

 
Vücudumuzda yaşam boyunca sönmeyen bir ateş
 
taşıdığımızı biliyor musunuz?
Solunum işlemini pek çok açıdan ateşin yanmasına benzetmek mümkündür.
Ancak ateşin yanmasına göre solunum daha yavaş ve daha düşük ısılarda
gerçekleşen bir kimyasal işlemdir.
Hücreleriniz havadaki oksijeni kullanarak besinlerdeki karbonu
"yakar" ve bu yanma sonucunda vücudunuz için gerekli olan enerji
ortaya çıkar. Bu nedenle aldığınız her nefesin ardından gerçekleşen
olayları adeta milyarlarca küçük ateşin içinizde yanması olarak
nitelendirmek yanlış olmayacaktır.
İnsan vücudundaki hücrelerin her birinin sürekli olarak oksijene
ihtiyacı vardır. Örneğin şu anda bu kitabı okuyabilmeniz, gözünüzün
retina tabakasındaki milyonlarca hücrenin hiç durmaksızın oksijenle
beslenmesi sayesinde mümkün olmaktadır. Bunun gibi, vücuttaki tüm
kasların, bu kasları oluşturan hücrelerin, karbon bileşiklerini
"yakarak", yani bunları oksijenle reaksiyona sokarak enerji elde
etmeleri gerekir. Her nefes aldığınızda vücudunuza 100 trilyona
yakın hava molekülü girer. Bunun yaklaşık %21'i yani 21 trilyonu,
oksijen molekülüdür. Solunum sistemi yoluyla vücudunuza giren ve
kan dolaşımına yüklenen bu moleküller, yine kan yoluyla vücudun
en derin noktalarına kadar ulaştırılır. Ve burada bulunan karbondioksit
molekülleriyle yer değiştirir. Biz sadece nefes aldığımızı zannederken,
gerçekte bu sırada vücudumuzun derinliklerinde hiç durmadan oksijen,
karbondioksit ve su alışverişi gerçekleşir.
Tüm bu mükemmel sistemi yaratan Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah'tır.
|