Allah yüzlerce ayetle Müslümanların velayet sisteminde birbirini koruyup kollamasını farz kılmıştır. Münafık bu sistemi yıkmaya çalışır. Münafık müminleri değil küfrü veli edinir. Müminleri terk edip küfrün yanında onlarla birlikte yaşamak Allah'ın istediğini terk etmektir. Münafık tüm bunları yaparken ise kendi ahmak aklıyla Kuran ayetlerini kullanır. Kuran'la Kuran'a karşı mücadele edene Allah büyük bela verir.
Dünya hayatının eğlencesini tercih edip Müslümanları ve Müslümanlarla birlikte Allah için gayret etmeyi terk etmek kesin olarak haramdır. (Kehf Suresi, 28: Sen de sabah akşam O'nun rızasını isteyerek Rablerine dua edenlerle birlikte sabret. Dünya hayatının (aldatıcı) süsünü isteyerek gözlerini onlardan kaydırma. Kalbini Bizi zikretmekten gaflete düşürdüğümüz, kendi 'istek ve tutkularına (hevasına)' uyan ve işinde aşırılığa gidene itaat etme.)
Münafıklar kendi kafalarına göre Kuran'dan ayrı bir Müslüman modeli geliştiriyorlar. Bu modelin özünde tek başına, yalnız yaşamak var. Allah Kuran'da pek çok ayetle Müslümanların birlik olması gerektiğini, ayrılıp dağılmanın ise haram olduğunu açıkça bildirmiştir. Müslümanların dağınık olması gerektiğini söylemek Kuran'a göre haramdır. Ama İngiliz derin devletinin istediği Müslümanların parçalanmasıdır. Bu yüzden münafıklar da İngiliz derin devletinin istediği Müslümanlık anlayışının rol modeli olmayı üstlenir ve akılsızca ayrılmayı savunur.
Siyasetçilerin birbirlerini eleştirirken net olarak delillenmemiş konuları gündeme getirmemeleri, sakin bir üslubu tercih etmeleri doğru olur.
Tayyip Hocam'ın imani, Kurani nasihatte bulunması, kendisini de dahil ederek bu üslubu kullanması çok çok güzel oluyor.
İsrail'de kullanılan mayın ve patlayıcı tespit sistemini Türkiye’nin de mutlaka kullanması lazım. Bu teknolojiyi İsrail'den alalım.
Gülmek çok güzel bir nimettir. Çok gülen çok ağlar düşüncesi yanlış, batıl bir inançtır.
Kedilere nankör demek doğru değildir. Nankörlük bilinç isteyen bir durumdur. Hayvan bilinçli değildir. İnsan ise bilinçli nankörlük yapar.
Münafık ruhu çıkmış, kokuşmuş, ceseti kalmış bir mahluktur. O kokuşmuş bedeninin kıskanılacağını sanacak kadar da ahmaktır. Münafığın kokuşmuş bedeni leş gibidir. Leşin kıskanılacağını sanması münafığın en büyük ahmaklıklarından biridir.
Kadını kadın yapan sanatçı ruhtur. Kadın bakışını, yürüyüşünü, sesini, duruşunu sanatçı ruhuyla güzelleştirdiğinde çok etkileyici olur.
Bir insan merhametli, şefkatliyse içinde imanın deli coşkusu varsa mert olmayı seviyorsa bencillikten nefret ediyorsa benim ruh ikizimdir.
Münafık kendini çok akıllı zanneder halbuki ahmakça kendi pisliğinin içine yuvarlanmıştır. Münafığın kaderi perişanlık, acı ve ızdıraptır. Hz. Musa dönemi münafığı olan Samiri de korku içinde yaşamış sürekli takip edildiğinden şüphe ederek huzursuzluk ve acı içinde ölmüştür.
Münafığın yaşadığı şehre, bölgeye, saatlere göre farklı din anlayışı vardır. Münafık bazen topluluk şeklinde yaşamak ister bazen tek olmak ister. Kendi menfaatine nasıl uyuyorsa dine o şekilde yorum getirir. Münafıkta şeytani bir esneklik vardır, dini kendi kafasına göre şekillendirir.
Münafıktan kurtulmak mümine sevinç vesilesidir. Mümin kirden, pislikten kurtulduğu için Allah'a hamd eder.
Bazı kardeşlerimiz komünizmin sosyal adalet yönünü düşünerek sahipleniyorlar ancak komünizmde sosyal adalet baskıyla, zorla, diktatörlükle oluşturulmaya çalışılır ve aile, din, namus kavramları yoktur. Bu yönleriyle komünizm hiçbir insanın isteyeceği bir model değildir. Sosyal adalet, savaşların bitmesi, barışın hakim olması ve kardeşlik isteyen herkes Mehdiyeti savunmalıdır. Çünkü Mehdiyet tüm bunları kamil anlamda gerçekleştirir. Komünizm proletarya diktatörlüğüyle insanlara dehşeti yaşatırken Mehdiyet sevgiyle sosyal adaleti hakim kılar.
İç sesi dinlemek demek vicdanını dinlemek demektir. Vicdanını dinleyen kurtuluşa kavuşur.
Muhabbeti, selamlaşmayı, sosyal adaleti, sanatı, kaliteyi, sevgiyi isteyen herkesin bu talebi bir nevi duadır. Hz. Mehdi'nin çıkışı dualara icabettir.
Mehdiyeti göz ardı edip Müslümanları kendince oyalamaya çalışanlar İslam aleminin yaşadığı acıların vebalini de üstleniyorlar.
İngiliz derin devletini her yönden deşifre ettiğimiz için her alanda köşeye sıkıştılar, panikle çırpınıyorlar.
Sonsuz kısa zamanın sonsuz uzun zamanı içine alması kaderin tarifidir. Bu, Allah'ın bir sanatıdır.
Allah, deccaliyetin beynine vurulacak ilmi darbeleri fosiller olarak kayaların arasına gizlemiş. Her fosil "Beni Allah yarattı" diyor.