
Hz. İsa(as)'ın Yeryüzüne Geliş Alametleri
61. Yer Çökmeleri
Bu ümmetin sonradan gelen nesilleri önceden gelip
geçenlere (çeşitli ithamlar ve bahanelerle) hakaret ettiği
zaman artık kızıl rüzgarları, yere batışı (hasfı) veya suret
değiştirmeyi (meshi) veya gökten taş yağmasını (kazfi) bekleyin.
(Tirmizi, Fiten: 39, s. 2211; Kütüb-i Sitte, Cilt 14, s. 341)
Ahir zamanda eğlencelerin ve çengilerin meydan
aldığı ve içkinin de mubah addolunduğu zaman yere batma, taş
yağma zuhur edecek ve insan kılığından çıkma olacaktır. (Ramuz
El Ehadis, cilt 2, s. 302/8)
|

Üstte) El Nino kasırgası ile çöken bir ev.
(Solda) 10 Ekim 1999'da Tayvan'ın Wufeng şehrinde
meydana gelen depremde çöken bir yol. (Sağda)
1994'de meydana gelen depremle California,
Malibu'da çöken evlerden biri.
(Solda küçük resim) 1964, Alaska |
|
62. Evlerin Mezar Olması
|
Günümüzde
doğal afetler sonucu evlerin yıkılması ve
insanlara mezar olması -kitabın birçok bölümünde
gördüğümüz gibi- çok sık rastlanan bir durumdur.
Hadisteki haberin işaret ettiği bir diğer
yön ise, günümüzde Filistin'de yaşanan ev
yıkımları olabilir. Bilindiği gibi İsrail,
Filistinlilere ait evleri sık sık imha etmekte
ve bu yıkımlar sırasında pek çok insan da
canını kaybetmektedir.
Bu insanlara, hadiste bildirildiği gibi "evleri
mezar olmakta"dır.
Akşam, 29 Araklık 2002,"Filistin'de
ev kalmayacak"
Milli Gazete, 18 Ekim
2003, "Bir haftada
1240 Filistinlinin evi yıkıldı"
Tercüman, 27 Ekim 2003, "Evleri imha ettiler"
Radikal, 28 Ocak 2001, "Her yer dümdüz oldu" |
|
63. Rüzgar ve Kasırgalar
Onuncusu insanları denize atacak olan rüzgardır...
(Kıyamet Alametleri, s.288)
"Şehirlerin yok olmasına" neden olan
bir diğer etken de doğal afetlerdir. Doğal afetlerin içinde
bulunduğumuz çağda hem sayısal hem de büyüklük olarak arttığı
istatistiksel bir gerçektir. Son on yılda baş gösteren iklim
değişikliklerinin yol açtığı felaketler bir dönüm noktası
olarak kabul edilmektedir. Sanayi, zararlı ve istenmeyen bir
yan ürün olan küresel ısınmaya sebep olmakta, giderek ısınan
dünya atmosferindeki dengeler bozulmakta ve böylece iklim
değişiklikleri meydana gelmektedir. Amerika Ulusal İklimsel
Veri Merkezi'nin kayıtlarına göre 1998 yılında çok sayıda
iklimsel afet meydana gelmiştir.45
Örneğin gözlemciler, 1998'deki Mitch
Kasırgası'nın Orta Amerika'nın tarihinde meydana gelen en
kötü felaketlerden biri olduğunu belirtmişlerdir.46
26 Ekim 1998 tarihinde meydana gelen
Mitch Kasırgası Honduras ve Nikaragua'da 10.000'den fazla
insanın ölümüne neden olmuştur.47
 |
Takvim, 14 Eylül 2003, "Tayfun yüz
kişiyi yuttu"
Hürriyet, 17 Eylül 2003, "Isabel paniği"
Türkiye, 20 Eylül 2003, "Isabel yıkıp geçiyor"
|
|
Geçtiğimiz yüzyılın son yıllarında meydana gelen en önemli
hava olaylarından birkaçı şöyledir:
1987 yılının Ekim ayında Güneydoğu
İngiltere 1703 yılından beri meydana gelen en büyük fırtına
ile karşılaştı. Fırtına nedeniyle yaklaşık 15 milyon ağaç
devrildi ve ormanların büyük bir kısmı yok oldu. Yalnızca
16 insanın öldüğü fırtınada binalar büyük hasar gördü, gemiler
sahile sürüklendi.48
20 Mart 1998'de Georgia'da meydana gelen tornado sebebiyle
12 kişi ölmüştür.
