MEHDİ'NİN ÇEŞİTLİ
ÖZELLİKLERİ
Cennetle Müjdelemesi

|
...Enes
b. Malik (r.a.) den, şöyle demiştir: Ben,
Resulullah (s.a.v.)'dan işittim, buyurdu
ki: Biz Abdulmuttalib'in çocukları cennet
halkının büyükleriyiz. Ben, hamza, Ali,
Cafer, Hasan, Hüseyin ve Mehdi.
Sünen-i İbni Mace,
10/349
|
|
|
|
Zamanın En Hayırlısı
Olması

|
İbn-i
Cerir, Tehzib-il Asar'da şöyle tahric etti:
Muhammed ümmetinin en
hayırlısı ve sizin
zorlukları gideren veliniz olan kimseye katılın..
O Mehdi'dir.
Kitab-ül Burhan Fi
Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, 57
Devrinde
yeryüzünün en
hayırlısı kendisi
olacaktır.
El-Kavlu'l Muhtasar
Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, 27
Naim
b. Hammad, Kab'dan tahric etti, buyurdu ki:
Mehdi (zamanındaki) insanların en
hayırlısıdır.
Kitab-ül Burhan Fi
Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, 58
|
|
|
|
İsminin Peygamberlere
Gelen Kitaplarda Geçmesi

|
Naim
buyurdu ki: Ben Mehdi'yi Peygamberlerin
suhufunda şöyle
bulurum: "Mehdi'nin amelinde ne zulüm ne de
ayıp yoktur."
Kitab-ül Burhan Fi
Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, 21
Peygamberlere
dair olan kitaplarda, "Mehdi'nin işi
zulüm ve kötülük değildir" şeklinde işaret
edilmiştir.
El-Kavlu'l Muhtasar
Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, 49
|
|
|
|

|
İbni
Münavi diyor ki: "Danyal (a.s.)in kitabında
şöyle yazılıdır" Süfyanlar 3 tanedir, Mehdiler
de 3’tür. 1. Süfyan çıkıp adı sanı yayıldığında
ona karşı 1. Mehdi, 2. Süfyana karşı 2. Mehdi,
3. Süfyana karşı da Hz. Muhammed Mehdi çıkacak
ve Allah-u Teala daha önce fesada uğrayanları
ve iman ehlini onunla kurtaracaktır. Sünnetler
onunla ihya edilecek bidat ateşleri de onunla
sönecektir. Onun zamanında insanlar aziz olacak
ve kendi muhaliflerine galip geleceklerdir.
Güzel bir hayat sürülecek, yer ve gök bereketini
artıracak, bu durum 7 yıl sürdükten sonra
Mehdi
vefat edecektir. (*)
(*)Bu hadis Kitab-ül
Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman
isimli kitabın Süleymaniye Kütüphanesinde
bulunan el yazılı bir nüshasında mevcuttur.
|
|
|
|
Peygamberimiz ashabinin (r.a.) Tevrat
ve İncil'de müjdelenmeleri gibi, Mehdi (a.r.) da diğer peygamberlere
indirilmiş kitaplarda müjdelenmektedir, ondan övgüyle bahsedilmektedir.
Güzel
Ahlaklı Olması

|
Mehdi Allah'a
karşı son derece boyun eğicidir. Ahlak
bakımından Peygambere benzer.
Kıyamet Alametleri,
s.163
İbni Mesud'un
rivayetinde, Resulullah şöyle buyurdu: Ahlakı
benim ahlakım olan bir evladım çıkacak.
Kitab-ül Burhan Fi
Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman,21
|
|
|
|

|
İşari
manada ayet meali:
3/159- Allah'tan
bir rahmet dolayısıyla, onlara yumuşak davrandın.
Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onlar çevrenden
dağılır giderlerdi..."
68/4- Ve şüphesiz sen,
pek büyük bir ahlak üzerindesin.
|
|
|
|
Herkes Tarafından
Çok Sevilmesi

|
Allah (c.c.)
bütün insanların kalplerini onun
muhabbetiyle dolduracaktır.
El-Kavlu'l Muhtasar
Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, 42
Ümmet'i
Muhammed'den memnun
olmadık hiçbir fert kalmayacaktır.
Kıyamet Alametleri,
163
Mehdi
zuhur eder, herkes sadece O'ndan konuşur,
O'nun sevgisini içer
ve O'ndan başka bir şeyden bahsetmezler.
Kitab-ül Burhan Fi
Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, 33
Onun
hilafetinden yer ve
gök ehli, hatta havadaki kuşlar bile razı
olacaktır.
El-Kavlu'l Muhtasar
Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, 29
|
|
|
|
Mücadeleci
Olması

|
Mehdi işi
sıkı tutacak.
Kıyamet Alametleri
, 175
İnsanlar
hakka dönünceye kadar mücadelesine
devam edecektir.
El-Kavlu'l Muhtasar
Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, 23
Fitneleri
önlemenin kendisine zor
gelmeyeceği ve öldürmenin de onu vazgeçiremeyeceği
Ehli Beytime mensup birisi (Mehdi) sahip olmadan
günler geceler bitmeyecektir.
Kitab-ül Burhan Fi
Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, 12
Mehdi
hesabını çok seri bir
şekilde görecek ve vaadinden dönmeyecektir.
Kitab-ül Burhan Fi
Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, 24
Mehdi
Doğu tarafindan çıkacak. Karşısına
dağlar bile dikilse
onları ezip geçecek, o dağlarda kendisine
yol bulacaktır.
El-Kavlu'l
Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar,
39
|
|
|
|

|
İşari
manada ayet meali:
15/94- Öyleyse
sen emrolunduğun şeyi
açıkça söyle ve müşriklere aldırış etme.
25/52- Öyleyse
kafirlere itaat etme
ve onlara (Kur'an'la) büyük bir cihad ver.
3/172- Kendilerine
yara isabet ettikten sonra, Allah
ve elçisinin çağrısına icabet edenler, içlerinden
iyilik yapanlar ve sakınanlar için büyük
bir ecir vardir.
|
|
|
|
. .
İrşadı (Tebliğ Gücü)

|
Hz. Mehdi,
kuru bir ağacı diktiğinde de agaç
hemen yeşillenip yapraklanacaktır.
El-Kavlu'l Muhtasar
Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, 43
O
(Mehdi) kuru
bir kamış ağacını kuru bir yere dikecek,
anında yeşillenip yaprak verecek.
Kıyamet Alametleri,
165
Mehdi
bir yere kuru bir dalı diker ve dal
yapraklanıp yeşillenir.
Kitab-ül Burhan Fi
Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, 67
|
|
|
|
.
Bir tevili şudur ki:
Hz. Mehdi (a.r.) "kuru bir agaç'a benzetilen bir insana teveccühüyle
ve onu irşad etmesiyle; önceleri aynı kuru bir ağaç gibi etrafına
faydalı olamayan böyle bir insanın, bu sefer yeşillenmiş ve
meyve vermiş bir ağaç gibi etrafına, yani dinine ve bütün insanlığa
faydalı hale geleceğine işaret edilmiştir. (Allahualem)
Aşağıdaki hadis-i şerifte de benzer bir şekilde; önceleri cahil,
cimri ve korkak olan bir insanın, ahir zamanın büyük mürşidinin
irşad ve tedrisiyle bilgili, cömert ve cesur bir hale geleceğine,
adeta önceleri kuru ve faydasız olan bir ağacın yeşerip yaprak
vermesi gibi şahsiyetini değiştireceğine işaret edilmiştir.
(Allahualem)

|
Asrında
cahil, cimri ve korkak olan bir adam hemen
alim, cömert ve cesur olacak.
Kıyamet Alametleri,
186
|
|
|
|
İmam Rabbani hazretleri de irşad esinde
kendisine verilen gücü aynı teşbihle ifade etmektedir.

