Bitkilerin Gizli
Benzerliği
Bu sorunun yanıtı
"spektrofotometre" olarak adlandırılan bir alet ile yapılan araştırmalar
sonucunda ortaya çıkmıştır. Buna göre çiçeklerin saçtığı ışınların
dalga boylarını, yaprak kesen arıların seçemediği anlaşılmıştır.
Yani insanlar Mor Çan çiçeği ile Kırmızı Sefalanda'nın saçtığı ışınların
dalga boylarını ayırt edip, çiçekleri ayrı renklerde görebildikleri
halde, yaban arıları bunu fark edemezler. Renk, polen yayıcılar
için önemli bir faktör olduğundan nektar salgılayan Çan çiçeğine
giden arı, onun yanında bulunan ve aynı renkte gördüğü ancak nektarı
olmayan Kırmızı Sefalanda orkidesini de ziyaret ederek döllenmeyi
sağlar. Görüldüğü gibi bu orkide, Çan çiçeği ile olan "gizli benzerliği"
sayesinde neslini devam ettirebilmektedir. (Harun Yahya, Yeşil
Mucize Fotosentez)
Bazı bitki türleriyse çiçeklerinin rengini değiştirerek polen durumları
hakkında böcekleri adeta haberdar ederler. Bu konuyla ilgili şöyle
bir örnek verebiliriz:
Doğa bilimci Fritz Müller bir mektubunda Brezilya ormanlarında
yetişen Lantana adlı bir bitkiden bahsediyordu:
"Üç gündür renk değiştiren bir Lantana çiçeği var burada. İlk
gün sarıydı, ikinci gün turuncu ve üçüncü gün mor. Çeşitli kelebekler
bu çiçeği ziyaret etti. Görebildiğim kadarıyla mor çiçeklere hiç
dokunulmadı. Bazı böcekler hortumlarını hem sarı hem de turuncu
çiçeklere soktular, diğerleri birinci gün sarıya. Ben bunun ilginç
bir durum olduğunu düşünüyorum. Eğer çiçekteki nektar ilk günün
sonunda azalırsa çiçek çok daha az fark edilir duruma gelir; eğer
rengi değişmezse kelebekler hortumlarını daha önce döllenmiş olan
çiçeklere sokarak vakit kaybedeceklerdi." (John King, Reaching
for The Sun, Cambridge University Press, Cambridge, s.148-149)
Müller'in de gözlemlediği
gibi çiçeğin renginin değişmesi hem bitkinin hem de dölleyicinin
yararınadır. Çiçeklerinin rengi değişen bitkiler, çiçekleri genç
olduğunda dölleyicilere bol miktarda nektar ikram ederler. Çiçekler
yaşlandıkça yalnızca renklerini değiştirmekle kalmaz, ayrıca daha
az nektar barındırırlar. Böylece dölleyiciler nektarı olmayan veya
az miktarda nektarı olan, bu yüzden de rengi değişen meyvesiz bitkilere
gitmeyerek enerji tasarrufu sağlamış olurlar.
Bitki tarafından bir böceği veya kuşu cezbetmek amacıyla kullanılan
yöntemlerden bir diğeri de çiçeklerin yaydıkları kokulardır. Bizim
sadece hoşumuza giden çiçek kokuları, aslında böcekleri cezbetmek
için salgılanır. Çiçeğin yaydığı koku da etraftaki böcekler için
yol gösterici rehber özelliğine sahiptir. Kokuyu alan böcek, bu
kokunun kaynağında kendisi için lezzetli bir nektarın birikmiş olduğunu
fark eder. Karşılıklı gerçekleşen bu haberleşme ile böcek, duyduğu
kokunun kaynağına doğru yol alır. Böcek çiçeğe ulaştığında nektarı
almak için uğraşacak ve polenler üzerine yapışacaktır. Aynı böcek,
uğradığı başka bir çiçeğe daha önce yapışan polenleri bırakacak
ve bu sayede bitkinin döllenmesi gerçekleşmiş olacaktır. Böceğin,
yaptığı bu önemli işten haberi bile yoktur. O yalnızca kokusunu
aldığı nektara ulaşmak amacındadır.
Şüphesiz ne bitkilerin nesillerini devam ettirmek icin böyle taktikleri
planlamaya, ne de taşıyıcı canlıların, gerçekleştirdikleri bu mucizevi
işlemleri yapmaya güçleri yoktur.. Onların, sahip oldukları her
özelliği planlayan, kainattaki herşeyin Yaratıcısı olan ve her an
yaratmaya devam eden Allah'tır.
|