27 Mayıs 1997'de Teksas'ta meydana gelen tornado nedeniyle
ölen kişi sayısı 27'dir.
13 Mayıs 1996'da Bangladeş'in batısında meydana gelen fırtınalarda
tahminen 500 ile 1000 kişi arasında ölüm meydana gelmiştir.
Aynı fırtınalar 30.000 kişinin yaralanmasına ve 100.000 kişinin
evsiz kalmasına neden olmuştur.
|
(Sol
üst resim), Marty kasırgası binlerce Meksikalı'yı
evsiz bıraktı"
(Sol alt resim) Radikal, 15 Eylül 2003, "Asya'da
asrın tayfunu" |
|
1992'de Andrew
kasırgasının neden olduğu hasar yalnızca Meksika Körfezi'nde
yaklaşık olarak yarım trilyon dolardır. Andrew Kasırgası,
Bahamalar'da ise yaklaşık 250 milyon dolar hasara neden olmuştur.ABD'nin
doğusunda 2 milyona yakın insan kasırga nedeniyle evlerinden
tahliye edilmiştir.49
Ağustos 2002'de Avrupa'nın orta ve
doğu bölgelerinde etkili olan sellerde ölenlerin sayısı 114'ü
bulmuştur. 21 Eylül 2003'de Güney Kore'de, son 40 yılda meydana
gelen en şiddetli kasırgada ise 2 günde yaklaşık 200 kişi
ölmüştür.50
Son yıllardaki kasırga, fırtına, tayfun ve hortum gibi felaketler
de başta Amerika kıtası olmak üzere dünyanın birçok yerinde
yıkıcı zarara neden olmuştur. Bunlara ek olarak seller de
bazı yerleşim merkezlerinin sular ve çamur altında kalmasına
yol açmıştır. Ayrıca depremler, volkanlar ve tsunami dalgalarının
yaptığı büyük tahribatlar da unutulmamıştır. Sonuç olarak,
tüm bu afetlerin "büyük şehirlerde" sebep olduğu yıkımlar
önemli birer işaret olmuşlardır.
64.Şiddetli Bir Yağmurun Yağması
"Yağmurun çoğalması, otların azalması... kıyametin
yaklaşmasındandır." (Kıyamet Alametleri, s.137)
Gökten şiddetli yağmur yağıp taş binalar hariç
bütün kerpiç evler yıkılmadıkça kıyamet kopmaz. (Ahmed b.
Hanbel, Müsned 13/291, hadis no. 7554)
Şiddetli yağmur ve sonucunda oluşan sel baskınları, insanların
hayatlarını ve mallarını kaybetmelerine neden olan büyük doğal
felaketler arasındadır. Özellikle son dönemlerde sel baskınları,
dünyanın çeşitli bölgelerinde önemli oranda can ve mal kaybına
neden olmuştur. Geçtiğimiz yıllarda Avrupa'da meydana gelen
sel baskınları bunun bir örneğidir. Neredeyse tüm Avrupa'yı
etkisi altına alan şiddetli yağmurlar, nehirlerin taşmasına
neden olmuş, büyük Avrupa şehirlerinde dahi pek çok bölge
sular altında kalmıştır.