|
Allah-ü
Taala, hidayet işinde; bana büyük bir güç
verdi. O kadar ki: Kuru
bir ağaca teveccüh etsem; o kuru agaç
hemen filizlenir.
Mektubat-i Rabbani,
1/18
|
|
|
|

|
İşari
manada ayet mealleri:
16/125- Rabbinin
yoluna hikmetle ve
güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel
bir biçimde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin
yolundan sapanı bilendir ve hidayete ereni
de bilendir.
2/83- Hani İsrailoğullarından,
"Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, anneye-babaya,
yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle
davranın, insanlara
güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru
kılın ve zekatı verin" diye misak almıştık.
Sonra siz, pek azınız hariç, döndünüz ve (hala)
yüz çeviriyorsunuz.
20/43-44 "İkiniz
Firavun'a gidin, çünkü o, azmış bulunuyor.
Ona yumuşak söz söyleyin, umulur ki
öğüt alıp-düşünür veya içi titrer-korkar."
|
|
|
|
Vehbi İlmi

|
Kab'dan
rivayet edildi ki:
O, kimsenin bilemediği gizli
bir gücün sahibi olduğu için kendisine
Mehdi denilmiştir.
Kitab-ül Burhan Fi
Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman
|
|
|
|
Bir tevili şudur ki:
Bütün zahiri ilimler, istenildiğinde herkes tarafından okuyarak,
araştırılarak öğrenilebilir. Bir de çalışılarak elde edilemeyen,
ancak Hz. Allah'ın bir lütfu olan ve onu istediği kuluna verdiği
"Vehbi" ilim vardır. Yukarıdaki rivayette "kimsenin bilemediği"
denilerek Mehdi'nin böyle bir ilme sahip olduğu anlatılmak
istenmiştir. (Allahualem)
Bu ilmin "Ledün ilmi" olması da muhtemeldir.
Kehf suresinde Musa (a.s.) ile ismi verilmeyen mübarek bir şahis
arasında geçen kıssada, benzer bir ilimden bahsedilmektedir. (Rivayetlerde
bu şahsın Hızır a.s. olduğu anlatılır.)

|
18/65-
Derken, katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz
ve tarafımızdan kendisine
bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu
buldular.
18/66- Musa ona
dedi ki: "Doğru yol (rüşd) olarak sana
öğretilenden bana öğretmen için sana tabi olabilir
miyim?"
18/67- Dedi ki:
"Gerçekten sen, benimle birlikte olma sabrını
göstermeye güç yetiremezsin."
18/68- (Böyleyken)
"Özünü kavramaya kuşatıcı olamadığın şeye nasıl
sabredebilirsin?"
18/69-(Musa:) "İnşaallah,
beni sabreden (biri olarak) bulacaksın. Hiç
bir işte sana karşı gelmeyeceğim" dedi.
18/70- Dedi ki:
"Eğer bana uyacak olursan, hiç bir şey hakkında
bana soru sorma, ben sana öğütle-anlatıp söz
edinceye kadar."
|
|
|
|
Ledün: Garip bir ilim ismidir. Ona vakıf olan şahıs,
giz ve sırları Allah'ın izin verdiği ölçüde keşfedeceği gibi,
çeşitli ilahi esrarlardan da haberi olur. (TÜR-DAV, Büyük Lugat
, 558) Bu kıssada Musa (a.s.)'ın
birlikte yaşadıkları üç olay anlatılmaktadır. Hz. Musa, bu ilmi
bilmemesi sebebiyle Hızır (a.s.) 'ın ilk anda hatalı ve
garip gibi görünen üç davranışına itirazda bulunarak, ona karşı
çıkmaktadır. Fakat ayrılacakları vakit Hızır (a.s.)'dan yaptıklarının
içyüzünü öğrenince (18/78-82. ayetler) itirazlarında aceleci davrandığını
anlayarak, ona hak vermektedir. Bu kıssanın
Kehf suresinde anlatılması pek manidardır. Çünkü bu surede anlatılan
diğer iki kıssanın (Ashab-ı Kehf ve Zülkarneyn kıssalarının) Mehdi
ile olan yakın ilgisine peygamberimiz (s.a.v.) çeşitli hadisleriyle
dikkat çekmiştir. Musa (a.s.) ve Hızır (a.s) kıssasının da özellikle
yine bu surede yer alması, aralarında geçen olayların yukarıdaki
hadislerde olduğu gibi Mehdi ile yakından ilgisi olabileceğine,
ayrıca Hızır (a.s.)'ın ilminin Mehdi'de de bulunabileceğine bir
işarettir. Muhyiddin Arabi aşağıdaki
izahında Mehdi'nin 9 özelliğini saymaktadır. Dikkat edilirse bunların
hiçbiri nakil ilminde olmayan, daha ziyade hikmet, anlayış, ledün
gibi vehbi ilme ait özellikleri taşımaktadır.

|
- 1. Basiret sahibi olması
2. İlahi Kitabı anlaması
3. İlahi Kelam'ın manasını bilmesi
4. Tayin edeceği kimselerin hal ve hareketlerini
bilmesi
5. Öfkelendiğinde bile merhamet ve adaletten
ayrılmaması
6. Varlıkların sınıflarını bilmesi
7. İşlerin girift taraflarını bilmesi
- Çünkü bunlardan haberi
olan bir lider vereceği hükümlerde yanılmaz.
Mehdi kıyas ilmini onunla hükmetmek için
değil, ondan kaçınmak için bilir. Çünkü
verdiği hüküm doğru bir ilham neticesi olacak.
Yani Muhammed (s.a.v.) getirdiği şeriat
üzere hükmedecek. Bu sebepledir ki peygamber
(s.a.v.) onu vasfederken "Benim izimi
takip edecek, hataya düşmeyecek" demiştir.
Bundan anlıyoruz ki, Mehdi, şeriat sahibi
değil şeriata uyandır.
8. İnsanların ihtiyacını iyi anlaması
- Çünkü onların her türlü
işlerini görmek için Allah onu diğer insanlar
üzerine seçmiştir. Liderlerin davranış ve
faaliyetleri de kendilerinden ziyade halkın
menfaatine göre olmalıdır..
9. Bilhassa kendi zamanında ihtiyaç hissedilen
gaibi ilimlere vukufu bulunması. Çünkü ancak
o sayede yeni yeni zuhur edilecek meseleleri
halledebilir.
Kıyamet Alametleri, 189
|
|
|

