
1.
Bugün sünnilikte Mehdi inancı ne derece yaygındır? Bir yüzde
verebilir misiniz.
Mehdi inancı tarih boyunca İslam dünyasında
her zaman çok büyük bir önem taşımıştır. Bu Sünnilik için
de Şiilik için de geçerlidir. Bu iki büyük mezhebin inanışlarında
bazı farklılıklar olmakla beraber Mehdi inanışının özü aynıdır.
Şiiler de Sünniler de dünyayı tüm sıkıntılarından kurtaracak
olan bir kurtarıcıyı beklemektedirler.
Sünni inanışlarına göre temel kaynak Peygamber
Efendimiz (sav)’in hadisleridir ve hadislerde Mehdi
inanışı çok açık bir şekilde tarif edilmiştir. Bu hadislerin
sağlam kaynaklara dayandığı konusunda İslam alimleri arasında
bir mutabakat söz konusudur. Kütüb-i Sitte’de, -Ebu
Davud, Tirmizi ve İbni Mace hadis külliyatlarında- Mehdi konusu
açıkça zikredilmektedir. Buhari ve Müslim’de de ahirzamanda
gelecek olan bir kurtarıcıdan, imam tabiriyle bahsedilmektedir.
Dolayısıyla Sünnilikte de Mehdi inancı çok güçlüdür.
2. Sünni İslamda Mehdi inancının
bütün sınıflar, toplumun bütün kesimleri üzerinde yaygın olarak
etkisi var mıdır, yoksa belli kesimler bu inancı daha mı çok
benimserler?
Mehdi inancı tüm İslam dünyasında, her zaman,
çok önemli bir yere sahip olmuştur. Tabi ki Müslümanlar arasında
da bu inancı benimsemeyen, bazı yönlerini reddeden ya da farklı
görüşler öne süren kişiler ya da gruplar olmaktadır, tarih
boyunca da olmuştur. Ancak bunlar, genelde İslam inançlarıyla
uymayan görüşleri benimseyen, sahih hadisleri reddeden, aykırı
görüşlü akım ya da kişiler olmaktadırlar. Bunlar İslam dünyasında
çok küçük bir azınlığı oluşturmaktadırlar. Gerçekte ise Mehdi
konusunda İslam ümmetinde, inanışlarda bazı farklılıklar olmasına
rağmen, büyük bir ittifak söz konusudur. Bunu ahir zaman ve
Mehdi konulu kitaplarımın dünyanın farklı ülkelerinde ve farklı
kesimlerden gördüğü çok olumlu tepkilerden de anlıyorum. İnternet
sitelerimize gelen mesajlarda da bu inancın Müslümanların
kalbinde ne kadar güçlü olduğunu görüyorum. Endonezya’dan
Güney Afrika’ya, İngiltere’den Çin’e, Kanada’dan
Avustralya’ya kadar dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar
Ahirzaman ve Mehdi konularında çok derin inanç ve geniş bir
bilgi birikimine sahipler.
3. Bundan önce kendilerini
Mehdi ilan etmiş olan kişiler (Ibn Tumart, Muhammed Ahmed,
ve 1930 yılında Türkiyeden çıkan Manisalı Mehmet) hakkında
kişisel ve dini düşünceniz nedir?
Kişiler üzerinde durmak istemiyorum, ancak
hadislerde bildirildiğine göre, Hz. İsa’nın yeryüzüne
ikinci kez gelişinden ve Hz. Mehdi’nin ortaya çıkışından
önce, birçok sahte kurtarıcılar, Mehdi’ler ve Hz. İsa
olduğunu iddia eden insanlar ortaya çıkacaktır. Bu gibi kişilerin
ortaya çıkması ise insanların Hz. İsa ya da Hz. Mehdi olduğunu
söyleyen herkese şüphe ile yaklaşmalarına neden olacak olabilir.
Büyük İslam alimi Bediüzzaman Said Nursi bu kişileri şu şekilde
tarif etmektedir:
Hem ben müteaddid insanları
gördüm ki, bir nevi Mehdi kendilerini biliyorlardı ve "Mehdi
olacağım" diyorlardı. Bu zâtlar yalancı ve aldatıcı değiller,
belki aldanıyorlar. Gördüklerini, hakikat zannediyorlar.