2002 senesinde Hindistan, Nepal ve
Bangladeş'te iki ay etkisini sürdüren mevsimsel muson yağmurlarının
yol açtığı felaketlerde ölenlerin sayısı ise yaklaşık 900
olmuştur. Çin'de ise Ağustos 2002'de şiddetli yaz yağmurlarının
yol açtığı sel ve toprak kaymalarında ölenlerin sayısı 1000'e
ulaşmıştır.51
|
Vatan, 20 Mayıs 2003, "60 yılın
en büyük sel faciası: 200 kişi öldü, 200 kayıp
var"
Posta, 20 Eylül 2003, "Şimdi de sel baskını"
Gözcü, 12 Ağustos 2003, "Tayfun ve sel 9 can
aldı!" |
|
65. Yıldırımların Çoğalması
Evlerinizi depremler yıkacak, hayvanlarınızı
yıldırımlar yakıp kömüre çevirecektir. (Naim bin Hammad; Geleceğin
Tarihi 4, s. 69)
Hadislerde yıldırımların artmasının da kıyametin alametlerinden
biri olduğu haber verilmiştir. Tam da hadiste belirtildiği
gibi, yıldırım düşmesi nedeniyle can ve mal kaybının artması
son yıllarda sıkça rastlanılan bir durum olmuştur. Bu kayıplar
çoğu zaman haberlerde yer almaktadır. 1998 yılında Kongo'da
futbol sahasına düşen yıldırım neticesinde, sahada maç yapan
11 futbolcunun ölümü bu örneklerden biridir. Benzer bir şekilde
2001 yılında Meksika'da futbol sahasına düşen yıldırım nedeniyle
de 6 kişi hayatını kaybetmiştir. Bunlar dışında da yıldırım
düşmeleri pek çok insanın hayatını kaybetmesine ve hayvanların
telef olmasına neden olmaktadır.
|
Türkiye,
20 Ocak 2003, "Yıldırım 400 evi yaktı" |
66. Hak Dinin ve Kuran Ahlakının Terk Edilmesi
İnsanlara bir zaman gelir ki Kuran-ı Kerim bir
vadide, insanlar başka bir vadide olurlar. ( Hakim, Tirmizi;
Son Zamanlarla İlgili Hadisler, s.25)
İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelir ki, onların
yüzleri insan yüzü, kalpleri şeytan kalbidir. Kan dökücüdürler,
çirkin hareketlerden kaçmazlar. Eğer sen onlara tabi olursan
seni gözetirler. Eğer onlara güvenirsen, sana ihanet ederler.
Onların çocukları ahlaksız, gençleri arsız olur. Yaşlıları
ise marufu (iyiliği) emretmez, münkeri (kötülüğü) nehyetmez
(sakındırmaz) olur. (Hatib; Geleceğin Tarihi 1, s.23)
İnsanların... bidatçıların (dinden olmayan şeyleri
dindenmiş gibi gösterip kabul ettirmeye çalışanlar) görüşlerini
benimseyip farkında olmadan şirk koştukları, ilmi geçim için
tahsil ettikleri, dinlerini dünyalıklarına alet ettikleri
bir zaman gelecektir. (Deylemi; Son Zamanlarla İlgili Hadisler,
s.68)
Kıyamet alametleri ile ilgili hadisler bizlere söz konusu
işaretlerin baş göstereceği dönemin ayrıntılı bir tasvirini
sunmaktadır. Peygamberimiz (sav)'in yukarıdaki sözlerinden
anlaşılmaktadır ki, ahir zamanın birinci safhası din ahlakının
görünüşte uygulandığı, fakat gerçekte Allah'ın emrettiği Kuran
ahlakının neredeyse tamamen terk edildiği bir dönemdir. Apaçık
olan Kuran ayetlerinin görmezlikten gelindiği, Allah adına
hükümler öne sürüldüğü, dinde ayrılığa düşüldüğü, ibadetlerin
gösteriş amaçlı yapıldığı, dinin çıkar ve menfaat sağlamak
için araç olarak kullanıldığı bir zamandır. İmanın taklitçiliğe
dayalı olması da bu dönemin bir özelliğidir. Bu devirde sözde
Müslümanlar çoğunlukta, hakiki alimler ve samimi Müslümanlar
ise azınlıktadır. Allah Kuran'da, Peygamberimiz (sav)'in ahiret
günü kendi kavminin "Kuran'ı terk edilmiş (bir kitap) olarak
bıraktığını" (Furkan Suresi, 30) söyleyeceğini bildirmektedir.
