ORTAK
MÜCADELE
Müslümanlarla Kitap Ehli Yaratılış Gerçeğini Anlatmada
İttifak Etmelidirler
İnsanları Darwinizm'in Belalarından Korumak
Tarih boyunca materyalizm, komünizm, faşizm, anarşizm,
faşizm, ırkçılık ve ateizm gibi pek çok aldatıcı felsefe ve ideoloji
üretilmiştir. Bunların evren, toplum ve insan hakkındaki sahte teşhislerine,
aldatıcı tanım ve tasvirlerine kanan pek çok insan imanını kaybetmiş
veya inançlarında kuşkuya düşmüştür. Dahası bu ideolojiler insanları,
toplumları ve milletleri büyük buhranlara, çatışmalara, savaşlara
sürüklemiş ve dünyaya büyük felaketler getirmiştir. İnsanlığın halen
yaşadığı acılar, sıkıntılar ve bunalımlarda bunların payı oldukça
büyüktür.
Burada göze çarpan bir noktanın üzerinde daha durmak
gerekir. Adı geçen ideolojiler, Yaratıcı'yı ve yaratılışı inkar
ederlerken ortak bir temele, sözde bilimsel bir düşünce olan Darwin'in
evrim teorisine dayanırlar. Evrim düşüncesi, din aleyhtarı felsefelerin
temelini oluşturur.
Evrim teorisi 19. yüzyıl ortalarından bu yana ısrarla
savunulsa da, aradan geçen 150 yılın ortaya koyduğu bilimsel bulgular,
teorinin bilim dışı bir safsatadan başka bir şey olmadığını göstermektedir.
Her ne kadar bilimsel gelişmeler evrimin tüm iddialarını çürütmüşse
de, bahsi geçen çevreler bu köhne teoriyi yaşatmak için kapsamlı
bir çaba içindedir. Bunun tek nedeni de bu teorinin, Allah'ın varlığını
reddetmek için bir araç olarak kullanılmasıdır.
 |
Darwin |
Gerçekten de sözde evrim veya sözde bilimsellik
adı altında, gerek açık gerekse örtülü, yoğun bir propaganda insanları
kuşatmaktadır. Göz attığınız bir gazete, karşılaştığınız bir reklam
afişi, okuduğunuz bir kitap, izlediğiniz bir film, televizyonda
seyrettiğiniz bir belgesel veya internet ortamı Yaratıcı'yı ve yaratılışı
inkar eden mesajlarla doludur. Oysa Yaratılışın delilleri insanı
çepeçevre sarmıştır. Çevremizde gördüklerimizi, vücudumuzun derinliklerindeki
hücrelerden uçsuz bucaksız galaksilere kadar evrendeki her şeyi
Allah yaratmıştır. Bunlardaki kusursuzluk, görkemli sanat, muhteşem
düzen ve mükemmel tasarım O'nun yaratışının delilleridir. Bu gerçek
İncil'de şöyle belirtilmiştir:
Göğü, yeryüzünü, denizi ve onlarda
bulunan her şeyi yaratan O'dur. (Habercilerin İşleri, 14/15)
... Her varlığa yaşam veren Tanrı'nın
önünde sana buyuruyorum. (Timoteos'a I. Mektup, 6/13)
Allah'ın her şeyi yarattığı, ona bir düzen verdiği
ve belli bir ölçüyle takdir ettiği, bazı Kuran ayetlerinde şöyle
haber verilmiştir:
... O'na mülkünde ortak yoktur, her
şeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, belli bir ölçüyle takdir etmiştir.
(Furkan Suresi, 2)
Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin)
yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "OL"
der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi, 117)
Allah'ın Varlığının ve Yaratılışın
Anlatılmasında Birlik Olalım
Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar Allah'ın
varlığına, birliğine, tüm evrenin ve canlıların O'nun tarafından
yaratıldığına, insanların yaşamlarına Allah'tan gelen vahye göre
düzenlemeleri gerektiğine inanmaktadırlar. Kitab-I Mukaddes'te ve
Kuran'da tarif edilen ahlak anlayışı ve ideal toplum modeli de birçok
açıdan benzemektedir. Yahudilerin, Müslümanların ve Hıristiyanların
bu esaslar üzerinde birbirlerine büyük bir saygı ve sevgi ile yaklaşmaları
gerekmektedir. Kuran'da bildirilen "ortak bir kelimede birleşme"
çağrısı, bu üç İlahi dinin mensupları tarafından en güzel şekilde
yerine getirilmelidir.
Allah, zorlukla beraber kolaylık da yaratmış; inkarcıların
çarpık ve sapkın felsefelerini yerle bir edecek imkanları ve delilleri
de iman edenlere sunmuştur. Vicdanının sesini dinleyen, samimi ve
önyargılarından arınmış bir şekilde evreni ve doğayı inceleyen herkes,
çevresindeki yaratılış delillerini fark eder. Canlı cansız her varlık
Allah'ı bize tanıtan mesajlarla doludur; etrafımız O'nun varlığını
ve birliğini açıkça ortaya koyan işaretlerle çepeçevre sarılıdır.
