HZ.
İSA (A.S.) ALEYHİSSELAM VE MEHDİ (A.S.)
İsa
(a.s.)'ın inmesine Dair Hadisler Tevatür Derecesindedir
Tevatür: Kuvvetli haber,
içinde yalan ihtimali olmayan ve bir cemaate dayanan
kuvvetli haber.
(Büyük Lugat-Tur-Dav,
3003)
|
Şevkani
de İsa (a.s.)'ın ineceğine dair
hadislerin sayısının 29'a ulaştığını
söyleyerek bunları bir bir nakletmiş
ve sonunda : Bizim naklettiğimiz
hadisler görüldüğü gibi tevatür
haddine ulaştı. Bu beyanımızla
şu sonuca varılıyor ki, beklenen
Mehdi hakkındaki hadisler, Deccal
hakkında hadisler ve İsa (a.s.)'ın
inmesine dair hadisler mütevatirdir
demiştir.
Sünen-i Ibn-i Mace, 10/338

Kıyametin
büyük alametlerinden biri olmak
üzere ahir zamanda Hz.İsa (Aleyhisselam)'ın
gökten yere ineceğini bildiren
hadisler tevatür derecesindedir.
Sahih-i Müslim, 2/58

Allah
Resulu (sav)'den mütevatir
olarak rivayet edilen hadislere
göre Allah'ın Resulu (s.a.v.)
Hz.İsa (a.s.)'ın kıyamet gününden
önce adaletli bir imam ve hakem
olarak ineceğini haber vermiştir.
Ibn-i Kesir, Hadislerle Kur'an
Tefsiri, 13/7163 |
|
|
|
İsa (a.s.)'ın
Geleceğini Bildiren Sahih Hadisler
|
Ebu
Hureyre şöyle demiştir : Resulullah
(sav) buyurdu ki:
Hayatım elinde olan Allah'a yemin
ederim ki, Meryem oğlu (İsa
Aleyhisselam)'ın adil bir hakim
olarak sizin içinize inmesi
muhakkak yakındır. O, salibi (haçı)
kıracak, domuzu öldürecek, cizyeyi
kaldıracaktır, mal o kadar çoğalıp
taşacak ki, hiç kimse mal kabul
etmez olacaktır.
Sahih-i Müslim, 6/532

Ebu
Hüreyre (r.a.)'den rivayet edilmiştir
: Resulullah (sav) buyurdu
ki:
Benliğime hakim olan zata yemin
ederim ki, Meryem'in oğlunun
adaletli bir hakem olarak size
inmesi pek yakındır. O, Haç'ı
kıracak, domuzu öldürecek, cizyeyi
kaldıracak; mal çoğalacak ki,
kimse onu kabul etmeyecektir.
Sünen-i Tirmizi, 4/93

Ebu
Hüreyre'den rivayet edildiğine
göre; Peygamber (s.a.v.) şöyle
buyurdu :
İsa bin Meryem adil bir
hakim ve adaletli bir imam (devlet
başkanı) olarak (gökten yere)
inmedikçe kıyamet kopmayacaktır.
O, (indiğinde) haçı kıracak, domuzu
öldürecek, cizyeyi kaldıracaktır.
Mal da o kadar çoğalacaktır ki
hiç bir kimse mal kabul etmeyecektir.
Sünen-i Ibni Mace, 10/340 |
|
|
 |
. .
|
Resulullah
(s.a.v.) buyurdu ki:
İsa bin Meryem (a.s.) benim ümmetim
içinde;
1- adaletli bir hakim ve (yönetimde)
adil bir imam olacak,
2- haçı kırıp ezecek ve domuzu
öldürecektir.
3- (Zimmilerden) Cizyeyi kaldıracak,
4- ve zekatı terkedecektir. Artık
ne koyun, keçi, sığır sürüsü ne
de deve sürüsü üzerine zekat memuru
çalıştırılmayacaktır.
5- Kap su ile dolduğu gibi yeryüzü
barışla dolacaktır.
6- Din birliği de olacak, artık
Allah'tan başkasına tapılmayacaktır.
Sünen-i Ibni Mace, 10/334