Hz. Muhammed (sav), yukarıdaki hadislerinde de ahir zamanda
insanların, Kuran ahlakından uzaklaşacaklarını, kendilerine
Kuran'ın dışında başka rehberler edineceklerini bildirmiştir.
67. Kuran'ın Gereği Gibi Düşünülmemesi
Peygamberimiz (sav) Kuran'ın okunmasına rağmen
içerdiği bilgi ve hikmet üzerine düşünülmemesinin ahir zamanın
bir özelliği olduğunu şöyle ifade etmiştir:
Bundan sonra birtakımı, Kuran okuyan fakat okudukları
dillerinde kalan kalplerinde inanmayan insanların türeyeceği
bir zaman gelecektir. (Taberani; Son Zamanlarla İlgili Hadisler,
s. 64)
68. Müslümanların Müslüman Olmayanlara Özenmesi
"Ümmetim, kendisinden asırlar önceki (adetleri)
karış karış ve teker teker almadıkça kıyamet kopmaz." Denildi
ki: "Ya Resulullah! Persler ve Rumlar gibi mi?" Buyurdu ki:
"İnsanlar içinde onlar gibi olanlar da." (Muhtasar-ı Buhari,
s.509, hadis no. 2216)
"Nefsim yed-i kudretinde olan zata yemin ederim
ki siz de kendinizden önceki (Yahudi-Hıristiyan) milletlerin
yoluna mutlaka uyacaksınız." (Tirmizi)
Peygamber Efendimiz (sav)'in hadislerinde,
ahir zamanda Müslüman toplumların Müslüman olmayan toplumlara
özenecekleri, onlara benzemeye çalışacakları ifade edilmiştir.
Bu hadisin, bazı Müslüman toplumlar içinde din ahlakına uygun
olmayan ideoloji ve akımların yaygınlaşmasına işaret ediyor
olması muhtemeldir. Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılmasının
ardından, başta bazı Arap ülkeleri olmak üzere, İslam dünyasında
radikal milliyetçilik akımlarının yaygınlaşması bu durumun
örneklerinden biridir. Radikal milliyetçilik, diğer milletleri
adeta düşman olarak gören, kendi milletine olan sevgisini
ve bağlılığını (ki aslında bu son derece meşru bir duygudur)
diğer milletlere zarar verme aşamasına getiren ve din ahlakına
uygun olmayan bir akımdır. Saldırgan bir ideolojidir. Oysa
Kuran ahlakı insanların birbirlerine ırklarına, soylarına
veya maddi birtakım imkanlarına göre değil, imanına ve Allah
korkusuna göre değer vermeyi, sevgi duymayı ve saygı göstermeyi
gerektirir. İman edenler, hangi ırk veya milletten olursa
olsun birbirlerinin kardeşidirler ve bu bilinçle dayanışma
içinde olmalıdırlar.
İslam dünyasına giren Batı kaynaklı ideolojiler radikal milliyetçilik
ile sınırlı değildir. 20. yüzyılın başında Batı'da gelişen
başka din ahlakına uygun olmayan akımlar da, İslam ülkelerindeki
bazı kişiler tarafından İslam dünyasına sokulmuş, yeterince
eğitimli olmayan birtakım Müslümanlar körü körüne bu akımların
yanılgılarına kapılmışlardır. Bu durum İslam dünyasının büyük
bir bölümünde yarım asırdan uzun bir süredir devam eden istikrarsızlık
ve kargaşanın da temel nedenlerinden biridir. Allah'ın izniyle,
Hz. İsa ikinci kez dünyaya geldiğinde bu ortam tamamen değişecek,
tüm Müslümanlar yalnızca Kuran'ı ve sünneti rehber edinecek,
gerçek din ahlakının gereği olan huzur, istikrar ve güveni
yaşayacaklardır.