Allah'ı inkar edenlerin öne sürdükleri en büyük
safsata, canlı cansız her şeyin tesadüfler sonucunda oluştuğu iddiasıdır.
İnkarcıların yaymaya çalıştıkları bu batıl inancın kırılması için,
çevremizdeki yaratılış delillerini modern bilimin ışığında incelemek
ve bunları da insanlara anlatmak gereklidir. Canlılardaki muhteşem
yapıları ve mükemmel tasarımları, evrendeki olağanüstü sistemleri
ve milyarlarca hassas dengeyi bu sayede tüm açıklığıyla gören vicdanlı
insanlar, bunların tesadüfen oluşamayacağını ve her şeyi üstün güç
sahibi olan Allah'ın yaratmış olduğunu anlayacaklardır. Böylece
inkarcıların yaymaya çalıştığı "tesadüf" iddiası, yerle bir olacaktır.
Yaratılış delilleri, Allah'ın varlığını ve birliğini,
O'nun üstün kudret, ilim ve sanatını gözler önüne seren her türlü
bilgiyi ve gerçeği kapsar. Bunlar, insanların Allah'ın varlığını
fark etmelerine ve O'na yönelmelerine vesile olur.
Gaflet içindeki insanların, her gün etraflarında
olup biten fakat farkına varmadıkları pek çok yaratılış delilini,
mükemmellikleri tüm ayrıntılarıyla onların gözleri önüne sermek,
bu kişilerin gafletlerinin dağılmasında son derece etkili olur.
Yıllardır herkesin görmeye alıştığı ve pek çok kimsenin üzerinde
düşünmediği birçok iman hakikati vardır. İnsanın sadece kendi bedeni
dahi başlı başına büyük bir yaratılış delilidir. Sahip olduğumuz
gözler dünyanın en gelişmiş kameralarından daha kompleks ve üstüntür.
Vücudumuzdaki her sistem, büyük bir uyum ve denge içinde çalışmakta,
dev laboratuvarlarda ancak gerçekleştirilebilecek olan kimyasal
işlemler, iç organlarımız tarafından çok daha mükemmel bir şekilde
yapılmaktadır. Bu gaflet kültürünü ortadan kaldırmak ve yerine Allah'a
şükür ve itaat temelinde kurulmuş bir kültür yerleştirmek için,
Yahudi, Hıristiyan ve Müslümanların elele vermesi gereklidir.
Kuran'ın pek çok ayetinde de insanlar üstte saydığımız
gerçekler üzerinde düşünmeye, Allah'ın varlığını ve büyüklüğünü
gösteren bu delilleri görmeye ve kavramaya davet edilmişlerdir.
Bu konudaki yüzlerce ayetten birkaçı şöyledir:
Görmüyor musunuz; Allah, yedi göğü
birbirleriyle bir uyum (mutabakat) içinde yaratmıştır? Ve ayı bunlar
içinde bir nur kılmış, güneşi de (aydınlatıcı ve yakıcı) bir kandil
yapmıştır. Allah, sizi yerden bir bitki (gibi) bitirdi. Sonra sizi
yine oraya geri çevirecek ve sizi (diriltici) bir çıkarışla diriltip-çıkaracaktır.
Allah, yeri sizin için bir yaygı kıldı. Öyle ki, onun içinde geniş
yollarında gezip-dolaşırsınız, diye. (Nuh Suresi, 15-20)
Tüm evren bunlar gibi sayısız detaylarla doludur
oysa üstte belirttiğimiz gibi insanların çoğu günlük hayatlarında
bunları düşünmezler. Bu nedenle yaratılış delillerini insanların
hiç düşünmedikleri yönleri ile anlatarak yapılan bir tebliğ karşı
tarafı düşünmeye sevk edecek, Allah'ın gücünü ve kudretini tanıyıp
takdir etmesinde de etkili olacaktır.
Samimi iman eden her Hıristiyan, her Yahudi, her
Müslüman bu doğrultuda elinden gelen tüm çabayı göstermekle mükelleftir.
Tek bir Allah'a iman eden, O'nun beğenisini kazanmaya çalışan, O'na
tam bir teslimiyetle teslim olmuş, O'na yürekten bağlı, O'nu yücelten,
temelde aynı değerleri savunan Yahudi, Hıristiyan ve Müslümanların
ortak hareket etmeleri en doğrusudur.
Hıristiyanlar, Yahudiler ve Müslümanlar arasındaki
tarihsel sorunlara, önyargılara, yanlış anlamalara veya taassuba
dayanan tartışmalara, çekişmelere tamamen son verilmelidir. Kaybedilecek
zaman dahi olmadığı unutulmamalıdır. Her iki tarafın da birbirine
anlayış ve hoşgörü içinde yaklaşması gerektiği açıktır. Önemli olan,
farklılıkları değil ortak noktaları gündeme getirmek, zorlaştırıcı
değil kolaylaştırıcı, yıkıcı değil yapıcı, engelleyici değil yardımcı,
ayırıcı değil tamamlayıcı, bölücü değil birleştirici olmaktır.
|