|
Mehdi'nin vehbi ilme ait bir başka özelliği
de ebced hesabını ve ona ait sırları bilmesidir.
.
Cifr (Ebced) İlminin Bilinmesi
Taşköprülüzade Ahmet Efendi "Mevzuatu'l-Ulum" isimli eserinde
(11/246) Mehdi'nin cifr
ilmine vakıf olacağını kaydetmiştir:

|
Bazıları
dediler ki, bu kitabı kemal-i vukuf ahirzamanda
hurucu muntazar Hz. Mehdi'nin hurucuna
mevkuftur ki, onlar cifr
ilmine vakıf ve sırlarına arif olurlar.
Kitab-ı enbiyayı salifeden dahi bu
ilim varid olmuştur.
Mehdilik ve İmamiye
, 252
|
|
|
|
Islah Edilmesi

|
Hz. Ali'nin
rivayetine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle
buyurdu.
Mehdi bizden Ehl-i Beyttendir. Allah onu
bir gecede ıslah eder (yani tevbesini
kabul eder veya feyizler ve hikmetlerle
donatır.)
Sünen-i İbni Mace,
10/348
Naim
Ebu Said-il Hudri'den tahric etti. Peygamber
(s.a.) buyurdu:
Allah, Mehdi'yi
bir gecede ıslah eder. (olgunlaştırır)
Kitab-ül Burhan Fi
Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman,54/19
Ebu
Nuaym'in rivayetinde Resul-i Ekrem (s.a.v.)
şöyle buyurmuştur:
Ey Ehl-i Beyt! Mehdi bizdendir. Aziz ve
celil olan Allah onu bir
gecede ıslah ve irşad edecek.
Ölüm-Kıyamet-Ahiret
ve Ahirzaman Alametleri, 437
|
|
|
|

|
İşari
manada ayet meali:
93/7 "Ve seni
yol bilmez iken, 'dogru yola yöneltip iletmedi
mi?"
|
|
|
|
.
Nübüvvet Yolunda Olması

|
Hz. Huzeyfe'den
rivayet edilmiştir:
Aranızda "Nübüvvet" Allah'ın istediği kadar
sürer sonra onu kaldırmayı istediği zaman
da kaldırır. Ve Allah'ın murad ettiği kadar
devam eden "Şiddetli bir Meliklik" idaresi
gelir. Sonra onu kaldırmayı istediği
zaman kaldırır. Sonra zorba bir idare gelir.
Sonra da "Nübüvvet
yolu üzere bir hilafet" gelir.
Ramuz El-Ehadis,
1/257 (Ebu Davud "Tayalisi" -Ahmet b. Hanbel
"Müsned"inden)

İsa
aleyhisselam ve Mehdi aleyhirridvan ise,
birinci yoldan vasıl olmaktadırlar. Birinci
yol ise, kurb-ü nübüvvetten ibarettir.
Tavassut muamelesi orada
yoktur. Her kim bu yoldan vasıl olur ise,
onun için arada bir hail ve bir vasıta yoktur.
Hatta o, feyizleri ve bereketleri herhangi
bir kimsenin tavassutu olmadan alır. Zira
tavassut ve hail, ancak diğer yoldadır.
Bu yerin muamelesi ise, diğerinden ayrıdır.
Mektubat-i Rabbani,
534 Mektup, 2/763-764

Sual:
Müceddid için böyle nasıl söylenebilir?
Çünki, Hazret-i İsa gökten inecek ve müceddid
olacaktır. Hazret-i Mehdi de, çıkacak ve
müceddid olacaktır. Bunların, verecekleri
feyzleri ve bereketleri herhangi bir kimsenin
tavassutu olmadan alır. Zira tavassut ve
hail, ancak diğer yoldadır. Bu yerin muamelesi
ise, diğerinden ayrıdır.
Cevap:
Feyz için vasıta olmak, yukarıda bildirdiğimiz
iki yoldan yalnız ikincisindedir. Birinci
yolda, yani (kurb'i nübüvvet) denilen yolda,
feyz ve hidayet, vasıta ile gelmez. Bu yolda
yükselen, arada vasıta ve perde olmadan
vasil olur. Hiçbir kimse vasıta ve perde
olmaksızın feyzlere ve bereketlere kavuşur.
Vasıta olmak ve perde olmak (Kurb-i
vilayet) denilen yoldadır. Bu iki yolu birbirine
karıştırmamalıdır. Hazret-i İsa (a.s.) ve
Hazret-i Mehdi (a.r.) nübüvvet yolu ile
vasıl olurlar. Seyhayn, yani hazret-i Ebu
Bekir ile hazret-i Ömer (r.a.) da, nübüvvet
yolu ile kavuşmuşlardır. Resulullahın (s.a.v.)
himayesi altındadırlar. Şanları çok yüksekdir.
Saadet-i Ebediye
H.Hilmi Isik, 836 (Mektubat-i Rabbani'den
123.Mektup)
|
|
|

|
Nübüvvet "nebi" kökünden gelip, peygamberlerin Allah'ın emriyle
vazifeli olarak insanları doğru yola davet etmeleri görevini
tarif eder.
Allah dilediği kuluna Nübüvvet vazifesi verir.
Peygamberlik çalışma ve istemeyle elde edilmez. Mehdilik görevi
de aynı şekilde Allah'ın dilemesiyle onun istediği şahsa verilir.
Mehdi bu makama kendi gayreti ile gelmeyecektir. Velayet makamıina
ulaşmak için bir gayret ve çaba gerekirken Nübüvvet yolu için
böyle bir şart yoktur, burada seçilmek sözkonusudur. Nübüvvet
yolunun Velayet yolundan diğer farkları ise:
1. Bu yolda hidayetler, feyzler dogrudan onlara ulaşır,
arada herhangi bir vasıta (mürşid) yoktur.
2. Nübüvvet yolu peygamberlerin yoludur, onların tebliğ metodu
ve mücadele tarzı bu kelime ile ifade edilir. Mehdi de bu yoldan
olacağına göre onun mücadele şekli de aynen peygamberler gibi
olacaktır.
3. Nübüvvet yolunda genellikle içe dönük bir yapı mevcuttur. Tarikatlar
bu gruba girer. Bağlıların kendi nefislerini ıslaha çalışmaları,
bu yolun esasıdır. Nübüvvet yolu ise peygamber yolu oldugu için
devamlı mücadele ve tebliğ ile yani bütün insanlara yönelik sosyal
bir yapı ile karşımıza çıkar.
.
Sıkıntı ve Zorluklarla
Karşılaşması
.

