Karaciğerinizin tek bir
hücresinde 500 farklı kimyasal işlem gerçekleştirilir. Milisaniyeler
(saniyenin binde biri) içinde kusursuz aşamalarla gerçekleşen bu
işlemlerin çoğu laboratuvar koşullarında hala taklit edilememektedir.
Karaciğer hücresi, yediğimiz besinlerin hepsini hücrelerimizin kullanabileceği
enerji olan şekere, yani glikoza çevirir. Kullanılmayan şekeri yağa
çevirip depolar. Şekerin yokluğunda ise proteinleri ve yağları şekere
çevirip hücrelere sunar.
Biz, canımızın istediği her türde yiyeceği yerken, karaciğer bu
yiyecekleri vücudumuzun gereksinimine göre harcar, dönüştürür veya
depolar. Üstelik ilk insandan bu yana trilyonlarca karaciğer hücresi
aynı şuurla ve şaşırmadan hareket etmektedir.
Karaciğerin Kendini Yenileme Yeteneği
Karaciğer insan vücudundaki kendi kendini yenileme yeteneğine sahip
tek organdır. Karaciğerin %70 kadarı alınsa bile bir-iki hafta içinde
tekrar işlevlerini yerine getirecek büyüklüğüne ulaşır.
Karaciğerin rejenerasyon (kendini yenileme) faaliyetini hangi mekanizmaların
gerçekleştirdiği hala araştırılmaktadır. Karaciğerin bu özelliği
ilk olarak 1931 yılında Mayo Kliniği'nde iki cerrahın çalışmaları
ile ortaya çıkartılmıştır. Birçok türde karaciğerin kendini yenilediği
ve bunu herhangi bir tahribattan sonra hücrelerin otomatik olarak
başlattığı anlaşılmıştır. Fakat sağlıklı bir karaciğerdeki hücrelerin
kendiliğinden çoğalmasına rastlanmamaktadır. O halde bu organın
gerektiğinde kendiliğinden bölünerek çoğalması ve karaciğeri eski
boyutlarına ulaştırana dek bunu sürdürmesinin nedeni nedir? Hücreler
çoğalma sırasında ne kadar daha devam etmeleri gerektiğini veya
nerede duracaklarını nasıl bilmektedirler? Onlara hareket etme emri
ya da dur emri nereden gelmektedir? Eğer bir yerden "dur" emri almıyorlarsa,
diğer organları rahatsız edecek derecede büyümemeleri gerektiğine
kendileri mi karar vermektedirler?(Harun Yahya, İnsan
Mucizesi)
Çoğalabilen Karaciğer Hücreleri
Karaciğer hücreleri herhangi bir zarar veya hasar gördükleri zaman
hiç beklenmedik bir faaliyete girerek birdenbire çoğalmaya başlarlar.
Bu olayda hayranlık uyandıran nokta, hücrelerin inanılmaz bir hızda
bölünmesi ve bu sırada normal görevlerini de aksatmadan yerine getirmeleridir.
Görev yerine getirildikten sonra hücre bölünmesinin ne zaman duracağına
ortak bir kararla aniden son verilmesi ise daha da şaşırtıcıdır.
Karaciğerdeki tahribatın hücrelerde bölünüp çoğalma etkisi yaratan
bazı faktörleri harekete geçirdiği sanılmaktadır. Bu büyüme faktörleri
karaciğer hücrelerinin üzerindeki alıcılarla algılanmakta ve hücre
içinde kompleks faaliyetlerin başlamasına neden olmaktadır. Böylece
karaciğer hücrelerinin genetik düzeninde yeniden bir "programlanma"
gerçekleşmekte ve çoğalma için gerekli faaliyet başlamaktadır.
Bu mucizevi işleyişi başlangıcından sonuna kadar yaratan ve düzene
koyan, gerekli emirleri veren Allah'tır. Kuran-ı Kerim'de yeryüzünde
karşılaştığımız her sistemin ve varlığın işleyişini düzenleyenin
Allah olduğu ve insanın bu ilmi araştırıp düşünmesi gerektiği haber
verilmektedir. Ayette şöyle buyrulur:
"Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini
yarattı. Emir, bunların arasında durmadan iner; sizin gerçekten
Allah'ın herşeye güç yetirdiğini ve gerçekten Allah'ın ilmiyle
herşeyi sarıp-kuşattığını bilip-öğrenmeniz için." (Talak Suresi,
12)
|