Boş midenin içinde "pepsinojen" isimli, sindirme özelliği olmayan bir enzim bulunur. Ancak mideye besinlerin gelişiyle birlikte, mide hücreleri HCL (hidroklorik) asit salgılamaya başlar. Bu sıvı boş midede bulunan pepsinojenin yapısını aniden değiştirir ve bunu "pepsin" isimli, çok güçlü bir parçalayıcı enzime dönüştürür. Bu da midedeki besinleri hemen parçalar. Darwinistler, mide boşken tamamen zararsız olan bir sıvının, midenin dolmasıyla birlikte çok güçlü bir parçalayıcıya dönüşmesinin bilinçsiz tesadüflerle ortaya çıkamayacağını düşünmezler.
Ortalama 10 cm büyüklüğündeki bir böbrekde 1.200.000 süzgeç ve bu süzgeçleri birleştiren 34 km uzunluğunda süzgeç kanalı vardır..Küçücük olmasına rağmen GÜNDE 4 ARABA BENZİN DEPOSU kadar yani 200 LİTRE kan süzüyor. Kanda bulduğu 3000 farklı kimyasalın, faydalılarını bırakıp, zararlılarını da süzüp idrar yoluyla vücuttan atıyor.Tüm bu Özellikleriyle Böbrek Taklit edilmesi imkansız Yaratılış harikası bir Makinadır.
İnsan vücudu 100 trilyon müzisyenin oluşturduğu DEV BİR ORKESTRAYA benzetilebilir.
Bu orkestra 24 saat eşsiz besteleri seslendirir. Müzik kimi zaman hızlanır, kimi zaman yavaşlar. Kimi zaman tempolu, kimi zaman sakin bir melodi seslendirilir. Ancak orkestradaki müzisyenler, aralarındaki kusursuz uyumu hiçbir zaman kaybetmezler.
Peki bu eşsiz senfoniyi idare eden kimdir?
Nasıl olur da milyonlarca müzisyen aynı anda ortak notaları, farklı müzik aletleriyle çalabilir?
Akciğerinizdeki sürfaktan maddesi olmasa 2 dk. sonra ölüyorsunuz. 2 dk=120 sn !!!
İnsan eli, yumruk sıkılmamış haldeyken bile herhangi bir nesnenin üzerine 45 kilo ağırlığında bir güçle darbe indirebilir; diğer taraftan da başparmak ve işaret parmağı arasına aldığı, milimetrenin onda biri inceliğindeki bir kağıt parçasını da hissedebilir.
576+ MEGAPİXEL
Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
RAHMAN 21
BUNLARI SEN Mİ KONTROL EDİYORSUN ?
Her saniyede gözünüzden beyninize saniyede 10 milyon bit’lik bilgi gönderildi.
Annemizin karnında iken dakikada yaklaşık 500 bin yeni sinir hücremiz oluşur.
Beyin
Beyine giden ve gelen sinir sinyallerinin hızı saatte 273.6 km’ye ulaşabiliyor. Bu da çevremizdeki etkilere nasıl bu kadar hızlı tepki verebildiğimizi ve bir acıyı nasıl anında hissettiğimizi açıklıyor
Beyin 10 Watt’lık bir ampul kadar enerji tüketiyor. Akla bir fikir geldiğini karikatürize etmek için başın üzerine çizilen ampül figürü çok da yanlış değilmiş. Beynimiz bu enerjiyi uykuda da harcıyor.
Beyin kandaki oksijenin yüzde 20 ’sini harcıyor. Vücut ağırlığının sadece %2’sini oluşturmasına rağmen, bu kadar çok oksijen harcaması çok ilgi çekici. Bu yüzden de oksijensiz kalma öncelikle beyin hasarına yol açıyor.
Vücudumuzda 25 milyar oksijen alıcı kırmızı kan yuvarı bulunmaktadır. Bunları bir yüzey üzerine yayacak olursa 2570 m²lik bir alan kaplar.
Mide asidi çinkoyu eritebilecek kadar güçlüdür.
Kalpteki ana jeneratör çalışmadığında hemen yedek jeneratör devreye girer. Bu koruyucu sistem evrimin iddia ettiği aşama aşama oluşumu reddeden binlerce örnekten sadece biridir. Yedek jeneratörün ana jeneratörle aynı anda var olması zaruridir. Kaldı ki kalp gibi son derece muhteşem ve ileri teknolojideki bir organın tesadüfle açıklanamayacağı aşikardır. Tek açıklama özel tasarım yani YARATILIŞ'tır..
