
Hz. İsa(as)'ın Yeryüzüne Geliş Alametleri
111. Zamanın Kısalması
Bineğine binmiş olan kimse, Irak
ile Mekke arasında yolu şaşırma kaygısından başka hiçbir korku
taşımadan seyahat etmedikçe kıyamet kopmaz. (Müntehab-ı Kenzu'l-Ummal,
2/370-371)
Onun zamanında develere gerek kalmaz. (Geleceğin
Tarihi 3, s.183)
Yaşadığımız yüzyılın sesten hızlı uçakları, trenleri ve diğer
gelişmiş ulaşım araçlarıyla, eski dönemlerde aylar süren yolculuklar
şimdi birkaç saat içinde, üstelik çok daha güvenli, rahat
ve konforlu bir biçimde yapılabilmektedir. Hadisin işareti
de bu şekilde gerçekleşmektedir.
Günümüzün ileri teknoloji ürünü ulaşım araçlarına Allah Kuran'da
şu şekilde işaret etmiştir:
Onlara binmeniz ve süs için atları, katırları
ve merkepleri (yarattı). Ve daha sizlerin bilmediğiniz neleri
yaratmaktadır. (Nahl Suresi, 8)
Peygamberimiz (sav) başka hadislerinde ise zamanın kısalması
konusunda şu bilgileri vermiştir:
Zaman tekarüb ederek (yaklaşarak) gece ile gündüz
birbirine yaklaşır... (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri,
s. 374, no. 681)
Zaman kısalıp sene ay, ay hafta, hafta gün, gün
saat, saat de ateş tutuşturacak kadar az bir zaman olmadıkça
kıyamet kopmaz. (Tirmizi, İbn-i Mace, Ahmed bin Hanbel; Son
Zamanlarla İlgili Hadisler, s. 109)
Hz. Enes (ra) anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
buyurdular ki:
Zaman yakınlaşmadıkça Kıyamet kopmaz. Bu yakınlaşma
öyle olur ki, bir yıl bir ay gibi, ay bir hafta gibi, haftada
bir gün gibi, gün saat gibi, saat de bir çıra tutuşması gibi
(kısa) olur. (Tirmizi, Zühd: 24, 2333)
Bu hadislerde de görüldüğü gibi ahir zamanda geçmişe göre
büyük bir zaman kazancı olacaktır. Nitekim asırlar önce kıtalar
arasında haftalar alan haberleşme günümüzde internet ve iletişim
teknolojileriyle saniyeler içerisinde tamamlanmaktadır. Geçmişin
kervanları ile aylar süren seyahatler sonucu ulaşılabilen
eşyaları, günümüzde kısa sürede temin etmek mümkündür. Çok
değil, daha birkaç yüzyıl önce tek bir kitabın yazılması için
geçen sürede bugün milyonlarca kitap basılabilmektedir. Bütün
bunların yanı sıra temizlik, yemek yapma, çocuk bakımı gibi
gündelik işler, gelişmiş teknolojinin ürünlerinin yardımıyla
vakit almaktan çıkmıştır.
Bu örnekler rahatlıkla çoğaltılabilir. Elbette burada üzerinde
durulması gereken Peygamberimiz (sav)'in 7. yüzyılda haber
verdiği kıyamet işaretlerinin günümüzde aynen gerçekleşmesidir.
112. Şehirleşmede Artış
Özellikle
19. yüzyılan ikinci yarısından itibaren etkilerini gösteren
Sanayi Devrimi ile birlikte, insanlar kırsal bölgeleri terk
edip şehirlere yerleşmeye başlamışlardır.
O dönemden beri de şehirlerdeki nüfus her geçen yıl giderek
artmaktadır.
Yapılan araştırmalar yalnızca ülkemizde 2020 yılında şehirlerde
yaşayacak olan nüfusun, ülke nüfusunun yüzde 80'ini oluşturacağını
göstermektedir.57
Önceki yüzyıllarda görülmeyen bu durumun, hadiste bahsi geçen
ahir zaman alameti olduğu son derece nettir.