Esma-i İlahînin nasılki tecelliyatı, Arş-ı A'zam dairesinden
tâ bir zerreye kadar cilveleri var ve o esmaya mazhariyet
de, o nisbette tefavüt eder. Öyle de mazhariyet-i esmadan
ibaret olan meratib-i velayet dahi öyle mütefavittir.
(Mektubat, 447)
Bediüzzaman’ın da belirttiği gibi bu
kişiler, kendilerinin beklenen kurtarıcı olduğundan son derece
emin olacaklardır. Mehdi’nin ve Hz. İsa’nın tanınmamalarında
da bu sahte şahsiyetlerin varlığı önemli bir etken olacak
olabilir. Insanlar yıllardır sahte kurtarıcılarla karşı karşıya
kaldıkları için Hz. Mehdi’yi de uzun süre tanımayacak
olabilirler. Aynı şekilde yıllar boyunca kendisini Hz. İsa
olarak tanıtan çok fazla kişiyle karşı karşıya kaldıkları
için Hz. İsa geldiğinde onu da uzun süre tanımayacak olmaları
muhtemeldir. Ancak hiç unutmamak gerekir ki sahte mesihlerin
ortaya çıkışı da ahir zaman şahısları olan Hz. Mehdi'nin ve
Hz. İsa’nın gelişinin birer alametidir, müjdesidir.
Peygamber Efendimiz (sav)’in hadislerinde bu müjde şu
şekilde haber verilmektedir:
Her biri Allah'ın
Resulü olduğunu iddia eden otuza yakın yalancı gönderilmedikçe
kıyamet kopmayacaktır. (Tirmizi, Fiten:
43; Ebu Davud, Melahim: 16)
Her birisi kendinin
Tek Mabud olan Allah'dan Resul olarak gönderildiğini iddia
eden altmış yalancının çıkması. (Kitab-ül Burhan
fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 36)
Sahte mesihlerin, mehdilerin bir kısmı çıkmıştır,
bir kısmı da ilerleyen yıllarda çıkacaktır. (En doğrusunu
Allah bilir.) Şüphesiz, sahte mesihlerin yalanlarının tümüyle
ortaya çıkacağı günler ise çok yakındır. Çünkü Peygamberimiz
(sav) yalancıların ardından Hz. İsa'nın geri dönüşünü ve Hz.
Mehdi’nin gelişini de müjdelemiştir.
4. Sahte bir Mehdi gerçek Mehdiden
nasıl ayırt edilir?
Peygamber Efendimiz (sav)’in hadislerinde
Mehdi’nin tüm özellikleri çok detaylı olarak tarif edilir.
İslam alimlerinin açıklamalarında da Hz. Mehdi hakkında çok
önemli bilgiler bulunmaktadır. Bu nedenle de Mehdi olduğu
düşünülen bir kişinin bu özelliklere sahip olup olmadığı önemlidir.
Bunlar da: Peygamberimizin soyundan olması, İslam ahlakını
tüm dünyaya hakim kılması, İslam dinini Peygamberimiz (sav)'in
ardından türetilen tüm hurafe ve inanışlardan temizlemesi,
yeryüzüne barış ve huzur getirmesi, İslam birliğini sağlaması,
mezhepleri ortadan kaldırması, tüm İslam dünyasının kendisine
biat etmesi, Ehli Kitap ile ittifak etmesi... dir. Bunlar
gerçekleştiğinde bu kişinin Mehdi olabileceğini veya olağanüstü
bir insan olduğunu düşünebiliriz.
