Böceklerdeki tasarım
Milyonlarca böcek türünü tek tek inceleyecek olursak her birinin
farklı bir tasarıma sahip olduğunu görürüz. Sadece kanatları açısından
bile, birbirine benzemeyen birçok çeşit vardır. Mesela kelebeğin
kanatlarıyla sineğin kanatları tamamen farklı tasarıma sahiptir.
Aynı şekilde yusufçukla çekirge, hamamböceğiyle karınca, arıyla
pire gibi, böcek olduğu halde, son derece farklı tasarıma sahip,
henüz tam sayısı belirlenememiş milyonlarca böcek vardır. Böceklerin
her birinin sahip olduğu özellikleri tek tek burada incelememiz
mümkün değildir, ancak böceklerin yapılarındaki bazı ortak tasarımları
inceleyebiliriz.
Dış kabuk
Böcekler, bir iskelete
sahip değildirler. Bunun yerine vücutlarını bir zırh gibi saran
dış iskelete sahiptirler. İşte bu zırhın ana maddesi kitindir. Kitin
son derece hafif ve incedir. Bu nedenle böcekler onu taşımakta hiçbir
zaman zorlanmazlar. Böceğin bedenini dışardan sarmasına karşın,
iskelet işlevi görecek kadar sağlamdır. Ama aynı zamanda da son
derece esnektir. Vücut içinden uçları kendine bağlı olan kasların
kasılıp esnemesi ile hareket edebilir. Bu, böceklere hareketlerinde
çabukluk kazandırdığı gibi, dışarıdan gelecek darbelerin etkisini
de azaltır. Üzerindeki özel kaplama maddesi nedeniyle dışarıdan
içeri su geçirmez. Vücut içindeki sıvıları da dışarı çıkarmaz. Sıcaktan
hatta radyasyondan etkilenmez. Çoğu zaman etrafa tam uyum sağlayacak
bir renktedir. Bazen de caydırıcılık sağlayacak kadar parlak olabilir.
Kitin maddesi, bilim adamları ve tasarımcıların yapay olarak üretmeyi
hayal ettikleri bir maddedir. Özellikle Birinci Dünya Savaşı'ndan
itibaren, kitin kullanılarak üretilebilecek malzemelerin ve araçların
tasarımı yapılmıştır.
Uçuş sistemleri
Böceklerin farklı
uçma sistemleri ise diğer bir akıllı tasarım örneğidir. Kral kelebeği
Kuzey Amerika'dan Orta Amerika'nın içlerine kadar uçabilir. Sinekler
ve yusufçuklar ise havada asılı durabilirler. Böceklerin kanatları
da farklı tasarımlara sahiptir. Kimi böceklerde iki, kimilerinde
dört kanat vardır. Bazı böceklerin kanatları içeri katlanır ve üzerinde
koruyucu bir kabuk vardır; bazıları zar kanatlı, kelebek gibi böcekler
ise pul kanatlıdır. Her kanat türü kendi içinde ayrı bir mükemmellik
sergilemektedir. Böceklerin kanat eklemi, mükemmel esneme özellikleri
olan resilin adlı özel bir proteinden oluşmuştur. Hem doğal hem
de suni kauçuktan çok daha üstün özellikleri bulunan bu madde, laboratuarlarda
kimya mühendislerince üretilmeye çalışılmaktadır. Resilin, esneme-bükülme
yoluyla üzerine yüklenen tüm enerjiyi depolayan ve üzerine etki
eden kuvvet kaldırıldığında bu enerjiyi tümüyle geri verebilen bir
maddedir. Bu açıdan bakıldığında resilinin verimi %96 gibi çok yüksek
bir değere ulaşmaktadır. Bu sayede kanadın yukarı kaldırılması sırasında
harcanan enerjinin yaklaşık %85'i depolanmakta ve aşağı kanat hareketinde
bu enerji yeniden kullanılmaktadır. Göğüs duvarları ve kaslar da
bu enerji birikimine imkan tanıyacak özel bir yapıda yaratılmıştır.
Bu sayede ortaya inanılmaz bir enerji çıkar ve kanatların saniyede
200 (balarısı) hatta 1000 (tatarcık) kere titremesini sağlar.
