Kıssa niçin anlatılır? Kıssadan hisse alınması için anlatılır. Masal, hikaye olsun diye anlatılmaz. Gerçekleşecek bir olaya ışık tutar. Kuran kıssalarında gerçekleşecek olaylar sembollerle anlatılır. Mesela Yusuf Suresi Mehdiyetin sembollerle anlatımıdır.
Hz. Süleyman (as), Mehdi (as)’ın ceddidir. Mehdi (as) Hz. Süleyman (as)’a benzer. Mehdi (as) da sanatı çok sevecek, güzelliği çok sevecek, ihtişamı çok sevecek. Dünyayı süsleyecek. Peygamberimiz (sav) Mehdi (as) için, “Bütün dünyayı mamur eder” diyor.
Cennete iyi teksif olmak lazım, iyi kavramak lazım. İnancı iyi pekiştirmek lazım. Müslüman o bilgiyi kafasında tam oturtması gerekiyor. Flu bir bilgi olarak kalmaması gerekiyor. Müslüman Kuran’da cennetle ilgili bütün anlatılanları, ayetlerin hepsini bilecek.
Müminler vefatlarından sonra daima güzel şeylerle karşılaşırlar. Zorluk, ıstırap, korku; öyle bir şey hiçbir aşamada yok. Her yerde işleri düzgündür. Vefat ederken, dirildiğinde, cennete alınırken hiçbir şekilde tedirginlik yaşamazlar.
Hz. Süleyman (as) sanatın ve estetiğin sultanıdır. Dünyaya sanatı, estetiği öğreten insandır. Hristiyanlık sanatı hep ondan öğrendi. Saray nasıl süslenir, mescit nasıl süslenir, bina nasıl süslenir. Avrupa’daki saraylar, Osmanlı’daki saraylar hep Hz. Süleyman (as)’dan özenti olarak yapılmıştır. Hz. Süleyman (as) bütün sarayların babasıdır, sanatın babasıdır, estetiğin, güzelliğin babasıdır.
Bilimi, modern fiziği müthiş teşvik etmek lazım. Kuran gibi, Allah'ın ayetlerinin yoğun olarak tecelli ettiği bir şeydir bilim.
Bilim Allah'ın varlığını gösteren bir metottur. Bilimin görevi budur zaten. Allah’ın sanatını ispat eder, anlatır. Cenab-ı Allah ayette, “Allah'tan ancak alim olanlar içleri titreyerek-korkar.” diyor. Hakkıyla iman eden, Allah’tan korkanlar onlar oluyor.
Dünya dönüyor, Dünya Güneş’in etrafında dönüyor, o Samanyolu'nun içerisinde turluyor. Uçsuz bucaksız boşlukta. Dev bir uçakta gibiyiz. Pilotu yok, kuleyle bağlantısı da yok. Milyonlarca gök cisminin içinde hiçbir yere çarpmadan gidiyor, bizi hiç sarsmadan. Bu çok acayip bir şey.
Sırf insan beynini düşünsen iman edersin. Sırf örümceğin hayatına baksan iman edersin. Sırf arının hayatına baksan iman edersin. Hiç kayıtsız şartsız iman edersin.
Peygamberimiz (sav) son resul, son nebi. Hz. İsa (as) ahir zamanda geliyor ama bir din getirmiyor. İslam'a uyuyor. Yani ümmetin bir ferdi olarak geliyor.
Allah, pekişmiş bir inancı istiyor. Ama o samimi bir ruhla elde edilir. Samimi vicdan elde edilmeden o elde edilmez.
Meleklere iman, kadere iman. Bunların tek tek düşünülüp, tefekkür edilip beyinde tam iman olarak oturtulması lazım. Yani yüzeysel bilgi olarak halkın büyük bölümünde bulunur. Ama oturmuş bilgi olarak ancak takva Müslümanlarda oluyor. Oturmuş bilgi haline getirmek lazım.
Allah'ı sevmeye karar verirse insanın ufku açılıyor. Beynindeki bilgi akışı artıyor. Muhakemesi, yargısı açılıyor.
Cenab-ı Allah ahirete imanın, cennete imanın, ona göre hazırlanmanın üstünde duruyor. Müslüman da o konuda yoğunlaşması ve kendini o yönde terbiye etmesi gerekiyor. Yani flu bir bilgi değil de net bilgi haline gelmesi gerekiyor. Hayatla cennet sürekli iç içe olması lazım.
Eğer cennet yüzeysel düşünülürse insan beyni onu yüzeysel kavrar ve yüzeysel bir inanç olur. Ama iyi konsantre olur da güzel iman ederse, Allah’tan o bilgiyi ısrarla isterse cennet kafasında berraklaşır, ahiret de kafasında berraklaşır.
İnsanlar Allah’a kendilerini tam vermiyorlar. Çıkarlarıyla çatıştığında dini terk edecek çok büyük bir kitle olduğunu görüyorum. Mehdi (as) da bütün çıkarlarıyla çatışsa da hep Allah’ın rızasını isteyen bir insan. Çünkü hayatın bütün yönlerinden çekildiği hadislerden anlaşılıyor.
Müslüman'ın gün içinde cennete ciddi hazırlık yapması lazım, cennete kafasında odaklanması lazım. Cehennem korkusu olacak ama iyice kendini âhirete hazırlayacak. Cehenneme hazırlama değil. Müslüman kendini cennete hazırlar.
Modern, aydın, sevgi dolu, sevgiyi esas alan bir İslam anlayışı dünyaya hakim olacaktır. Bunun dışında boşa çabalamasınlar. Modern İslam anlayışı dışında mümkünü yoktur.
Gelenekçi bataklığa düştün mü dipsiz kuyu gibi, gittikçe pisliğe bulaşılıyor. Bağnazlık gittikçe katlamalı artan bir beladır. Adam diyor ki, “Ben bağnazım.” Öbürü, “Ben daha bağnazım” diyor. Yarış halinde akılalmaz bir pisliğin içine girerler.
İslam son derece modern, neşeli, sağlıklı, bilime açık, sanata açık, güzelliğe estetiğe açık olarak yeryüzünde zuhur edecek. Cennet gibi zuhur edecek. Öyle pislik, karanlık, acılar çektiren, asan, kesen, estetikten uzak, leş gibi insanların yaşadığı bir ortam şeklinde İslam olmaz. Allah İslam’a öyle bir kötülük yaptırmaz, Müslümanlara da yaptırmaz.
İnsan fıtratına uygun olmayan bir İslam anlayışını dünya asla kabul etmez. En başta Allah kabul etmez. Zorla böyle kokuşmuş, çürümüş, cehennemi andıran, kirli, pis din anlayışını getirmeye her kalktıklarında Allah zelil eder, rezil eder, yerlerde sürükler, mahveder, açıkça söyleyeyim. Bunu unutacaklar.