
Hz. İsa(as)'ın Yeryüzüne Geliş Alametleri
101. Kimi Gençlerin Din Ahlakından Uzaklaşması
Gençlerin din ahlakından uzaklaşmaları ahir zaman
özelliklerindendir. Telkine ve yönlendirmeye daha açık olan
genç insanlar, kolaylıkla din ahlakına uygun olmayan akımların
etkisi altına girebilmekte ya da son derece dejenere bir hayata
yönelebilmektedirler. Bunun temelinde gerçek din ahlakının
insanlara gereği gibi öğretilmiyor olması vardır. Bazı Batı
ülkelerinde veya uzun yıllar komünist rejimle yönetilmiş ülkelerde
bu durum daha açık olarak görülmektedir.

 |
Cumhuriyet, 17 Nisan 2003, "Gençlik
çıldırmış olmalı"
Cumhuriyet, 25 Haziran 2003, "Dünya gençliği nereye
gidiyor"
Vakit, 8 Temmuz 2002, "Zengin ama mutsuzlar" |
102. Ahlaki Çöküş
İçinde bulunduğumuz zamanda dünya toplumlarının sosyal yapılarını
tehdit eden çok büyük bir tehlike söz konusudur. Bu tehlike
insan bedenini ölüme götüren virüslere benzer şekilde sinsi
bir faaliyet göstererek toplumları yıkıma sürüklemektedir.
Bu, bir insan topluluğunu ayakta tutan ahlaki değerlerin yozlaşmasıdır.
Ahir zamanda ahlaki çöküşün yaygınlaşacağı Peygamberimiz
(sav)'in hadislerinden anlaşılmaktadır. Fuhşun açıkça yapılmasının
bir kıyamet alameti olduğunu Peygamberimiz (sav) bir hadiste
şöyle belirtmiştir:
Günümüzde de eşcinselliğin, fuhuş ticaretinin, evlilik dışı
cinselliğin, cinsel suçların, tecavüz vakalarının ve cinsel
hastalıkların artışı ahlaki çöküşün bazı önemli göstergeleridir.
Bahsi geçen konular sürekli olarak dünya kamuoyunun gündemindedir.
Bazı insanlar çevrelerinde olup bitenlerin, tehlikenin boyutlarının
farkında değildirler veya bu olayları sosyal hayatın bir parçası
olarak değerlendirme gafletine düşmektedirler. Ancak istatistikler
tehlikenin boyutlarının görülmemiş bir şekilde her geçen gün
büyüdüğünü göstermektedir.
Cinsel hastalık oranları insanlığın
önündeki sorunların büyüklüğünü gözler önüne seren önemli
bir kriterdir. Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) kayıtlarına göre,
cinsel yoldan bulaşan hastalıklar en çok rastlanan hastalık
gruplarından birini oluşturmaktadır; 1997 yılı raporları her
yıl tahmini olarak 333 milyon yeni vakanın meydana geldiğini
göstermekteydi.53 Bunlara ek olarak, AIDS büyük bir
sorun olma konumunu korumaktadır. WHO 2000 yılı istatistikleri
o döneme kadar 18.8 milyon insanın bu hastalıktan hayatını
kaybettiği gerçeğini ortaya koymaktaydı.54
Dünya Sağlık Örgütü'nün AIDS ile ilgili
2000 yılı raporundaki şu ifadeler konuyu özetlemektedir: "AIDS
sosyal, ekonomik ve demografik yapılar üzerindeki yıkıcı etkisiyle
benzersizdir."55
Düşündürücü gelişmeler arasında eşcinselliğin yayılışı da
oldukça dikkat çekicidir. Eşcinsellerin bazı ülkelerde resmi
olarak evlenebilmeleri, evliliğin getirmiş olduğu sosyal haklardan
istifade edebilmeleri, dernek ve partiler kurmaları, dünya
çapında yapılanmaları, kutsal inançlara karşı gelmeleri, dini
değerlere savaş açmaları, Peygamberimiz (sav)'in döneminden
bu yana geçen on dört yüzyıllık süre zarfında sadece çağımıza
mahsus olaylardır.
Günümüzde eşcinselliğin bu yayılışı, geçmişte eşcinselliği
ile tanınmış Lut halkının başına gelenleri akla getirmektedir.
Kuran'da anlatıldığı gibi, Allah Hz. Lut'un doğru yola davetine
azgınlıkla karşılık veren Lut şehri ve halkını büyük bir felaketle
helak etmiştir. Bu sapık toplumdan geri kalanlar halen bir
ibret belgesi olarak Lut Gölü'nün suları altında durmaktadır.
Ahir zaman toplumlarındaki ahlaki dejenerasyonu tasvir eden
hadislerin bugünün dünyasında tam anlamıyla ortaya çıktığı
açık bir gerçektir. Bu da bizlere bir kez daha, Allah'ın izniyle,
Hz. İsa'nın yeniden dünyaya gelişinin oldukça yakın olduğunu
hatırlatmaktadır.