Vücudumuzda Bir Enerji Santrali Kurmayı Şuursuz Atomlar mı Düşünüp Tasarlamışlardır?
Milimetrenin 100'de biri büyüklüğünde olan hücrelerimizin içindeki "mitokondri" isimli enerji santrali, bir petrol rafinerisinden ya da bir hidroelektrik santralinden daha komplekstir. Binlerce mühendisin, teknik uzmanın, işçinin, tasarımcının biraraya gelerek, en yüksek teknolojiyi kullanarak sağladıkları enerjiyi, belirli sayıda atomun birleşmesinden oluşan, şuur ve bilgi sahibi olmayan hücrelerimiz çok daha ekonomik ve pratik bir yöntemle elde ederler.
İnsan göz yaşının dünyanın en iyi dezenfektanı olduğunu biliyor musunuz?
Göz yaşının yokluğu demek korneanın kısa süre içinde kör olması demek.
Kademeli süreçlerle göz oluşamaz.
MUCİZE SIVI
"GÖZYAŞI"
Çoğu insanın, “yalnızca ağlandığında akan tuzlu su” zannettiği gözyaşı, durumdan duruma değişen yapısıyla son derece özel bir sıvıdır.
Gözyaşının içinde bulunan “lizozom” enzimi birçok bakteri türünü parçalayabilme ve mikrop öldürme özelliğine sahiptir. Lizozim sayesinde göz, enfeksiyonlardan korunur. Bu madde, binaları mikroplardan temizlemek için kullanılan kuvvetli bir dezenfektan olan “fenik asit”ten bile daha etkilidir. Bu kadar güçlü olduğu halde bu enzimin göze hiçbir zarar vermemesi büyük bir mucizedir.
Bu yağlama-nemlendirme sistemi sayesinde gözünüz kurumaz. Eğer bu sistem var olmasa ya da eksik çalışsaydı, o zaman göz ile göz kapağı arasında sürekli bir sürtünme olur, gözünüz birkaç dakika içinde kurur, göz kapaklarınız yapışır ve oldukça acılı bir süreç sonucunda kör olurdunuz.
Kornea hücreleri şeffaftır aynı zamanda buradaki kılcal damarlar da şeffaftır. İnsan Bedeninde Yaklaşık 100 Bin Km Uzunluğunda Damar Döşeli İken, Orta Büyüklükte Bir Binada Ancak birlaç Kilometre Uzunluğundaki Boru Döşelidir.Bronzlaşma, Aslında Vücudun bir Savunma Mekanizmasıdır
Bronzlaşma, cildimizin 'derma' isimli tabakasındaki renk hücrelerinin kimyasal bir tepkimesidir. Bu hücreler, güneş ışığının içindeki UV ışınlarına maruz kaldıklarında hemen 'melanin' denilen koyu renk maddelerinin miktarını artırır. Melanin, epiderm adı verilen üst derinin üst tabakasında üretilen koyu renkli saç ve deri pigmentleridir. Bu renk taneciklerini üreten özelleşmiş hücrelere ise melanosit adı verilir. Melanositler, sahip oldukları uzantılar sayesinde üst derinin daha yukarı kısımlarına melanin (renk taneciklerini) taşırlar. Güneş bu hücrelerin üretimini uyarır. Önce ciltte kalınlaşma olur, daha sonra deri kendini korumak için daha fazla renk maddesi üretir ve koyulaşmaya başlar. Yani melanin pigmenti UV ışınlarının derinin dış kısmından daha iç tabakalara süzülmesini engelleyerek deriye doğal bir güneş koruması sağlar.
Tek bir böbreğin içinde 1.200.000 adet süzgeç vardır. Böbreklerdeki mikro süzgeçlerde dakikada 125 cc. sıvı süzülür. Bu da günde 180 litre, bir başka deyişle yaklaşık olarak dört arabanın yakıt deposunu doldurmaya yetecek kadar sıvının süzülmesi demektir. EMME REFLEKSİOrtalama 10 cm büyüklüğündeki bir böbrekde 1.200.000 süzgeç ve bu süzgeçleri birleştiren 34 km uzunluğunda süzgeç kanalı vardır..Küçücük olmasına rağmen GÜNDE 4 ARABA BENZİN DEPOSU kadar yani 200 LİTRE kan süzüyor. Kanda bulduğu 3000 farklı kimyasalın, faydalılarını bırakıp, zararlılarını da süzüp idrar yoluyla vücuttan atıyor.Tüm bu Özellikleriyle Böbrek Taklit edilmesi imkansız Yaratılış harikası bir Makinadır.