Tarih boyunca bu yukarıda saydığım özellikleri
bir yönüyle gerçekleştirmiş çok değerli İslam alimleri olmuş
olabilir. Ancak ahir zaman Mehdisi söz konusu olduğunda önemli
olan tüm bu özellikleri, tek başına, kendi şahsında birleştirmesi
olacaktır. Büyük İslam alimi Bediüzzaman Said Nursi, ahir
zaman Mehdisi ile bu insanlar arasındaki farklılıkları şöyle
haber verir:
Büyük Mehdi'nin çok vazifeleri var. Ve siyaset
âleminde, diyanet âleminde, saltanat âleminde, cihad âlemindeki
çok dairelerde icraatları olduğu gibi.. herbir asır me'yusiyet
vaktinde, kuvve-i maneviyesini teyid edecek bir nevi Mehdi'ye
veyahut Mehdi'nin onların imdadına o vakitte gelmek ihtimaline
muhtaç olduğundan; rahmet-i İlahiye ile her devirde belki
her asırda bir nevi Mehdi, Âl-i Beyt'ten çıkmış, ceddinin
şeriatını muhafaza ve sünnetini ihya etmiş. (Şualar 590)
Üstad, Mehdi’nin siyaset alanında faaliyet
yapacağını, devlet yönetiminde en üst kademede bulunacağını
belirtmiştir. Nitekim hem siyaset, hem diyanet, hem de tebliğ
yönünden faaliyette bulunması çok geniş imkanlar gerektirmektedir.
Buradan Mehdi’nin imkanlarının çok geniş olacağını,
bu görevlerin tam yapılmasının ancak devlet yetkilerinin kullanılması
ile mümkün olacağını anlamaktayız. İşte ahir zaman Mehdisi
ile kendilerini Mehdi zanneden kişiler arasındaki en büyük
fark budur. Hz. Mehdi’nin faaliyetleri tüm dünya çapında
olacak, kısıtlı kişilerle sınırlanmayacak, her alanda çok
büyük bir fikri mücadele yürütecek, İslam dinini Allah’ın
izniyle tüm dünyaya hakim kılacaktır.
5. Her ikisi de yeryüzünde
bulunduğunda Hz İsa ile Mehdi arasındaki ilişki nasıl olacaktır?
Hadislerde bildirildiğine göre Hz. İsa yeryüzüne
geldiğinde Hz. Mehdi ile birlikte hareket edecek, ikisi birlikte
tüm güçlerini birleştirerek din ahlakını yeryüzüne hakim kılacaklardır.
Hz. İsa, dünya üzerindeki dinsiz sistemin önderi olan Deccal’i
ortadan kaldıracak, Mehdi de bu mücadelesinde ona yardımcı
olacaktır. Hz. İsa ve Hz. Mehdi dünyada ve ahirette birbirini
çok seven iki kardeştir. Aynı düşünceleri, aynı inançları
paylaşacaklardır. Hz. Mehdi İslam aleminin, Hz. İsa da Hıristiyan
aleminin manevi lideri olacaktır. İkisinin önderliğinde dünya
üzerinde çok büyük bir huzur, barış ve mutluluk dönemi yaşanacaktır.
6. Şii inancında gizli imam konusundaki
analizinizi anlatabilir misiniz?
Bildiğiniz gibi Şii inanışlarına göre; Hz.
Fatıma, Hz. Zehra ve on iki imamın açıklamaları ve ifadeleri
Peygamberimiz Hz. Muhammed’in ifadeleri ile eşit tutulur.
Sünni inanışlarına göre ise sadece Peygamber Efendimiz (sav)’in
hadisleri sahihtir. Bu nedenle de Mehdilik konusundaki rivayetler,
sayı bakımından Ehli Sünnet kaynaklarında Şia kaynaklarına
göre daha azdır. Şii kaynaklarında, sadece Mehdi’nin
zuhurunu müjdeleyen yaklaşık 700 tane hadis rivayet edilmiştir.
Mehdi’nin Ehl-i Beyt’ten olduğunu haber veren
400’e yakın hadis bulunmaktadır. Ve bunların dışında
yüzlerce hadis bulunmaktadır Mehdi’nin görünüşünü, yapacaklarını,
inkar edenlerle mücadelesini, hakim olduğunda nasıl bir ortam
oluşacağını anlatan. Şiilikte Mehdi konusu en önemli inanç
akidesidir ve “Zamanın Sahibi” olarak isimlendirdikleri
Mehdi’nin bir gün mutlaka ortaya çıkacağına inanırlar.
Tarih boyunca Ehli Beyt’ten bir çok kişi Mehdi olarak
kabul edilmiş, ancak bu kişiler kendilerinden beklenenleri
yerine getiremedikleri için, ümitler yerini yeni bir Mehdi
beklentisine bırakmıştır.