103. Zinanın Artması
Toplumda evlilik dışı cinsel ilişkilerin yaygınlaşmasının
da kıyametin yani Hz. İsa'nın gelişinin bir işareti olduğu
Peygamberimiz (sav) tarafından şu şekilde dile getirilmiştir:
Ahlaki değerlerin, utanma duygusunun zayıflaması ise hadislerde
şöyle tasvir edilmiştir:
Kıyamet yaklaşınca... kadınla yolun ortasında
cinsel münasebette bulunacak kadar haya ortadan kalkar. (Taberani,
Hakim; Son Zamanlarla İlgili Hadisler, s. 111)
Zina çocukları çoğalacak. O kadar ki kişi sokak
ortasında kadınla zina edecek. (Kıyamet Alametleri, s.140)
Bir zaman gelecek kadınla yolun ortasında zina
yapılacak. Kimse buna itiraz etmeyecek. (Kıyamet Alametleri,
s. 142)
Son dönemde herkesin gözü önünde açıkça yol ortalarında fuhuş
yapmakta olan insanlara, gazete ve televizyon haberlerinde
sıkça rastlanmaktadır. Burada, hadiste kıyamet alameti olarak
belirtilen bir olay daha tam dikkat çekildiği şekilde ortaya
çıkmakta ve pek çok insan bu gerçeğe şahit olmaktadır.
|

Milliyet, 13 Mayıs 2001, "Almanya fuhuş, meslek"
Cumhuriyet 11 Kasım 2001, "Refah toplumunun çocuk
fahişeleri"
Vatan, 01 Eylül 2002, "Ahlaki çöküntü ekonomik çöküntüyü
de geçti!..."
Evrensel, 6 Eylül 2001, "Fuhuşun nedeni küreselleşme"
Akşam, 18 Eylül 1999,"Fuhuş tuzağı"
Sabah, 13 Ocak 2002, "Seks ruleti"
|
104. Eşcinselliğin Kabul Görmesi
Hadisler göstermektedir ki eşcinselliğin normal bir yaşam
biçimi olarak kabul edilmesi kıyamet öncesindeki dönemin önemli
bir belirtisidir:
Erkekler erkeklerle, kadınlar kadınlarla yetindiklerinde…
kıyamet yaklaşmış olacaktır. (Ramuz-El Ehadis, 448/8; Ölüm
Kıyamet ve Diriliş, s. 480
|
Sabah, 30 Haziran 2003,"Eşcinseller,
hakları için sokaklara çıktı"
Güneş, 15 Ocak 2002, "Erkek bakan erkekle
evlendi"
Sabah, 30 Haziran 2003, "Evlenebilme özgürlüğü
istiyorlar"
Şok, 30 Temmuz 2003, "ABD'de bir ilk 'Homoseksüel
Lisesi" |
|
105. Salgın Hastalıklar
Veba gibi salgın hastalıklar, yani koyun (davar)
kıran denilen hayvan hastalığı ki, o siz yakalayacak... (Ölüm-Kıyamet-Ahiret
ve Ahirzaman Alametleri, s. 417, no. 761)
Sizin içinizde Ikasu'l-Ğanem (*) hastalığı
gibi (can) alıcı iki hastalık (olacaktır). (Camiu'l-Usul,
10/412)
(*) Ikasu'l-Ğanem, öldürücü ve salgın olan bir hayvan hastalığıdır.
Salgın hastalıklar dönem dönem tüm dünyada insanlar arasında
etkili olmuştur. Ancak günümüzdeki hastalıkların, geçmiştekilerle
karşılaştırıldığında, çok daha hızlı yaygınlaştıkları görülmektedir.
Geçmişte sadece belirli bölgelerde etkili olan hastalıklar,
günümüzde ulaşımın kazandığı hız oranında birçok ülkeye bir
anda yayılabilmektedir.
Ayrıca günümüzde sık sık yeni ve bilinmeyen salgın hastalıklar
ortaya çıkabilmektedir. Son 20-30 yıl içinde en çok duyulan
salgın hastalıklardan birkaçı AIDS, Sars, Ebola, Deli dana
gibi hastalıklardır. Bunların insanlar için ne kadar büyük
tehlike oluşturdukları çok iyi bilinmektedir.
|
Ortadoğu, 17 Ekim 2002,"100 milyon
AIDS'li"
Tercüman, 12 Nisan 2003,"SARS, savaştan beter"
Habertürk, 19 Nisan 2003,"SARS 167 can aldı!"