|
Mehdi,
bizden, Ehl-i Beyt'tendir.
...Abdullah b. Mesud (r.a.) dan; Resulullah
(s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
...Biz öyle bir ev halkıyız ki; Allah
bizim için ahireti dünyaya tercih etmiştir.
Benim Ehl-i Beytim muhakkak benden sonra
bela, kaçırılma ve
sürgüne uğrayacaktır.
Benden sonra Ehl-i
Beytim bela ve mihnetlerle karşılaşacaklar
ve darbe maruz kalacaklardır.
Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il
Ahir Zaman, 14
|
|
|
|
.
Bütün enbiya (a.s.) ve evliya (r.a.) Allah-u Teala'nın gönderdiği dini
tebliğ etmek ve yaymak yüzünden insanlar tarafindan anlaşılamamış,
onların çeşitli itham ve iftiralarına
maruz kalmışlardır.
Allahu alem Ehl-i Beyt'ten gelecek olan Hz.
Mehdi (a.r.) de bu gibi eziyet ve sıkıntılarla karşılaşacaktır.
Aşağıdaki peygamberimizin hadisi böyle bir durumu "Mehdi'nin biat
sırasında kendisinin birçok kahr ve haksızlığa
uğradığını insanlara açıklayacağını" haber vermektedir.

|
Naim b.
Hammad Hz.Ali'den (r.a.) rivayet etmiştir:
...Mehdi, Resulullah'ın bayrağı ile,
insanların başlarına bela üzerine bela yağdığı
ve çıkışından ümit kesildigi bir sırada çıkar.
İki rekat namaz kılar. Namazdan dönünce şöyle
der: "Ey insanlar! Ümmet-i Muhammed ve bilhassa
onun ehl-i beyti çok
belalar gördü, ve bizler kahr ve haksızlığa
maruz kaldık."
Kitab-ül
Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman,
55

Resulullah
(s.a.v.) efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
- Dininde kavi, güçlü olanın başına
gelecek belalar büyük olur.(1)
-Hak Teala bir kulunu sever veya kendine
yaklaştırmak isterse, üzerine bela ve musibetleri
ardı ardına gönderir.(2)
-Hak Teala bir kimseye bir hayır diledimi,
ona bela ve musibet verir (3)
(1)
Ibni Hibban (2) Ibni Ebi'd Dünya (3) Imam
Malik ve Buhari
|
|
|
|
Aşağıdaki hadis-i şerifte de İstanbul'u fethedecek
Hz.Mehdi (a.r.) ve yardımcılarında, fetihten önceki devrede hastalık
sıkıntı ve üzüntülerin bulunacağı ve daha sonra bu sıkıntının
kaldırılacağı bildirilmektedir.

|
Allah
Konstantiniyye'yi (Istanbul'u) çok sevdiği
dostlarının ehline fethedecek... Onlardan
hastalığı ve üzüntüyü kaldıracak
Kıyamet Alametleri,
181
|
|
|
|
Allah-u Teala Kur’an-ı Kerim'de birçok peygamberin
yalanlanmak, delilik ve büyücülükle suçlanma, hastalık, haksız
yere zindana atılma... gibi çeşitli sıkıntı ve eziyetlerle karşılaştığını,
fakat bütün bunlara sabır edilmesi gerektigini haber vermektedir.

|
İşari
manada ayet mealleri:
6/34-
"Andolsun senden önce de elçiler yalanlandı;
onlara, yardımımız gelinceye
kadar yalanlandıkları ve eziyete
uğratıldıkları şeye
sabrettiler..."
44/14- Sonra,
ondan yüz çevirdiler ve dediler ki: "(Bu,)
Öğretilmiştir,
bir delidir."
51/52- İşte
böyle; onlardan öncekiler de bir elçi gelmeyiversin,
mutlaka: "Büyücü
ve cinlenmiş" demişlerdir.
23/25- "O,
kendisinde delilik
bulunan bir adamdan
başkası değildir, onu belli bir süre gözetleyin."
26/29- (Firavun)
dedi ki: "Andolsun, benim dışımda bir ilah
edinecek olursan, seni mutlaka hapse
atacağım."
33/69- Ey
iman edenler, Musa'ya eziyet
edenler gibi olmayın;
ki sonunda Allah onu, demekte olduklarından
temize çıkardı. O, Allah katında vecihti.
37/97- Dediler
ki: "Onun için (yüksekçe) bir bina inşa edin
de onu çılgınca
yanan ateşin içine atın."
68/51- O
inkar edenler, zikri (Kur'an'i) işittikleri
zaman, seni neredeyse gözleriyle devireceklerdi.
"O, gerçekten
bir delidir" diyorlar.
46/35- Artık
sen sabret;
Resullerden azim sahiplerinin
sabrettikleri gibi, Onlar için de acele etme..."
|
|
|

|
Gözetlenmesi-Takip Edilmesi

|
Ebu Said
El-Hudri'nin (r.a.) rivayetinde, Resulullah
(s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
Deccal çıkınca, ona karşı müminlerden bir adam
(Mehdi) yönelir. Derken o mümin kimseye
birçok silahlılar, Deccal'ın merkezlerde
gözetleme yapan silahlıları karşı çıkarlar.
Mehdilik ve Imamiye 37, (Sahih-i Müslim,
11/393'den nakil)
|
|
|
|
Not: Bu hadis uzun bir hadistir, tamamı
ileride izah edilecektir.
Hadisin başlangıcında Mehdi'nin Deccal 'in
silahlı adamları tarafindan gözetlendiği ve takip edildiği bildirilmektedir.
Önceki devirlerde de tevhid mücadelesinde bulunmuş bazı peygamberlerin
de benzer şekilde gözetlendiğini böylece kontrol altında tutulmak
istendiğini Kur’an-ı Kerim'den öğrenmekteyiz.

|
23/25-
"O, kendisinde delilik bulunan bir adamdan
başkası değildir, onu belli bir süre gözetleyin."
|
|
|
|
"Mehdilik ve İmamiye" isimli araştırmanın sahibi bu hadisin tamamı
hakkında şu izahları yapmaktadır. Ebu
İshak ve Ma'mer gibi raviler bu zattan maksad Hızır (a.s.)dır
demişlerse de , biz Hz.Mehdi (a.s.) olduğu kanaatindeyiz. Hadis-i
Şerifin siyah ve sibaki bunu göstermektedir. Hadis-i Şerifin baş
tarafinda deccalin merkezde gözetleme yapan silahlı askerlerinden
bahsediliyor. Şu halde deccal büyük bir orduya veya hükümet kuvvetine
sahip olacaktır. Kendi anlayışına karşı çıkan Mehdi'ye kuvvetini
kullanarak eziyet etmekte ve tesirsiz hale getirmeye çalışmaktadır.
Hadis-i şerifin ifadesine göre artık o zatın sırtı ve karnı
döve döve genişletilir. Yani durmadan etrafa ilan edilip yayılmaktadır.
Bu arada Mehdi'yi tesirsiz hale getirdiğini zanneden Deccal karşısında
Mehdi'nin ordusu çiğ gibi gelişini görür. Artık Deccal Mehdi'yi
mahkum edemiyor, bu noktayı hadis-i şerif şöyle ifade ediyor:
"Ey insanlar şu muhakkak ki, artık Deccal bana yaptığı bu işi
insanlardan hiçbir kimseye yapamayacaktır. Tam bu sırada o müminin
boynu ile köprücük kemiği arası bir bakır levha haline gelir de,
artık Deccal onu kesmeye hiçbir yol bulamaz." Su
son ifadeler çok dikkate değerdir. Boyun ile köprücük kemiğine
gelince, hepimiz biliriz ki, idam edilecek adamın suçları bir
kağıda yazılıp boynuna asılır. Şu halde hadiste bu kısım
bakır levha haline geliverir dediğine göre Deccal Mehdiye artık
kılıç geçiremeyecektir (ona hiçbirşey yapamayacaktır) demektir.
(Mehdilik ve Imamiye 39)
Deccal'in Mehdi'ye Eziyet
Etmeye Çalışması