Ayaklar
Çok basit bir canlı olarak görülen karıncaların ayaklarını inceleyen
bilim adamları hem mükemmel bir tasarımla, hem de robot üreticilerine
ilham verecek bir sistemle karşılaştılar. Massachusetts Üniversitesi
biyologlarından Elizabeth Brainerd ve ekibi, Harvard ve Würzburg
Üniversiteleri ile ortak olarak, karıncaların ve arıların nasıl
olup da tavan gibi yüzeylerde ters ve dikey olarak yürüdüklerini
araştırmış ve ilginç sonuçlara ulaşmışlardır. Cam yüzeylerde hızla
ilerleyen arılar ve karıncalar kameraya çekilmiş ve bu böceklerin
ayaklarında bulunan yapışkan organların diğer canlılardan farklı
olduğu ortaya çıkmıştır. Örnek olarak bir tür kertenkele türü olan
geko verilmiştir. Gekoların ayaklarındaki yapışkan yastıklar her
adımın sonunda yapıştığı yüzeyden sıyrılmaktadır.
Bu ise yavaş ve statik bir harekete yol açmaktadır. Böceklerin
sahip oldukları sistem ise çok daha dinamik bir yapı sergilemektedir.
Brainerd bu konuda şu yorumları yapmaktadır:
Karıncaların
ve arıların ayakları hayret verici bir şekilde kompleks yapılardır.
Mikroskopla incelendiğinde, her bir ayak boğanın boynuzlarına benzeyen
bir çift pençeye sahiptir, bu pençelerin arasında yerleşmiş olarak,
arolium adı verilen yapışkan ayak yastıkları vardır. Böcek bir yüzeyde
koştuğu zaman pençeler yüzeyi yakalamaya çalışıyorlar. Eğer pençeler
yüzeyi yakalayamazsa geri çekiliyorlar ve devreye yapışkan yastıklar
giriyor. Ayak yastığı hızla açılıyor ve kanla şişiyor ve pençelerin
arasından çıkarak yapışkan yastığın yüzeye yapışmasını sağlıyor.
Daha sonra sönüyor ve geri katlanıyor. Bütün bu işlem sadece saniyenin
on veya yüzde biri kadar bir sürede tamamlanıyor ve böcek hızla
ilerlerken, şimşek gibi, her adımda tekrarlanıyor. Ayrıca ayak yastığı,
ıslak bir kağıt parçasının pencere camına yapışması gibi, böceklerin
yumuşak yüzeylere yapışmasını sağlayan bir sıvı salgılar. (http://www.sciencedaily.com)
Araştırmacılar pençelerin hareketini kontrol eden tendonların sadece
pençelerin geri çekilmesinden değil, ayak yastığını hareket ettirmekten
de sorumlu olduğunu bulmuşlardır. Bu sistem, mekanik ve hidrolik
sistemlerin birleşmesiyle oluşmuş mükemmel bir tasarımdır. Robot
üreticileri bu sistemi taklit ederek tıpta kullanılacak küçük robotların
üretimi üzerinde çalışmaktadırlar.
Anten
Böceklerin antenleri
de özel bir tasarım sergiler. Bu canlılar çevrelerinde olup biten
olaylardan antenleri sayesinde haberdar olurlar. Haberleşmek için
kullandıkları kimyasallar antenler tarafından yakalanır ve analiz
edilir. Antenler kimi zaman dokungaç olarak değerlendirilse de asıl
görevleri, böceğe hassas bir koku duyusu sağlamaktır. Antenin üzerinde
çok sayıda koku siniri sıralanmıştır. Bu sayede böcek yiyecekleri
koklar, karşı cinse ait, feromon adı verilen kimyasal habercileri
veya koku taşıyan molekülleri tespit eder. Bu antenler karınca,
balarısı gibi böceklerde, kimlik belirleme ve kimyasal iletişim
için de kullanılır. Bu canlılar karşı tarafa antenleriyle dokunarak
aldıkları kimyasal sinyalleri analiz eder ve karşı tarafın dost
mu yoksa düşman mı olduğunu tespit ederler. Sivrisinekler, antenleriyle
sesleri de yakalayabilirler. Ayrıca antenler estetik bir görüntünün
oluşmasında da önemli bir role sahiptirler.
Böceklerin yukarıda anlattığımız kütüphane dolusu kitaplara konu
olan özellikleri aslında bu canlılar hakkında bilebildiğimiz kısıtlı
bilginin sonucu ortaya çıkmıştır. Daha keşfedilmemiş veya incelenmemiş
milyonlarca böcek vardır ve bunların her biri ayrı bir tasarıma
sahiptir.
Bu gerçekler karşısında insana düşen ise acizliğini ve Allah'a
olan muhtaçlığını fark edebilmesi ve Allah'ın gücünü takdir etmesidir.
"İşte Rabbiniz olan Allah budur. O'ndan başka
ilah yoktur. Herşeyin yaratıcısıdır, öyleyse O'na kulluk edin.
O, herşeyin üstünde bir vekildir". (Enam Suresi, 102)
|