1- Hz. İsa (a.s.)
adaletli bir yönetici olacaktır.
2- Hadiste Hz. İsa (a.s.)'ın haçı
kırıp, domuzu öldüreceği belirtilmiştir.
Serhü's Sünne'de ve başka hadis
kitaplarında; Hz.İsa (a.s.)'ın
tahrif olmuş, aslından uzaklaşmış
olan Hıristiyanlığı iptal ederek
Ser-i Şerifimizle (İslamiyetle)
hükmedeceği belirtilmiştir. Hz.İsa
(a.s.) tekrar geldiği zaman teslis
inancı haça tapınma, ruhbaniyet...
gibi Hıristiyanlığın da esasında
bulunmayan hurafeleri kaldıracak,
bu dini indirildiği ilk haline
döndürecektir.
İsa (a.s.)'ın domuzu öldürmesine
dair cümlenin manası da şöyledir
: O, domuz beslemeyi ve yemeyi
yasaklayacak ve öldürülmesini
emredecektir. Artık yeryüzünde
domuz bırakmayacak ve böylece
domuzun yenilmesini de tamamen
önleyecektir.
3- İsa (a.s.)'ın cizyeyi, yani
Ehl-i Kitab'tan alınan vergiyi
kaldırmasına dair cümle de şöyle
yorumlanmıştır : Yani Hz. İsa (a.s.), Ehl-i Kitap olan insanları İslam dinine davet edecek ve böylece cizye vermelerini kabul etmeyecektir.
Diğer bir yorum şekli de şöyledir
: Cizye hiç bir gayr-i müslimden
alınmayacaktır. Bu nedenle cizye
almaya da gerek kalmayacaktır.
Çünkü cizye müslümanların ihtiyaçlarında
kullanılmak üzere alınır. İhtiyaç
kalmayınca cizye almaya da gerek
kalmaz.
4- İsa (a.s.)'ın zekatı terketmesi
de malın bolluğu ve zekata müstahak
fakirin kalmaması sebebiyledir.
Bu hüküm de cizye ile ilgili hüküm
gibidir. Yani İsa (a.s.) İslam
dininin koymuş olduğu zekat hükmünü
kaldıracak değildir. Böyle bir
mana düşünülemez. Maksad şudur
: Yüce dinimiz, zekat müessesesini
o döneme kadar tatbik edilmek
ve o dönemde gerek kalmayacağından
tatbik edilmemek üzere koymuştur.
İsa (a.s.) da İslam'ın konulmuş
hükümlerini tatbik edecektir.
5- Hz. İsa (a.s.) zamanında, bütün dünyayı hakimiyeti altına almış olan Mesih-i Deccal’in fikir sistemi yok edilecek ve dünyadaki hakimiyeti tam anlamıyla son bulacaktır. Masonluk v.s. gibi nifak odakları tamamen yok edilecek, bütün dünya huzur içinde yaşayacaktır.
6- Bir hadis-i şeriflerinde Resul-i
Ekrem (sav) Efendimiz şöyle
buyurmuştur :
Muhakkak O yeryüzüne inecektir...
İnsanları İslama davet edecektir.
O'nun zamanında Allah Teala İslam
dışında bütün dinleri kaldıracak.
Tezkiret-il Kurtubi, 499 |
|
|
 |
Yukarıdaki hadislerde Hz.İsa (a.s.)'ın yeryüzüne indiriliş
alameti olarak bildirilen durumların hiçbirisi gerçekleşmemiştir.
Hıristiyanlık bozulmus, tahrif edilmiş şeklini muhafaza
etmekte, teslise (üçleme) inanılmakta, haram olmasına rağmen domuz eti yenmektedir.
Dünya karışıklıklar içindedir; huzur, güven, barış
ortamı yoktur, savaşlar, iç savaşlar devam etmektedir.
Bolluğun aksine yokluk hakimdir. Bu durumda İsa (a.s.)ın
henüz zuhur etmediği anlaşılmaktadır.
Fakat bu üstün Peygamber’in geliş zamanı çok yakındır. Peygamberimiz (sav)’den rivayet edilen hadisler ve din alimlerinin verdikleri bilgiler, Hz. İsa (a.s.)’ın, Hz. Mehdi (a.s.) ile Hicri 14. yüzyılda dünyaya tekrar geleceğini müjdelemektedir. İçinde bulunduğumuz yüzyıl, Hicri 14. yüzyıldır.
İsa (a.s.)
Ve Mesih Deccal
Mesih-i Deccal: Hakki batıl, batılı hak gösteren. Sahih hadislerin haberleriyle, ahir zamanda gelecek ve Allah'ı (c.c.) inkar edip kendisinin ilah olduğunu iddia edecek, dünyayı fesada verecek tek gözlü bir şahıstır.
Büyük LUGAT TÜR-DAV
|
Her
biri Allah'ın resulu olduğunu
iddia eden otuza yakın yalancı
deccal gönderilmedikçe
kıyamet kopmayacaktır.
Sünen-i Tirmizi, 4/82 |
|
|
|
Hz. İsa (a.s.) çıkmadan önce birçok sahte Mesih
(deccal) çıkacaktır:
Hz.İsa (a.s.) ilk defa
göğe alındığı haliyle yeryüzüne bırakılacağından,
O'nun zamanında annesi, babası olan; doğup büyüyen
33 yaşına gelmiş bir kimsenin Hz.İsa (a.s.) olma ihtimali
yoktur. Ondan evvel çıkan sahte Mesihlerin (deccallerin),
o devirde anne ve babaları olacaktır. Doğup, büyüyüp
belli bir yaşa geldikten sonra sahtekarca kendilerinin
Hz. İsa (a.s.) olduğunu iddia edeceklerdir. Fakat dikkatli,
ferasetli, kültürlü, akıllı insanlar bu yalanları
farkedip, onlara aldanmayacaklardır. Bu, deccalin, dünyaya hakim olmak için materyalist-marksist stratejiyi kullandığı döneme denk gelmektedir.
Deccal, bu sefer dünyaya
hakim olmak için tekrar strateji değiştirecek, dünyada
materyalizme galip gelmiş olan "Yaratılış" inancını
kendi menfaati doğrultusunda kullanmak isteyecektir.
Yaratılış inancını insanlara karşı kullanacak, Allah adına ortaya çıkacak, hatta peygamber olduğunu iddia edecek, fakat ortaya çıkan fitneden onun deccal olduğu anlaşılacaktır.
Mesih-i Deccal hipnotizma, manyetizma ve sihir türünden
bazı yöntemleri kullanarak birçok istidracı (*) harikalar
gösterecek, kendisinin Beklenen Mesih [yani Hz. İsa (a.s.)] olduğunu iddia edecektir. (Mesih, Hz. İsa (a.s.)’ın lakabıdır.)
Değerli İslam alimi Bediüzzaman Said Nursi, Mesih-i Deccal’in aldatıcı yönünü şu şekilde belirtmiştir:
Ve onların başına geçen
en büyükleri, ispirtizma (hipnotizma) ve manyetizmanın
hadisatı nev'inden müdhiş harikalara mazhar olan deccal
ise daha ileri gidip cebbarane suri hükümetini bir
nevi rububiyet tasavvur edip uluhiyetini ilan eder.
Mehdi ve Deccal, Şaban Döğen, s. 74-75
