\">
- Karıncalar, mikroplardan arınmak için çok etkili bir yöntem uygulamaktadırlar. Biriktirdikleri antiseptik özellik taşıyan bir reçine ile yuvalarını mikroplara karşı korurlar.
- İnsan sesi, çok çeşitli tonlamalar meydana getirmesi ile bugüne kadar yapılmış tüm müzik aletlerinden milyonlarca defa daha olağanüstü bir yapı ve işleyişe sahiptir.
- RNA, hücre zarının dış çeperi boyunca yerleşmiştir. RNA, hücre stoskeletini (hücre iskeletini) üreten proteinlerdekine benzer sarmalımsı yapılar örer. Bu yapılar, DNA’nın kopyalanarak çoğaltılmasında, protein sentezinde, hücre bölünmesinde ve diğer önemli işlemlerde görev almaktadır.
- Yirmi beş binden fazla diatom türü olmasına rağmen hiçbirinin kabuğu bir diğerine benzemez. Tıpkı bir kar tanesinin diğerine benzememesi gibi diatomların görünümleri de birbirlerinden farklıdır.
- Diatomlar, yeryüzündeki hemen hemen tüm canlılar için hayati önem taşır. Çünkü yaptıkları fotosentez sayesinde soluduğumuz oksijenin bir kısmını diatomlar üretir.
- Diatomlar, genellikle suda yaşayan ve fotosentez yapma özelliğine sahip olan alglerdir. En büyükleri 1 milimetre çapında olan bu minik canlılardan 1 cm3 deniz suyunda, yaklaşık 10 bin tane bulunur.
- Beynin emirlerini taşıyan sinyaller elektrikseldir. Ayrıca vücut boyunca beyne doğru ilerleyen tüm duyu sinyalleri elektrikseldir. Hücre bölünmesi ve kalp atışı da elektrikseldir.
- Sıçrayan örümceğin, kendine özgü bir avlanma yöntemi vardır. Örneğin bir ağacın üzerinde bulunan sıçrayan örümcek, kendisini ürettiği bir iplik ile bulunduğu dala bağlar. Sonra uçmakta olan bir böceğin üzerine atlar ve onu havada yakalar.
- Bir yıl içinde tam dört ayrı monark kelebeği nesli yaşar. Bu nesillerin ilk üçünün, ortalama ömrü 5-6 haftadır. Ancak dördüncü nesil çok farklıdır. Çünkü bu nesil, yaklaşık 8 ay sürecek bir yolculuğa çıkacak ve bu yolculuğu tamamlayana kadar hayatta kalacaktır.
- Foraminiferler, okyanus yaşamı için hayati öneme sahiptir. Bu canlıların kalsiyum karbonat kabukları, çok miktarda bir araya geldiği zaman, bir nevi 'karbon havuzu' oluşturur ve sudaki karbonu emerler. Bu özellik atmosferdeki sera etkisini dengelemek açısından araştırmacılara yeni ufuklar açmaktadır.
|