|
Ebu Said
El-Hudri'nin (r.a.) rivayetinde, Resulullah
(s.a.v) buyurdu ki: Deccal çıkınca, ona karşı
müminlerden bir adam (Mehdi) yönelir. Derken
o mümin kimseye birçok silahlılar, Deccal'in
merkezlerde gözetleme yapan silahlıları karşı
çıkarlar. Ve kendisine: Nereye gitmeyi kasdediyorsun?
diye sorarlar. O da: Şu çıkan kimseyi (yani
Deccal'e) karşı gitmeyi kasdediyorum, der.
Deccal'in taraftarı ona: Sen bizim Rabbimize
inanmıyor musun? derler. O zat da: Bizim Rabbimiz
de hiçbir gizlilik yoktur der. Ötekiler de:
Bunu öldürün, derler. Bu söz üzerine taraftarların
bir kısmı diğerlerine:
Sizin Rabbiniz, kendi izni olmadan herhangi
bir kimseyi öldürmekten sizleri men etmiş
değil midir? Müteakiben o zatı Deccal'in yanına
götürürler:
Mehdilik ve Imamiye 37
|
|
|
|
Deccal, kendi anlayışına karşı çıkan Mehdi'yi
öldürmek istemez, ona sıkıntı verir eziyet eder. Önce onu insanların
gözünde karalayarak tesirsiz hale getirmeye çalışır, başarısız
olduğunu görünce bu sefer onu insanlardan ayırarak uzaklaştırır,
hadisin ifadesiyle firlatıp atar.

|
"Mehdilik
ve İmamiye" yazarı izahına şöyle devam ediyor:
Ayrıca onu zindanlarına atmakla bir ateş içine
attığını zanneder. Halbuki onu cennete atmıştır.
Zira mümin cehennemde olsa bile gönlü cennettedir.
Müslim-i Şerif'in mütercimi Mehmed Sofuoğlu
buradaki cennetin dünya bahçelerinden bir
bahçe olduğunu söyler. Şu halde anlaşılıyor
ki, Deccal Mehdiyi ıssız yerlere sürecek ama
onun sürdüğü yerler bağlık yerler olacaktır.
Mehdilik ve Imamiye
40
|
|
|
|
Hakkında
Olumsuz Propaganda Yapılması

|
Mümin şahıs
(Mehdi) Deccal'i görünce:
Ey insanlar! Resulullah'ın zikrettiği Deccal
işte budur, der. Deccal hemen onunla ilgili
emrini verir de, o zat karnı üzerine uzatılır
ve arkasından:
Onu alın da yaralayın! der. Artık o zatın
sırtı ve karnı döve
döve genişletilir.
Bu sefer onu iki eli ve iki ayağı ile yakalar
da firlatır atar. İnsanlar Deccal'in onu bir
ateş içine attığını sanırlar. Halbuki o bir
cennet içine atılmıştır.
Mehdilik ve İmamiye
40
|
|
|
|
Hadiste Mehdi'nin "sırtı ve karnından dövüle
dövüle genişletilmesi" müteşabih olarak (benzetme yapılarak )
söylenmiştir. Mehdilik ve İmamiye kitabının yazarı burası için;
Mehdi'nin ünü "Durmadan etrafa ilan edilip
yayılmaktadır" demektedir. Fakat bunu Deccal taraftarları
yapacağı için bu propagandanın Mehdi'yi kötüleme şeklinde olacağını
söyleyebiliriz.
Peygamberimiz devrinde İslam düşmanları, onu kötülemek için o
devrin yayın organı sayılan şairleri kullanıyordu. Şairler,
panayırlarda, çarşılarda peygambere çeşitli hakaretler ediyor,
ona deli, büyücü, kahin diyorlardı. Şimdi de İslam düşmanı olan
Deccal yanlıları yazılı ve sözlü yayın organlarıyla Mehdi'yi kötüleyecekler,
halkın nazarında itibarını sarsmaya çalışacaklardır. (Allahualem)
Hadislerde Mehdi'nin başlangıç yıllarının sıkıntı
ve zorluklarla dolu mücadele yılları olduğunu gördük. "Altın Çağ"
olarak anlattığımız devre, Mehdi'nin halife olduğu son dönemlerine
aittir. Mehdi ve müslümanlar ancak bu devrede rahata, bolluğa,
huzura kavuşacaklar ve sevgiye, barışa, kardeşliğe dayalı bir
hayatı bu devrede yaşayacaklardır.

|
İşari
manada ayet meali:
93/4-5 " Şüphesiz
senin için son olan,
ilk olandan (ahiret dünyadan) daha hayırlıdır.
Elbette Rabbin sana verecek, böylece sen hoşnut
kalacaksın."
|
|
|
|
Hicreti

|
O Kudüs'te
hicret edecektir. Bu hicretten sonra Medine
tahrip edilip vahşilerin sığınağı olacaktır.
(İmam Suyuti, Kıyamet
Alametleri, Ölüm ve Diriliş, s.1699, sf.174)
|
|
|
|
Hilyesi

|
O, açık
alınlı, küçük burunlu, iri gözlü, dişleri
parlak ve seyrek bir kişidir. Sağ yanağında,
inciyi andıran, bir yıldız gibi yüzünü aydınlatan
bir işaret vardır....
(İmam Suyuti, Kıyamet
Alametleri, Ölüm ve Diriliş, s.1699, sf.174)
|
|
|
|
Konuşması

|
Dilinde
ağırlık vardır. Yavaş ve ağır konuştuğu
zaman sağ elini sol dizine vurur. Kırk yaşındadır.
(İmam Suyuti, Kıyamet
Alametleri, Ölüm ve Diriliş, sf.1699, sf.174)
|
|
|
|
MEHDİ'NİN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ
Soyu
(Nesebi)

|
Hz. Ali'nin
(r.a.) rivayetine göre Resulullah (s.a.v.)
şöyle buyurdu:
Kıyametin kopması için zaman da sadece bir
günden başka vakit kalmamış da olsa Allah
(c.c.) benim Ehl-i Beytimden bir zatı (Mehdi'yi
gönderecek.)
Sünen-i Ebu Davud,
5/92

Hz.
Ali (r.a.) den rivayet edilmiştir; Peygamberimiz
(s.a.v.) buyurdu:
El-Mehdi , bizden Ehl-i
Beyt'tendir.

