Avların ağırlıkları farklılık
gösterdiği için düşme hızları da farklı olur. Bu durum ise balığın
vereceği kararı daha da karmaşık hale getirir. Balık ise her av
için ayrı hesaplar yapar ve onu başarıyla yakalar.
Araştırmacılar balığın yeteneğini ölçmek
için onu bazı denemelerden geçirdiler. Önceden hazırladıkları ölü
bir böceği, balık vurduğu anda, doğal eğrisel çizgisi üzerinde değil
de dikey olarak suya düşürdüler. Balık bu şaşırtmaya aldanmadı ve
dikey olarak düştüğü yere hamle yaptı. Bir diğer denemede ise böceği
cam bir plaka üzerinde tuttular. Balık atış yapınca böceği hava
üfleyerek cam üzerinde yatay bir çizgide hareket ettirdiler. Balık
yine şaşırmadı ve yatay çizgiye göre hamle yaptı. Bu iki deneme
balığın rastgele ya da otomatik hamleler yapmadığını ortaya koyuyor.
Tüm bu özellikleri okçu balığını, mükemmel tasarlanmış bir püskürtme
sistemine sahip, matematiksel hesaplamalar yapabilen bir canlı kılmaktadır.
Peki ama akıldan yoksun bu balık nasıl olup böylesine kesin fiziksel
hesaplamalar yapabilir? Sudan havaya geçişte kırılma indisinden
kaynaklanan açısal farkı nereden biliyor olabilir? Dahası balığın
bedeninde bulunan ve kas sistemiyle, ağız yapısıyla kusursuz olan
püskürtme sistemi nasıl ortaya çıkmıştır?
Elbette bu bilgiler ancak fizik eğitimi almış bir insanın bilebileceği
bilgilerdir. Çoğumuz fizik derslerimizden resimdeki gibi atış problemleri
görmüşüzdür. Bu problemler bilinç sahibi insanın anlayabileceği
türdendir. Balık bu bilgileri kendisi öğrenmiş ve yorumlamış olamaz.
Balık bu bilgileri 'hatırlayamaz', fizik formüllerine göre 'denklem
kuramaz'.
Püskürtme sistemi de bir su tabancası gibi çalışır. Bir su tabancasını
incelediğimizde bir basınç pompası, onu çalıştıracak bir tetik mekanizması
ve püskürtme ağzı dikkatimizi çeker. Bunların suyu bir çizgi halinde
atması için özel olarak tasarlandığını anlarız.
Aynen su tabancasında olduğu gibi balığın püskürtme sistemi de
özel parçalardan oluşur. Kasılıp gevşeyerek basınç oluşturacak bir
kas sistemi, kas liflerini tetikleyecek sinir hücreleri ve suyun
çizgi halinde gitmesi için özel olarak şekillendirilmiş ağız...
Bu parçalar olağanüstü bir organizasyon içinde biraraya getirilmiştir.
Elbette bunlar kendiliğinden varolup tesadüfen biraraya gelmiş
olamazlar. Böyle bir sistemin aşamalarla evrimleşmiş olması kesinlikle
imkansızdır, çünkü bu üç parça indirgenemez komplekslik özelliği
ortaya koymaktadırlar. Parçaların tamamı doğru organizasyon içinde
ve aynı anda kusursuz olarak varolmalıdırlar. Parçaların birinin
yarım ya da noksan olması durumunda sistemin tamamı işlevsiz hale
gelir ve evrimin kendi mantığına göre bu organlar kullanılmadığı
için körelir.
Bu durumda balığın özel olarak tasarlandığı ve davranışı için gerekli
bilgiye sahip olmadığı, ona ilham edildiği ortaya çıkar. Evreni
ve içindeki herşeyi yoktan vareden, Üstün ve Güçlü olan Allah bu
balığı sahip olduğu tüm sistemlerle mükemmel bir yaratışla yaratmıştır.
Allah yeryüzündeki milyonlarca canlı türünü örneksiz var edendir.
"Göklerin ve yerin mülkü O'nundur; çocuk edinmemiştir.
O'na mülkünde ortak yoktur, her şeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş,
belli bir ölçüyle takdir etmiştir." (Fatır Suresi, 2)
|