Güneş, 27 Kasım 2002,"5 saniye'de bir kişi AIDS oluyor"
Şok, 22 Ekim 2002,"Berlin'de her yıl 100 kişi AIDS'ten
ölüyor"
Güneş, 29 Nisan 2003,"İnsanlık böyle bela görmedi"
|
2002-2003 yıllarında salgın hastalıkların tehlikeleri ile
ilgili basın-yayın organlarında yer alan haberlerden sadece
birkaçı şöyledir:
Etiyopya'da sıtma salgını: 4200 ölü
Yerel yetkililer, Mayıs-Ağustos ayları arasında bataklıklarda
sivrisineklerin çoğalmasıyla ortaya çıkan sıtma salgınında
4200 kişinin öldüğünü kaydettiler. (10.09.2003, www.ntvmsnbc.com)
'AIDS'ten ölümler, 70 milyonu bulabilir'
Araştırmacılar, AIDS hastalığından ölümlerin 2020 yılında
70 milyon kişiyi bulacağı uyarısında bulundu. (27.06.2003
www.ntvmsnbc.com)
SARS'ın kronolojik seyri
Akut solunum yetmezliği sendromunun (SARS), bazı ülkelerde
kontrol altına alınabildiği, bazı ülkelerde ise yavaşladığı
haberleri gelmesine karşın, SARS hala korkutucu olmayı sürdürüyor.
(29.04.2003 www.ntv-msnbc.com)
İran'da salgın hastalık
İran'da ölümcül bir virüsün sığırların yüzde 30'una bulaştığı
belirtilerek, halk, virüsün sebep olduğu ''Kırım-Kongo hummas?''
olarak bilinen salgın hastalığa karşı uyarıldı. İRNA'nın haberine
göre, Sağlık Bakanlığı Hastalık İdaresi Merkezi Başkanı Muhammed
Mehdi Guya, virüsün geçen yıldan bu yana 140'tan fazla kişiye
bulaştığının tespit edildiğini, bu kişilerden 20'sinin öldüğünü
söyledi. (25.05.2002, www.hürriyetim.com.tr)
106. Ani Ölümlerin Çoğalması

Günümüzde ani ölümlere sebep olan hastalıkların sayısında
artış vardır.
Özellikle çeşitli beslenme ve yaşam şekli bozuklukları nedeniyle,
kalp krizi oranlarının yükselmesi bu ani ölüm sebeplerinden
biridir.
Ani ölümler de kıyamet alametlerindendir.
(Kıyamet Alametleri, s.147)
107. Cinayetlerin Artması
Liderlerinizi öldürmedikçe, dünyanızda kötüleriniz
varis olmadıkça kıyamet kopmaz. (Kıyamet Alametleri, s. 141)
... fitneler, korkulu durumlar ve cinayetler
görülmesi. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman,
s. 39)
Resulullah: "Herc artmadıkça Kıyamet kopmaz!"
buyurmuşlardı. (Yanındakiler:) "Herc nedir ey Allah'ın Resûlü?"
diye sordular. "Öldürmek! Öldürmek!" buyurdular." (Müslim,
Fiten: 18, 157)
"… kan dökülmesi… kıyamet alametlerindendir."
(Kıyamet Alametleri, s.142)
Kıyamet kopmasından önce muhakkak birtakım herc
vakaları vardır, buyurdu. Ben de: Ey Allah'ın Resulu, herc
nedir, diye sordum. Resul-ü Ekrem; Öldürmektir, yani cinayetlerdir,
buyurdu... Bu öldürmekten maksat, müşrikleri öldürmek değildir.
Fakat birbirinizi öldürmenizdir. Hatta o derece ki, insanın
komşusunu, amcasının oğlunu ve yakın akrabasını öldürmesidir,
buyurdu. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s.
385, no. 711)
Cinayet olaylarındaki artış ahir zamanın alametlerindendir.
Günümüzde kimi insanların adam öldürtmek için katil kiraladıkları,
birtakım insanların yasa dışı örgütlenmelerle cinayet şebekeleri
oluşturdukları göz önünde bulundurulursa, bu hadisin haber
verdiği olayların gerçekleştiği de açıkça görülecektir.
|

Şiddet olayları ahir zamanın alametlerindendir.
Özellikle gençler arasında yaygınlaşan bu olaylar,
ahlaki çöküntü ve din ahlakından uzak yaşamanın
sonuçlarıdır. Time dergisinin 3 Mayıs 1999 tarihli
sayısında ABD'de 2 liseli gencin gerçekleştirdiği
bir katliam konu edilmiştir. Yarı otomatik silahlar
ve bombalarla okudukları liseye sebepsiz yere saldıran
bu 2 genç, 13 kişinin ölümüne yol açmışlardır.
Time, 3 Mayıs 1999, "Time"
Hürriyet, 28 Mayıs 2003, "Ölüm makinası"
Akşam, 18 Şubat 2002, "5 çocuğunu boğarak katletti"
|
108. İntihar Vakalarının Artması
|
Dünya Sağlık Örgütü
(WHO)'nun raporuna göre intihar vakaları giderek artmakta,
dünya genelinde her 40 saniyede bir kişi intihar etmektedir.