Üstad'ın da sözünde belirttiği gibi, Deccal hipnotizma ve büyü gösterileri gibi aldatmacalarla yeterince bilgi sahibi olmayan veya imanen zayıf olan pek çok kişiyi kandırabilir. Özellikle de bütün Hıristiyan dünyasının Hz. İsa'yı ve Yahudilerin de Mesihi bekledikleri bir dönemde, Deccal'in gösterdiği yalancı mucizeler ve hileleri, pek çok kişinin Deccal'e aldanmasına neden olabilir.
Kendisine Mesih diyen Mesih-i Deccal, halen dünyanın pek çok ülkesinde teşvik edilen ve meşru gösterilen ahlaksızlığı, cinsi sapıklığı, homoseksüelliği daha da teşvik edecektir. Onun kendilerine fayda getirdiğini zanneden, onun oyununa aldanan, gösterdiği cehennem hayatını cennet zanneden pek çok kişi O'na katılacaklardır. Deccal, sahte peygamber görünümü ile dindarları da etkilemeye çalışacak ama gerçekte onlar arasında ayrılık çıkarmaya, onları güçsüz düşürmeye, hatta onları büyük müsibetlere uğratmaya çalışacaktır. Deccal, samimi dindar Müslüman, Hıristiyan ve Musevilerin en büyük düşmanı olacaktır.
Yanlış yönlendirilmiş bazı Hıristiyanlar o devirde Hz. İsa (a.s.)'ı beklediklerinden dolayı, O'nu tahrif edilmiş, değiştirilmiş İncil'deki vasıfları ile bekleyeceklerdir. Mesih-i Deccal de tam onların hayal ettikleri gibi istidracı harikalıklar gösterecektir. Örneğin, Hz. İsa (a.s.)’a Yüce Rabbimiz’in bahşettiği üstün mucizevi özelliklere sahip olduğunu iddia edecek, bir şahsa hipnoz telkini ile ölmüş annesini konuşur halde gösterecektir. Ayrıca yine sihir ve hipnozla, annesinin O'na katılmasını tavsiye ettiğini kendisine işittirecektir. Görme ve işitme halüsinasyonları olacaktır. (Dışarıdan bakan sihirin etkisinde olmayan bir kişi ise o görüntüyü göremeyecektir.)
Deccal, önce beklenen Hz. İsa (a.s.) olduğunu iddia edecek, ardından da Hıristiyanlığın teslis inancındaki gibi Allah'ın kendisine hulül ettiğini (içine girdiğini) söyleyerek ilahlığını ilan edecektir (Allah’ı tenzih ederiz). Bu sapkın yöntemi kullanarak dünyada muazzam bir taraftar kitlesi kazanacaktır. Daha çok keyfe ve zevke yönelik, ahlaksızca ögretileri ve tavsiyeleri olacağı için taraftarlarının sayısı daha da artacaktır.
Böyle azgınlığın arttığı bir devrede İslam alemi de Hz. Mehdi (a.s.)’ın liderliğinde birleşmiş olacaktır. Hz. Mehdi (a.s.), her ne kadar Hıristiyan alemini "Sahte Mesih"e karşı uyaracaksa da, Hıristiyanlar, tam bekledikleri tarzda iddialarda bulunmasından, bekledikleri zamanda zuhur etmesinden ve İstidrac nevinden birçok harikalıklar göstermesinden dolayı bu izahlara aldırmayacaklardır.
Hz. Mehdi (a.s.), deccalin gösterdiği istidracı harikalıkları bozma konusunda bir öncü olacak ama deccalin kirli oyunu yine de sona ermeyecektir.. O halüsinasyonlardan oluşan istidracı harikalıkları ve deccalin bu sinsi oyununu tamamen ortadan kaldıracak, onun fikir sistemini yok edecek olan Hz. İsa (a.s.) olacaktır.
Bediüzzaman, bu gerçeği şöyle izah eder:
Sihir
ve manyetizma ve ispirtizma gibi istidracı harikalarıyla
kendini muhafaza eden ve herkese teshir eden (etkisi
altına alan) o dehşetli Deccal'i öldürebilecek, mesleğini
değiştirecek; ancak harika ve mu'cizatlı ve umumun
makbulu bir zat olabilir ki; O zat, en ziyade alakadar
ve ekser insanların peygamberi olan Hazret-i İsa Aleyhisselamdır.
Mektubat, 53
|
İşari
manada ayet mealleri
26/32- Bunun
üzerine asasını bırakıverdi, bir
de (ne görsünler) o, açıkça bir
ejderha oluverdi.
7/117- Biz de Musa'ya: "Asanı
fırlatıver" diye vahyettik. (O
da fırlatıverince) bir de baktılar
ki, o bütün uydurduklarını derleyip-toparlayıp
yutuyor. |
|
|
|
Hz. Musa (a.s.) o zamanın
deccallerinin isdidraclarını ancak mucize ile yok
etmişti.
|
...O'nun [Hz. İsa (a.s.)'ın] nefesinin kokusunu duyan hiçbir kafirin ölmemesi mümkün değildir. Deccal'in yalancı olduğu etrafa dalga dalga yayılacaktır. Deccaliyet perişan olacak fikir sistemi yok edilecektir.
Sünen-i Ibn-i Mace, 10/323 |
|
|
|
|
İsa
(a.s.) Deccal'a nihayet
Lud kapısı yanına yetişecek ve
onu öldürecektir.
Sünen-i Tirmizi, 4/105 |
|
|
|
Hz. İsa (a.s.) Lud kapısında Mesih-i Deccal ile karşılaşacak, onu tartışarak yenecektir; Deccali öldürmesinden kasıt onun fikir sistemini yok etmesidir. Hz. Musa (a.s.)’da aynı şekilde Firavun'un fikir sistemini yok etmişti. Hz. İbrahim (a.s.) ise Nemrud'un fikir sistemini yok etmişti. Hz. Mehdi (a.s.) süfyanın şahsını değil fikir sistemini yok edecek, Hz. İsa (a.s.) da, Mesih-i Deccal'in fikir sistemini ortadan kaldıracaktır. Önemli olan da, ebette ki bu şahısların yaydığı sapkın ideolojinin, toplumları helake götüren kirli fikir sisteminin ortadan kalkmasıdır.
Deccali yenip fikir sistemini ortadan kaldıracak olan Hz. İsa (a.s.)'ın gerçek Mesih olduğunu anlayan Hıristiyan alemi, Allah’ın izniyle, büyük bir süratle Allah’ın takdir ettiği doğru yola yani hak din olan İslam'a girecektir. “Andolsun, Kitap Ehlinden, ölmeden önce ona inanmayacak kimse yoktur,” (Nisa Suresi, 159) ayetinde belirtildiği gibi, bundan sonra tüm dünya Allah’ın hak dinine tabi olacak ve dinsizlik tamamen ortadan kalkacaktır.
İsa
(a.s.) Zamanında Yeryüzü Barışla Dolacak
|
Kap
su ile dolduğu gibi yeryüzü
barışla dolacaktır.
-Hiçbir kimse arasında bir düşmanlık
kalmayacaktır.
-Ve bütün düşmanlıklar, boğuşmalar,
hasetleşmeler muhakkak kaybolup
gidecektir.
Sahih-i Müslim, 1/136

