"... Şüphesiz benim Rabbim, dilediğini pek ince
düzenleyip tedbir edendir. Gerçekten bilen, hüküm ve hikmet sahibi
O'dur." (Yusuf Suresi, 100)
Aterina dışında hiçbir balık kendini bu şekilde karaya atma ihtiyacı
hissetmez. Kara, balıkların yaşayamayacağı, uzak durmaları gereken
bir yerdir. Ama Aterina, yumurtalarının karada büyümesi gerektiğini
bilirmişçesine, karaya çıkma cesaretini gösterir. Binlerce yumurtanın
bırakıldığı bu yorucu işlemden sonra, dişi balık son bir güçle kumdan
çıkarak denize döner. Tekrar yumurtlamaya hazır duruma gelinceye
kadar da bir daha karaya çıkmaz.
Dişi Aterinanın kuma gömdüğü yumurtaların olgunlaşma süresi tam
on beş gündür yani yumurtaların çatlaması tam olarak bir sonraki
gel-git zamanına denk gelir. Aradan geçen on beş gün içinde yumurtaların
karada gömülü kalıp olgunlaşması gerekir. Gerçekten de bu süre içinde,
yumurtaların olduğu yere deniz suyu gelmez. Fakat tam on beş gün
sonra yani yumurtaların artık çatlayıp denize dökülmesi gerektiği
zaman, su yeni bir gel-gitle yükselir ve yumurtaları alarak denizin
içine sürükler. Bu sürükleme esnasında, çatlayan yumurtalardan artık
denizde yaşama zamanları gelmiş küçük Aterina yavruları çıkar.
Herşey öyle mükemmel bir biçimde hesap edilmiştir ki yumurtaların
karaya gömüldüğü zamanı izleyen günlerde kıyıdaki su yükselmez.
Bu arada yumurtalar gelişir ve çatlayacak hale gelir. Yumurtaların
tam bir sonraki gel git sırasında çatlaması da başka bir mucizedir.
Eğer sular on beş günden daha önce yükselip yumurtalara ulaşsaydı,
suların çarpmasıyla yumurtalar çatlayacak ve vakitsiz doğan yavrular,
yumurtadan çıkar çıkmaz ölecekti. Eğer denizin tekrar yükselmesi
ve yumurtalara ulaşması on beş günü geçseydi bu sefer de yumurtalar
kendi kendine çatlayacak ve doğan yavrular karada kalıp denize ulaşamadan
öleceklerdi.
Bu olayda üzerinde düşünülmesi gereken başka noktalar da vardır.
Örneğin balıklar yumurtaları bırakmak üzere gerçekleştirdikleri
ilk atlayıştan bir süre önce gel-git kuşağının hemen gerisindeki
bölüme yığılır ve toplu olarak denizin kabarmasını beklerler. Yani
denizin kabaracağını bilirler. Peki ama nasıl ?..
Akıl sahibi olmayan balıklara bunu öğreten alemlerin Rabbi Allah'tır.
Yüce Allah'ın ilhamıyla balık, yumurtlamak için hem suların en çok
kabardığı günü hatta saati bilir, hem de erken davranmaması gerektiğini...
Herşeyi hikmetiyle donatan ve kudretiyle yönlendiren Allah bu balığa
da neslinin devamını sağlaması için böyle muazzam bir yöntem göstermiş,
ihtiyacı olan tüm nimetleri ona vermiştir. (Harun Yahya, Doğadaki
Mühendislik)
Bu mucizelerle dolu üremenin bir diğer hikmetli yanı ise yumurtaların
denizdeki tehlikelerden uzakta ve güven içinde gelişmesidir. Allah'ın
üstün yaratışının delillerinden bir tanesi olan Aterina balığı,
bu davranışı yüzyıllardır hiç şaşırmadan Şubat ayının sonundan Eylül
ayına kadar büyük bir disiplin içinde tekrarlar.
Kuşkusuz tüm bunlar, düşünen insanlar için hem Allah'a kayıtsız
şartsız bir teslimiyet örneği, hem de bu teslimiyet karşısında Rabbimiz'in
her yeri rahmetiyle nasıl sarıp kuşattığını görmekten kaynaklanan
bir şükür vesilesidir.
|