69. Kuran'dan Uzaklaştıran Fitneler
Enam Suresi'nin 26. ayetinde insanları "Kuran'dan alıkoyanlara"
dikkat çekilmektedir. Hadislerden de sapkın fikir akımlarının,
hak ve hakikatten uzak sistemlerin kıyamet öncesinde, insanları
Allah'ın yolundan saptıracak büyük fitneler meydana getireceği
anlaşılmaktadır.
Kıyamete yakın karanlık gecelerin parçaları gibi
karışıklıklar olacaktır. Bu karışıklıklar içinde kişi mümin
olarak sabahlayıp kafir olarak akşamlayacak, mümin olarak
akşamlayıp kafir olarak sabahlayacaktır. (Kur'an ve Sünnette
Kıyamet ve Ahiret, s. 155)
70. İslam Ahlakından Uzaklaştıran Propagandcılar
Kör ve sağır (yani insanları, doğru olanı görmesinden
kör, hak olan sözü duymasından sağır eden) büyük bir fitne,
ulu bir bela vardır. Fitnenin içinde de halkı cehennem kapılarına
doğru çağıran birtakım davetçiler (propagandacılar ve çığırtkanlar)
da vardır. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s.
380, no. 696)
Yakın gelecekte kör, sağır ve dilsiz (yani insanları
kör) edip doğruyu göstermeyen, sağır edip hak olanı duyurmayan
ve dilsiz (edip) hak sözleri konuşturmayan birtakım korkunç
fitneler olacaktır... Fitne hengamesinde dilin fitneye karışması
ve propaganda yapması kılıç darbesi gibi onun yayılmasını
sağlar. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 390,
no.720)
|
Güneş, 4 Eylül 2001, "Kamboçya'da
fahişe yaşı 12'ye düştü"
Evrensel, 21 Aralık 2001, "Avrupa'nın kirli
yüzü: Çocuk fuhuşu" |
|
Hadislerde görüldüğü gibi Peygamberimiz (sav) ahir zamanda
dinsizlik ve ahlaksızlık propagandası yapan insanlar olacağını
haber vermiştir. Günümüzde ülkelerin bir kısmının ahlaki ve
sosyal yapısına baktığımızda bu haberin gerçekleştiğini açıkça
görmekteyiz.
Özellikle gelişen iletişim araçları ile günümüzde yoğun şekilde
yürütülen bu propaganda birçok insanı din ahlakından uzaklaştırabilmektedir.
Ayrıca bahsedilen fitnenin sağır edip duyurmaması ve konuşturmaması
pek çok ülkede iktidarda olan baskıcı rejimleri de akla getirmektedir.
Bu rejimler fikir ve düşünce özgürlüğünü baskı altına almakta,
insanların düşüncelerini, inançlarını diledikleri gibi ifade
etmelerini engellemektedirler. Özellikle bazı Arap ve Afrika
ülkelerinde, Müslümanların düşüncelerini özgürce ifade edememeleri,
inançlı oldukları için baskı altına alınmaları bu durumun
örnekleridir.
Bir de yurtlarından refahtan şımarıp – azıtarak,
insanlara gösteriş yaparak çıkanla ve (halkı) Allah'ın
yolundan alıkoyanlar gibi olmayın. Allah, onların
yaptıklarını çepeçevre kuşatandır. (Enfal Suresi,
47)
|
45. National Climatic
Data Center, "Billion Dollar U.S. Weather Disasters", Ekim
2000, http://www.ncdc.noaa.gov/ol/reports/billionz.html
46. M. Encarta Encyclopedia 2000, "Central America"
47. http://www.stvincent.ac.uk/Resources/Weather/Severe/index.html
48. http://www.stvincent.ac.uk/Resources/Weather/Severe/oct87.html
49. http://www.stvincent.ac.uk/Resources/Weather/Severe/index.html
50. 2003 Dünya Almanak, Dünya Yayıncılık, s.395
51. 2003 Dünya Almanak, Dünya Yayıncılık, s.395 |