

 
Müthiş Bir Sürat
"Mikrosaniye bariyeri" adını verdikleri bu engeli aşmak isteyen
bilim adamları, belirledikleri basit bir proteinin katlanmasını
simülasyon olarak taklit eden bir program yürüttüler. "BBA5" kodlu
proteinin katlanması işleminde dünya çapında 30.000 internet gönüllüsünün
bilgisayarından yararlanıldı. 2 yıl boyunca sürdürülen veri toplama
işinde bilgisayarlar bir milyon saatten fazla çalıştı.
Stanford Üniversitesi fizik kimyageri Vijay Pande bir açıklamasında,
"Protein katlanmasını simüle etmeyi bu kadar zor kılan faktörlerden
birisi, muazzam hızlı gerçekleşmesi" diyor. Basit bir protein hücrelerimizde
hızla ve kolaylıkla üretilebildiği halde, aynı işlemi sanal olarak
bir bilgisayarın gerçekleştirmesi çok daha uzun sürüyor. Hatta bilgisayar,
hücreden milyarlarca defa daha ağır kalıyor. Pande bu farkın altını
şöyle çiziyor:
"Küçük proteinlerin saniyenin milyonda biri gibi zaman dilimlerinde
katlandığı bilinmektedir, ancak ortalama bir bilgisayarın saniyenin
milyarda biri kadar sürecek bir protein katlanması simülasyonunu
tamamlaması bir tam gününü alır".
Pande ve çalışma arkadaşları, 30.000 bilgisayardan ancak 700 mikrosaniyelik
veri birikimi elde ettiler. Elde ettikleri bulguların belli ölçeklerde
ortalamasını aldılar. Sonuçta bir proteinin katlanmasının yalnızca
8 mikrosaniye, yani saniyenin milyonda 8'i kadar bir süre aldığını
buldular.
Hatasız Mimari Plan
Hücrelerimizde meydana gelen bu süper hızlı işlemin her aşamasında
DNA'daki bilgi okunur ve uygulanır. Böylece mimari plan hatasız
olarak tamamlanır. Bu hızın mükemmelliğini anlamak için bir örnek
verelim:
Legodan kurulu oyuncak bir eve ait 13 farklı renkte, 23 tane lego
bize dağınık şekilde verilsin. Daha sonra evin planının bulunduğu
bir kağıda bakarak evi legodan yeniden kurmamız istensin. Başlangıç
olarak önce plana bakar, ilk olarak hangi renk legonun gerektiğini
anlarız. Bir sonraki legonun rengini de belirledikten sonra ikisini
nasıl birleştireceğimize bakarız. Her defasında plana uygun legoyu
bulup doğru bir şekilde yerine oturtmamız, bu işlemi her defasında
hatasız şekilde tekrarlamamız gerekir. Peki ama bizlerin bu planı
doğru biçimde algılayıp, 23 parçayı da olabilecek en hızlı şekilde
birleştirmemiz ne kadar vakit alacaktır? Acaba bu işlemleri saniyenin
milyonda 8'inde tamamlayabilir miyiz? Tabii ki hayır, oysa bizler
daha zigot halindeyken bile tek hücre bu proteinleri üretme yeteneğine
sahiptir. (Harun Yahya, Protein
Mucizesi)
İşte bu yüzden hücrelerimizde gerçekleşen bu oluşum da büyük bir
mucizedir. Yapılan işlemleri, canlı olduğu için hücrenin yürüttüğünü
savunmak da mantıklı olmaz, çünkü hücreler de şuursuz moleküllerden
meydana gelir ve gösterdikleri bilinçli davranışlarla ilgili biyolojik
bir yapıya, örneğin bir beyne sahip değildirler.
Canlılığın cansız maddelerden tesadüfen ortaya çıktığını kabul
eden evrim teorisinin ise, bu soruya verebilecek hiçbir cevabı yoktur.
Yapılan hesaplamalar proteinin tesadüfen oluşmasının kesinlikle
imkansız olduğunu göstermektedir. 12 çeşit ve 288 adet farklı aminoasitten
meydana gelen bir proteinin tesadüfen oluşma ihtimali yoktur.
Ortadaki apaçık gerçek, protein katlanmasında gördüğümüz üstün
kontrolün hücrenin kendi gücünden kaynaklanmadığı, tüm bunların
çok üstün bir Akıl tarafından hücreye ilham edildiğidir. Şüphesiz
hücrede gerçekleşen bu mucize göklerin, yerin ve ikisinin arasındaki
herşeyin sahibi ve Rabbi olan Allah'ın kusursuz yaratmasının bir
örneğidir. Yüce Allah, sonsuz akıl sahibidir ve ilmiyle herşeyi
kuşatmıştır.
|