Hakaret etmek kanunlara göre suçtur. Küfredene, hakaret edene tüm dünyada dava açılır. Bunda şaşılacak bir şey yok.
Müslümanlara hakaret ettirmeyiz. Hukuk var, kanun var.
Kendi şahsına söz konusu olunca kimse hakareti kabul etmiyor. Ama inananlara küfretmeyi normal göstermeye çalışıyorlar.
Esad, benim söylediğim konularda güzel bir konuşma yapsın. Konuşmasına “Bismillahirrahmanirrahim” diyerek başlasın. Öyle “karşılıklı menfaat ilkeleri”nden falan bahsetmesin. Çıkar geldi mi, arkadaşlık dostluk gider. O üslubu bıraksın.
Esad Mehdi (as)’ı sevdiğini söylesin, Mehdi (as)’ı beklediğini söylesin. İttihad-ı İslam’ı savunduğunu söylesin. “Alevi-Sünni hepsi kardeştir” desin. “Bağnazlığa, yobazlığa karşıyım” desin. Söz bir, Allah bir; üstünden belayı kaldıracağız, inşaAllah.
Sol, bütün dünyada çok organizedir, girift bağlantıları vardır. Solun işine gelmeyen bir şey olduğunda hemen ittifak ederler.
Darwinist- materyalist eğitim sevgisiz, yırtıcı insanlar meydana getiriyor.
Milletçe hükümete çok iyi destek olmamız gerekir. Hükümete eleştiri yapılabilir ama derin bir muhalefet gereksiz olur. Bazıları hükümeti suni, yapmacık konularla yıpratmaya çalışıyorlar. Bu tür oyunlara karşı uyanık olmak gerekir.
Biz konuştukça deccaliyet manen, tuzun suda erimesi gibi eriyor.
En büyük nimet samimiyettir. Allah Kuran’da, yalnız samimi kullarının kurtulacağını bildiriyor.
Bölünme tehlikesine karşı duyarlılık güzeldir.
Savaşı deli olan kabul eder. Savaş aklı başında birinin kabul edebileceği bir şey değildir. Acımasızlık, kan dökmek neden olsun? Akıllı insanlarız biz, konuşarak her şeyi hallediyoruz.
İnsanlar telkine açıktır; savaşı telkin edersen savaşa gider, barışı telkin edersen barışa gider. Nefret telkini verirsen nefrete gider, sevgiyi telkin edersen sevgiye gider. İnsan ruhu sevgiye yatkındır. Savaşı telkin edenler cazgır olduğu için bu telkin biraz güç buldu. Yoksa barışı, sevgiyi bir anlatsak gençliğe, insanlara bir anlatsak herkes coşkuyla kabul eder.
İsrail’in duvarlarını kaldıracağız. Sevgiyle Musevileri bağrımıza basacağız. Kan, gözyaşı, terör, anarşi kalmayacak. Hz. Süleyman (a.s)’ın mescidini yeniden yapacağız ama aynısını, bütün güzelliğiyle, ihtişamıyla.
Fikir ayrı, hakaret ayrıdır. Kanun- hukuk var. Kimseye hakaret ettirmeyiz.
Çözüm ne ABD'nin yöntemleriyle, ne de Taliban'ın yöntemleriyle olur. Saf sevgiyle olur.
Monotonluk, kalitesizlik güzel değildir. Estetikten uzak bir yapının yayılması korkunç bir şeydir. İnsanlar, evler, arabalar her şey çok temiz ve bakımlı olması gerekir.
Türkiye'de her yerde kablosuz, havadan internet uygulaması sınırsız olsun. Toplumun bilgisinin artması çok önemlidir. Bilgisi olmayan cahil bir toplumda demokrasi olmaz.
Başbakanımızdan, internette “limit”, “kota” ve “adil kullanım” sınırlamalarını kaldırmasını istirham ediyoruz.
İnternete kota ne demek? Adamın elinden alıyorsun kitabı, yırtıyorsun; kotanın anlamı bu. Adam kütüphaneye gidiyor, kapıda tutuyorsun adamı, “Giremezsin.” Kitap okumasını, araştırmasını, dünyayı öğrenmesini engelleyen yanlış bir sistem. Bu limit, kota ve adil kullanım bunların adaletle, adillikle alakası yok. Bunların hepsini kaldıralım.
Hakaret eden kim olursa olsun, hangi meslekten olursa olsun hukuki olarak gereken ceza verilir. Kanunlar önünde herkes eşittir.