Darbe gecesi ezan ve sela, çoğunluk Müslüman olduğundan, milletimizin ruhunu ferahlatması için okundu. Bundan rahatsız olmak güzel değil.
Sevgisizlik ırkçılığı çıkarıyor. Çünkü ırkçılık enaniyetli, kibirli, gururlu insanların içinde gelişiyor. Büyüklük hissinin kitlesel yansıması ırkçılık olarak görülüyor.
İnsanların ırkına, memleketine, şehrine göre üstünlük olmaz. Ancak fert fert ahlaklarına göre üstünlük olabilir, onu da Allah takdir eder.
Memleket üstünlüğü iddiası her kim yaparsa garip. Mesela biz İngiliz’den üstünüz, biz Fransız’dan üstünüz, biz Alman’dan üstünüz olmaz. Hepsi Hz. Adem (as)’ın evlatları. İnsanlar fert fert takvayla üstün olurlar. Bölgeyle olmaz. Toprak parçasıyla olmaz.
Önemli olaylar olduğunda provokasyon çok yoğun olur. Fırsatçılar zaten onu kullanmak isterler. Provokasyona kapalı bir üslup kullanmak lazım. Gerilimi düşürecek, kardeşlik bağını güçlendirecek, sevgiyi, şefkati artıracak, makul dengeli bir tavır esastır.
Azametli, enaniyetli, büyüklük taslayan, ‘entel dantel’ ama aynı zamanda da züppe bir üslup, insanları beğenmeyen bir üslup; bu bir ruh hastalığıdır. Yani münafıkane bir ruhun kiridir. Bu nedenle, bütün müminler için bu tip tavırlardan kaçınmak hayati bir konudur.
İnsan nihayet etten, kemikten oluşmuş bir varlığın görüntüsü. Enaniyet, kibir yapacak bir hali yok. Bu çok büyük bir zaaf olur yapan için. Bir mantığı da yok. Büyük olan Allah’tır. Allah’ın yanında insan hiçtir.
TBMM, MİT, polise ait binalar, genelkurmay bunların üstünden kuş uçamayacak hale gelmesi lazım. Mükemmel hava savunma sistemleri var dünyada, bunları devreye sokalım.
Başta MİT olmak üzere tüm önemli binaların hava saldırılarına karşı son teknoloji koruma sistemleriyle donatılması lazım.
Milletçe Ordumuz'u daha güçlendirelim, Ordumuz'a olan derin sevgimizi kat kat artıralım. Ordunun aleyhine bir ruh gelişmesi çok büyük bir tehlike olur, buna izin vermeyelim. Ordunun bu olaydan hiç zarar görmemesi lazım; bilakis güçlenerek çıkması lazım. Ordumuzu daha itibarlı hale getirelim, daha sevilen bir kurum haline getirelim.
Türkiye işgale müsait mi, onu yokluyorlar. Asıl amaçları darbe değil. Asıl amaçları savaş, Türkiye'yi savaşa sokmak. Olası bir işgal-savaş durumunda Türkiye direnir mi direnmez mi? Bunu denediler.
Asya ülkelerinin çoğunda idam var, en ızdıraplı ülkeler onlar, en baskıcı ülkeler onlar, en çok darbelerin olduğu ülkeler onlar, en rahatsız yaşayanlar onlar. İdam bir şey getirmez. Sevgi, merhamet, şefkat, akıl, iman, Allah korkusu bereket, güzellik getirir. İdamla bir yere varamazsın.
Türkiye'de idam olmaması Türkiye’nin kalitesini gösterir. Adam asmak kimseye bir şey kazandırmaz.
Polise omuzdan atılan uçaksavar roket verilsin, karadan havaya. Bu, darbecilere karşı caydırıcı olur. Hemen her ilde polisin elinde uçaksavar roket olmalı.
Mehdiyet’in olduğu bir yerde asla ve asla yenilgi olmaz. Hükümet Mehdiyet yönünde hareket ettiği için Hızır (as)’ın özel himayesinde. Hiçbir şey yapamazlar.
Halk polise çok iyi destek olsun. Polisin sayısını iyice artıralım. Polise daha güçlü, daha ağır silahlar verilsin. CHP, MHP, AK Parti gençliği el ele çok güçlü, büyük mitingler yapsınlar.
Ani saldırı durumlarında televizyon yayını, internet, telefon kesilebilir. Böyle şeylerde hiç panik olmamak lazım. Meydanlarda halkla beraber olmak, herkesle iç içe olmak en isabetlisi olur.
Askere, “Gel, kendi vatandaşını vuracaksın” denildiğinde buna itaat edilmez. Tam tersine, bu emri vereni tutuklaması gerekir.
Modern, aydın, kaliteli Türkiye üzerinde durulmalı. Bağnaz gelenekçi görünüm ızdıraba sebep olur.
Türkiye Mehdiyet'in yurdu olduğu için bela hayret edilecek şekilde teğet geçiyor. Dünya bu teğet geçmeyi anlayamıyor, şaşırıyorlar. Mehdiyet'in bereketiyle oluyor. Yoksa böyle bir olay teğet geçmez.
Sokaklarda gençler birbirine kilitlensin. CHP gençliği, MHP gençliği, Hüdapar, BBP’nin alperenleri, aslanlarımız, AK Partili gençler. Sabaha kadar nöbetteyiz.