Said
b. el Müseyyeb (r.a.) dan, Peygamberimiz (s.a.v.)
şöyle buyurdu:
Mehdi, kızım Fatima'nın neslindendir.
Sünen-i Ibn Mace, 10/348

Mehdi
ile müjdelenin. O Kureyş'ten ve Ehl-i Beyt'imden
bir kişidir.
Kitab-ul Burhan Fi
Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman , 13

İbnu
Mes'ud: "Resulullah yahut da şöyle buyurmuştu
der: "...Ehl-i beytimden birini, ki bu zatın
ismi benim ismime uyar, babasının ismi de
babamın ismine uyar. Bu zat, yeryüzünü, -eskiden
cevr ve zulümle dolu olmasının aksine- adalet
ve hakkaniyetle doldurur."
Tirmizi, Fiten 52,
(2231, 2232)
|
|
|
|
Bütün peygamberler
birbirinin neslindendir. Mehdi (a.r.) de bu nesilden gelmektedir.
Halk arasında bu nesilden gelenlere Seyyid denmektedir.

|
İşari
manada ayet mealleri:
2/128-
"Rabbimiz, ikimizi sana teslim olmuş (müslümanlar)
kıl ve soyumuzdan sana
teslim olmuş (müslüman) bir ümmet (ver).
Bize ibadet yöntemlerini (yer veya ilkelerini)
göster ve tevbemizi kabul et. Şüphesiz, Sen
tevbeleri kabul eden ve esirgeyensin."
3/33- Gerçek
şu ki, Allah, Adem'i,
Nuh'u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini alemler
üzerine seçti;
6/87- Babalarından, soylarından ve kardeşlerinden,
kimini (bunlara kattık); onları da seçtik ve
dosdoğru yola yöneltip-ilettik.
|
|
|
|
Güzel Olması.

|
O (Mehdi)
güzel bir
delikanlıdır, güzel
yüzlüdür. Yüzünün nuru başına ve
saçlarının siyahına kadar yükselir.
Mehdilik ve Imamiye,
153 (Ikdüd, Dürer'den)

Yüzü
parlayan yıldız gibi nurludur.
El-Kavlu'l Muhtasar
Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, 33
Kitab-ül Burhan Fi
Alamatil-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, 22
|
|
|
|

|
İşari
manada ayet mealleri:
12/31- (Kadın)
Onların düzenlerini işitince, onlara (bir
davetçi) yolladı, oturup dayanacakları yerler
hazırladı ve her birinin eline (önlerindeki
meyveleri soymaları için) bıçak verdi. (Yusuf'a
da:) "Çık, onlara (görün)" dedi. Böylece onlar
onu (olağanüstü
güzellikte)
görünce (insanüstü bir varlıkmış gibi
gözlerinde) büyüttüler, (şaşkınlıklarından)
ellerini kestiler ve: "Allah'ı tenzih ederiz;
bu bir beşer değildir. Bu, ancak üstün bir
melektir" dediler.
|
|
|
|
Omuzunda Nübüvvet
Mührü Vardır

|
Mehdi'nin
omuzunda peygamber efendimizdeki nübüvvet
mührü bulunacaktır.
El-Kavlu Fi
Muhtasarr Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar,41

Omuzunda
peygamberin alameti
vardır.
Kıyamet Alametleri,165
Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il
Ahir Zaman 23

Omuzunda
peygamberin nişanı
vardır.
Kıyamet Alametleri,163
|
|
|
|
Hadis-i seriflerden anlasilacagi üzere Hz. Mehdi'nin iki
omuzu arasında Resulullah (s.a.v.) efendimizdeki gibi aşikare
görülebilecek bir nübüvvet mührü olacaktır.

|
Cabir
b. Semüre'den (r.a.) rivayet edilmiştir:
Resullulah'ın (s.a.v.) mührü güvercin yumurtası
kadar bir yumru idi.
Sünen-i Tirmizi,6/126

Abdullah
b. Sercis 'ten (r.a.) rivayet edilmiştir.
&İki küreği arasında sol küreği bölümü
tarafinda üstü siğilleri andıran beneklerle
dolu peygamber mührüne baktım.
İbni Kesir-
Semail-i Resul,53

Ebu
Saib b. Yezid 'den (r.a.) rivayet edilmiştir:
Gözüm peygamberimizin (s.a.v.) iki omuzu
arasındaki mühüre ilişti. Birden onun hacle
(gerdek) düğmesi kadar olduğunu gördüm.
Sünen-i Tirmizi,6/126
|
|
|
|
Rengi

|
Rengi
arab rengidir.
Kitab-ül Burhan Fi
Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman,24
Not:
Arap ırkının ten rengi kırmızıyla
karışık beyazdır.

Hz.
Mehdi 'nin rengi
arabidir.
(Kıyamet Alametleri
163)
(El - Kavlu-l Muhtasar
Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar,29)
(Kitab-ül Burhan
Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman,24)

Esmer
olacaktır.
Kıyamet Alametleri
163
Enes
b. Malik (r.a.) Peygamberin (s.a.v.) rengi
hakkinda söyle dedi:
Beyaz (renkli) idi. Fakat beyazı
esmere çalıyordu.
Ibni Kesir, Semail-ür
- Resul, 28

Esmerden
(Siyahtan) maksat bembeyaz olmayıp az kırmızılığı
ispat etmektir. Çünkü Resul-ü Ekrem Hazretlerinin
rengi, hamamdan henüz yeni çıkmış ve kendisine
kızıllık gelmiş olan bir beyaz kimsenin
o andaki rengi gibidir. Yani Resul-ü Ekrem
Hazretlerinin mübarek rengi, kırmızı ile
karışık nurani beyaz idi.
Ibni Kesir, Semail-ür
- Resul, 28
|
|
|
|
Güneş ve rüzgarların tesiri ile vücuda gelen renge kırmızıya çalan
renk; esmer, hiç güneş yüzü görmeyen elbise altındaki tenin
rengine de parlak beyaz renk denir.
.
Endamı

|
Hz. Mehdi
'nin boyu, posu sanki
Beni İsrail ricalindedir.
El-Kavlu-l Muhtasar
Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, 36 29

Cismi,
İsrail cismidir.
Kitab-ül Burhan Fi
Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, 24

Mehdi
sanki Beni İsrail
'den bir adamdır. (Tavrı onlara benzer yani
heybetli ve acar.)
Kitab-ül Burhan Fi
Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, 23 30
|
|
|
|
Boyu

|
Mehdi,
orta boylu
olacaktır.
Kıyamet Alametleri
El-Kavlu-l Muhtasar
Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, 41

Enes
B. Malik rivayetler buyurdu ki : Resulullah
(s.a.v) orta boylu
idi.

Bilindiği
gibi hadiste geçen Rab 'a kelimesi normal
ve orta boylu demektir. Fakat normal boy
için uzun olan şahsa göre bir sınır vardır.
Çünkü boyun sahibi kendi karışı ile yedi
karış kadar olan boya normal boy denilir.
Tirmizi, Semail-i
Serif, 15
|
|
|
|
Yaşı

|
Yaşı
30 ile 40 arasında olduğu halde gönderilecektir.

