RADİKALİZM
TEHLİKESİNE
KARŞI BİRLEŞMEK
Radikal Hıristiyanların Yanılgıları
Çağımızda Hıristiyan dünyasının büyük çoğunluğunun
diğer dinlerin mensuplarına karşı İncil'de yer alan hoşgörü, sevgi
ve saygı prensipleriyle yaklaşması son derece önemli bir gelişmedir.
Özellikle, 20. yüzyılın ikinci yarısında bu yönde çok olumlu gelişmeler
yaşanmıştır. Bu tarihlerde, Hıristiyan dünyasında, diğer dinlerin
tamamıyla yanlış ve asılsız oldukları yönündeki görüş büyük ölçüde
terk edilmiş, diğer dinlere bağlı insanların günahkar olarak değerlendirilmemesi
görüşü hakim olmuştur. Hıristiyan yazarlar, araştırmacılar ve din
adamları bu fikri yaygın olarak dile getirmişlerdir. Hıristiyanlığı
temsil eden kuruluşlar dünyanın içinde bulunduğu sorunlara karşı
diğer dinlerle diyalog kurma ve iş birliği yapma kararı almışlardır.
Bir zamanlar daha etkin olan tutucu anlayış, yerini hoşgörü ve toleransa
bırakmıştır.
Buna rağmen, Hıristiyan dünyasında halen –nadir
de olsa- farklı inançlara mensup kişilere karşı hoşgörüsüz ve hatta
saldırgan yaklaşımlara rastlanabilmektedir. Kimi dini liderler,
diğer dinlerle ilgili doğruluk payı olmayan açıklamalarda bulunmakta,
bu dinlere inanan kişilerin günahkar ve suçlu olduklarını öne sürmektedirler.
Özellikle zaman zaman Müslümanlara yönelik olarak gündeme gelen
bazı haksız ve dayanaksız iddialar, İslam dünyasında da rahatsızlık
meydana getirmektedir. Ortaçağ'daki Haçlı zihniyetini koruyarak
Müslümanlara karşı saldırgan yorumlar yapan bazı Hıristiyan liderler,
Eski Ahit'e bir takım anlamlar yükleyerek yakın gelecekte Müslümanlar
ile Batı dünyası arasında bir savaş yaşanacağını, daha da kötüsü,
yaşanması gerektiğini savunmaktadırlar. Geçmişte yaşamış olan toplumların
hayatlarından bölümlerin anlatıldığı Eski Ahit'te, o dönemlerde
yaşanan savaşlar ve bu savaşların neticeleri de anlatılmaktadır.
Ancak bu açıklamaların büyük çoğunluğu o döneme aittir, o toplumların
yaşadığı olaylara yöneliktir. Dolayısıyla Eski Ahit'te yer alan
birtakım anlatımlar, o dönemin koşulları göz önünde bulundurularak
değerlendirilmeli, bu anlatımlardan günümüze yönelik savaşı ve çatışmayı
destekleyen çıkarımlar yapmaktan kaçınılmalıdır.
Radikal Hıristiyanların en önemli yanılgılarından
bir diğeri ise yaşanması gerektiğini düşündükleri bu savaşı, yani
"Armagedon"u, Mesih'in gelişinden önce gerçekleşmesi gereken
bir olay olarak değerlendirmeleridir. Oysa bu çarpık anlayış Hz.
İsa'nın Hıristiyanlara öğretmiş olduğu ahlaka tamamen terstir. İncil'e
bakıldığında Hz. İsa'nın insanlara hep sevgi, barış ve dostluk tavsiye
ettiği açıkça görülür.
