Sayın Adnan Oktar’ın 22 Mayıs 2018 tarihli Canlı Sohbetler yayınından
İZLEYİCİ SORUSU: İnancınızın kuvvetli olmasının sebebi nedir?
ADNAN OKTAR: Şimdi, gözümün önünde bir ekran görüyorum insanlar falan var, ben bunu nasıl açıklayayım? Bilgisayar falan var, telefon, saat, alenen belli yaratıldığı yani. Acaba düşünülecek, 2-3 saniye düşünülecek kadar vakit bile yok. Alenen belli o, çok açık. Yani bu yaratılmıyor.. Deli olmak lazım buna. Televizyona göreceğim diyeceğim ki, bu şüpheli ya, tesadüfen de olmuş olabilir. Saate bakacağım, bu da tesadüfen olmuş olabilir. Olacak iş mi şu? Ve bunu biri görecek benim beynimin içinde biri görecek, biri de duyacak, sesi duyacak ve üç boyutlu duyacak ve üç boyutlu görecek. Bir de çikolatanın kokusunu birisi duyacak. Bir de dokunma var. Sertliği hissediyorsun. Tatma var portakalın limonun tadını. Bu beş duyu insanın başına toplanmış. Ben diyeceğim, bu tesadüfen olmuş olabilir. Bu mümkün mü? İki, üç saniye bile mümkün değil. Allah'ın varlığını adama ben burada neyini anlatayım? Çok açık değil mi yani?
Şimdi kardeşim abartmıyorum açıkça anlatıyorum. Şimdi televizyon yahut bu işte buradaki tabletler, ha evet ya bir düşünelim bu hakikaten tesadüfen de olmuş olabilir falan diye düşünsek nereye varırız? Yani adamın aklından şüphe ederler. Deliyse tamam ayrı mesele. Ama normal, düz, sade bir akla sahip bir adam için bir saniyenin içerisinde Allah'a inanır. İnanır ki mecburen inanır. Alenen belli yani çünkü çok açık belli. Bu iman, bence iman teklifi yok. Doğrudan mecburi iman var. Teklifi bilmiyorum eğer şuuru ortalı bir şuur şekli varsa bilemiyorum orada oluyor olabilir. Ama açık şuurda iman teklifi diye bir şey yok Allahualem. Mecburi iman vardır. Mecburi imam var burada, nasıl teklif olsun? Alenen görülüyor. Ama o nasıl oluyor onu düşünmek lazım. Bilmiyorum onu yani, ona bir bakmak lazım. Teklif, mesela adam hakikaten tereddüt ediyor öyle mi böyle mi diye. O nasıl bir akla hitap edip de öyle bir şey oluyor onu ben bilmiyorum. O özel yaratılmış olabilir o insanlar. Yani alenen belli.
