
HZ. MERYEM'İN DOĞUMU VE YETİŞMESİ
Hz.
İsa'yı dünyaya getirmek üzere seçilmiş olan Hz. Meryem, karışıklıkların
hüküm sürdüğü ve Yahudilerin tüm ümitlerini Mesih (Kurtarıcı)'in
gelişine bağladıkları bir dönemde dünyaya gelmişti. Allah
Hz. Meryem'i bu kutlu görev için özel olarak seçmiş ve yetiştirmişti.
Hz. Meryem, Allah'ın alemler üzerine seçip üstün kılmış olduğu
bir soydan, İmran ailesinden geliyordu.
İmran ailesi, Allah'a kuvvetli şekilde iman eden,
her işlerinde O'na yönelip dönen ve O'nun koyduğu sınırları
titizlikle koruyan, çevrelerinde de bu özellikleriyle tanınan
bir aileydi. İmran'ın karısı, Hz. Meryem'e hamile kaldığını
öğrendiği zaman, hemen Allah'a yönelip dua etmiş ve doğuracağı
çocuğu Allah'a adamıştı. Bu konu Kuran'da şöyle bildirilmektedir:
Hani İmran'ın karısı: "Rabbim karnımda olanı
'her türlü bağımlılıktan özgürlüğe kavuşturulmuş olarak' Sana
adadım benden kabul et. Şüphesiz işiten bilen Sensin Sen"
demişti. Fakat onu doğurduğunda -Allah onun ne doğurduğunu
daha iyi bilirken- dedi ki: "Rabbim doğrusu bir kız (çocuğu)
doğurdum. Erkek ise kız gibi değildir. Ona Meryem adını koydum.
Ben onu ve soyunu o taşa tutulmuş (kovulmuş) şeytandan Sana
sığındırırım." (Al-i İmran Suresi, 35-36)
Hz. Meryem dünyaya geldiğinde, İmran'ın karısının
tavrı yine Allah'ı razı etmeye yönelik oldu. Hem Hz. Meryem'i,
hem de ondan türeyecek olan soyunu şeytanın şerrinden koruması
için Allah'a yöneldi. Allah, İmran'ın karısının kendisine
karşı bu samimi yönelişini kabul etti ve duasına karşılık
olarak, doğurduğu çocuğu çok üstün bir ahlak ile ahlaklandırdı.
Kuran'da, Hz. Meryem'in, Allah'ın koruması altında ne kadar
özenle ve incelikle yetiştirildiğine
"Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu
güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriya'yı ondan sorumlu
kıldı..." (Al-i İmran Suresi, 37) ayeti ile özel olarak
dikkat çekilmiştir.
Hz. Zekeriya, Hz. Meryem'e verdiği eğitim sırasında,
onun diğer insanlardan daha üstün olarak yaratılmış olduğunu
farketmişti. Çünkü Allah Hz. Meryem'e, Kendi fazlından pek
çok nimet vermişti. Kuran'da bu konu şöyle anlatılmıştır:
... Zekeriya her ne zaman mihraba girdiyse
yanında bir yiyecek buldu: "Meryem bu sana nereden geldi?"
deyince "Bu, Allah katındandır. Şüphesiz Allah dilediğine
hesapsız rızık verendir" dedi. (Al-i İmran Suresi, 37)
Allah, İmran ailesini alemlere üstün kıldığı
gibi, bu aileye mensup olan Hz. Meryem'i de seçmiş, özel bir
eğitime tabi tutarak, arındırmış ve onu tüm alemlerin kadınlarına
üstün kılmıştır. Kuran'da onun bu üstünlüğü şöyle bildirilir:
"Hani melekler: "Meryem şüphesiz Allah seni
seçti seni arındırdı ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı"
demişti. "Meryem Rabbine gönülden itaatte bulun, secde et
ve rüku edenlerle birlikte rüku et." (Al-i İmran Suresi, 42-43)
Hz. Meryem, yaşadığı toplum içerisinde, hem ailesinin
hem de kendisinin Allah'a karşı olan bağlılığı ve samimiyetiyle
tanınan bir kişi olmuştu. En iyi bilinen özelliği ise, "ırzını
korumuş olması", yani iffetiydi. Bu konu Tahrim Suresi'nde
şu şekilde haber verilmektedir:
İmran'ın kızı Meryem'i de. Ki o kendi ırzını
korumuştu. Böylece Biz ona ruhumuzdan üfledik. O da Rabbinin
kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. O (Rabbine) gönülden
bağlı olanlardandı. (Tahrim Suresi, 12)
|