Savaş
(erbabı) da ağırlıklarını
(silah ve malzemelerini) bırakacak.
Sünen-i Ibn-i Mace, 10/334

Harp
(erbabi) ağırlıklarını
(yani silah ve saireyi) bırakır.
Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman
Alametleri, 496 |
|
|
|
Hz. Mehdi (a.s.) ve Hz. İsa (a.s.) Mesih-i Deccal'in tüm fikir sistemini ortadan kaldırıp, sistemini dağıttıktan sonra dünyaya hakim olacaklardır. O zaman tek bir dinin yani İslamiyetin yeryüzüne yayılması ile ırkçılık, milli egoizm yok olacak; sevgi, kardeşlik, güzel ahlak ana düşünce haline gelecek; ayrıca masonluk, siyonizm, materyalist felsefe, komünizm, faşizm, kapitalizm gibi diğer sapkın ideolojiler de tarih sahnesinden silinecek; egoistlik, bencillik, kin, düşmanlık gibi her türlü sapkınlık anlamını kaybederek yok olacaktır. Savaşların, çatışmaların sebepleri yok olacağı için, savaş sanayine harcanan tirilyonlarca para, bu sefer meşru ihtiyaçlara, gıda, imar, teknoloji, bilim, kültür, sağlık harcamaları gibi son derece gerekli ve önemli ihtiyaçlara ve bunun yanında da insanların mutluluğu için gerekli diğer yatırımlara harcanacaktır. Elbette doğrusunu Allah bilir.
İsa (a.s.)
Zamanında Büyük Bolluk Olacak
|
...Mal
da o kadar çoğalacaktır ki,
hiçbir kimse mal kabul etmeyecektir.
Sünen-i Ibn-i Mace, 10/340

Meryem
oğlu (İsa) iner ve Deccal'i öldürür.
Ondan sonra kırk yıl bol nimet
içinde yaşarsınız.
Kitab ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy
il Ahir Zaman, 90

İsa
(Aleyhisselam)'ın zekatı terketmesi
de malın bolluğu ve zekata
muhtaç fakirin kalmaması sebebiyledir.
Sünen-i Ibn-i Mace, 10/339 |
|
|
|
Hz. İsa (a.s.) zamanında, bilimin gelişmesiyle hayvansal
ve bitkisel gıdaların üretimi arttırılacak, ilim ve
teknoloji son safhaya ulaşacak, dünya kurulduğundan
bu yana teknolojik olarak en gelişmiş çağ yaşanacaktır.
İnsanlar teknolojinin imkanlarıyla çok rahat ve bolluk
içinde yaşayacaklardır. Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın öncülüğünü yaptığı bu kutlu dönem, insanların rahatlık, huzur, güven ve mutluluk içinde yaşadıkları bir refah dönemidir. Bu döneme bu yüzden "Altın Çağ" adı verilmiştir.
İsa
(a.s.) Yeni Bir Din Getirmeyecektir
|
Ebu
Seyh, Kitab-ül Fiten'de Ebu Hureyre'den
tahric etti, Resulullah buyurdu:
İsa bin Meryem iner, Deccal'i
öldürür ve kırk (40) yıl Allah'ın
kitabı ve benim sünnetimle
hükmeder, vefat eder.
Kitab ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy
il Ahir Zaman, 92