Ayrıca Hıristiyanlar bilmelidirler ki, Hz. İsa
Mesih'in ikinci kez yeryüzüne gelişini yalnız Hıristiyanlar değil,
Müslümanlar da büyük bir heyecanla beklemektedir. Çünkü bu mucizeye
Kuran'da işaret edilmekte ve Hz. Muhammed (sav)'in hadislerinde
de açık olarak bildirilmektedir. Dolayısıyla hem Hıristiyanlar hem
de Müslümanlar bu büyük mucize için ortak bir bekleyiş ve hazırlık
içinde olmalıdırlar. Yapılması gereken en önemli hazırlık ise Allah'ın
razı olacağı bir ahlak içinde olmaya çaba göstermektir. Unutmamak
gerekir ki, Hz. İsa'nın gelişiyle birlikte, Allah'ı inkar eden felsefeler
ve putperest inançlar fikren yenilgiye uğrayacak, ırkçılık, faşizm
gibi ideolojiler silinecek, böylece dünya savaşlardan, çatışmalardan,
etnik düşmanlıklardan, zulüm ve haksızlıklardan kurtulacak, insanlık
barış, mutluluk ve huzur içinde bir dönem yaşayacaktır. Dolayısıyla
samimi olarak Hz. İsa'nın gelişine hazırlanan dindarların, böyle
bir ortamın alt yapısını oluşturacak çalışmalarda bulunmaları, her
türlü çatışmayı engellemek için gayret etmeleri, ayrılıkları, tartışmaları
ve husumetleri bir kenara bırakmaları gerekmektedir.
İki toplum arasında anlayışa ve saygıya dayalı
bir ilişki kurulmasını engellemeyi amaçlayan açıklamalar ve yaklaşımlar,
hiç şüphesiz en iyi şekilde Hıristiyanlar tarafından etkisizleştirilebilir.
Söz konusu kişilerin yanılgılarının, sağduyulu Hıristiyanlar tarafından
kendilerine ve topluma gösterilmesi gerekmektedir. Dünyayı büyük
bir savaş alanına çevirmeyi hedefleyen, diğer medeniyetlerin varlığına
tahammül gösteremeyen kişilerin bakış açıları, sevgiyi ve barışı
emreden Hıristiyanlık öğretilerine terstir. İncil'de yer alan hükümler
dindar Hıristiyanların tüm insanlara iyilik yapmalarını, düşmanlarını
bile sevmelerini, kendilerinden nefret edenlere dahi iyilik yapmalarını
gerektirmektedir. Başta Müslümanlara karşı olmak üzere diğer dinlerin
mensuplarına karşı geliştirilen ön yargılı ve öfkeli bir bakış açısı,
Hıristiyan öğretisinin yanlış yorumlanmasından ve bazı din dışı
ideolojilerin etkisinden kaynaklanmaktadır. Ilımlı Hıristiyanlar,
radikallerin öne sürdükleri iddiaların, barış ve sevgiyi savunan
Hıristiyan öğretileri ile çeliştiğini ortaya koymalıdırlar. Bu yönde
yapılacak girişimler, radikallerin telkinlerinin yeterince bilgi
sahibi olmayan kitleleri etki altına almasını engelleyecektir. Daha
önce de belirttiğimiz gibi, radikalizm cehaletten faydalanmaktadır.
Bu cehaletin neden olabileceği tehlikeleri ortadan kaldırmak ise,
Hıristiyan ahlakının bir gereğidir. Hıristiyanların bu sorumluluğu
İncil'de şöyle ifade edilmektedir:
Fakat Allah'ın kulları gibi iyilik işleyerek, akılsız
adamların cehaletini susturun. Bütün insanlara hürmet edin. Kardeşliği
sevin. Allah'tan korkun... (Petrus'un Birinci Mektubu, Bap 2, 15-17)
İçinde bulunulan mevcut koşullar, vicdan sahibi
tüm Hıristiyanların bu sorumluluğu tam olarak üstlenmeleri gerektiğini
göstermektedir. Unutmamak gerekir ki, radikallerin talep ettiği
gibi çatışma ve savaş yaşanması her iki tarafa da büyük kayıplar,
acı ve gözyaşı getirecektir. Samimi olarak iman edenlerin ittifakı
ile bu kötü ihtimal tamamen ortadan kaldırılabilecekken, gerekli
adımları atmaktan çekinmek son derece yanlıştır. Radikaller tarafından
tırmandırılmaya çalışılan gerilim, sağduyu sahibi Hıristiyanların
ve Müslümanların gayretiyle engellenebilir. Ön yargıların ortadan
kaldırılıp inananlar arasında ittifak sağlanması, dindar insanların
dünya barışının tesis edilmesinde öncü rol oynamalarına aracı olacak,
böylece hem Hıristiyanlar hem de Müslümanlar, Allah'ın bizlere emrettiği
ahlakın gereği olarak, yeryüzüne barış ve esenlik getireceklerdir.
GERİ

|