113. Yüksek Binaların İnşa Edilmesi
Şu hadiseler meydana gelmedikçe kıyamet
kopmayacaktır… Yüksek binalar yapmada insanlar birbirleriyle
yarışacak. (Buhari, Fiten: 25; Ahmed bin Hanbel, Müsned, 2/313)
Binaların gökdelenler haline gelmesi... (Kıyamet
Alametleri, s. 146)
Yüksek katlı binalar 19. yüzyılın
sonlarında inşa edilmeye başlanmıştır. Teknolojinin ilerlemesi,
çeliğin yaygınlaşması ve elektrikli asansörlerin kullanılması
gökdelenlerin inşaatına hız kazandırmıştır. Gökdelenler 20.
ve 21. yüzyıl mimarisinin önemli bir parçası olmuş, günümüzde
de kimileri için adete birer prestij sembolü haline gelmiştir.
Bugün dünyanın en yüksek yapılarından bazıları ve yükseklikleri
şöyledir:58
CNN Tower (Kanada) - 555 m.
Oriental Pearl TV Tower (Çin) - 467 m.
Petronas Tower 1 ve 2 (Malezya) - 449 m.
Sears Tower (Chicago) - 443 m.
Hadiste belirtilen, insanların yüksek binalar yapma yarışı
da ülkelerin daha yüksek gökdelenler yapabilmek için büyük
bir rekabet ve yarış içerisine girmeleriyle tam olarak gerçekleşmiştir.
1400 sene öncesinden böyle bir olayın haber verilmiş olması
elbette bir mucizedir. Aynı zamanda da Peygamberimiz (sav)'in
haber verdiği kıyamet öncesi ahir zaman döneminin günümüzde
yaşandığının da önemli alametlerinden biridir.
114. Çarşıların Yakınlaşması
Günümüzde alışveriş imkanları geçmiştekiyle
kıyas olmayacak kadar gelişmiştir. Hem köy ve kasabalara kadar
her yerde insanların istedikleri gibi alışveriş yapabilecekleri
marketler, alışveriş merkezleri vardır, hem de ulaşımdaki
hız sayesinde insanlar geçmişte ulaşma imkanı bulamadıkları
yerlere ulaşıp alışveriş yapma imkanına sahiptir.
Ayrıca günümüzde internet aracılığıyla alışveriş imkanları
da çok gelişmiştir.
Bir kişi evinde otururken alışveriş yapabilmekte ve dünyanın
istediği bölgesindeki istediği her ürünü satın alabilmektedir.
Bu yönüyle düşünüldüğünde çarşılar insanların evlerinin içinde
gibidir.
115. Kişinin Kamçısının Ucuyla Konuşması
Kamçı bilindiği gibi, eski çağlarda
özellikle at, deve gibi binek hayvanlarını sürerken yaygın
olarak kullanılmış bir araçtır. Yukarıdaki hadis incelendiğinde
Peygamberimiz (sav)'in bu sözleriyle bir benzetme yaptığı
anlaşılmaktadır. Günümüzde "kamçının şekline benzetebileceğimiz
ve konuşan nesne nedir?" diye soracak olursak, bu sorunun
en mantıklı cevabı, antenleri ile dikkat çeken telsiz, cep
telefonu veya benzeri iletişim araçları olacaktır. İleri teknolojinin
ürünü olan bu cihazlar sahip oldukları kamçıya benzer antenlerle
dikkat çekmektedirler. Cep telefonu veya uydu telefonu gibi
kablosuz iletişim araçlarının çok kısa bir geçmişi olduğunu
göz önünde bulundurursak, Peygamberimiz (sav)'in 1400 yıl
önce yaptığı tasvirin de ne kadar hikmetli olduğu anlaşılacaktır.
Kıyamet öncesi zaman diliminin içinde bulunduğumuza dair bir
haber daha böylece tecelli etmiştir.
116. Kişiye Kendi Sesinin Konuşması
Hadisteki mesaj oldukça açıktır:
Kişinin kendi sesini duymasının ahir zamanın bir özelliği
olduğu belirtilmektedir. Şüphesiz insanın kendi sesini işitebilmesi
için öncelikle sesini kayıt etmesi ve sonra da dinlemesi gerekmektedir.
Ses kayıt ve reprodüksiyon teknolojisi de 20. yüzyılın bir
ürünüdür; bu gelişme bilimsel bir dönüm noktası olmuş, haberleşme
ve medya sektörlerinin doğmasına yol açmıştır. Ses kaydı özellikle
bilgisayar ve lazer teknolojilerindeki son gelişmelerle mükemmele
ulaşmış durumdadır.
Kısacası, günümüzün elektronik aletleri, mikrofonları ve
hoparlörleri sesin kaydedilmesi ve dinlenmesine imkan sağlamakta
ve bizlere yukarıdaki hadisin verdiği haberin tecelli ettiğini
göstermektedir.