İmam
Nevevi: Hz. İsa Ümmeti Muhammed'e
Peygamber olarak değil; Şeriat-ı
Muhammediyyeyi tatbik etmek
için gelecektir, demektedir.
El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil
Mehdiyy-il Muntazar, 68 |
|
|
|
Kadi Iyaz: "İsa (a.s.)
ın inmesi, Deccal'i öldürmesi haktır ve gerçektir.
Ehl-i Sünnet mezhebi ve yolu bu konuda varid olan
hadisler nedeniyle budur. Ne akli yönden ne de Ser-i
Şerif'te bu görüşü iptal edebilecek hiçbir delil yoktur.
Bu itibarla bu hüküm sabittir. Mütezile ve Cehemiye
mezheplerine mensub bazı kimseler ve onlara katılanlar
bu konudaki hadislerin, Allah'ın 33/40- "Muhammed,
... ancak o, Allah'ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur."
mealindeki ayete, Peygamber Efendimizin "Benden
sonra hiçbir peygamber yoktur" mealindeki hadisine
ve Peygamberimizden (s.a.v.) sonra hiçbir peygamberin
olmadığına ve şeriatının kıyamete dek ebedi olup,
hükümlerinin yürürlükten kalkmayacağına dair Müslümanların
icma'ına ters düştüğü gerekçesiyle reddedilmiş olduğunu
ileri sürmekteler ise de; Bu iddia ve gerekçe batıldır.
Çünkü İsa (a.s.) 'ın inmesinden maksad onun şeriatımızı
yürürlükten kaldırıcı bir şeriatla ve Peygamber olarak
inmesi değildir. Ne bu hadislerde ne de başka hadislerde
böyle birşey yoktur. Bilakis İsa (a.s.)'ın şeriatımızla
hükmedecek adil bir hakim ve halkın terkettiği şeriatımızın
hükümlerini ihya edici olarak ineceği sahih hadislerle
sabittir." demiştir.
Sünen-i Ibn-i Mace, 10/338
Hz. İsa (a.s.) inecek
ve hatem'ür rüsul Resulullah (s.a.v.) efendimizin
şeriatina tabi olacaktır.
Mektubat-i Rabbani, 2/1309
Hz. İsa (a.s.) Efendimiz
ahirzamanda yeryüzüne indirildiği vakit, peygamberlikle
vazifeli olarak yeni bir şeriat getirmeyecektir. Sahih
hadislerin ve İmam-Rabbani Hazretleri'nin izahında
belirtildiği şekilde, Peygamber Efendimizin (s.a.v.)
Şeriatını uygulayacaktır. Kur-an-ı Kerim ayetlerine
göre hükmedecektir.
İsa(a.s.)'ın
Hilyesi
|
Peygamber
efendimiz (sav) buyurmuştur ki:
Onu [Hz. İsa (a.s.)’ı] gördüğünüz zaman şu alametlerle
tanıyınız:
1.Uzuna yakın orta boylu
2.Rengi kırmızı ile beyaza yakın
3.Üzerinde herd boyası ile boyanmış
iki elbise vardır.
4.O derece temiz ki kendisine
ıslak dokunmadığı halde başı su
damlatır gibidir.
Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman
Alametleri, 499

Ebu
Hureyre (r.a.) şöyle dedi: Peygamber
(s.a.v) buyurdu ki: Geceleyin
yürütüldüğüm zaman Musa Aleyhisselam'a
kavuştum. (Peygamber onu tavsif
ederek:) Bir de gördüm ki, O Senüe
kabilesi erkeklerinden biri gibi
kara yağız, uzun boylu, balık
etli, düz saçlı bir zattır. İsa'ya
da kavuştum (Peygamber onu da
tavsif ederek: ) İsa, orta
yapılı, sanki hamamdan çıkmış
gibi al çehreliydi.
Sahih-i Müslim, 2/1053

Yine
Abdullah Ibn-i Ömer (r.a.) dan
rivayet olunduguna göre Nebi (sav)
demiştir ki:
Ben bu gece kendimi rüyamda Kabe'de
buldum. Ansızın esmer bir kişi
gördüm. Sanki o esmer insanlardan
en güzeli, başının saçı iki omuzu
arasında sarkıyordu. (Yeni)
taranmış ve arınmıştı da bas'inin
saç)ı su damlatıyordu. İki
elini iki kişinin iki omuzuna
koyarak Beyt'i tavaf ediyordu. (Orada bulunanlara) Bu kimdir?
diye sordum. Onlar : Bu Meryem'in
oğlu Mesih (İsa)'dır, dediler.
Sahih-i Buhari, 9/177 |
|
|
 |
İsa (a.s.)
Peygamberimizin (s.s.v) Kabri Yanına Defnedilecektir
|
İbni
Asakir Abdullah b. Selamdan: "Tevrat'ta
Peygamberin sıfatı anlatılıyor
ve orada İsa aleyhisselamin
onunla beraber defn edileceği
yazılıyor.
Buhari Tarihinde, İbni Asakir
Ondan (Abdullah b. Selam) dan
nakl ettiklerine göre, İsa
aleyhisselam Resulüllah ile iki
Sahabisi (Ebu Bekr ve Ömer (r.a.)
'nın yanında defn edilip kabir
adedi dörde çıkacaktır.
İbni Cevzi'nin Abdullah bin Ömer
(R. Anhüma)'dan merfuan nakl ettiği
bir rivayette şöyle buyurulmaktadır:
"İsa aleyhisselam yeryüzüne inecek,
evlenecek çoluk çocuk sahibi
olup kırk beş sene yaşıyacak,
sonra ölecek, benimle ayrı kabire
gömülecek, sonra ben ve İsa aynı
kabirden Ebu Bekr ile Ömer (r.a.)
arasından kalkacağız!"
Kıyamet Alametleri, 246/247

Hz.
İsa, yeryüzünde iken evlenecek
ve bir çocuğu olacaktır. Ölünce,
Müslümanlar onun namazını
kıldıktan sonra Ravza-i Mutahhare'ye
defnedeceklerdir.
El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil
Mehdiyy-il Muntazar, 65

Muhakkak
ki, Meryem oğlu, İsa yeryüzüne
indiği zaman evlenecek, çocuğu
olacak, yeryüzünde 45 yıl kalacaktır.
Miskatü-l Mesabih, 3/47