Şiilikteki Mehdi inancının temeli “Mehdi’nin
kayboluşu ve 12 imamın sonuncusu olarak dünyaya gelişi”
üzerine kuruludur. Şia kaynaklarına göre Mehdi biri küçük
biri büyük olmak üzere iki gaybiyet (kayboluş) yaşayacaktır.
Bazı hadislerde, Hz. Mehdi’nin zuhurundan
sonra biri kısa diğeri uzun olmak üzere iki kez insanlardan
ayrı kalacağı bildirilmektedir. Bir hadiste şu şekilde geçmektedir:
“Mehdi 2 kez insanların gözünden kaybolacaktır.
Bir seferinde o kadar uzun bir zaman görülmeyecek ki, kimisi
onun öldüğünü, kimisi de bırakıp gittiğini zannedecek, yakın
arkadaşları dışında hiçkimse onun yerini bilemeyecektir.”
Bu hadiste Mehdi’nin ikinci kayboluşunun
daha ağır şartlarda ve daha uzun süreli olduğuna, o devrede
onunla görüşmenin güçlüğüne ve sadece yakınları ile görüşme
imkanı olduğuna dikkat çekilmiştir. Bilindiği gibi, Hz. Mehdi
inkar edenlerle, dinsizlerle, materyalistlerle çok büyük bir
fikri mücadele yürütecektir. İslam ahlakını dünya üzerinde
hakim kılmak için tüm imkanlarıyla, tüm gücüyle büyük bir
çaba sarf edecektir. Hz. Mehdi’nin böyle önemli bir
dönemde, bilerek kaybolması düşünülemeyeceğine göre, onun
insanlardan ayrı ve uzak kalması “kendi iradesi dışında”
gerçekleşecektir. Nitekim bir diğer hadis şu şekildedir:
“Bir gün Huzeyfe’nin yanında
Mehdi’nin çıktığı söylendi. O dedi ki: siz eğer aranızda
Hz. Muhammed’in ashabı olduğu halde o çıkarsa felah
buldunuz. Muhakkak ki o, insanların karşılaştıkları şerler
sebebi ile GAİB’in (Mehdi’nin) kendilerine insanların
en sevgilisi olmadıkça çıkmayacaktır. (Kitab-ül Burhan fi
Alamet-il Mehdiyy-il ahir zaman, s. 27)
Mehdi’nin kayıplığı, efsanevi şekilde
yüzlerce yıl süren bir kayıplık değil, fakat belli aralıklarla
insanlar arasından ayrılma, zorunluluklar neticesinde onlardan
uzak kalma şeklinde gerçekleşecek olabilir. Hadisin son kısmında
da bu kayıplık devresinde insanların çeşitli şerlere maruz
kalması sebebiyle Mehdi’ye karşı olan sevgi ve özlemlerinin
artacağına işaret ediliyor.
Mehdi’nin kayboluşu, onun gizlenmesine
de işaret ediyor olabilir. Çünkü o, sürekli olarak dinsizlerin,
materyalistlerin saldırısı, baskısı altındadır. Diğer insanlar
gibi günlük hayatını rahat bir şekilde devam ettiremez. Sürekli
gizlenmek, insanlardan uzakta kalmak durumundadır. Ancak bu
şekilde inkar edenlerin saldırılarını, iftiralarını engelleyebilmektedir.
7. Bugün kendisini Mehdi ilan eden
bir kişi ile ilgili sizin düşünceniz nasıl olur (örnek olarak
Usama bin Ladin, bu kişinin Mehdi olduğundan şüphelendiklerinin
yazılı olduğu bazı sünni kaynakları buldum).
Bir insanın kendisini Mehdi ilan etmesi,
o kişinin Mehdi olmadığının en açık kanıtıdır. Çünkü bir insanın
“ben Mehdi’yim” demesi, “Ben masumum,
imtihan olmama gerek yok, cennet ümidi ile cehennem korkusu
arasında değilim, cenneti garanti altına almış durumdayım,
bana vahiy geliyor” iddiası ile aynı anlama gelmektedir.
Böyle bir iddia Kuran ayetlerine, İslam ahlakına aykırıdır.
Eğer böyle bir iddia gafletten kaynaklanmıyorsa, o zaman dinsizlikten
kaynaklanıyor demektir.
