
MESCİD-İ AKSA SALDIRISI VE
SON KEHANET
Harun Yahya
İsrail Hükümetinden Yahudi
Çete Üyelerine AF!
Amerikalı Yahudi gazeteci Robert Friedman, Machteret Yehudit
(Yahudi Çetesi) olayının derinleme bir incelemesini yapmıştı.
Verdiği ilginç bilgiler vardı: O dönemde İsrail basınındaki
yaygın bir iddiaya göre İsrail'in iç güvenlik servisi Shin
Bet, Machteret Yehudit'in daha önceki eylemlerini Arap belediye
başkanlarının öldürülmesi, İslam Koleji'nin taranması gibi
biliyorlardı ve buna rağmen de örgüte hiçbir müdahalede bulunmamışlardı.
Friedman'ın yorumuna göre, İsrail otoriteleri aslında örgütün
Mescid-i Aksa'yı yıkma planından da haberdar oldukları halde
bir süre onlara engel olmamışlar, ancak olayın basına sızması
ve sonuçlarının da çok tehlikeli olacağını fark etmeleri üzerine
Machteret Yehudit'i durdurarak üyelerini tutuklamışlardı.
Yitzhak Şamir'in örgütün üyeleri için "harika insanlar" deyişi
ya da onları hapse mahkum eden yargıcın kararı açıklarken
"bu insanlara yurtseverlikleri nedeniyle saygı ile bakılması
gerektiği" şeklindeki garip sözleri, hep bu isteksiz engel
oluşun göstergeleriydi. Üst rütbeli İsrail subayı Avi Yitzhak,
İsrail yönetiminin Machteret Yehudit'e uzun süre engel olmadığını,
çünkü "üst düzey politik ve askeri yöneticilerin, örgütü,
demokratik bir devletin yapamayacağı eylemleri yapabilmesi
için muhafaza ettiğini" söylemişti. Friedman, "Machteret Yehudit
olayı içinde İsrail hükümetinin parmağı vardı, ama bunun oranı
hiçbir zaman bilinemeyecek" diyordu.
1985 yılında, hapisteki Machteret Yehudit üyelerinin serbest
bırakılması için etkili bir kampanya başlatıldı. Kampanyanın
en ateşli destekçileri Knesset üyesi politikacılardı. Her
partiden, hatta "solcu ve laik" ve sözde barış yanlısı İşçi
Partisi'nden bile çok sayıda Knesset üyesi bu "harika insanları"
hapisten çıkarmak için çalıştılar. Sonuçta birbiri ardına
gelen aflarla hepsi serbest bırakıldı.
Sonuç olarak, Harem-i Şerif'teki İslam mabetlerini yıkarak,
yerine Mesih Planı'nın son kehaneti olan Tapınak'ı inşa etmeye
çalışan Machteret Yehudit'in gerçekte Kabalacılar (Gush Emunim)
ve İsrail hükümetinin izniyle oluşturulmuş bir örgüt olduğunu,
ancak örgütün biraz aceleci davrandığı için durdurulduğunu
söyleyebiliriz.
Dolayısıyla, Machteret Yehudit'in İslam mabetlerini yıkma
planının engellenmiş olması, İsrail yönetiminin bu mabetlerin
varlığından memnun olduğu anlamına gelmemektedir. Nitekim
bugün İsrail yönetimi, daha dolaylı bir yoldan Mescid-i Aksa
ve Kubbet-üs Sahra'yı yıkma yolundadır. Bunun için, bu iki
kutsal mabedin altının oyulması yoluna gidilmiştir; ufak bir
sarsıntı sonucunda "kendiliğinden" yıkılmaları beklenmektedir.
Haftalık Aksiyon dergisi, "İsrail Mescid-i Aksa'yı yıkıyor!"
başlığıyla verdiği bir haberde bu konuya değinmişti. Aksiyon'un
13 Mayıs 1995 tarihli haberi şöyleydi:
"... Yahudilerin Mescid-i Aksa'ya giremiyor olması, Mescid-i
Aksa'nın güvenlikte olduğu anlamına gelmiyor. Yahudiler,
Müslümanlar için mukaddes olan bu mekanın altını kazı çalışmaları
adı altında oyarak, bir şekilde çökertmeye ve kendilerince
eskiden orada mevcut olan Tapınaklarını yeniden inşa etmeye
çalışıyorlar. Bunun için plan ve projeler bile hazırlamışlar.
Yahudilerin bu konudaki çalışmalarını, Mescid-i Aksa'nın
mihrap yönündeki penceresinden aşağı bakınca rahatlıkla görebiliyorsunuz...
Bu bölgede çok sayıda buldozer ve hafriyat araçları çalışıyor...
Bu kazı alanının görüntülerini çekmeye çalışırken, çok sayıda
İsrail askerinin, başlarında beyaz gömlekli bir arkeologla
beraber Mescid-i Aksa'ya doğru ilerlediklerini gördük... Bir
kapıdan Mescid-i Aksa'nın altına giriverdiler. Aksa'nın içinde
namaz kılan Müslümanların bizlere söyledikleri 'bunlar bir
gün bizi Aksa ile birlikte göçürecekler' sözleriyle neyi kastettiklerini
şimdi anlıyorduk... Kazı çalışmalarının yapıldığı mahale inip
bilgi almak istiyoruz, ancak Müslüman olduğumuzu anlayınca
yaklaşmamıza bile izin verilmiyor. Filistinli Müslümanlar
da bu mahale giremedikleri için onlar da kazının hangi boyuta
ulaştığı ve Mescid-i Aksa'nın altının ne kadarlık kısmının
oyulduğunu bilmiyorlar.
İsrail, Mescid-i Aksa'ya karşı doğrudan bir saldırıda bulunduğu
takdirde... İslam ülkelerinin topyekün cephe almasından çekiniyor...
(Bu nedenle) tarihi kazı yapıyor gibi göstererek, kendiliğinden
çökecek bir hale gelmesi için uğraşıyor. Böylece ülke olarak
kendisini geri çekecek ve üzerine bir sorumluluk almadan hedefine
ulaşmış olacak."
devamı
>>>
Mescid-i Aksa’nın Yıkımı ve Tapınağın İnşası Yolunda Şer İttifakı
|