“Uzay mekiğinin ateşli geri dönüşü sırasında,
aşırı sıcakta ısı kalkanının dış tabakalarını dökerek feda etmesi
gibi, Dünyamızın kalkanı da kendi yüklü taneciklerini uzaya bırakarak
uzay fırtınalarının enerjisini emmektedir.” (Lockheed-Martin Advanced
Tech. Center, Palo Alto, Calif.)
Dünyamız son derece hassas dengelere bağlı bu mucizevi
durum sayesinde uzay fırtınalarından korunmaktadır. Bu özel korumalı
sistem elbette ki kendi kendine oluşmamıştır. Evrendeki mükemmel
düzen Rabbimiz'in kusursuz yaratışıyla meydana gelmiştir.
Fırtına kalkanı sayesinde zararlarından korunduğumuz
bir diğer tehlike de güneş rüzgarlarıdır. Saniyede yaklaşık 400
kilometre hızla esen güneş rüzgarları Dünya'nın manyetik alanından
hızla geçip ilerleyen elektrik yüklü parçalardan oluşur. Bu yolculuk
esnasında milyonlarca amperlik korkunç bir elektrik akımı ortaya
çıkar. Bu elektrik akımı da dünyanın gözle görülemeyen manyetik
alan çizgilerine doğru akar ve özellikle kutup bölgelerinde trilyonlarca
watt’lık enerji, atmosfere pompalanır.
Dünyamızın fırtına kalkanı olmasaydı, bu çok büyük
elektrik akımından gelen ısı, Dünyadaki yaşamı imkansız hale getirecekti.
Dünyanın manyetik alanı sayesinde, güneş rüzgarlarının
atmosferimize doğrudan çarpması ve zamanla meydana gelecek aşınmalar
engellenmiş olmaktadır.
Herşeyden haberdar olan Rabbimiz'in yarattığı eşsiz
sistem sayesinde güneş rüzgarları manyetosfere çarpar ve gezegenimizin
etrafını kuşatırlar. Bu patlamalar, Güneş’teki patlamalar ile birlikte
daha büyük bir hıza ve yoğunluğa ulaşır, ardından uzay fırtınalarının
da bu patlamaya eklenmesiyle çarpmanın şiddeti çok daha büyük bir
boyuta ulaşır. Tüm bu yoğun fırtına bombardımanına maruz kalan Dünyamız,
Allah’ın üstün yaratışının delillerinden olan bu kalkan sayesinde
korunmaktadır.
Gökyüzü korunmuş bir tavandır
Gökyüzünü seyreden insanlardan çoğunun aklına atmosferin
koruyucu yapısı gelmeyebilir ancak atmosferimiz sanki Dünyamızı
korumak için mücadele eden şuurlu bir varlık gibi hareket eder.
Tüm bilimsel gözlemler, Dünya'daki yaşamın atmosferin bu özelliği
sayesinde korunduğunu kanıtlamaktadır. Bu da, Allah’ın kusursuz
yaratışı ile atmosferi hizmetimize verdiğini bize göstermektedir.
Burada dikkati çeken çok önemli bir konu da, Allah’ın
atmosferde yarattığı bu mükemmel sistemi Kuran-ı Kerim’de bildirmiş
olmasıdır. 21. yüzyıl biliminin yeni tespit ettiği atmosferin koruyucu
bir kalkan oluşturması hakkındaki bir Kuran ayeti şöyledir:
“Gökyüzünü korunmuş bir tavan
kıldık; onlar ise bunun ayetlerinden yüz çeviriyorlar.” (Enbiya
Suresi, 32)
Atmosferin Kuran’da bildirilen bir diğer önemli
özelliği de, dönüşümlü bir sisteme sahip olmasıdır.
Atmosferin en dıştaki iki tabakası iyonosfer ve
manyetosferdir. İyonosfer, yeryüzünden yayınlanan radyo dalgalarını
yeryüzüne geri yansıtarak yayınların uzak mesafelerden de algılanmasını
sağlar. Manyetosfer ise, Güneş’ten ve diğer yıldızlardan yayılan
zararlı radyoaktif parçacıkları, yeryüzüne ulaşmadan uzaya geri
döndürür.
Bütün bunlar, atmosferde son derece özel bir geri
döndürme sistemi olduğunu gösterir.
Dünya'da canlılığın devamı için en uygun ortamın
hazırlanmış olması Allah’ın kusursuz ve uyumlu yaratışının delillerindendir.
Allah Kuran'da tüm yarattıklarının sahibi olduğunu
ve herşeyin Kendisi'ne gönülden boyun eğdiklerini bildirmiştir.
Bakara Suresi'ndeki ayetlerde Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
“... göklerde ve yerde ne varsa
O’nundur, tümü O’na gönülden boyun eğmişlerdir. Gökleri ve yeri
(bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar
verirse “OL” der, o da hemen oluverir.” (Bakara Suresi, 116-117)
|