Mehdi, “Beni Mehdi kabul edin”
diye uğraşmaz, böyle bir iddiada bulunmaya ihtiyaç duymaz.
Çünkü Mehdilik bir başarıdır. Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde
buyurduğu gibi, İslam'ın yeryüzüne hakim olmasına vesile olması
Hz. Mehdi'nin reddedilmesi mümkün olmayan özelliğidir. Bediüzzaman
Said Nursi de eserlerinde, Hz. Mehdi'nin mübarek şahsını belirleyecek
nitelikleri detaylı olarak açıklamıştır. Bediüzzaman, Hz.
Mehdi'nin görevlerinin neler olacağını anlatırken, İslam Birliği'nin
sağlanmasını Hz. Mehdi'nin üç büyük görevinden biri olarak
belirtir. İlgili söz şu şekildedir:
O ZATIN ÜÇÜNCÜ VAZİFESİ, Hilafet-i İslamiye'yi
İTTİHAD-I İSLAM'A (İslam Birliği'ne) BİNA EDEREK,
İsevi ruhanileriyle ittifak edip DİN-İ İSLAM'A HİZMET ETMEKTİR.
Bu vazife, PEK BÜYÜK BİR SALTANAT ve kuvvet ve milyonlar
fedakarlarla tatbik edilebilir (uygulanabilir). Birinci
vazife, o iki vazifeden üç-dört derece daha ziyade kıymetdardır,
fakat o ikinci, üçüncü vazifeler pek parlak ve çok geniş
bir dairede ve şa'şaalı bir tarzda olduğundan umumun ve
avamın nazarında daha ehemmiyetli görünüyorlar. (Sikke-i
Tasdiki Gaybi, s. 9)
Bediüzzaman'ın belirttiği gibi Hz. Mehdi,
önce İslam Birliği'ni tesis edecektir. Sonra, İslam Birliği'nin
kuvvet ve desteğini alarak din ahlakını tüm dünyaya hakim
kılacaktır. Bu kutlu görevini yerine getirirken –Allah'ın
izniyle- büyük bir güç, kuvvet ve iktidara da sahip olacaktır.
Hz. Mehdi'nin mübarek şahsı Allah'ın izniyle zuhur ettiği
zaman, hadislerde de belirtildiği gibi, Mehdiliğini iddia
etmeyecek ya da bunun propagandasını yapmayacaktır. Hz. Mehdi'nin
büyük icraatleri, bu kutlu şahsın ortaya çıktığının en büyük
ispatı ve delili olacaktır. Bir hadis-i şerifte, Hz. Mehdi'nin
"kendisi istemediği halde, kendisine biat edildiği" bildirilmektedir:
Hz. Mehdi İSTEMEDİĞİ HALDE ONA BİAT
EDECEKLERDİR. Daha sonra Hz. Mehdi, onlara
iki rekat namaz kıldıracak ve Makam'ın yanında minbere çıkacaktır.
(El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar,
s. 34, 50, 44)
Hadis-i şerifte Hz. Mehdi'ye kendisi istemediği
halde biat edildiğinin bildirilmesi, kendisinin hiçbir zaman
Mehdilik iddiasında bulunmayacağının işaretidir. Hz. Mehdi'de
tecelli eden açık alametler ve kendisinin büyük icraatleri
onun beklenen mübarek şahıs olduğunu gösterecektir. Kendisi
herhangi bir telkin ya da iddiada bulunmayacaktır. Mehdi İslam
aleminin başına geçtikten sonra, bu mübarek insana Mehdi isim
konsun ya da konmasın bir önemi olmayacaktır. Bir insan "onun
mehdi olduğuna inanmıyorum" dese de birşey değiştirmez. Çünkü
kaderde olması gereken olay olacaktır. O, diğer bütün peygamberler
gibi kaderindeki görevini yapacak, Allah’ın mehdisi
olarak din ahlakını yeryüzüne hakim kılacaktır. Mehdi “beni
kabul edin” demeyecek, kaderi ona doğru gidecektir.