İsa
(a.s.) yeryüzünde indikten ve
40 yıl kalıp yaşadıktan sonra
ölür. Müslümanlar, O'nun cenaze
namazını kılarak O'nu toprağa
verirler. (Bu hadis, ebu Davud
et Tayalisi'nin Müsned'inden rivayet
edilmiştir.)
Hazreti İsa (a.s.) yeryüzünde
kırk sene yaşadıktan sonra vefat
edecektir. Müslümanlar O'nun cenaze
namazını kılarak defnedecekler.
Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman
Alametleri, 498-499 |
|
|
 |
.
Hz. İsa (a.s.) yeryüzünde yaklaşık 40-45 sene kaldıktan
sonra vazifesini tam yapmış olarak vefat edecektir.
Müslümanlar cenaze namazını kılıp, Peygamber Efendimizin
(s.a.v.) kabri yanına defnedeceklerdir.
Risale-i Nur Külliyatında İsa Aleyhisselam
Hz. İsa (a.s.) Dünyaya Tekrar Gönderilecektir:
Süfyan
ve mehdi hakkındaki hadislerin ifade ettikleri mana
budur ki, ahir zamandan dinsizliğin iki ceryanı kuvvet
bulacak.
Birisi:
Nifak perdesi altında Risalet-i Ahmediyeyi (A.S.M.)
inkar edecek süfyan namında müdhiş bir şahıs ehl-i
nifakın başına geçecek, Şeriat-ı İslamiyenin tahribine
çalışacaktır. Ona karşı Al-i Beyt-i Nebevinin silsile-i
nuranisine baglanan, ehl-i velayet ve ehl-i
kemalin başına geçecek Al-i Beytten Muhammed Mehdi
isminde bir zat-ı nurani, o Süfyanin şahs-ı manevisi
olan cereyan-i münafikaneyi öldürüp dağıtacaktır.
(Mektubat, 53)
****
Hadis-i şeriflerde İsa (a.s.)'dan önce geleceği
bildirilen Hz.Mehdi; Süfyan'ın İslam aleminde yaptığı
manevi tahribatı tamire çalışacak, İslamiyetin yeniden
canlandırılmasına ve dünya çapında yayılmasına gayret
edecektir.
Hz.Mehdi (a.s.), Allah'ı
inkar üzerine kurulmuş bütün felsefe ve teorileri
tam anlamıyla susturacak, başta Süfyan'dan kaynaklanan
bütün fitne ve fesad odaklarını, kurumlarını kapatacaktır.
Mehdi, Halife ünvanıyla İslam aleminin başına
geçecek, Kur-an-ı Kerim'i ve iman esaslarını günün
şartlarını da dikkate alarak ilmi bir şekilde insanlara
açıklayacak, müminlerin imanlarını güçlendirecektir.
İkinci cereyan ise:
Tabiyyun, maddiyyun felsefesinden tevellüd eden
bir cereyan-i nemrudane, gittikçe ahirzamanda felsefe-i
maddiye vasıtasiyle intisar ederek kuvvet bulup, uluhiyeti
inkar edecek bir dereceye gelir. Nasıl bir padişahı
tanımayan ve ordudaki zabıtan ve efrad onun askerleri
olduğunu kabul etmiyen vahşi bir adam, herkese, her
askere bir nevi padişahlık ve bir güna hakimiyet verir.
Öyle de : "Allah'ı inkar eden o cereyan efradları
birer küçük Nemrud hükmünde nefislerinde birer rububiyet
verir. Ve onların başına geçen en büyükleri, ispirtizma
ve manyetizmanın hadisatı nev'inden müdhiş harikalara
mazhar olan deccal ise daha ileri gidip, cebbarâne
sûri hükûmetine bir nevi rubûbiyet tasavvur edip ulûhiyetini
ilan eder. Bir sineğe maglûb olan ve bir sineğin kanadını
bile icad edemeyen âciz bir insanın ulûhiyet dâvâ
etmesi, ne derece ahmakcasına bir maskaralık olduğu
malumdur.
İşte
böyle bir sırada (Mesih-i deccalin ortaya çıktığı sırada), o cereyan pek kuvvetli göründüğü
bir zamanda, Hazreti İsa (a.s)'in şahsiyet-i maneviyesinden
ibaret olan hakiki İsevilik dini zuhur edecek, yani
rahmet-i İlahiyenin semasından nüzul edecek;
hal-i hazır Hıristiyanlik dini o hakikata karşı tasaffi
edecek, hurafattan ve tahrifattan sıyrılacak, hakaik-i
İslamiye ile birleşecek; manen Hıristiyanlık bir nevi
İslamiyete inkilab edecektir... Ve Kur’an'a
iktida ederek, o İsevilik , şahs-ı manevisi, tabi;
ve İslamiyet, metbu' makamında kalacak. Din-i hak,
bu iltihak neticesinde azim bir kuvvet bulacaktır.
Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken mağlub olan
İsevilik ve İslamiyet; ittihad neticesinde, dinsizlik
cereyanına galebe edip dağıtacak istidadında iken
alem-i semavetta cism-i başerisiyle bulunan şahs-ı
İsa Aleyhisselam, o din-i hak cereyanının başına geçeceğini
bir Muhbir-i Sadık, bir Kadir-i Külli Sey'in vadine
istinad ederek haber vermiştir. Madem haber vermiş,
haktır, madem Kadir-i Külli Sey "va'detmiş elbette
yapacaktır.
(Mektubat, 53-54)
****
Mesih'i Deccal'in çok kuvvetli olduğu bir devrede,
Hıristiyanlık dini, içinde bulunduğu hurafelerden,
sapkınlıklardan (teslis, haç, domuz eti yemek v.s.)
temizlenecek, ilk nuzül ettiği, orjinal haline dönecektir. İlahi dinler birbirinin
devamı olduğundan birisi bozulunca diğeri onu düzeltmek
ve yeni hükümler koymak için gönderildiğinden, Hıristiyanlık
da hurafelerden, sapkın inançlardan kurtulduktan sonra
manen bir nevi İslamiyet olacak, dolayısıyla Hıristiyanlar
da Kur-an-ı Kerim'e uyacaklardır. Aynı durum Musevilik için de geçerli olacak. Müslümanlık, Hıristiyanlık ve Museviliğin birleşmesi sonucunda inananlar kuvvetlenip, dinsizlik cereyanını yok edecek bir güce gelecek; iman edenlerin başında ise, Allah tarafından cismani olarak dünyaya gönderilmiş olan Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.) bulunacaktır. Bunu Peygamberimiz (sav) Allah'ın vaadine dayanarak haber vermiştir. Allah elbette vaadini yerine getirecektir.
Sahih
hadislerde müjdelenen hususlar bunlardır. Ahirzamanda
gelmesi beklenen Hz. İsa(a.s.) efendimizi tek bir
zat olarak değil de "şahs-ı manevi veya cemaat" şeklinde
düşünmek veya "gelmiştir, görevini yapıp vefat etmiştir"