Kalbi oluşturan her hücre, adeta canlı bir pil gibidir. Kalp atışı adını verdiğimiz hareketi başlatan kimyasal enerjiyi kendileri oluşturur. İnsan kalbi yerinden çıkarıldığında bir süre daha atmaya ve etrafındaki havadan oksijen almaya devam eder çünkü kendi elektrik sistemine sahiptir. Allah 7 milyar insanın her birinin vücudundaki 100 trilyon hücresini tek tek kontrolü altında tutar. Moleküllerin "Tadını" AlırızBoş midenin içinde "pepsinojen" isimli, sindirme özelliği olmayan bir enzim bulunur. Ancak mideye besinlerin gelişiyle birlikte, mide hücreleri HCL (hidroklorik) asit salgılamaya başlar. Bu sıvı boş midede bulunan pepsinojenin yapısını aniden değiştirir ve bunu "pepsin" isimli, çok güçlü bir parçalayıcı enzime dönüştürür. Bu da midedeki besinleri hemen parçalar. Darwinistler, mide boşken tamamen zararsız olan bir sıvının, midenin dolmasıyla birlikte çok güçlü bir parçalayıcıya dönüşmesinin bilinçsiz tesadüflerle ortaya çıkamayacağını düşünmezler.
Ortalama 10 cm büyüklüğündeki bir böbrekde 1.200.000 süzgeç ve bu süzgeçleri birleştiren 34 km uzunluğunda süzgeç kanalı vardır..Küçücük olmasına rağmen GÜNDE 4 ARABA BENZİN DEPOSU kadar yani 200 LİTRE kan süzüyor. Kanda bulduğu 3000 farklı kimyasalın, faydalılarını bırakıp, zararlılarını da süzüp idrar yoluyla vücuttan atıyor.Tüm bu Özellikleriyle Böbrek Taklit edilmesi imkansız Yaratılış harikası bir Makinadır.
İnsan vücudu 100 trilyon müzisyenin oluşturduğu DEV BİR ORKESTRAYA benzetilebilir.
Bu orkestra 24 saat eşsiz besteleri seslendirir. Müzik kimi zaman hızlanır, kimi zaman yavaşlar. Kimi zaman tempolu, kimi zaman sakin bir melodi seslendirilir. Ancak orkestradaki müzisyenler, aralarındaki kusursuz uyumu hiçbir zaman kaybetmezler.
Peki bu eşsiz senfoniyi idare eden kimdir?
Nasıl olur da milyonlarca müzisyen aynı anda ortak notaları, farklı müzik aletleriyle çalabilir?
Akciğerinizdeki sürfaktan maddesi olmasa 2 dk. sonra ölüyorsunuz. 2 dk=120 sn !!!
İnsan eli, yumruk sıkılmamış haldeyken bile herhangi bir nesnenin üzerine 45 kilo ağırlığında bir güçle darbe indirebilir; diğer taraftan da başparmak ve işaret parmağı arasına aldığı, milimetrenin onda biri inceliğindeki bir kağıt parçasını da hissedebilir.
576+ MEGAPİXEL
Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
RAHMAN 21
BUNLARI SEN Mİ KONTROL EDİYORSUN ?
Her saniyede gözünüzden beyninize saniyede 10 milyon bit’lik bilgi gönderildi.
Annemizin karnında iken dakikada yaklaşık 500 bin yeni sinir hücremiz oluşur.
Beyin
Beyine giden ve gelen sinir sinyallerinin hızı saatte 273.6 km’ye ulaşabiliyor. Bu da çevremizdeki etkilere nasıl bu kadar hızlı tepki verebildiğimizi ve bir acıyı nasıl anında hissettiğimizi açıklıyor
Beyin 10 Watt’lık bir ampul kadar enerji tüketiyor. Akla bir fikir geldiğini karikatürize etmek için başın üzerine çizilen ampül figürü çok da yanlış değilmiş. Beynimiz bu enerjiyi uykuda da harcıyor.
Beyin kandaki oksijenin yüzde 20 ’sini harcıyor. Vücut ağırlığının sadece %2’sini oluşturmasına rağmen, bu kadar çok oksijen harcaması çok ilgi çekici. Bu yüzden de oksijensiz kalma öncelikle beyin hasarına yol açıyor.
Vücudumuzda 25 milyar oksijen alıcı kırmızı kan yuvarı bulunmaktadır. Bunları bir yüzey üzerine yayacak olursa 2570 m²lik bir alan kaplar.
