaybolur. Çünkü derinizdeki alıcılar belirli bir süre sonra beyninize sinyal göndermeyi durdururlar. Bu harika sistem olmasaydı; giyinmek gibi sıradan bir olay dahi tahammül edilemez bir hal alırdı. Ayrıca kıyafetlerin insanın dikkatini dağıtması nedeniyle, diğer sinyaller algılanamayabilirdi. Kısacası bu durumda hayat çok zorlaşırdı.

Diğer tüm duyu organlarımız gibi, dokunma hissi de beyinde oluşur. Yani bir cisme dokunduğumuzda onun sert, yumuşak, ıslak, yapışkan veya ipeksi olduğunu beynimizde algılarız. Parmak uçlarınıza gelen etkiler, beynimize yine elektrik sinyali olarak ulaştırılır ve bu sinyaller beynimizde dokunma hissi olarak algılanır. Çay içerek yakın bir dostu ile sohbet eden bir insan, sıcak çay bardağından eli yanınca hemen bardağı elinden bırakır. Ancak burada da söz konusu kişi, bardağın sıcaklığını gerçekte beyninde hisseder.

Bütün duyu organları dünyayla bağlantımızı sağlayan, hayatımızı güzelleştiren birer nimettir. Üstelik yüce Allah bunları insana karşılıksız olarak vermiştir. Akıl ve vicdan sahibi bir kişi kendisine verilen bunca nimete karşı şükretmesi gerektiğini bilir ve ona göre davranır. Nitekim Allah, Kuran'ın pek çok ayetinde insanın yaratılışına dikkat çekmiş ve insanları bu yaratılış üzerinde düşünmeye davet etmiştir:

"Ey insan, 'üstün kerem sahibi' olan Rabbine karşı seni aldatıp-yanıltan nedir? Ki O, seni yarattı, 'sana bir düzen içinde biçim verdi' ve seni bir itidal üzere kıldı. Dilediği bir surette seni tertib etti." (İnfitar Suresi, 6-8)

geri