Mehdi Allah’ın Rahman ve Rahim isminin
tecellisidir. Aynı zamanda da Kahhar ve Cabbar isimlerinin
de tecellisidir. Mehdi’yi, Mehdi’nin oluşturacağı
dünya üzerindeki hakimiyeti kimse engelleyemez. Dinsizler,
inkar edenler, materyalistler Mehdi’yi engellemek için
çeşitli önlemler alacaklar, ancak Allah Kahhar ve Cabbar sıfatı
ile din ahlakını yeryüzünde hakim kılacaktır. Ancak bu hakimiyet
inşaAllah sevgi ve muhabbetle, Allah’ın manevi zoru
ile gerçekleşecektir.
Mehdi mutlaka İslam aleminin başına geçecektir.
O zaman bu kişiye mehdi dense ne fark edecek, denmese ne fark
edecek.
8. Bugün ya da yakın gelecekte kendisinin
Mehdi olduğunu söyleyen bir kişi olursa, siz ya da dindar
bir Sünni müslüman buna nasıl karşılık vermelidir?
"Hiç şüphesiz, Biz herşeyi
kader ile yarattık." (Kamer Suresi, 49) ayetiyle de
buyrulduğu gibi, Rabbimiz herşeyi belirli bir kaderle yaratmıştır.
Tüm canlı ve cansız varlıkların kaderi gibi, Hz. Mehdi'nin
de kaderi Allah Katında bellidir. Bu mübarek şahsın kimliği,
alametleri, ortaya çıkışı, İslam Birliği'ni sağlayışı, İslam
ahlakını yeryüzüne hakim kılışı Allah Katında belirlenmiş
bir kaderdir.
Rabbimiz kaderde kimi takdir etmişse Hz.
Mehdi odur. Hz. Mehdi, Yüce Allah'ın Peygamber Efendimiz (sav)'e
1400 yıl önce bildirdiği, Peygamberimiz (sav)'in fiziksel
ve diğer özelliklerini, faaliyetlerini, hizmetlerini ve dünyada
bıraktığı etkiyi bildirdiği mübarek kişidir. Bu özelliklerin
taklit edilmesi, çaba harcanarak kazanılması kesinlikle mümkün
olmadığı gibi, Hz. Mehdi'nin çalışmalarının durdurulması da
Allah’ın izni ile imkansızdır. Hiçbir insan çok çaba
sarf ederek, çok emek harcayarak Mehdilik makamını elde edemez.
Bu, Allah’ın yaratması ile kaderde gerçekleşen bir durumdur.
Mehdi’yi mecburi bir kabul vardır, çünkü gerçek Mehdi
kaderde olan Mehdidir. Hz. Mehdi, Sevgili Peygamberimiz (sav)'in
vaat ettiği tüm hizmetlerini yerine getirecek ve Allah'ın
izniyle din ahlakını tüm dünyaya hakim kılacaktır. Bu, Allah'ın
belirlediği bir kaderdir.
9. Mukteda al Sadr’ın
gizlenen imam/ Mehdi’nin ortaya çıkmasının çok yakınlaştığı
için “Mehdi ordusu”nu oluşturduğu iddiası hakkında
ne düşünüyorsunuz?
Bütün İslam alemi zaten Mehdi’nin ordusudur.
Ancak “bu ordu sevgi ordusudur, kan dökme değil.”
Kan dökmemesi, zulüme, şiddete ve teröre karşı olması Mehdi’nin
en önemli özelliğidir. Mehdi din ahlakını yeryüzünde ilimle,
bilgiyle ve kültürle hakim edecektir.
Hadislerde haber verildiği ve İslam alimlerinin
eserlerinde açıklandığı üzere Hz. Mehdi, inkarcı ideolojileri
fikren tam anlamıyla yenilgiye uğratmak, insanlara din ahlakının
ve dinin özünü öğretmek, onları imana ve güzel ahlaka yönlendirmek
için büyük bir fikri mücadele verecektir. Rabbimiz, Hz. Mehdi'yi
ve verdiği büyük fikri mücadelesini, ahir zamanın zorluklarının
ortadan kaldırılmasına vesile edecektir. Bir hadis-i şerifte,
Hz. Mehdi'nin bu özelliği şu şekilde bildirilmektedir:
Muhammed ümmetinin en hayırlısı ve SİZİN
ZORLUKLARINIZI GİDEREN VELİNİZ OLAN ŞAHSA... O MEHDİ'DİR.