Mehdi
benim evlatlarımdandır. 40
yaslarındadır.
El-Kavlu-l Muhtasar
Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, 41

40
yaşındadır. Diğer bir rivayete göre
30 ile 40 yaşındadır.
Kıyamet Alametleri,
163
|
|
|
|
Sakalı .

|
Sakalı
bol ve SIK olacaktır.
El-Kavlu-l Muhtasar
Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, 23

Sakalı
SIKTIR.
Kıyamet Alametleri, 163
|
|
|
|
MEHDİ'NİN ÇIKIŞ ZAMANI

|
Enes Malik
'den tahric etti. O dedi ki, Resulullah (s.a.v.)
buyurdu:
Dünyanın ömrü, ahiret
günlerinde yedi gündür. Allah-u Teala
buyurdu ki: Rabbin katında bir gün sizin saydıklarınızdan
bin yıl gibidir.

Enes
b. Malik 'den O dedi ki Resulullah (s.a.v)
buyurdu:
Kim bir din kardeşinin Allah yolunda bir ihtiyacını
görürse, Allah Teala onun için gündüzlerini
oruçla, gecelerini de ibadetle geçirmişcesine
şu dünyanın yedi bin yıllık ömrü müddetince
sevap yazar.
Kitab-ül
Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman,
88
|
|
|
|
Hazreti Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem
efendimiz, geçmişle, gelecekle ve ahiret hayatı ile ilgili meseleler
hakkında haber verirken tesbihler kullanmıştır.
Burada 7 bin yıldan kasıt, dünyanın
gerçek yaşının 7 bin yıl olduğu değildir. (Allahualem Arapça)
O zaman, 7 bin yıl ile ilgili rivayetler, bir takvim başlangıcı
gibi insanlık tarihinde çok önemli bir olaya, mesela tufandan
sonra insanların yerleşik hayata geçmelerine ve dünya hayatının
bariz bir veche ile yeniden başlamasına ait başlangıç olabilir.Yani,
o tarihten itibaren, insanlık tarihi adeta yeniden başlamış gibi,
sayıları artmaya, şehirleşmeye başlamış olabilir. Bazı
ulemalar, Hazret-i Nuh aleyhisselamdan sonraki devreyi Dünyada
insanlık tarihinin yeniden başlaması olarak adlandırmışlardır.
Nasıl Hıristiyanlar, Miladi 1987 yıl öncesinde önemli bir olay
olmuş kabul edip, bir tarih başlangıcı meydana getirip ondan evvel,
ondan sonra diyerek bir zaman belirlemesi yapıyorlarsa, aynı o
şekilde rivayette, belirli bir vakti tesbit için, takvim başlangıcı
gibi 7 bin yıl evveli ve sonrası şeklinde bir tarih zamanlamasına
işaret ediyor olabilir. Yani, dünyanın ömrü 7 bin yıl olsa, ben
onun şu tarihindeyim dense, belirli bir tarih zamanlaması yapılmış
olur.
İmam Rabbani Hazretleri Mektubat 'ta şu rivayeti nakletmiştir.

|
Takriben
124 bin tane peygamberimiz gelip geçti.
Mektubat-i Rabbani, 1/354
|
|
|
|
Hz. Ademden itibaren Resullah efendimize kadar
124 bin peygamber gelip geçmiştir.
Başka bir rivayette İmam-ı Rabbani hazretleri şöyle buyurmuştur:

|
Böyle
aradan "1000 senenin"
geçtiği vakit, geçen ümmetlerde Ulü'l
azm bir peygamberin geldiği vakittir.
.
Mektubat-i Rabbani,
1/495
|
|
|
|
Normal olarak her 100 sene de bir peygamber, 1000 sene de de Ulü
'l azm bir peygamber gelmiştir. Her 100
senede bir peygamber geldiğini kabul etsek, Hz. Adem aleyhisselam
efendimizden, Hz. Resulullah efendimize kadar:
124.000x 100= 12.400.000 (onikimilyon dörtyüzbin=
sene olması gerekir.) Demek ki
peygamberimiz (s.a.v.) dünyanin ömrü 7 bin yıldır derken dünyanın
gerçek yaşını değil, insanlık tarihi için önemli bir hadisenin
baslangıç zamanını kasdetmiştir (Allahualem)

|
Ahmet
İbni Hanbel ilel inde
nakletti.
Dünyadan beş bin
altı yüz yıl geçmiştir.
Kitab-ül Burhan Fi
Alamet-il Ahir zaman, 89
|
|
|
|
Daha önceki hadislerle dünyanın ömrünün
7 bin yıl oldugunu görmüştük. Burada ise Efendimize kadar
5 bin 600 yıl geçtiği belirtiliyor.
Bu rivayete göre Ümmet-i Muhammed 'in ömrü
Hicri 1400 yılına kadardır. (7000-5600=1400)(Allahualem)

|
Abdullah
(r.a) dan rivayet edilmiştir: Resulullah
(s.a.v) buyurdu ki: Ehl-i beytimden ismi
ismime mutabık olan bir kişi başa geçecektir...
Dünyanın ancak bir
günlük ömrü kalmış olsa, onun başa geçmesi
için Cenab-ı Allah O günü behemehal uzatır.
Sünen-i Tirmizi 4/92

Hz.Ali
'den rivayet olduğuna göre Resulullah (s.a.v.)
şöyle buyurdu:
Kıyametin kopması
için zamanda sadece bir günden başka vakit
kalmamış ta olsa, Allah (cc) benim Ehl-i
beytimden bir zatı gönderecek.
Sünen-i Ebu
Davud, 5/92

İbn-i
Mace ve Ebu Naim, Ebu Hüreyre 'den tahric
ettiler, o dedi, Peygamber (s.a.v) buyurdu:
Eğer dünyadan bir
gün kalsa, Allah o günü uzatır ve Ehl-i
Beytimden birisini Melik kılar.
Kitab-ül Burhan Fi
Alameti-il Mehdiyy-il Muntazar, 10
El-Kavlu-l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il
Muntazar, 27
Ölüm-Kıyamet -Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri,
s.437
|
|
|
|
Biraz önceki rivayetlerden ve şartlardan anladığımız
kadarıyla Hicri 1400 yılı aynı zamanda
Hz. Mehdinin çıkış yılıdır. Hicri 1400 yılına girmeye dünya
günü olarak 1 gün! bile kalsa, vazifeye hazır bekleyen Mehdinin
vazifesini yapması için, kıyamet belirli bir zaman ertelenecektir.
(Allahualem) İbni Abbas 'dan sahih olarak
nakledilen şöyle bir rivayet vardır, O dedi ki; Dünya
yedi gündür, Her bin gün bin yıl gibidir ve Resulullah (s.a.v.)
'de onun sonunda gönderildi.