117. Semadan Bir El
O günün alameti semada (gökyüzünde) uzatılmış
ve insanların kendisine bakıp durduğu bir el'dir. (Kitabül
Burhan Fi Alametil Mehdiyyil Ahir Zaman, s.69)
Yukarıdaki hadislerde
belirtilen "el" kelimesinin Arapçası "yed"dir. Bu kelimenin
sözlük anlamları "el"in yanı sıra "kuvvet, kudret, güç, vasıta"dır.
Bu hadiste de bu manalarda kullanılmış olması muhtemeldir.
İnsanların baktıklarında görebilecekleri bir "kuvvet, kudret,
güç, vasıta" geçmiş dönemler için fazla bir anlam taşımamaktadır.
Ancak bugünün dünyasının vazgeçilmez bir parçası olan televizyon
gibi cihazlar hadislerde tarif edilen olaya açıklık getirmektedir.
Yani bu hadiste geçen "el" ifadesi, güç anlamında kullanılmıştır.
Ve gökten dalgalar halinde gelen görüntülere, yani televizyon
yayınına işaret ettiği anlaşılmaktadır.
Konuyla ilgili diğer hadisler de oldukça ilgi çekicidir:
Semadan (gökyüzünden) bir ses onu ismiyle çağıracak
ve doğuda, batıda… olan bile bu sesi duyacak…
(El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyyil Muntazar, s. 54-55)
Bu ses bütün yeryüzüne yayılacaktır, her kavim
kendi dilinden duyacaktır. (Kitabül Burhan Fi Alametil Mehdiyyil
Ahir Zaman, s. 51)
Semadan (gökyüzünden) bir ses ki herkes bunu
kendi lisanında işitir. (Kitabül Burhan Fi Alametil Mehdiyyil
Ahir Zaman, s. 37)
Bu hadisler bütün yeryüzünde duyulacak ve her toplumun kendi
lisanlarında işitecekleri bir sesten bahsetmektedir; bu şekilde
radyo, televizyon ve benzeri haberleşme vasıtalarına işaret
edildiği açıktır. Daha yüz yıl önce hayal edilemeyen bir gelişmeyi
Peygamberimiz (sav)'in 1400 sene önce haber vermesi de bir
mucizedir.
Bediüzzaman Said Nursi de sözü edilen
hadisleri yorumlamış; bunların radyo, telefon gibi haberleşme
vasıtalarını mucizevi bir şekilde haber verdiğini belirtmiştir.59
118. Ürün Artışı
Peygamber Efendimiz ahir zamanda
yaşanacak teknolojik gelişmelerle ilgili daha pek çok bilgi
vermiştir.
Hadislerde modern tarıma geçilmesi, yeni üretim tekniklerinin
geliştirilmesi, tohum ıslahı çalışmaları ve yağmur sularının
yeni barajlar, göletler yapılarak değerlendirilmesi sonucunda
oluşacak üretim artışına işaret edilmektedir.
Günümüzde teknoloji çok büyük bir
hızla gelişmekte, ürünlerin hem kalitesinde hem de üretim
miktarında çok fazla artırıma gidilebilmektedir.
Özellikle de genetik biliminde yaşanan hızlı gelişme, teknolojinin
bazı türlerinde olduğu gibi tarım teknolojisinde de büyük
bir devrim yaşatmaktadır.
119. Çöllerin Yeşertilmesi
Arab topraklarından nehirler ve dereler akmadıkça
kıyamet kopmaz. (Ölüm, Kıyamet ve Diriliş, İmam Şarani, s.
471)
Ahir zamanda ürünlerde yaşanacak olan bolluğa işaret eden
bir başka teknolojik gelişme de çöllerin yeşertilmesidir.
Dünyada kara parçalarının yüzde kırk üçünü çöllerin oluşturduğu
düşünülürse, bu konunun tarım teknolojisi için ne kadar büyük
bir önem taşıdığı daha kolay anlaşılır. Günümüzde suyun verimsiz
çöl topraklarına kadar ulaştırılmasıyla, en kurak topraklarda
bile üretim yapılabilmektedir. Eğer bu yüksek teknoloji tüm
çöllere uygulanırsa, kıtlığın eşiğinde olan pek çok ülke çok
verimli ekim alanlarına kavuşacaktır. Elbette bunun için çok
büyük bir teknoloji gerekmektedir.
|
Resimlerde Birleşik
Arap Emirlikleri'nde çöllerin yeşertilmesi ve ürün
elde edilmesi ile ilgili yapılan çalışmalar görülmektedir. |
Çöl bölgelerinde tarım yapılabilmesi için sulama konusunun
çözülmesi ve ekim yapılabilir toprakların sağlanması gerekir.