(1)
Bir başka hadiste ise, Hz. Mehdi vasıtasıyla
fitnelerin sona ereceği, fitnelerin son bulmasıyla yeryüzüne
huzur ve güvenliğin yerleşeceği şöyle haber verilmektedir:
Allah, KÖR FİTNELERİ
ONUN (Hz. Mehdi) VASITASIYLA SÖNDÜRÜR. Her yer emin bir
hale gelir... (2)
Hadislerde haber verilen bilgilere göre,
acılar, sıkıntılar ve yokluk içindeki halk, Hz. Mehdi'nin
adaletine, merhametine, sevgisine ve cömertliğine sığınacaklardır.
Bir hadiste şöyle buyrulmaktadır:
Ümmet bal arılarının
beyleri etrafında toplanması gibi MEHDİ'YE SIĞINIRLAR. O
daha önce zulümle dolu olan dünyayı adaletle doldurur, insanlar
asr-ı saadet dönemine adeta geri döner... (3)
Hz. Mehdi'nin İslam ahlakını yeryüzüne hakim
kılmasıyla birlikte, yokluklar, açlıklar, acılar, sıkıntılar
son bulur, akan kanlar durur, insanlar uzun yıllardır arayışı
içinde oldukları gerçek mutluluk, huzur ve güveni bulurlar.
Hz. Mehdi'nin vesile olduğu bu sevgi ve barış dolu, bolluk
ve bereket ortamı hadislerde şu şekilde tarif edilmiştir:
Yeryüzü zulüm ve düşmanlıkla dolduktan sonra,
mutlaka benim Ehli Beytim'den birisi çıkar. Ve nasıl daha
önce zulüm ve düşmanlıkla doluysa, O dünyayı adaletle doldurur.
(4)
O zaman gök hiçbir yağmur damlasını esirgemeyecek ve yer
de bereketlenecektir. (5)
Onun devrinde, ölülerin dirilere imreneceği bir adalet görülür.
(6)
Hadislerde yer alan bilgilerden açıkça anlaşıldığı
üzere Hz. Mehdi, insanlara sevgi ve merhametle yaklaşacak,
anlaşmazlıkları barışcıl yollarla çözüme kavuşturacak, insanları
sabırla güzel ahlaka ve imana davet edecektir. Hz. Mehdi'nin
inkarcı ideolojilere karşı mücadelesi fikren olacak, Rabbimiz'in
lütfuyla çok akılcı ve hikmetli yöntemlerle küfri ideolojileri
fikren mağlup edecektir. Hadislerde haber verildiğine göre,
Hz. Mehdi'nin bu büyük fikri mücadelesi "uyuyan kişinin farkına
dahi varamayacağı" sakinlik, sükunet ve düzen içinde olacaktır:
(Hz. Mehdi) Zamanında NE BİR KİMSE
UYKUSUNDAN UYANDIRILACAK, NE DE BİR KİMSENİN BURNU KANAYACAKTIR.
(7)
(Hz. Mehdi) Peygamber (sav)'in yolundan gidecek. UYUYAN
KİŞİYİ UYANDIRMAYACAK, KAN DA AKITMAYACAK. İhya
etmedik sünnet, kaldırmadık bidat bırakmayacaktır... (8)
Hadislerde de belirtildiği gibi Mehdi tüm
dünyaya İslam ahlakını, barış yoluyla hakim edecektir. Gerginliklere
ve anlaşmazlıklara tüm tarafların razı olacağı bir adaletle
çözüm getirecek, tüm sorunlar barış içinde ortadan kaldırılacaktır.
Hz. Mehdi insanları İslam ahlakının emri olan merhamete, sabıra,
iyiliğe ve güzelliğe çağıracak, kendi üstün ahlakı ve tavrıyla
insanlara her konuda olduğu gibi bu konuda da örnek olacaktır.
