 |



Virüsler

Eğer evrenin başlangıcından beri saniyede bir virüs pinpon topunun
içine atılıyor olsa idi, şu an ancak topun yarısı dolmuş olurdu. |
Mikroskobik canlılar olan virüsler insan vücudunun en büyük düşmanlarıdır.
Virüs, insan vücudundaki herhangi bir hücreyi seçer ve onu kendisi
için bir sığınak olarak kullanır, burada çoğalır ve kimi zaman ölüme
yol açan tahribatta bulunabilir. Bir virüs, proteinden bir kabuk
ve kabuğun içinde kendisine ait bilgileri içeren genetik şifrelerden
(DNA ve/veya RNA) ibarettir. Tek başına hayat belirtisi gösteren
bir fonksiyonu veya organeli yoktur. Enerji üretebilecek veya protein
sentezleyebilecek bir sistemi yoktur. Dolayısıyla bu önemli işlevleri
yerine getirebilecek canlı bir hücrenin varlığına muhtaçtır. İşte
bu nedenle bir virüs milyonlarca yıl hiç bozulmadan ve hiçbir hayat
belirtisi göstermeden olduğu yerde kalabilir. Uzun süre bekledikten
sonra bir organizma ile karşılaştığında hemen canlanır ve hareketlenir.
Virüsü harekete geçirmek için tek gereken şey içine girip enfeksiyona
uğratabileceği savunmasız bir hücrenin sıcaklığı ve nemidir. Bu hücrenin
içine yerleştiğinde bazen bir saat içinde kendini 100 kez çoğaltabilir.
Bazen bir yıl içinde 20 milyon insanı öldürecek şekilde yeni bir şekle
bürünebilir. Böylesine güçlü ve ölümcül etkilere sahip olan virüsler
o kadar küçüktürler ki, 1018 tanesi bir pinpon topunun
içini ancak doldurur. Eğer evrenin başlangıcından beri saniyede bir
virüs pinpon topunun içine atılıyor olsa idi, şu an ancak topun yarısı
dolmuş olurdu.
Her virüsün büyüklüğü aynı değildir. Bazıları büyüktür, ama yine
de bir pinpon topunu doldurmaları 30 milyon yıl gerektirir, diğerleri
ise küçüktürler ve topu 2 trilyon yılda bile dolduramazlar. Virüslerin
yapılarını yakından incelediğimizde mükemmel tasarımlara sahip olduklarını
görürüz. Virüs kabuğunu oluşturan moleküller, virüse adeta bir mücevher
görünümü verirler. Her bir tür virüs kendine has geometrik dizaynıyla
hayranlık uyandırıcı şekiller meydana getirir. Virüslerin sahip
olduğu tasarımın kuralları “kübik simetriyle” belirlenmiştir. Çeşitli
bilim adamları bu mimari tasarımın kurallarını ve yapısını çözmek
için uzun yıllar boyunca araştırmalar yapmışlardır. Bu geometri
kuralları sonucu ortaya çıkan şekillere ikosahedron adı verilmektedir.
Böyle örnek bir yapıda, eşkenar üçgenden oluşmuş 20 yüzey olacaktır.
Yeni keşfedilen virüsleri, x ışını analiziyle ve diğer karmaşık metodlarla
mikroskop altında incelemek bilimin 30 yılını almıştır. Bir başka
deyişle, kendi yöntemleri ile tüm canlılığı etkisi altına alan, insanların
kitle halinde ölümlerine yol açan ama aslında yalnızca bir hücre zarı
ve DNA’dan oluşan bu canlı, henüz geçtiğimiz yüzyılda keşfedilebilmiş
ve o dönemden itibaren 30 yıl boyunca anlaşılmaya çalışılmıştır. Bu
mikro canlılar, insanların onların varlıklarından bile haberi olmadığı
milyonlarca sene boyunca, aynı inanılmaz yöntemleri kullanmışlar ve
aynı işbölümü ile hareket etmişlerdir. İşte bu, Allah’ın sonsuz ilminin
bir tezahürüdür. |
|
|
 |