Bunun için üzerinde çalışılan teknolojilerden biri bilgisayar
kontrolünde yapılan sulamadır. Bu teknolojiyle su akışı doğrudan
bitkilerin kök bölgelerine yönlendirilmekte, tek bir damla
suyun bile israf edilmesi engellenmektedir. Her türlü suyun
arıtılarak kullanıma geçirilmesi de çöl tarımında çok önemli
bir yer tutar. Bunun için sel ve deniz sularının çok hızlı
bir şekilde kullanıma geçirilmesi de tarım teknolojisinin
temelini oluşturmaktadır. Bu şekilde çok geniş bir su kaynağı
sağlanmış olacak ve ülke ekonomilerine büyük bir destek sağlanacaktır.
Peygamber Efendimiz hadislerinde suyun verimli şekilde kullanılmasına
da işaret etmiştir:
…ümmetin gerek iyileri ve gerekse de kötüleri,
misli asla görülmemiş şekilde, pek çok nimetlere sahip olacaktır.
Çok yağmur yağmasına rağmen bir damlası bile boşa gitmeyecek,
toprak bir tek tohum istemeden verimli ve bereketli olacaktır.
(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)
120. Ömürlerin Uzaması
Peygamberimiz (sav)'in verdiği bu
haberin üzerinden ondört asır geçmiştir. Kayıtlar, ortalama
yaşam süresinin içinde bulunduğumuz çağda diğer tüm dönemlerden
daha fazla olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Hatta 20. yüzyılın
başları ile sonları arasında dahi büyük bir fark vardır. Örneğin
1995 yılında doğmuş olan bir çocuğun 1900'lerde doğmuş birisine
göre ortalama 35 yıl daha uzun yaşayacağı tahmin edilmektedir.60
Bu konudaki çarpıcı bir başka örnek de, geçmişte 100 seneden
fazla yaşayan insanların oldukça nadir, günümüzde ise çok
sayıda olmasıdır.
Birleşmiş Milletler Nüfus Departmanı
kaynaklarına göre, son birkaç yılda dünya nüfusu yüksek ölüm
oranlarından düşük ölüm oranlarına doğru dikkate değer bir
geçiş devresindedir. Demografik devrim olarak nitelenen bu
gelişmenin merkezinde de yaşlıların sayı ve oran olarak artışı
yer almaktadır. Böylesine hızlı ve geniş ölçekli bir gelişmenin
uygarlık tarihinin hiçbir döneminde görülmediği de aynı kaynakta
vurgulanmaktadır.61
|

Radikal, 13 Mayıs 2000, "Gençliğin yolu açılıyor"
Milliyet, 21 Temmuz 2003, "İnsan ömrü 100 yıl uzayacak"
Vatan, 21 Temmuz 2003, "İnsanoğlu 500 yaşına kadar
yaşayabilir mi?"
Hürriyet, 15 Nisan 2003, "Ömrümüz uzayacak"
Takvim, 4 Ağustos 2003, "Ömrü 15 yıl uzatan hap geliyor"
|
Şüphesiz yaşam süresindeki bu artış sebepsiz değildir. Tıp
teknolojisinin ilerlemesine bağlı olarak sağlık hizmetlerindeki
gelişme insanların böyle bir nimete kavuşmasına olanak sağlamıştır.
Bunlara ek olarak, genetik bilimindeki gelişmeler ve halen
büyük bir hızla ilerlemekte olan İnsan Genomu Projesi sağlık
alanında yepyeni bir dönem başlatmak üzeredir. Bu ilerlemeler
geçmiş zamanlarda yaşayan insanların hayal bile edemeyeceği
bir boyuttadır. Tüm bu gelişmelere dayanarak şunu söylemek
mümkündür: Yaşadığımız çağın insanları yukarıdaki hadisin
haber verdiği uzun ve sağlıklı hayat standardını yakalamışlardır.
Ve bu standart, yakın gelecekte daha da yükselecek gibi görünmektedir.
