

 
Gözyaşı Mucizesi
Gözümüzde mükemmel bir gözyaşı üretim taşıma ve boşaltma sistemi
vardır. Ancak gözümüzdeki mekanizmalar bu kadar değildir:
Her göz kırpışımızda, göz yüzeyindeki gözyaşı filmi otomatik olarak
yenilenir. Bu işlem ortalama her altı saniyede bir tekrarlanır.
Bu 60 yıl yaşayan bir insanın, tüm ömrü boyunca 200 milyondan fazla
göz kırpması anlamına gelir.
Gözyaşının % 98.2'si sudur. geri kalan kısımda kan plazmasıyla
aynı oranda üre ve plazmadakinden daha az oranda glikoz, tuzlar
ve organik maddeler bulunur. Yani gözyaşı, içinde farklı oranlarda
farklı maddeler bulunan çok özel bir sıvıdır. (Harun Yahya, Gözdeki
Mucize)
Gözyaşı bileşenlerinin varlığı iyi ve net bir görüş için şarttır.
Bileşenlerin miktarında ya da yapısındaki ufak bir farklılık olduğunda
göz kolaylıkla mikrop kapabilir ya da gözümüz net görme özelliğini
yitirebilir. Gözyaşının görevleri 4 ana başlık şeklinde verilebilir:
1. Göz yüzeyini nemlendirmek ve kuruluğun vereceği hasarı engellemek,
2. Mikroskobik olarak pürüzsüz olamayan göz yüzeyini pürüzsüz
optik bir yüzey yapmak,
3. Gözün kornea bölümüne ihtiyaç duyduğu oksijen ve diğer besinleri
sağlamak,
4. Gözü bakterilerden ve enfeksiyonlardan korumak.
Çok kompleks bir yapıda olan gözyaşını oluşturan bileşenler 3 katman
oluşturacak şekilde gruplanmıştır:
1.Yağ katmanı: Gözyaşının en üstte yer alan katmanıdır. Bu sayede
hemen altında bulunan sıvı katmanın buharlaşarak fonksiyonunu
yitirmesini ve gözyaşının alt göz kapağından akıp gitmesini engeller.
Yağ salgılayan bezlerin bulunduğu katman çok ince olmasına karşın
gözyaşının dışarı akmasını ve buharlaşmasını başarıyla engellemektedir.
Peki kim gözyaşının üzerine, buharlaşma etkisini hesap ederek böyle
bir kaplama yapmıştır? Bu kadar özel bir tasarım nasıl ortaya çıkmıştır?
2.Sıvı katman: Bu katman gözyaşının temel katmanıdır. Yağ tabakanın
hemen altında; ortada yer alan tabakadır. Üç katman arasında en
kalın olanıdır. İçinde tuzları, proteinleri ve lizozim adlı özel
bir kimyasal maddeyi barındıran karmaşık bir yapısı vardır.
Gözün kornea tabakasını besleyen oksijeni taşır, atık ürünleri
korneadan uzaklaştırır, korneada oluşabilecek enfeksiyonları engeller.
Algıladığımız görüntülerin normal olması için gözün kornea tabakasındaki
su hacminin değişim göstermeden belirli bir oranda kalması şarttır.
Eğer bu oran bozulursa kornea şişer ve formu bozulur. Sıvı katman
korneadaki su hacminin dengede kalarak görüntü kalitesinin yüksek
olmasını sağlar.
3. Mukus katmanı: Göz yüzeyinde bulunan konjuktiva adlı ince
zardaki hücreler tarafından üretilir. Gözün hemen üzerinde yer
alır, gözyaşının en alttaki katmanıdır. Üzerinde yer aldığı epitel
yüzeyi hidrofobiktir, yani suyu sevmeyen iten bir yapısı vardır.
Eğer sıvı katman ile bu katman yer değiştirmiş olsalardı mukus
tabakası göz üzerinde duramayacak dolayısıyla bir işe yaramayacaktı.
Bu katmanda gözün üzerinde durabilen musin adlı özel bir kimyasal
madde bulunur. Gözyaşı bu madde ve mukus katman sayesinde yerçekimine
karşı koyarak gözün önünde durmayı başarır.
Gözyaşı, sadece korneayı kurumaktan kurtaracak ve göz küresinin
yüzeyinin kayganlığını kaybettirmeyecek miktarda üretilir. Böylece,
göz hareket ettiğinde göz kapağının iç kısmı ile gözün üstü arasında
sürtünmeden kaynaklanan bir rahatsızlık meydana gelmez.
Gözyaşını oluşturan bileşenlerin yeterli miktarda üretilmemesi
ya da bir bileşenin eksik olması göz yüzeyi üzerinde kuru noktaların
oluşmasına neden olur. Bu durumda da göz ile göz kapağı arasında
sürekli bir sürtünme olur ve gözün her hareketi bizim için bir eziyet
haline gelirdi. Örneğin gözyaşı kuruluğu olan hastalarda, gözlerde
sürekli bir yanma ve gözün içinin kum dolu olduğu hissi duyulur.
Gözler batar, kaşınır, şişer, kızarır ve hastalığın ileri aşamalarında
hasta gözünü kaybedebilir. Göz bileşenlerinde bozukluk ya da eksiklik
olanlar her 10-15 dakikada bir gözlerine yapay gözyaşı damlatmalıdırlar.
Pek çok insan bu rahatsızlığı yaşar ve kısıtlı bir rahatlama sağlayan
göz damlası ve ilaçlar için pek çok para harcar.
Sağlıklı bir görüş sağlamak için gözyaşının tüm bileşenlerinin
tümünün tam olarak üretilmesi yeteli değildir. Gözyaşının hangi
yolla nasıl nakledileceği de son derece önemlidir. Gözyaşı, gözyaşı
bezlerinden çıkarak küçük kanallardan akar. Her göz kırptığımızda
ince bir film gözlerimizin etrafında yayılır ve gözümüzü nemlendirerek
tozdan ve diğer rahatsız edici maddelerden temiz tutar. (www.eecs.umich.edu/.../
agesubject/ lessons/newton/tear.html)
Tesadüfler sonucu, göze zarar verecek rastgele milyarlarca bileşiğin
oluşabilme ihtimali vardır. Peki nasıl olup da göz için hem böyle
kuvvetli bir temizleyici görevi görecek hem de göze en ufak bir
zarar vermeyecek bir sıvı sentezlenmiştir? Bu ideal sıvı "tesadüfen"
oluşana kadar göz nasıl korunmuştur? Çünkü indirgenemez komplekslikte
olan gözün sağlığını koruyabilmesi için tüm unsurlarıyla birlikte
ve bir anda oluşması şarttır. Gözün tek bir parçasının bile tesadüfen
oluşması mümkün değildir. Gözü bir bütün olarak yaratan, her insanda
aynı özelliklerin var olmasını sağlayan üstün güç sahibi Allah'tır.
Göz Allah'ın kusursuz yaratmasının tecellilerinden bir tanesidir.
|