Münafık şeytanla bağlantı halinde olduğu için bedeni ve ruhu sürekli sıkıntı içindedir. O sıkıntıdan boğulacak hale gelir.
Münafık Allah'ın sınırlarını kabul etmez, delice bir özgürlük anlayışı vardır. Her şeye isyan eder, her şeye karşı gelir, çok ahlaksızdır.
Münafık kendini çok büyük görür, ama Allah her defasında münafığı müthiş aşağılar. Bu Allah'ın bir mucizesidir.
Münafık sıkıntıyı gezdiren kamyon gibidir. Sıkıntıdan kurtulmak için sürekli gezmek ister ama sıkıntısı da onunla birlikte gezer.
Münafık sürekli talep halindedir. İstekleri bir türlü bitmez. Doyumsuz mal hırsı vardır.
Münafık aslında insan değildir. Şeytanın insan şekline girmiş bir halidir. İnsanlar onun insan suretinde şeytan olduğunu pek anlamazlar.
Münafık deli zırvası tarzında aralıksız yalan söyler. Yalanları çok delicedir. Hayasız ve utanmaz olduğu için yalan söylemekten utanmaz.
İngiliz derin devleti kullandığı münafık ajanları işi bittikten sonra mutlaka öldürür, ortadan kaldırır.
Münafık selam der ama kalbi kin ve nefretle doludur. Müslümanların malını hayvani bir düşünceyle yağmalamak ister. (Münafıkların kendilerini ele veren alametleri vardır: Selamları lanettir. YEMEKLERİ GASP VE YAĞMADIR. Ganimetleri hile ile kazançtır. Mescitlere aralıklı yaklaşırlar. Camide kılınan namazın sonuna ancak yetişebilirler. Kibirlidirler. Ne sevilirler ne de severler. GECE ODUN GİBİ SESSİZ, GÜNDÜZ GÜRÜLTÜCÜDÜRLER. (İmam Ahmed ve Bezzar/Cem’ul Fevaid, H No.8110)
Münafık görünmeyen yerde abdest almaz, namaz kılmaz. Allah'ın anıldığı ortamlarda bulunmak istemez. Dini sadece gösteriş için yaşar.
Münafıklar Müslümanlara zarar vereceklerini düşündükleri yapılarla ittifak ederek ahmak kafalarınca Müslümanları korkutmaya çalışırlar. (Ali İmran Suresi, 173: Onlar, kendilerine insanlar: "Size karşı insanlar topla(n)dılar, artık onlardan korkun" dedikleri halde imanları artanlar ve: "Allah bize yeter, O ne güzel vekildir" diyenlerdir.)
Münafıkların da yancıları vardır. Onlar da münafıklara haber taşırlar. Gizlice ittifak kurmuş durumdadırlar. Bu yancılar Allah'a değil münafığa sadıktırlar.
Münafık İslam'a faydalı olmayı asla istemez. O pis ruhu sürekli acı içinde kıvranır ama pislikten bir türlü vazgeçmez.
Münafıkta kilitlemeci karakter vardır. Peygamberin her söylediğinin aleyhine bir tevil yaparak Müslümanları kilitlemeye çalışır.
Şu anda Müslümanların başındaki en büyük bela münafıklar. Mısır'da, Pakistan'da, Irak'ta münafıklar yüzünden Müslümanlar eziliyorlar.
Münafıkla akılcı mücadele Müslümanın en önemli vasıflarındandır. Münafıklığa karşı başarılı olan küfre karşı da başarılı olur.
Hz. Musa döneminde münafıklar Firavun'un zulmünden kurtulduklarına şükredeceklerine Mısır sistemindeki hayatı talep etmişlerdir. (Bakara Suresi,61: Siz (ise şöyle) demiştiniz: "Ey Musa, biz bir çeşit yemeğe katlanmayacağız, Rabbine yalvar da, bize yerin bitirdiklerinden bakla, acur, sarmısak, mercimek ve soğan çıkarsın." (O zaman Musa:) "Hayırlı olanı, şu değersiz şeyle mi değiştirmek istiyorsunuz? (Öyleyse) Mısır'a inin, çünkü (orada) kendiniz için istediğiniz vardır" demişti. Onların üzerine horluk ve yoksulluk (damgası) vuruldu ve Allah'tan bir gazaba uğradılar. Bu, kuşkusuz, Allah'ın ayetlerini tanımazlıkları ve peygamberleri haksız yere öldürmelerindendi. (Yine) bu, isyan etmelerinden ve sınırı çiğnemelerindendi.)
Münafık küfre hayrandır ama küfrün yanına gitmez. Müslümanların içinde verem mikrobu gibi baş belası olmaya çalışır.
Münafık illa alçaklık yapmak istediği için tüm ömrü gerilim, pislik, yalakalık içinde geçer. Münafıkların sonları da hep feci olmuştur.
Münafık her şeyin gizlisinden zevk alır. Meşru, rahat, huzurlu yaşamaktansa alçaklık, hainlik ister. Münafıkta köprü altı çakalı karakteri vardır.
Allah Müslümanlara münafıkların ani baskınlarına ve saldırılarına karşı hep teyakkuzda ve dikkatli olmaları gerektiğini bildirmiştir. Çünkü münafıklar en küçük bir imkanı dahi Müslümanların aleyhine kullanmaya kalkar, bu amaçla sürekli Müslümanları gözetlerler.