Hz. Mehdi'nin insanlara bu daveti bir hadiste şöyle bildirilmektedir:
(Hz. Mehdi) Yatsı namazını kıldıktan sonra
en yüksek sesi ile şöyle hitab eder: "Ey insanlar, Ben size
Allah'ı hatırlatıyorum. Yarın mahşer gününde Allah'ın huzurunda
yerinizin ne olacağını haber veriyorum. Allah Teala size
pek çok deliller ve Peygamberler göndermiş, Kuran'ı indirmiş
ve size şöyle emretmiştir: Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmayın,
Allah ve Resulüne itaati koruyun. Kuran'ın ihya ettiğini
diriltin, yasaklarını da yasaklayın ve siz Mehdi'ye yardımcılar
ve destek olun. Zira dünyanın fena bulması ve zevale ermesi
yaklaşmıştır. Ve bu kesindir. Ben sizi Allah'a ve Resulü'ne,
O'nun kitabıyla amel etmeye, batılı yok edip, sünneti ihya
etmeye davet ediyorum." (9)
Hz. Mehdi'nin gelişiyle birlikte yeryüzünde
yaşanacak büyük değişimi Peygamber Efendimiz (sav) şöyle müjdelemiştir:
Zulüm ve fıskla dolu olan dünya, O (Hz. Mehdi)
GELDİKTEN SONRA ADALETLE DOLUP TAŞACAKTIR. (10)
Yine hadislerde bildirildiğine göre, Hz.
Mehdi'nin döneminde yeryüzünde düşmanlık ve kin kalmayacak,
şiddet ve terör bitecektir. Konuyla ilgili hadislerden bazıları
şöyledir:
(Hz. Mehdi döneminde) Düşmanlık ve
kin de kaldıracaktır. Zehirli olan her hayvanın zehri de
sökülüp alınacaktır. Hatta küçük oğlan çocuğu, elini yılanın
ağzına sokacak da yılan ona zarar vermeyecektir. Kurt, koyun-keçi
sürüsü içinde sürünün köpeği gibi olacaktır. KAP SU İLE
DOLU OLDUĞU GİBİ YERYÜZÜ BARIŞLA DOLACAKTIR. Din birliği
de olacak, artık Allah'tan başkasına tapılmayacaktır. SAVAŞ
DA AĞIRLIKLARINI BIRAKACAKTIR. (11)
Onun (Hz. Mehdi) zamanında KURTLA KOYUN
BİRARADA OYNAYACAK, yılanlar çocuklara zarar vermeyecektir...
(12)
Hadislerde de görüldüğü gibi Hz. Mehdi döneminde,
aralarında husumet olan halklar arasında çok büyük bir kardeşlik
yaşanacak, her türlü kavganın yerini barış, dostluk ve sevgi
alacaktır. Bu mübarek şahsın döneminde oluşacak olan mutedil
(ılımlı, dengeli), çağdaş, akılcı ve medeni İslam modeli,
tüm dünyaya ışık tutacaktır.
Tüm bu bilgiler açıkça göstermektedir ki,
Hz. Mehdi'nin izleyeceği yol, tüm dünya çapında büyük bir
kültürel atılımla insanların İslam ahlakına yöneltilmesi olacaktır.
Mehdi şu an gelmiştir, ancak gizlenmektedir.
Gizlenmesinin nedeni de dinsizlerin, materyalistlerin, müşriklerin
siyasi ve daha birçok çeşit saldırılarından korunmak içindir.
Bize göre Hz. İsa da yeryüzüne ikinci kez
gelmiştir, ancak o da saklanmaktadır. Her türlü terörist ve
siyasi saldırıya maruz kalabileceği için kendisi mecburen
gizlenmektedir. Ancak o da çok yakın zamanda ortaya çıkacak
ve Hz. Mehdi ile birlikte fikri mücadelelerine başlayacaklardır.
Kaynaklar:
1- (Kitab-ül Burhan Fi
Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 57)
2- (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s.
58)
3- (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s.11)
4- (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s.
11)
5- (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s.
12)
6- Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s.68
7- (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s.
42
8- (Kıyamet Alametleri, sf. 163)
9- (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, Ali
b. Hüsameddin el-Muttaki, s. 55-56)
10- El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s.
20
11- Sünen-i İbni Mace, Kitabü-l fiten Tercemesi ve Şerhi-
Kahraman Neşriyat, cilt 10, Mütercim: Haydar Hatipoğlu, Bab
33, s. 331-335
12- El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s.
43
ANA SAYFA |