iddiasında bulunmak, mütevatir haline gelmiş bu konuyu
yalanlamak olur ki, manevi sorumluluk getirebilir,
müslümanlara çok büyük zarar verebilir. Allah
bunu vaadetmiştir ve vaadini elbette yerine getirecektir.
Bediüzzaman başka bir eserinde de İsa (a.s.)'ın dünyaya
tekrar gelmesinin kesin olduğunu bildirmektedir.
Evet,
hadis-i şerifin ifadesiyle Hazret-i İsa'nın semavi
nüzulu kat'i olmakla beraber; mana-yi işarisiyle
başka hakikatleri ifade ettiği gibi bu hakikata da
mucizane işaret ediyor.
(Kastamonu Lahikası, 50)
İsa (a.s.) Mesih Deccal'i Öldürecektir:
Kat'i ve sahih rivayette
var ki: "İsa Aleyhisselam büyük Deccal'i öldürür."
Vel'ilmü indallah, bunun da iki vechi var:
Bir vechi şudur ki: Sihir ve manyetizma ve ispirtizma
gibi istidracı harikalarıyle kendini muhafaza eden
ve herkesi teshir eden o dehşetli Deccal'i öldürebilecek,
mesleğini değiştirecek; ancak harika ve muc'cizatlı
ve umumun makbulü bir zat olabilir ki: O zat, en
ziyade alakadar ve ekser insanların Peygamberi olan
Hazret-i İsa Aleyhisselam'dır.
İkinci vechi şudur
ki: "Şahs-i İsa Aleyhisselam'ın kılıncı ve maktul
olan şahs-ı Deccal'in, teşkil ettiği dehşetli maddiyunluk
ve dinsizlik azametli heykeli ve şahs-ı manevisini
mahvedecek ancak İsevi ruhanileridir ki; o ruhaniler,
din-i İsevinin hakikatını hakikat-ı İslamiye ile mezcaderek
o kuvvetle onu dağıtacak, manen öldürecek. Hatta,
"Hazret-i İsa Aleyhisselam gelir, Hazret-i Mehdi'ye
namazda iktida eder, tabi olur. " diye rivayeti bu
ittifaka ve hakikat-ı Kur-aniyenin mutbuiyetine ve
hakimiyetine işaret eder.
(Sualar, 493)
****
Sihir ve hipnotizma gibi harikulade kuvvetlerle
herkesi etkileyerek varlığını sürdüren deccal ve onun
fikir sistemi, ancak, vahiyle hareket eden gerektiğinde
mucizelerle desteklenen İsa (a.s.) tarafından yok
edilecektir.
Hz. İsa (a.s.) tekrar
dünyaya geldigi zaman yeni bir din getirmeyecek, Islam
dinine uyacaktir. Fakat bir peygamber olduğu için,
kendisine vahiy gelecek ve mucize gösterecektir.
Hz. İsa (a.s.)'ın idaresi altında Hıristiyanlığın
hakikati ile İslamiyeti birleştiren talebeleri, bu
birleşmenin sağladığı güç ile Mesih-i Deccal'in dinsizlik
cereyanını, Allah'ı inkar fikrini etkisiz hale
getirip, yok edecektir.
Hem alem-i insaniyette
inkar-ı uluhiyet niyetiyle medeniyet ve mukaddesat-ı
beşeriyeyi zir ü zeber eden Deccal komitesini, Hazret-i
İsa (a.s.) 'ın din-i hakikisini İslamiyetin hakikatiyle
birleştirmeye çalışan hamiyetkar ve fedakar bir İsevi
cemaati namı altında ve "Müslüman İseviler" ünvanına
layık bir cemiyet, o Deccal komitesini, Hz. İsa
(a.s.)'ın riyaseti altında öldürecek ve dağıtacak;
beşeri, inkar-ı uluhiyetten kurataracak.
(Mektubat 413)
İsa (a.s.) Geldiğinde
Başlarda Tanınmaması:
Hazret-i İsa Aleyhisselam
geldiği vakit, herkes O'nun hakiki İsa olduğunu bilmek
lazım değildir. Onun mukarreb ve havassı, nur-u iman
ile O'nu tanır. Yoksa bedahet derecesinde herkes O'nu
tanımayacaktır.
(Mektubat, 54)
Bediüzzaman hazretleri,
Hz. İsa (a.s.) 'ın dünyaya geldiğinin ilk yıllarında
ancak yakın talebeleri tarafından imanın nuru ile
tanınabileceğini, yoksa herkesin açıkça onu tanıyamayacağını
bildiriyor.
Hatta Hazret-i İsa Aleyhisselam'ın
nuzülü dahi ve kendisi İsa Aleyhisselam olduğu, nur-u
imanın dikkatiyle bilinir, herkes bilemez.
(Sualar, 487)
Hz. İsa (a.s.) yeryüzüne
ilk geldiği vakit (nüzul ettiği vakit) imtihan sırrı
olarak kendisini bilmeyecek, daha sonra kendisinin
farkına varacaktır. Talebeleri de imanın nuru ile
O'nu zann-ı galiple (büyük zanla) sonradan tanıyacaklardır.
Herkes açıkça O'nun Hz. İsa (a.s.) olduğuna hemen kanaat getiremeyecekdir.
Küçük bir Hıristiyan grup içerisinde mücadelesine
başlayacaktır.
İsa (a.s.) tam anlamıyla
zuhur ettikten sonra görebilen herkes onu görecek
ve hakiki İsa (a.s.) olduğunu bileceklerdir. Fakat
yine de "Acaba gerçekten İsa bu mu?" diye şüphe edenler
var olacaktır. Böyle şüphesi olanlar küfürle suçlanamaz,
çünkü bu konu bir Akaid konusu değildir. Yalnız böyle
şüphede olanlar bu mübarek şahsın feyzinden, bereketinden
mahrum kalabilir.
İsa (a.s.)'ın Küçük
Bir Cemaati Olacak:
İsa Aleyhisselam'ı nur-u
iman ile tanıyan ve ona tabi olan cemaat-i ruhaniye-i
mücahidinin kemiyeti, Deccal'in mektepçe ve askerce
ilmi ve maddi ordularına nisbeten çok az ve küçük
olmasına işaret ve kinayedir.
(Sualar, 495)
Hz. İsa (a.s.) küçük
bir cemaat içerisinde vazifeye başlayacaktır. Daha
ziyade İsrail ve İsrail'e yakın bölgelerde faaliyet
gösterecektir. Okullarda ve askeri birimlerde talebeleri
olacak ilk başta kendilerini gizleyeceklerdir. (Doğrusunu Allah bilir.)
|
Hakim
et-Tirmizi, "Nevdirü'l Usul"da
şöyle nakletmiştir. Peygamberimiz
(sav): Meryem oğlu İsa Ümmetim
içinde havarilerinden bir takım
halkı bulacaktır. Başka rivayette
ise Peygamberimiz (sav) üç
defa: Muhakkak ki Mesih (İsa)
aleyhisselam bu ümmetten birtakım
kavimlere yetişecek ki, onlar
sizin gibidirler. Yahut sizden
daha hayırlıdırlar. İlkinde benim
sonunda Mesih (İsa)'nın bulunduğu
bir ümmeti Allah asla utandırmaz,
buyurmuştur.
Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman
Alametler, 501