121. Sahte Mesihlerin Ortaya Çıkışı Hz. İsa'nın
Gelişinin Habercisidir
Allah'ın şerefli elçisinin gelişi için hazırlık yapmak isteyen
iman sahiplerini gevşekliğe sürüklemek isteyenler olabilir.
Bu insanlar çeşitli bahanelerle Hz. İsa için hazırlık yapmayı
gereksiz göstermeye çalışabilirler. Bunun için kullanacakları
bahanelerden biri de sahte mesihlerin ortaya çıkması olacaktır.
Zaman zaman akıl sağlığı yerinde olmayan veya çeşitli çıkarlar
peşinde olan kimi insanlar Hz. İsa olduklarını iddia etmişlerdir.
Bazı çevrelerse bu cehalet içindeki insanların yaptıklarını
kendi menfaatleri için kullanmaya çalışmış, "Hz. İsa gelecek
şeklindeki yorumlar, sahte mesihlerin ortaya çıkmasına neden
oluyor" şeklinde açıklamalarda bulunmuşlardır. Bu açıklamalarla
Hz. İsa'nın yeryüzüne yeniden gelişi için yapılacak hazırlıkları
yavaşlatmak ve hatta durdurmak istemişlerdir. Ancak Allah'ın
vaat ettiği bu kutlu dönemin gelişini kimse geciktiremeyecektir.
Çünkü bu gibi insanlar çok önemli bir gerçeği fark edememektedirler:
"Sahte mesihlerin ortaya çıkışı Hz. İsa'nın gelişinin bir
alametidir, müjdesidir". Peygamberimiz (sav) hadislerinde
şöyle bir haber vermiştir:
Her birisi kendinin Tek Mabud olan Allah'dan
Resul olarak gönderildiğini iddia eden altmış yalancının çıkması.
(Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 36)
Yukarıdaki hadisler bizlere günümüz dünyasındaki gelişmeleri
anımsatmaktadır. Bazı sahtekarlar Müslümanların ve Hıristiyanların
beklentilerini suistimal ederek peygamberlik iddialarıyla
ortaya çıkmakta ve bazen de büyük felaketlere neden olmaktadırlar.
Uzmanlar sözde mesih akımlarının 1970'li
yıllarda ortaya çıkmaya başladığını, o tarihten bu yana da
hızlı bir artış içinde olduklarını ifade etmektedir. Uzmanlara
göre, bu artışa neden olan başlıca iki temel husus bulunmaktadır.
Bunlardan birisi komünizmin yıkılması, diğeriyse internet
teknolojisinin sağladığı imkanlardır.62
Konuyla ilgili aşağıdaki alıntılar konuyla ilgili seçilmiş
birkaç örnektir:
Federal ajanlar ve mezhep üyeleri
arasındaki 51 günlük gerginlik trajediyle sonuçlandı. Mezhebin
Waco, Texas yakınlarındaki tesisleri tamamen yandı. 33 yaşındaki,
"Branch Davidians" hareketinin lideri ve sözde mesihi David
Koresh de diğer 74 kişiyle birlikte öldü.63
|
Hz.İsa'nın dönüşünden
önce sahte peygamberlerin çıkacağı hadislerde bildirilmiştir.
Son 30-40 yıl içinde bu konuda pek çok örnek görülmüştür.
1993 yılında 80 taraftarını ölüme sürükleyen David
Koresh (yukarıdaki 2 resim), 70'lerin sonunda en fazla
sayıda insanın toplu olarak intihar ettiği sapkın
tarikat olarak tarihe geçen The People's Temple tarikatını
kuran Jim Jones bu örneklerden başlıcalarıdır. (Üst,
solda) 900 taraftarı ile birlikte kendini zehirleyen
Jim Jones. Jones'un çocukların da dahil olduğu taraftarları...
Time, 03 Mayıs 1993
Takvim, 06 Nisan 2002, "Yalancı Peygamber"
|
Geçen hafta İsviçre ve Kanada'da,
sözde Mesih Luc Jouret'in taraftarlarından ve onların çocuklarından
oluşan 53 kişi öldü. Bu iki ülkenin polisleri ölümlerin nedeninin
toplu intihar, toplu katliam veya ikisinin bir karışımı olup
olmadığını araştırıyor.64
En kötü mezhep katliamının korkunç
delili… Uganda'da yeni mezarlar bulundukça, liderleri
tarafından kandırılan fanatik bir mezhebin 1000'e yakın taraftarının
öldüğünden endişe ediliyor…65
Öyle bir olaydı ki, yol açtığı şok
dalgaları dünyanın her yanına yayıldı: Çağdaş tarihin en kötü
toplu intiharı. Bir mezhebin üyeleri olan 900'den fazla insan
Güney Amerika ormanlarında bulundu. Ölüler Jim Jones'un taraftarlarıydı.66
Sahte peygamberlere Kuran ayetlerinde de dikkat çekilmiştir.