Mide asidi çinkoyu eritebilecek kadar güçlüdür.
Kalpteki ana jeneratör çalışmadığında hemen yedek jeneratör devreye girer. Bu koruyucu sistem evrimin iddia ettiği aşama aşama oluşumu reddeden binlerce örnekten sadece biridir. Yedek jeneratörün ana jeneratörle aynı anda var olması zaruridir. Kaldı ki kalp gibi son derece muhteşem ve ileri teknolojideki bir organın tesadüfle açıklanamayacağı aşikardır. Tek açıklama özel tasarım yani YARATILIŞ'tır..
Vücudumuzda Bir Enerji Santrali Kurmayı Şuursuz Atomlar mı Düşünüp Tasarlamışlardır?
Milimetrenin 100'de biri büyüklüğünde olan hücrelerimizin içindeki "mitokondri" isimli enerji santrali, bir petrol rafinerisinden ya da bir hidroelektrik santralinden daha komplekstir. Binlerce mühendisin, teknik uzmanın, işçinin, tasarımcının biraraya gelerek, en yüksek teknolojiyi kullanarak sağladıkları enerjiyi, belirli sayıda atomun birleşmesinden oluşan, şuur ve bilgi sahibi olmayan hücrelerimiz çok daha ekonomik ve pratik bir yöntemle elde ederler.
İnsan göz yaşının dünyanın en iyi dezenfektanı olduğunu biliyor musunuz?
Göz yaşının yokluğu demek korneanın kısa süre içinde kör olması demek.
Kademeli süreçlerle göz oluşamaz.
MUCİZE SIVI
"GÖZYAŞI"
Çoğu insanın, “yalnızca ağlandığında akan tuzlu su” zannettiği gözyaşı, durumdan duruma değişen yapısıyla son derece özel bir sıvıdır.
Gözyaşının içinde bulunan “lizozom” enzimi birçok bakteri türünü parçalayabilme ve mikrop öldürme özelliğine sahiptir. Lizozim sayesinde göz, enfeksiyonlardan korunur. Bu madde, binaları mikroplardan temizlemek için kullanılan kuvvetli bir dezenfektan olan “fenik asit”ten bile daha etkilidir. Bu kadar güçlü olduğu halde bu enzimin göze hiçbir zarar vermemesi büyük bir mucizedir.
Bu yağlama-nemlendirme sistemi sayesinde gözünüz kurumaz. Eğer bu sistem var olmasa ya da eksik çalışsaydı, o zaman göz ile göz kapağı arasında sürekli bir sürtünme olur, gözünüz birkaç dakika içinde kurur, göz kapaklarınız yapışır ve oldukça acılı bir süreç sonucunda kör olurdunuz.
Bronzlaşma, Aslında Vücudun bir Savunma Mekanizmasıdır
Bronzlaşma, cildimizin 'derma' isimli tabakasındaki renk hücrelerinin kimyasal bir tepkimesidir. Bu hücreler, güneş ışığının içindeki UV ışınlarına maruz kaldıklarında hemen 'melanin' denilen koyu renk maddelerinin miktarını artırır. Melanin, epiderm adı verilen üst derinin üst tabakasında üretilen koyu renkli saç ve deri pigmentleridir. Bu renk taneciklerini üreten özelleşmiş hücrelere ise melanosit adı verilir. Melanositler, sahip oldukları uzantılar sayesinde üst derinin daha yukarı kısımlarına melanin (renk taneciklerini) taşırlar. Güneş bu hücrelerin üretimini uyarır. Önce ciltte kalınlaşma olur, daha sonra deri kendini korumak için daha fazla renk maddesi üretir ve koyulaşmaya başlar. Yani melanin pigmenti UV ışınlarının derinin dış kısmından daha iç tabakalara süzülmesini engelleyerek deriye doğal bir güneş koruması sağlar.
Ortalama 10 cm büyüklüğündeki bir böbrekde 1.200.000 süzgeç ve bu süzgeçleri birleştiren 34 km uzunluğunda süzgeç kanalı vardır..Küçücük olmasına rağmen GÜNDE 4 ARABA BENZİN DEPOSU kadar yani 200 LİTRE kan süzüyor. Kanda bulduğu 3000 farklı kimyasalın, faydalılarını bırakıp, zararlılarını da süzüp idrar yoluyla vücuttan atıyor.Tüm bu Özellikleriyle Böbrek Taklit edilmesi imkansız Yaratılış harikası bir Makinadır.