Binlerce mültecinin boğulması, çocukların kaybolması neredeyse kimseyi ilgilendirmiyor ama homoseksüelleri korumayı çok önemli görüyorlar. Kayıp mülteci çocuklara ne olduğu, başlarına neler geldiği çok önemli bir konu. Ama hiç gündeme bile getirilmiyor.
Avrupa'da kaybolan binlerce Suriyeli mülteci çocuk homoseksüel çiftlere veriliyor ve bu çocuklar akıl almaz bir ahlaksızlığa mahkum ediliyor.
Mümin malı ve mülkü Allah yolunda mücadele etmek için, Allah'ın rızasını aramak için ister. Aksinde o mal kişiye bela olur.
Ahir zaman öyle şiddetli bir devir ki haram hükümler sanki Allah'ın hükmüymüş gibi Allah'ın ismi anılarak yapılıyor. Homoseksüellik haram ama adam nikah kıyıyor, Allah'ın adını anarak ilişki kuruyor. Şarap haram ama şarap içip Allah'a şükrediyorlar. İşte tüm bu sapkınlıklar ahir zamanın ne kadar şiddetli olduğunu gösteriyor. Bu, küfrün dine karşı geliştirdiği gizli alay sistemidir.
Allah müminlerin zorluklarla, çileyle mücadele etmelerini ve Kendisi'ni asla bırakmamalarını istiyor. Mümin Sevgilisi olan Allah'ı asla bırakmaz.
Şehitler oldukları yerin konumunu tam olarak bilmeden o alemde yaşıyorlar. Ölmediklerini biliyorlar ancak nasıl bir boyut tam anlamıyorlar.
İslam'ı savunuyor gibi görünüp Müslümanlara yakışıksız dil kullanmak çirkin. Kendileri İslam'a uygun yaşamayanlar Müslümanları eleştiriyorlar.
Fikir hırsızlığı münafıkların özelliğidir. Samiri de Musa'nın bilgisini kendi fikri gibi sunmuş ve halkı böyle etkilemiştir.
Zülkarneyn kıssasında geçen "sapasağlam iktidar" ifadesi Nur Suresi'nin 55. ayetinde de geçer. Mehdiyetin dünya hakimiyetini anlatmaktadır.
Deccaliyet dini alabildiğine zorlaştırır. Mehdi ise dini alabildiğine kolaylaştırır. Bu kolaylaştırma Allah'ın müminlere bir nimetidir.
Mehdiyetin ana vasıflarından biri insanları güzellikle doğruya davet etmesi ve dini Kuran'da olduğu gibi kolaylaştırmasıdır.
Tüm gücün sahibi Allah'tır. İslam ahlakını dünyaya hakim kılacak olan Allah'tır. Allah Mehdi'yi hakimiyet için bir sebep olarak kullanır.
Zülkarneyn kıssasında da baştan sona Mehdiyet ve İslam ahlakının dünya hakimiyeti anlatılmaktadır.
Hz. Hızır'ın tabi olduğu şeriat başka olduğu için yaptığı faaliyetlerin hikmeti bir insanın ilk bakışta kavrayıp anlayabileceği gibi olmaz.
Hızır ve Musa kıssasında geçen duvarın onarılıp inşa edilmesi, Hızır'ın duvarcı ustası olduğunu göstermektedir.
Dünyada insanların çoğunun bilemeyeceği derin bir imtihan sırrı vardır. Acılar, sıkıntılar, savaşlar bu sırrın hikmetiyle meydana gelir.
Hz. Hızır'ın tabi olduğu şeriat ayrıdır. Hızır'ın ilmini kavramaya herkesin manevi gücü yetmez.
Hızır kıssasında geçen " Onu hatırlamamı şeytandan başkası bana unutturmadı" ifadesi, şeytanın Hz. Musa üzerinde yaptığı baskıya işarettir.
Musa'nın yardımcısıyla gittiği yerin iki denizin birleştiği yer olması, suyun akıntısından ve kayalıktan bahsedilmesi İstanbul'a işarettir
Ahir zamanda Mehdiyetin ilmi mücadelesi uzun bir mücadeledir. Hızır kıssasında geçen "uzun zamanlar geçireceğim" buna işarettir.
Hazreti Hızır bir çok tarihi eserde balık olarak sembolleştirilmiştir. Hazreti Musa'nın Hızır ile buluşması İstanbul'da gerçekleşmiştir.