
RİSALE-İ
NUR KÜLLİYATI'NDA HZ.İSA
Yüzyılımızın en büyük İslam alimlerinden biri
olan Bediüzzaman Said Nursi, bir Kuran tefsiri olan Risale-i
Nur Külliyatı'nda, ahir zaman ve Hz. İsa'nın yeryüzüne ikinci
kez gelişi konusuna geniş yer ayırmıştır.
Günümüzde Müslüman toplulukların birçok konuda
birbirlerinden farklı düşünce yapıları içinde oldukları bir
gerçektir. Ancak farklı kültürlerden çok sayıda Müslümanın
kabul ettiği bir gerçek, Bediüzzaman'ın hicri 13. asrın en
önemli alimi olduğudur. İşte bu nedenle Bediüzzaman'ın ahir
zaman konusunda yaptığı detaylı izahlar, Müslümanlar için
büyük önem taşımaktadır.
Bediüzzaman ahir zamanla ilgili olan açıklamalarında,
iki büyük felsefi akımın yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağını
ve bu akımların dinsizliği hakim kılmak için çaba sarf edeceklerini
vurgular. Bu akımlardan birincisi İslam ahlakını içten tahrip
etmeye çalışacak olan akımdır. İkincisi ise Allah'ı açıkça
inkar eden, maddenin ezelden beri var olduğunu, sonsuza kadar
da var olacağını öne süren ve canlılığın cansızlıktan tesadüfen
ortaya çıktığını savunan maddeci ve tabiatçı anlayış, yani
materyalizm ve natüralizmdir. (Natüralizm, Darwin'in evrim
teorisinin felsefi boyutu olarak da bilinir.)
Bu tanımlama elbette Allah'ın varlığını inkar
eden bütün fikir akımlarına da temel teşkil etmiştir. Materyalistler
tarihin en eski çağlarından beri bütün hak dinlere karşı cephe
almışlar, bu yolda karşılarına çıkanlarla mücadele etmiş,
halklara zulmetmiş, savaşlar çıkarmış, her türlü yozlaşmanın
en ön safhalarında yer almışlardır.
Hz. İsa da yeryüzüne tekrar döndüğünde bu maddeci
ve tabiatçı akımlarla mücadele edecek ve Allah'ın izniyle
onlara karşı galip gelecektir. Bediüzzaman, külliyatında bu
materyalist akıma şöyle dikkat çekmektedir:
|
İkinci
cereyan ise: Tabiyyun, maddiyyun felsefesinden
tevellüd eden bir cereyan-ı nemrudane, gittikçe
ahir zamanda felsefe-i maddiye vasıtasıyle
intisar ederek kuvvet bulup, uluhiyeti inkar
edecek bir dereceye gelir. (İkinci akım
ise: Materyalist felsefenin sonucunda oluşan,
inkarcı -nemrudane- bir akımdır ki ahir
zamanda gelişir, Allah'a inancı inkar edecek
bir dereceye gelir.)
(Mektubat, s.53)
|
|
|
|
Bediüzzaman, inkarın hakim olduğu
böyle bir dönemde Hz. İsa'nın yeniden dünyaya döneceğini müjdelemektedir.
Bediüzzaman'ın sözlerinde haber verdiği gibi, Hz. İsa yeryüzüne
ikinci kez gelişinde Kuran'la hükmedecektir. Hz. İsa Hıristiyanlığı
tüm hurafelerinden temizleyecektir. Ve Hıristiyanlık ile Müslümanlık
birleşerek dinsizlik akımına karşı Kuran ahlakını yaşayarak
üstün geleceklerdir. Risale-i Nur'da bu konuyla ilgili aktarılanlar
şöyledir:
|
İşte
böyle bir sırada, o cereyan pek kuvvetli
göründüğü bir zamanda, Hazreti İsa (a.s)'ın
şahsiyet-i maneviyesinden ibaret olan hakiki
İsevilik dini zuhur edecek, yani rahmet-i
İlahiyenin semasından nüzul edecek; hal-i
hazır Hıristiyanlık dini o hakikata karşı
tasaffi edecek, hurafattan ve tahrifattan
sıyrılacak, hakaik-i İslamiye ile birleşecek;
manen Hıristiyanlık bir nevi İslamiyet'e
inkilab edecektir... Ve Kuran'a iktida ederek,
o İsevilik, şahs-ı manevisi, tabi; ve İslamiyet,
metbu' makamında kalacak. Din-i hak, bu
iltihak neticesinde azim bir kuvvet bulacaktır.
Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken
mağlub olan İsevilik ve İslamiyet; ittihad
neticesinde, dinsizlik cereyanına galebe
edip dağıtacak istidadında iken alem-i semavatta
cism-i beşerisiyle bulunan şahs-ı İsa Aleyhisselam,
o din-i hak cereyanının başına geçeceğini
bir Muhbir-i Sadık, bir Kadir-i Külli Şey'in
vaadine istinad ederek haber vermiştir.
Madem haber vermiş, haktır, madem Kadir-i
Külli Şey vaat etmiş elbette yapacaktır.
(İşte böyle bir sırada, bu akımın çok kuvvetli
göründüğü bir anda, Hz. İsa'nın manevi şahsiyetinden
ibaret olan hakiki İsevilik dini ortaya
çıkacak, yani ilahi rahmetin semasından
nüzul edecek. Şu andaki Hıristiyanlık dini,
o gerçek karşısında tasaffi edecek, hurafelerden
ve bozulmalardan arınacak, gerçek İslam
ile birleşecektir. Manevi olarak Hıristiyanlık
bir bakıma İslamiyet'e dönüşecektir. Ve
Kuran'a uyarak, Hıristiyanlık, şahsı manevisi
itaat eden ve İslamiyet ise itaat edilen
makamında olacak. Gerçek din bu birleşme
neticesinde büyük bir kuvvet bulacaktır.
Dinsizlik akımına karşı ayrı iken mağlup
olan İsevilik ve Müslümanlık, birleşme sonucunda
dinsizlik akımını yenip dağıtacak güçtedir.
Gökler aleminde cismiyle beraber bulunan
Hz. İsa'ın, o hak dinin başına geçeceğini
bir doğru haberci, herşeye gücü yetenin
sözüne dayanarak haber vermiştir. Madem
haber vermiş, haktır, madem Herşeye Gücü
Yeten vaat etmiş, elbette yapacaktır.)
(Mektubat, s. 53-54)
|
|
|
 |
Bediüzzaman Said Nursi, Hz. İsa'nın yeryüzüne
ikinci kez dönüşünü anlattığı tüm açıklamalarında onun o dönemdeki
tüm inkarcı sistemleri ortadan kaldıracağına ve bunu yaparken
de Müslümanlardan çok büyük destek göreceğine işaret etmektedir.
Hz. İsa, İslam dünyasında Kuran ahlakının tebliğ edilmesinde
lider görevini üstlenen salih kişiyle birlik olup, inkarcı
sistemin zulmünü ortadan kaldıracaktır:
|
Şahs-ı
İsa Aleyhisselam'ın kılıncı ve maktul olan
şahs-ı Deccal'in, teşkil ettiği dehşetli
maddiyunluk ve dinsizlik azametli heykeli
ve şahs-ı manevisini mahvedecek ancak İsevi
ruhanileridir ki; o ruhaniler, din-i İsevinin
hakikatini hakikat-i İslamiye ile mezcederek
o kuvvetle onu dağıtacak, manen öldürecek.
Hatta "Hazret-i İsa Aleyhisselam gelir.
Hazret-i Mehdi'ye namazda iktida eder, tabi
olur." Diye rivayeti bu ittifaka ve
hakikat-i Kuraniyenin mutbuiyetine ve hakimiyetine
işaret eder.
(Şualar, s.493) |
|
|
|
|