İngiliz derin devletinin siyaseti hep aynı taktiği izler: Türkiye'den yanaymış gibi görünür ama hep Türkiye aleyhine çalışma yapar. 15 Temmuz’da İngiliz derin devleti Türkiye'yi işgal planı yapıyordu. Darbenin başarısız olduğunu anladıklarına Hükümeti destekliyor göründüler.
Abdülhamit'i adeta esir alanın, Osmanlı'yı yıkanın İngiliz derin devleti olduğunu bildikleri halde bazıları hala onlara yancılık yapıyor.
Fil Suresi’nde kuşların fil ordularını yerle bir etmesi az bir topluluğun İngiliz derin devletini fikren yıkmasına işaret etmektedir.
Münafık sayı, para, imkan yönünden daha güçlü olmasına rağmen her zaman yenilmeye mahkumdur. Firavun, Nemrud hepsi yenilmiştir.
Münafık Allah'a güvenip tevekkül etmediği için hayvani bir içgüdüyle malı sürekli yığıp biriktirir. Ve çok israf eder.
Münafıklık konusu hallolmadan Müslümanların kurtuluşu mümkün değil. İngiliz derin devletine uşaklık yapan yüzbinlerce münafık var.
Münafık cehennemin en derin katmanından dünyaya gelmiş bir varlıktır. Bir nevi cesettir. Kuran ayetlerinden asla etkilenmez.
Rusya, Amerika ve Türkiye İngiliz derin devletinin oyunlarını açıkça ifade etse, 300 yıllık bu yapı bir anda hemen çöker.
Münafık zekasıyla aklı yenemez. Münafıkla Müslümanların mücadelesi akıl ile zekanın mücadelesidir. Bu mücadelede Müslümanlar galip gelir.
Münafık şeytanla bağlantıda denildiğinde insanlar flu anlatım sanıyorlar. Oysa münafık içinde şeytan olan insan görünümlü varlıktır. Münafık şeytana inanmaz, içinde şeytan olduğunun farkında da değildir. Allah aklını alıp zekasını yükselttiği için kendisini anlayamaz.
Münafık şeytanla bağlantı halinde olduğu için bedeni ve ruhu sürekli sıkıntı içindedir. O sıkıntıdan boğulacak hale gelir.
Münafık Allah'ın sınırlarını kabul etmez, delice bir özgürlük anlayışı vardır. Her şeye isyan eder, her şeye karşı gelir, çok ahlaksızdır.
Münafık kendini çok büyük görür, ama Allah her defasında münafığı müthiş aşağılar. Bu Allah'ın bir mucizesidir.
Münafık sıkıntıyı gezdiren kamyon gibidir. Sıkıntıdan kurtulmak için sürekli gezmek ister ama sıkıntısı da onunla birlikte gezer.
Münafık sürekli talep halindedir. İstekleri bir türlü bitmez. Doyumsuz mal hırsı vardır.
Münafık aslında insan değildir. Şeytanın insan şekline girmiş bir halidir. İnsanlar onun insan suretinde şeytan olduğunu pek anlamazlar.
Münafık deli zırvası tarzında aralıksız yalan söyler. Yalanları çok delicedir. Hayasız ve utanmaz olduğu için yalan söylemekten utanmaz.
İngiliz derin devleti kullandığı münafık ajanları işi bittikten sonra mutlaka öldürür, ortadan kaldırır.
Münafık selam der ama kalbi kin ve nefretle doludur. Müslümanların malını hayvani bir düşünceyle yağmalamak ister. (Münafıkların kendilerini ele veren alametleri vardır: Selamları lanettir. YEMEKLERİ GASP VE YAĞMADIR. Ganimetleri hile ile kazançtır. Mescitlere aralıklı yaklaşırlar. Camide kılınan namazın sonuna ancak yetişebilirler. Kibirlidirler. Ne sevilirler ne de severler. GECE ODUN GİBİ SESSİZ, GÜNDÜZ GÜRÜLTÜCÜDÜRLER. (İmam Ahmed ve Bezzar/Cem’ul Fevaid, H No.8110)
Münafık görünmeyen yerde abdest almaz, namaz kılmaz. Allah'ın anıldığı ortamlarda bulunmak istemez. Dini sadece gösteriş için yaşar.
Münafıklar Müslümanlara zarar vereceklerini düşündükleri yapılarla ittifak ederek ahmak kafalarınca Müslümanları korkutmaya çalışırlar. (Ali İmran Suresi, 173: Onlar, kendilerine insanlar: "Size karşı insanlar topla(n)dılar, artık onlardan korkun" dedikleri halde imanları artanlar ve: "Allah bize yeter, O ne güzel vekildir" diyenlerdir.)