|
Dakkak
b. Zeyd-ü Cüheni 'den rivayet ettiler.
Ben gördüğüm bir rüyayı Resulüllah (s.a.v.)
'e anlattım. Bu rüyada Peygamber (s.a.v.)
yedi basamaklı bir minberin en üst basamağında
idi: O buyurdu ki, Yedi
basamaklı gördüğün minber şu dünyanın ömrü
olan yedi bin senedir. Ben de O 'nun son
bininde olacağım.
Kitab-ül Burhan Fi
Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, 89
|
|
|
|
.
Bu rivayetlerden de anladığımız kadarıyla ümmetin ömrü Hicri
1400 yılına kadardır. Hicri 1400 yılında O (bin yıllık)
bir gün bitmiş oluyor. Halbuki ümmet o bitiş gününde halen vaadedilen
Hz. Mehdi (a.r.)yi bekliyordu. O zaman O (bin yıllık) bir gün
uzatılarak, Hz. Mehdi (a.r.)nin vazifesini yapmasına müsait
hale getirilecektir.
İmam Rabbani, Mehdi'nin peygamberimizin vefatından
1000 (bin) sene geçtikten sonra
ikinci binin içinde geleceğini bildirmektedir.

|
Ancak
beklenen odur ki; aradan bin sene geçtikten
sonra bu saklı devlet tecid edile (yenilene).
Ona bir üstünlük verilip suyu bulması, arttırıla...
Böylece kemalatin aslı zuhur edip onun zilletini
örte.. Ve nisbet-i aliyyenin mürevvici Mehdi
gelsin.
Allah ondan razı olsun.
Mektubat-i Rabbani,
1/569

Şeriatın
teyit hasletleri, milleti tecdidi bu ikinci
bindedir.
Bu davanın doğruluğuna adil şahid: İsa'nın
(a.s.) Mehdi'nin (r.a.) bu bin içinde var
oluşlarıdır.
Mektubat-i Rabbani
1/611

Resulullah
(s.a.v.)in ümmeti arasından çıkanlar pek
kamildirler. Yani Resulullah
(s.a.v.)in irtihali üzerinden binsene geçtikten
sonra isterse az olsunlar. Onların
pek kemalli olmaları şunun içindir ki: Şeriatın
takviyesi, pek tamam tekliyle hasıl ola.
Aradan bin sene geçtikten
sonra, Mehdi'nin gelişi de bunun içindir.
Onun mübarek kudümünü (gelişini), Hatem'ür-rüsül
Resulüllüh (s.a.v.) müjdelemiştir. İsa (a.s.)
dahi aradan bin sene geçtikten sonra nüzul
edecektir.
Mektubat-i Rabbani
1/440
|
|
|
|
Peygamber Efendimiz'in vefatından bin
sene geçtikten sonra ikinci bin yılına girilir. İmam-ı
Rabbani Hazretlerinin yukarıdaki izahlarına göre ikinci
bin yılı içerisinde Hz.Mehdi (a.r.)
gelecektir. Bunun için en uygun zaman 1400-1600
yılları arasıdır. Bu seneler ikinci bin yılının tam ortasıdır.
1400'den 1500'e kadar İslamın hakimiyeti, 1500-1600 yılları arasında
da bozulma ve kıyamet beklenecektir.

|
Bu ümmetin
ömrü bin (1000) seneyi geçecek fakat
bin beşyüz (1500) seneyi aşmayacaktır.
Kıyamet Alametleri,
299
|
|
|
|
Celaleddin Suyuti'nin "El-Keşfu Fi Mücazeveti Hazin el-Ümmeti
El Elfe Ellezi Dellet Aleyh el-Asar"isimli kitabından nakil
Beddiüzaman Said Nursi Hazretleri de, ümmetin galibiane ömrünün
1506 yılına kadar olacağını bildirmektedir.

|
"...
Birinci cümle, binbeşyüz
(1500) makamiyle ahir zamanda bir
taife-i mücahidinin (din için çalışanların,
cihad edenlerin) son zamanlarına; ve ikinci
cümle, binbeşyüzaltı(1506)
makamile galibane mücahedenin tarihine....
işaret eder.
(...) bu tarihe kadar (1506) zahir ve aşikarane,
belki galibane devam edeceğine remze yakın
ima eder."
Sikke-i Tasdik-i
Gaybi, 46
|
|
|
|
İmam Suyuti (r.a) dahil bir kısım ulema bu ümmetin icabet ömrünün
(Hicri) 1500 yıllarına kadar devam edeceğine daha sonra da bozulmanın
başlayacağına (Allahualem) diyerek işaret etmektedirler.
Sahih kaynaklı Hadis-i Şeriflere göre Hz.Mehdi
(a.r.) zuhur ettikten sonra 40 sene yaşayacaktır. Hz.İsa (a.s.)
efendimiz hakkındaki Hadis-i şeriflerde de O'nun yeryüzünde kalış
müddedinin 40-45 sene olacağı bildirilmektedir. Bunun bir kısmını
Hz.Mehdi (a.r.) ile Hz. İsa (a.s.) efendilerimiz beraber yaşayacaklardır;
bu da yaklaşık 7-10 senedir. Bu bilgilere göre Hz.Mehdi
(a.r.) ve Hz.İsa (a.s.) efendimizin vefatına kadar olan 1475-1480
senelerine gelinmiş olacaktır. Bu tarihten 1500'e kadar devam
eden 20-25 yıllık bir süre de vaziyetin muhafazasına çalışıldığı
bir devre olacaktır. Bu rivayette
de Mehdi'nin yüzyıl başında zuhur
edeceği bildirilmektedir.

|
Zira onun
(Hz. Mehdi'nin ) zuhuru, yüz
başlarında olacaktır.
Mektubat-i Rabbani
|
|
|
|
Yukarıda izah edildiği gibi, İmam
Suyuti hazretlerinin rivayetine göre Ümmet-i
Muhammed'in ömrü 1500 (binbeşyüz) seneyi aşmayacaktır.
Hicri 1500 yılına ulaşmaya bir yüzyıl başı kalmıştır. O da Hicri
1400 yılı başlarıdır.

|
Resulullah
(s.a.v.) buyurdu:
Kıyamet, yeryüzünde
Allah'a ibadet edilmeyen bir yüz sene
geçmedikçe kopmaz.
Kitab-ül Burhan Fi
Alamet-il Mehdiiyy-il Ahir Zaman , 92
|
|
|
|
Yukarıdaki rivayetlerin işaretlerinden saadetli bir yüzyıl geçtikten
sonra ve yaklaşık bir yüzyıl zulmün, küfrün hakim olduğu devre
geçtikten sonra kıyamet beklenecektir. Yapılan
hesaplar, Mehdi ancak Hicri
14. asrın başlarında çıktığı taktirde doğrulanacaktır.
Ümmetin ömrü Hicri 1500 senesini aşmayacağına
göre, Mehdinin Hicri 1400'ün başlarında gelmesi gerekmektedir.
El-Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar
Kitab ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy il Ahir Zaman
Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, 494
Ramuz: El -Ahadis 508 (Ibni Mace-Tabaranai 'nin Kebiri |