Kehf kelimesinin bizzat kendi içinde sır saklı. Rakim kelimesinin içerisinde de bir kod, bir şifre saklı. Kehf ve Rakim; iki ayrı gruptur bunlar.
Biri hasta olduğunda ona doktor götürmek farzdır. Tedavi imkanı varsa. Müslüman’ın da doktoru kabul etmesi farzdır. Şifayı kabul etmek Allah’ın emrine uygun hareket etmektir, Kuran’a uygun hareket etmektir. Doktoru kabul etmek Allah’tan şifaya duadır ve ibadettir.
MHP, BBP ve Saadet Partisi ülke için çok hayati bir üçlüdür. Bir araya gelip büyük toplantılar, paneller düzenlemeleri çok güzel olur.
Büyük Birlik Partisi, ahlak ve dava okuludur.
PKK’nın zerdüştlükle alakası yok. PKK Darwinist, materyalist, komünist ve ateisttir.
Müslümanların barışçıl, sevecen, dost, müşfik olması, her fikre, her düşünceye açık olması, herkese şefkat göstermesi Allah’ın emridir, farzdır. Müslüman’ın vasfı bu olacak inşaAllah.
Kürt halkı bizim ağabeylerimiz, kardeşlerimiz, canlarımızdır.
Van’lı kardeşlerimizin huzuru, bizim huzurumuzdur.
Hz. Mehdi (as), Hz. Nuh (as) gibi sabırlıdır.
Hz. Mehdi (as), aynı Hz. Süleyman (as) ve Zülkarneyn (as)’a benzeyecektir.
Kıyamette kainat dağılıyor, magma da dağılıyor tamamen. Düz bir yapı oluşacak. Yani böyle yufka gibi açılacak Dünya kıyamette. Adeta bir tepsi gibi. O küre vasfını kaybedecek. Soğuma da oluşacağı için tamamen çorak toprak haline geliyor.
Hıristiyanlar şirkten kurtulduğunda ferahlık içinde olacaklardır, güzellik içinde olacaklardır.
Allah her şeyde tecelli eder; çiçekte tecelli eder, çiçeği severiz. Çocukta tecelli eder, çocuğu severiz. Kadında tecelli eder, kadını severiz. Tecelliyi iyi bilecek insanlar.
İnsan Allah’ın tecellisi olarak sevilir. Allah’ı ne kadar çok seviyorsak onunla orantılı olarak da tecellisini severiz.
İSTANBUL DURDUK YERE SALLANMAZ. Bir şey vardır. Bir oyun oynuyorlardır. İSTANBUL’UN TAŞI TOPRAĞI ŞUURLUDUR. Rahatsız olmuş İstanbul. Bir melanet görmüştür İstanbul. Onun için hafiften sallayıp onlara mesaj vermiştir; titriyorum, rahatsızım gibisinden. Ama onun dışında İSTANBUL MAHFUZDUR inşaAllah.
Müslümanlar ahirette sorgulandığında Kuran’dan sorgulanıyor. Kuran’dan ne anladıysa, samimi olarak kanaati neyse ona göre cevap vermesi gerekiyor. Fıkıh kitaplarından sorulmayacak Müslümanlar.
Samimi anlatım insanlara çok olumlu etki yapar. Hakikaten onun kurtulması için candan gayret ettiğini anlarsa karşındaki insan gevşer. Ama iddialaştığını, onu ilmi yönden mahcup edecek şekilde etkisiz hale getireceğini düşünürse o zaman inatlaşma damarını gereksiz harekete geçirirsin.
Kardeşlerimiz Darwinizme, materyalizme karşı mücadele ederken ilmi, sevecen, biraz şakacı, gönül alan bir üslupla anlatacaklar. İddialaşan üslup pek olmaz, insanların damarı zayıftır.
Ahmet Türk’ten bizim istirhamımız; Türk İslam Birliği, İttihad-ı İslam’ı savunsun. Bütün bölgenin ferahlığı için bu gerekir. Selahattin Demirtaş, o da öyle,İttihad-ı İslam’ı savunsunlar. O zaman baş tacı olurlar İttihad-ı İslam’ı savunurlarsa.
Hıristiyan da olsa, Musevi de olsa, Müslüman da olsa dine hakaret edemez. Dinsiz de hakaret edemez. Eleştiriye kimsenin bir şey dediği yok. Ciltlerle kitap yaz istiyorsan ama hakaret etme.
Dine hakarete niye gerek duyuyorlar? Dini eleştirebilir, Allah inancını eleştirebilir. Hâşâ, Allah yok da diyebilir inancına göre. Yani, şu şu nedenlerle inanmıyorum diyebilir. Hakarete niye gerek var? Hakaret çok çirkin.