Göktaşı istatistikleri ele alınacak
olursa, belki de senede 50 kez, 100 metre çapında göktaşları dünya
ile ay arasında bir noktadan geçiyor.” dedi. (http://www. cqservices.com/MyCQ/News/)
Teknoloji Göktaşlarını Engellemede Yetersiz
Her iki göktaşı da Güneş'in bulunduğu açıdan geldi ve parlaklık
yüzünden ancak birkaç gün sonra fark edilebildi. Kör nokta olarak
tabir edilen bu açıdan Dünya'ya çarpacak bir göktaşını önceden haber
alma imkanı kesinlikle bulunmuyor. Ayrıca muhtemel bir çarpışmanın
şekli ve zamanı doğru olarak belirlense bile günümüz teknolojisi
bunu engellemede tamamen yetersiz kalıyor.
Bir meteor her an Dünya'ya, belki de şu anda sizin bulunduğunuz
yerleşim bölgesine düşebilir. Eğer İstanbul gibi kalabalık bir yerleşim
bölgesinde yaşıyorsanız can kaybı kat kat artacaktır. Göktaşının
çapı bir kilometrenin üzerindeyse etkileri çok daha geniş çaplı
ve kalıcı olacaktır. Oluşacak toz bulutları yıllarca Güneş'in önünü
kapayarak çok uzun ve soğuk kışlar yaşanmasına neden olacaktır.
Çapı birkaç kilometre olan bir asteroid ise bir medeniyetin sonu
anlamına gelebilir. Böyle bir çarpışma etkisiyle depremler, yangınlar,
volkan patlamaları birbirini izleyecektir.
Galaksimizde trilyonlarca asteroid, gezegen ve kuyruklu yıldız gezinmektedir.
Böyle bir ortam içinde Dünya'ya her an bir göktaşı düşüp onu mahvedebilecekken
Dünyamızın özel bir atmosferle korunması çok büyük bir mucizedir.
Bu Allah’ın kulları üzerindeki korumasının ve şefkatinin bir tecellisidir.
Allah bir Kuran ayetinde şöyle buyurmaktadır: "Gökyüzünü
korunmuş bir tavan kıldık; onlar ise bunun ayetlerinden yüz çeviriyorlar”
(Enbiya Suresi, 32)
Yeryüzünde veya uzayda meydana gelebilecek her türlü olay şüphesiz
Rabbimiz olan Allah’ın dilemesiyle gerçekleşmektedir ve atmosferi
sebep kılarak Dünyamızı koruyan Allah, bu gibi tehlikelerden bizleri
korumaktadır.
1908’DE 2000 KİLOMETREKARE YERLE BİR OLDU!

Patlamadan 2 dakika önce alınmış bir görüntü. |
Günümüze daha yakın bir meteor felaketi 30 Haziran 1908 tarihinde
Sibirya’nın Tunguska bölgesinde yaşandı. Atmosfere girip yanmaya
başlayan bir göktaşı yeryüzüne henüz ulaşamadan yaklaşık 8.000 metre
yükseklikte patladı. Patlamanın etkisiyle hemen aşağıda bulunan
2.000 kilometrekarelik alandaki hayvanlar telef olurken bütün ağaçlar
yerle bir oldu.
Güneş Sistemi göktaşlarıyla dolu. Astronomlar sayıları milyonları
bulan asteroidlerden birinin her an yörüngesinden kurtulup Dünya'yla
çarpışma rotasına girebileceğinin altını çiziyorlar. (Harun Yahya,
Evrenin
Yaratılışı)
Belki de tam şu anda bunun gibi bir meteorun bulunduğunuz bölgeye
doğru yol alıyor olabileceğini hiç düşündünüz mü?
3.5 MİLYON TON PATLAYICIYA EŞİT
Bir başka ünlü meteor etkisini ABD’nin Arizona Eyaletindeki Barringer
Meteor Krateri oluşturuyor. 1.2 kilometre çapındaki 50.000 yıllık
kraterin, çapı 30 ila 100 metre arasında bir göktaşının eseri olduğu
düşünülüyor. Patlamada açığa çıkan enerjinin ise 3.5 milyon ton
TNT’ye denk olduğu hesaplanıyor. Ebat olarak çok büyük olmamasına
karşın böyle bir patlama meydana getirebilmesi büyük ölçüde içerdiği
metal elementlerden kaynaklanıyor. Bir göktaşı ne kadar çok metal
içeriyorsa yıkıcılığı da o kadar fazla oluyor.
Dinozorlar Nasıl Yok Oldu?
Göktaşları iklimde önemli değişiklikler meydana getirerek canlılar
üzerinde önemli rol oynar. Dinozor soyunun günümüzden 65 milyon
yıl önce aniden yok olmasına, dev bir göktaşı çarpışmasının ve bunun
ardından yaşanan iklim değişikliklerinin sebep olduğu düşünülüyor.
Bu teoriyi desteklediği söylenen en önemli bulgu 1990 yılında gerçekleşti.
Meksika’da Yucatan yarımadasında 180 kilometre çapında bir krater
bulundu. Bu krateri oluşturan göktaşının 10 kilometre çapında olduğu
tahmin ediliyor. Son yapılan bilgisayar hesaplamalarına göre çarpışma
anında tam 18.000 kilometreküp kaya ve toprak bir anda eridi. Dinozorlar
da dahil olmak üzere canlı türlerinin % 70’i bu dönemde ortadan
kalktı. (Beyond 2000.com: Crater Face 28 Ekim 2002 : http://www.beyond2000.com)
“Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri zeval bulurlar diye (her an
kudreti altında) tutuyor. Andolsun, eğer zeval bulacak olurlarsa,
Kendisi'nden sonra artık kimse onları tutamaz. Doğrusu O, Halim’dir,
bağışlayandır”(Fatır Suresi, 41)
|