Bu konudaki bir ayet şöyledir:
Allah'a karşı yalan uydurup iftira düzenden
veya kendisine hiçbir şey vahyolunmamışken "Bana da vahy geldi"
diyen ve "Allah'ın indirdiğinin bir benzerini de ben indireceğim"
diyenden daha zalim kimdir? Sen bu zalimleri, ölümün 'şiddetli
sarsıntıları' sırasında meleklerin ellerini uzatarak onlara:
"Canlarınızı (bu kıskıvrak yakalanıştan) çıkarın, bugün Allah'a
karşı haksız olanı söylediğiniz ve O'nun ayetlerinden büyüklenerek
(yüz çevirmeniz) dolayısıyla alçaltıcı bir azabla karşılık
göreceksiniz" (dediklerinde) bir görsen... (Enam Suresi, 93)
Ayetin devamında bildirildiği gibi, bu insanlar ayetin hükmüne
girebilir ve uydurdukları yalanın karşılığını görebilirler.
Şüphesiz, sahte mesihlerin yalanlarının tümüyle ortaya çıkacağı
günler yakındır. Çünkü Peygamberimiz (sav) yalancıların ardından
Hz. İsa'nın geri dönüşünü de müjdelemiştir.
Gerçek iman sahipleri, Hz. İsa'yı, alametlerinden hemen tanıyacaklardır.
Yaptığı her hareket hikmetli ve benzersiz olacak, bu alametlerle
diğer insanlardan ayrılacak ve hiçbir ispata gerek duymadan
hemen tanınabilecektir. Sahte mesihlerin kendilerini ispata
çalışmaları ise onların sahteliklerinin en açık delilidir.
Hz. İsa'nın delilleri, yaptıkları olacaktır. O, dinsiz akımları,
inkarın ve ahlaksızlığın insanlar arasında yayılması için
çaba sarf edenlerin sistemlerini çok büyük bir bozguna uğratacaktır.
Allah'ın vahyiyle hareket ettiği için inkar edenlerin tuzaklarını
bozması, din ahlakını insanlar arasında yayması, küfrün çabalarını
etkisiz hale getirmesi onun için çok kolay olacaktır. Mucizeleriyle
Allah'ın dininin hak olduğunu ve iman edenlerin mutlaka üstün
geleceklerini ispat edecektir. Rabbimiz inananları Kuran'da
şöyle müjdeler:
Onlar, Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek
istiyorlar. Oysa Allah, Kendi nurunu tamamlayıcıdır; kafirler
hoş görmese bile. Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen
O'dur. Öyle ki onu (hak din olan İslam'ı) bütün dinlere karşı
üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile. (Saff Suresi,
8-9)
57. 21.
Yüzyıla Girerken Dünyaya Yeni Bir Bakış, Erol Yarar, Müsiad
Yayınları, İstanbul 1996, s. 24; http://www.basarm.com.tr/yayin/malihukuk/bilgitoplumu/01.htm
58. 2003 Dünya Almanak, Dünya Yayıncılık, s. 263
59. Şualar, Bediüzzaman Said Nursi, s. 496; Kıyamet Alametleri,
İsmail Mutlu, Mutlu Yayıncılık, İstanbul, 1996, s.214
60. M. Encarta Encyclopedia 2000, "Aging"
61. United Nations Population Division, Department of Economic
and Social Affairs, The Ageing of the World's Population,
2000, http://www.un.org/esa/socdev/ageing/agewpop.htm
62. Time, 7 Nisan 1997, "The lure of the cult"
63. Britannica CD 2000, "From Year in Review 1993: Chronology"
64. Time, 17 Ekim 1994, "In The Reign Of Fire"
65. The Guardian, 29 Mart 2000, "Grim evidence of worst cult
slaughter"
66. CNN, "Jonestown, 1978",http://www.cnn.com/SPECIALS/1999/century/episodes/08/timelines/headlines
/infoboxes/jonestown.html |