Oysa Allah, "Ve kendi nefislerinizi öldürmeyin" (Nisa
Suresi, 29) ayetiyle intiharı açıkça haram kılmıştır.
Bir insanın, her ne sebeple olursa olsun, kendisini
öldürmesi İslam'a göre yasaktır.
Gündem, 16 Aralık 2002, "Çin'de
yılda 2 milyon kadın intihar ediyor"
Yeni Asya, 12 Eylul 2003,
"Her 40 saniyede 1 kişi intihar ediyor"
Cumhuriyet, 27 Ocak 2002, "İntiharlar cinayetten fazla"
Sabah, 14 Mart 2002, "İntihar
köprüsü"
|
109. İç Savaşlar-İhtilaflar
Kişi, kardeşini öldürmedikçe kıyamet kopmaz.
(Kıyamet alametleri, s. 141)
Kalpler birbirinden nefret etmedikçe, fikirler
ayrılmadıkça, öz kardeşler dinde ihtilafa düşmedikçe kıyamet
kopmaz. (Kıyamet Alametleri, s.142-143)
Zaire'de Hutu ve Tutsi kabileleri arasında yaşanan iç savaş,
20. yüzyılda yaşanan iç savaşlara çok önemli bir örnektir.
1964 yılında iktidara gelen Albay Joseph Mobutu ülkesinin
elindeki tüm maden kaynaklarını batılı ülkelere açtı. Ülkenin
sosyal düzeni için hiçbir şey yapmayan Mobutu yıllarca kendi
servetini artırdı. Bunun üzerine başlayan kabile savaşları
çok büyük bir soykırıma da sahne oldu. Yarım milyona yakın
insan öldü.
Etnik ırklar arasında yaşanan savaşlar, yani "soy koruyuculuğu",
yalnızca Zaire'de değil pek çok ülke içinde vahşi sahnelerin
yaşanmasıyla sonuçlandı. Allah Kuran'da din ahlakından uzak
cahiliye insanlarının bu nefret dolu soy koruyuculuklarına
şöyle dikkat çekmiştir:
Hani o inkar edenler, kendi kalplerinde, 'öfkeli
soy koruyuculuğu'nu (hamiyeti), cahiliyenin 'öfkeli soy koruyuculuğunu'
kılıp-kışkırttıkları zaman, hemen Allah; elçisinin ve mü'minlerin
üzerine '(kalbi teskin eden) güven ve yatışma duygusunu' indirdi
ve onları "takva sözü" üzerinde 'kararlılıkla ayakta tuttu."
Zaten onlar da, buna layık ve ehil idiler. Allah, herşeyi
hakkıyla bilendir. (Fetih Suresi, 26)
Allah'ın yasakladığı bu düşmanlık ve kin ahir zamanın ilk
döneminde de görülecektir. Hz. İsa'nın tekrar yeryüzüne dönmesi
ise, tüm bu düşmanlıkların, savaşların, çatışmaların son bulduğu,
dünyaya barış ve huzurun yerleştiği kutlu bir dönem olacaktır.
110. Okur-Yazarların Artması
20. ve 21. yüzyılı geçmiş yüzyıllardan
ayıran önemli bir özellik de okur-yazarlık oranlarında kaydedilen
ilerlemedir. Geçmiş dönemlerde okur-yazarlık toplumun belirli
bir kesiminin sahip olduğu bir imtiyaz statüsünde kalmıştır.
20. yüzyılın sonlarına doğru ise başta UNESCO olmak üzere,
hükümetler ve sivil toplum örgütleri dünya genelinde kampanyalar
düzenlemişlerdir. Bu eğitim seferberliği, teknolojik yeniliklerin
de insanlığın hizmetinde kullanılmasıyla birlikte günümüzde
meyvelerini vermektedir. UNESCO'nun 2003 yılında yayınlanan
raporuna göre, dünya nüfusunun %84'ü okur-yazar konumundadır.56
Bu rakam kuşkusuz, geçen ondört yüzyıl içindeki en yüksek
orandır.
53. WHO, "Young
People and Sexually Transmitted Diseases", Fact sheet no:
186, Aralık 1997; http://www.who.int/inf-fs/en/fact186.html
54. WHO, "Report on the Global HIV/AIDS Epidemic", Haziran
2000,http://www.unaids.org/epidemic_update/report/Epi_report.htm#aids
55. WHO, "Report on the Global HIV/AIDS Epidemic", Haziran
2000,http://www.unaids.org/epidemic_update/report/Epi_report.htm#aids
56. UNESCO Statistical Yearbook, 1997-http://www.education.nic.in/htmlweb/arhrne.htm |