

 
Tat Alma Sistemindeki Muhteşem Tasarım
Tat alma sistemindeki pekçok detaydan sadece birisi değişseydi;
mesela tat hücreleri dilin üzerinde ve yanlarında değil de altında
olsaydı ne olurdu? Cevap açıktır; tat algısı da büyük ölçüde kaybolurdu.
İnsan bedeninin hayati fonksiyonlarının devam edebilmesi için yemeye
ve içmeye ihtiyacı vardır. Böylece trilyonlarca hücremizin işlem
yapabilmesi için gereken enerjiyi temin ederiz. Yemek yerken, aslında
sağlığımızı doğrudan doğruya etkileyecek kararları da alırız. Neyi
yememiz, neyi yemememiz gerektiğini biliriz. Hangi gıdaların besleyici
ve yenilebilir olduğunu, hangilerinin besin değeri taşımadığını,
hangilerinin zararlı olabileceğini anlarız. Kötü tatlarını hemen
algıladığımız çürümüş veya bozulmuş gıdaları çöpe atarız.
Ekşilik oranına bakarak, olgun bir meyveyi ham olanından ayırt
ederiz. Asitli bileşikleri ekşi tatlarından, zehirli maddeleri de
yoğun acı tatlarından tanırız. Vücudumuzun içindeki koşulları sabit
tutmak için gerekli olan mineral tuzları ve sıvıları, hücrelerimizdeki
protein sentezinde kullanılan aminoasitleri, enerji ihtiyacımızı
karşılayacak karbonhidrat ve lipitleri elde edebileceğimiz gıdaları
kolaylıkla seçebiliriz. Dahası, neyi ne zaman yememiz, ne zaman
yemememiz gerektiğini de biliriz. Kendimizi halsiz hissettiğimiz
dönemlerde vitamin, mineral ve şeker oranı yüksek gıdaları tercih
ederiz. Tansiyonumuz düştüğünde tuzlu besinler alır, yükseldiğinde
ise tuzlu yiyecek ve içeceklerden uzak dururuz.
Biz bunların tümünü yapabilmemize olanak sağlayan harika bir sisteme;
tat alma duyusuna sahibizdir. Tat alma sistemimiz, proteinleri,
iyonları, kompleks molekülleri ve pek çok kimyasal bileşiği analiz
eder; bir ömür boyu durup dinlenmeksizin bizim adımıza çalışır.
Üstelik günlük gıda gereksinimlerimizi karşılarken, yemeklerin,
içeceklerin, meyvelerin, pastaların, şekerlemelerin eşsiz tatlarından
büyük bir zevk alırız. Bugüne kadar tattığınız hepsi birbirinden
leziz yiyecekleri ve içecekleri gözünüzün önüne getirmeye çalışın:
Susuzluğunuzu gidermek için içtiğiniz limonata veya meyve suları,
yaz sıcağında yediğiniz kavun ya da karpuz, mangalda pişirilen pirzola,
meyveli veya çikolatalı dondurma, börek, sütlaç, mantı, aşure, çilekli
pasta, pilav, bal…
Bu güzellikleri, sonsuz ihsan sahibi olan Rabbimizin hizmetimize
verdiği tat alma mekanizması sayesinde algılarız. Şimdi bu eşsiz
sistemi daha yakından inceleyecek ve ne kadar üstün bir yaratılış
eseri olduğuna şahit olacağız.
Dildeki Kusursuz Organizasyon
|