Resulullah
(sav) efendimiz şöyle buyurdu:
Yemin ediyorum ki Meryem oğlu
İsa o gün yeryüzünün en hayırlı
800 erkek ile 400 kadın kişilerin
yanlarına inecektir.
Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman
Alametler, 498 |
|
|
|
Hz. İsa (a.s.) Hakkında Bazı Hadisler Mütaşabihtir:
Bediüzzaman Said Nursi,
İsa (a.s.)'ın inmesine ve deccal'i öldürmesine aid
hadislerin müteşabih (benzetmelerle anlatılan) hadislerden
olduğunu, muhakkak tevilinin yapılması, yani müteşabihatının
çözülerek açıklanması gerektiğini izah etmektedir.
Aksi takdirde, sözde alimlerin bu hadislerin müteşabıhatına
aldırmadan, zahirine bakıp şüpheye düştüğünü veya
hadisi tamamen reddetme yoluna gittiklerini ifade
etmektedir.
Ahir zamanda Hz.
İsa (a.s.) nüzulüne ve deccal'i öldürmesine ait hadis-i
şahihanın ma'na-yı hakikileri anlaşılmadığından, bir
kısım zahir ulemalar, o rivayet ve hadislerin zahirine
bakıp şüpheye düşmüşler; veya sıhhatini inkar edip,
veya hurafevari bir mana verip adeta muhal bir sureti
bekler bir tarzda avam-i müslimine zarar verirler.
Mülhidler ise, bu gibi zahirce akıldan çok uzak hadisleri
şerr-i rüşte ederek hakaik-i İslamiyeye tezyifkarane
bakıp taarruz ediyorlar. Risale-i Nur, bu gibi ehadis-i
müteşabihenin hakiki te'villerini Kur'an feyziyle
göstermiş. Şimdilik nümune olarak bir tek misal beyan
ederiz. Şöyle ki:
Hz. İsa (a.s.) deccal
ile mücadelesi zamanında, Hz. İsa (a.s.) onu öldüreceği
vakitte, on arşın yukarıya atlayıp sonra kılıncı onun
dizine yetiştirebilir derecesinde, vücudda o derece
deccalin heykeli Hz. İsa Aleyhisselamdan on,
belki yirmi misli yüksek kametli olmak lazım gelir.
Bu rivayetin zahiri ifadesi sırr-ı teklife ve sırr-ı
imtihana münafi olduğu gibi nev-i beşerde cari olan
adetullaha muvafık düşmüyor.
(Kastamonu Lahikası, 49)
****
Rivayette var ki: İsa Aleyhisselam deccal'i
öldürdüğü münasebetiyle "deccal'in fevkalade büyük
ve minareden daha yüksek bir azamet-i heykelde ve
Hazret-i İsa aleyhisselam ona nisbeten çok küçük bulunduğunu..."
gösterir.
Bunun tevili şu olmak
gerektir ki:
İsa Aleyhisselam'ı nur-u iman ile tanıyan ve tabi
olan cemaat-i ruhniye-i mücahidinin kemiyeti, deccal'in
mektepçe ve askerce ilmi ve maddi ordularına
nisbeten çok az ve küçük olmasına işaret ve kinayedir.
(Sualar, 495)
Bediüzzaman Hazretleri,
hadis-i şerifte İsa aleyhisselam'ın deccal ile mücadelesinde
onu öldüreceği vakitte on arşın (5 metre) yukarıya
atladıktan sonra kılıcı ancak onun dizine yetiştirebildiği
derecesinde deccal'in İsa (a.s.)'a oranla boyunun
on-oniki katı (18-20 m) uzun olması gerektiğini izah
etmektedir. Böyle bir yaratılış, Allah'ın kudreti
dahilinde olmakla beraber adetullaha aykırıdır.
Adetullah: Allah'ın
kainatta koyduğu değişmez yasalar.
Ancak bu bekleniş tarzı
deccal'in asker gücüne, eğitim kurumlarına ve her
alanda maddi bakımdan üstün ordularına kıyasla İsa(a.s.)
ve cemaatinin sayıca çok daha az olduğuna işaret
ettiği şeklinde açıklanırsa, mesele daha akılcı anlaşılır
bir hale gelmiş olur.