"Spin" Hareketinin Hayati Önemi
Görüldüğü gibi, "spin" hareketi, evrenin oluşumunda son derece
hayati bir öneme sahiptir. Stephen Hawking bu durumu şöyle ifade
etmiştir:
"Eğer dünya, dışlama ilkesi olmadan yaratılsaydı kuarklar, birbirinden
ayrı ve kesin tanımlı proton ve nötronları oluşturamazdı. Proton
ve nötronlar da elektronlarla birlikte atomları oluşturamazlardı.
Hepsi, oldukça düzgün, yoğun bir 'çorba' oluşturmak üzere biraraya
çökerdi". (Stephen Hawking, Zamanın Kısa Tarihi, Milliyet Yayınları,
s. 117)
Bilim bugün atom altı parçacıkların bu olağanüstü hareketlerini
keşfetmiştir, ama parçacıkların neden böyle hareket ettiklerini
bir türlü açıklayamamaktadır. Bu şuursuz parçacıkların spin şeklinde
hareket edebilmeleri için, bu hareketlerinin sonucunda atomu oluşturacaklarını
idrak edebilmeleri gerekir. Bu idrakin arkasından da ne şekilde
hareket edeceklerine karar vermeleri, yani bir strateji belirlemeleri
şarttır. Hangi parçacığın, hangi yönde ve hangi hızda hareket edeceği
son derece detaylı bir şekilde belirlenmelidir. Daha sonra sıra
bu stratejiyi, evreni oluşturan sonsuz sayıdaki parçacığa duyurmaya
ve hepsinin bu stratejiye uymasını sağlamaya gelmektedir. Strateji
tüm parçacıklara duyurulur ve tüm parçacıklar ne şekilde hareket
etmeleri gerektiğini öğrenirler.
Evrendeki Üstün Sanatın Sahibi Allah'tır
Şimdi, cevaplanması gereken çok önemli bir soru vardır ki bu soru
bizi en başa döndürmektedir: Neden tüm parçacıklar bu stratejiye
uymakta, yani itaat etmektedirler? Neden tek bir parçacık bile bu
kurala itiraz etmemektedir? Tüm bu parçacıkların, burada saydıklarımızı
uygulayabilecek şuur, akıl, irade ve zekaları mı vardır? Elbette
hayır. Kütlesi bile olmayan, sadece enerjiden ibaret olan bu parçacıkların,
hiç şüphesiz ne kendilerine ait bir akılları, ne de müstakil bir
iradeleri olabilir. Burada karşımıza çıkan, Allah'ın sonsuz aklı,
sonsuz gücü ve sonsuz ilmidir. Allah, tüm bu parçacıklara, boyun
eğdirmiş ve böylece evreni yaratmıştır. Allah bir ayette bu gerçeği
bize şöyle bildirmektedir:
"... Hayır, göklerde ve yerde her ne varsa O'nundur,
tümü O'na gönülden boyun eğmişlerdir." (Bakara Suresi, 116)
Allah gördüğümüz ve göremediğimiz her yeri sonsuz bir sanatla yaratmış
ve bizim haberimiz bile olmadığı halde yarattığı sayısız nimetleri
bizim emrimize vermiştir. Daha önceden hiç bilmediğimiz, belki de
öğrenmeyi hiç aklımıza getirmediğimiz spin dönüşü konusu, bilim
ilerledikçe tüm detayları ve kompleksliğiyle gözlerimizin önüne
serilmiştir. Bilimsel gelişme ve ilerlemelerin, akıl ve vicdan sahibi
her insanın, Allah'ın varlığına inanmasına vesile olacağı gözardı
edilemez bir gerçektir. Ancak tüm bunlara rağmen evrenin her noktasında
şahit olunan üstün sanatı ve aklı görmezlikten gelenler olabilmektedir.
Ünlü bilim adamı Louis Pasteur bu konuyla ilgili doğru bir tespit
yapmıştır: "Bilimin azı Allah'tan uzaklaştırır, ama çoğu, O'na götürür."
İnsan, çevresini saran yaratılış örnekleri hakkında bilgisi arttıkça,
Allah'ın kendisini her yönden kuşattığını, gökten yere her işi O'nun
düzenlediğini, kontrolünü elinde tuttuğunu, kendi canının bir gün
mutlaka alınacağını ve dünyada yaptıklarından hesaba çekileceğini
çok daha iyi kavrayabilir. İşte bizim de çevremizde gelişen sayısız
olayla ilgili bilgimiz arttıkça her geçen gün Allah'ın ilmine olan
hayranlığımız da artmaktadır. Bu hayranlık ise Allah'ın sonsuz kudretini,
gücünü mümkün olduğunca idrak etme ve dolayısıyla O'nu gereği gibi
takdir etme yolunda çok önemli bir adımdır.
|