Mehdi (as) hangi ülkedeyse o ülke liderdir. Allah Mehdi (as)’ı Türkiye’ye göndermiş, Türkiye lider olacaktır.
İnsanın kendini eleştirmesi, nefsini temize çıkartmaması, Müslümanı veli karakterli yapar, üstün hale getirir. Kendini kınaması onu akıllı ve sağlıklı hale getirir. Kendini yüceltince hasta oluyor. Delirir. Kendini kınadığında, nefsini eleştirdiğinde yücelir, açılır, akıllı olur.
Bağnazların getirdiği hurafeler karanlık belgeler, simsiyah, uydurma. Zan ve tahminle ortaya atılmış yalanlar. Öyle belge olmaz. Apaçık belge olması lazım. Apaçık belge nedir? Kuran.
Hurafelerle din yayılmaz. Din apaçık belgeyle yayılır. Hurafeci hocaların anlattığı din anlayışından İslam alemi cehenneme döndü. Hurafeler İslam alemini cehenneme çevirdi.
Adalet ancak Mehdi (as) ile oluşuyor. Ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar hükümetler devletler, ne kadar gayret ederlerse etsinler gerçek adalet, ancak Mehdi (as) tarafından sağlanıyor. Bunun dışında adalet olmuyor.
Bağnazlığa karşı; sevgi dolu, muhabbet dolu, aşk dolu İslam anlayışı, özgürlüğü savunan İslam anlayışı. O zaman dünya rahat eder.
Bağnazlığın girdiği hiçbir ülke durulmaz. Bağnazlık deccaliyettir. Bağnazlık girdi mi mahvolur ortalık. Bir de bağnazlık uyuşturucu gibidir. Bir kenardan başladı mı artık o yavaş yavaş, yavaş yavaş toplumu sarar, belanın içine sokar. Onun için en başlangıcında bağnazlığa müsaade etmemek lazım.
Peygamberimiz (sav)'in açıkça 'şahıs' olarak bildirdiği Hz. Mehdi (as)'ı, bazı alimlerin 'şahs-ı manevi' diyerek gizlemesi müslümanları çıkmaz sokağa götürüyor. Fitneye, ızdıraba, açmaza götürüyor. Ama Mehdiyet ve İttihad-ı İslam inancı berekete, bolluğa, güzelliğe götürüyor.
Her şeyde bir hayır var. Mehdiyetin bir aşamasındayız.
Cenab-ı Allah ümmeti uyarıyor. ''Eğer ittifak etmezseniz, bir liderin etrafında birleşmezseniz sizi helak ederim. Birbirinize düşersiniz, gücünüz, kuvvetiniz gider'' diyor. ''Ama öbür türlü zafer, nusret veririm, güzellik, hakimiyet olur'' diyor. Birinden birini Müslümanlar seçecekler.
İttihad-ı İslam'ı, Hz. Mehdi (as)'ın gelişini, İsa Mesih (as)'ın inişini reddedersen bu Allah'ın zoruna gider.
Mehdiyette tek bir akıl, tek bir vicdan. Bütün Müslümanlar tertemiz bir vicdanla ittifak etmiş oluyorlar. Öbür türlü kargaşanın önü sonu gelmez.
Mehdiyet devrinde artık güzellik ve bereket gelecek. Ama tabii bu kısa sürecek. Yani Hicri 1506'lara kadar. Ondan sonra yine bozuluyor. Şam da bozulacak, Mısır da bozulacak tekrar, her yer bozulacak.
Cemaatlerin güçlenmesi demek, İslam aleminin güçlenmesi demektir. Cemaatler yok oldu mu, İslam alemi kopmaya girer Allah esirgesin. İslam aleminin tamamı cemaatlerden oluşuyor.
Hükümetin gitmesi, bir başbakanın harcanması bu kadar kolay, ucuz değil. Burası bir üçüncü dünya ülkesi değil. Kaliteli bir ülkeyiz biz. Dolayısıyla böyle bir şeye müsaade etmeyiz. Her şey hukuk ölçüleri içerisinde, makul ve akıl ölçüleri içerisinde olsun.
Allah monoton bir dünya istemiyor, hareketli bir dünya istiyor. O hareketin içerisinden Mehdiyeti çıkarıyor.
Sözün tahrip gücü şiddetli. Söz insanları çok üzebilir. Mümkün mertebe iyi, isabetli, makbul, doğru, sevecen, coşkulu, ümitvar, heyecan verici, şevk verici ve insanları mutlu etmeyi hedefleyen güzel sözler edelim.
Dünya çok kısa, hepimiz gideceğiz. Hepimiz inşaAllah cennete gideriz. Kısa bir imtihan dönemindeyiz. Önemsiz şeyler için birbirimizi kırmayalım, mahcup etmeyelim, üzmeyelim, ağzımızdan çıkacak sözleri özenerek kullanalım.
Pozitif düşünmek, pozitif konuşmak güzel olur. Tahrik edici konuşmak bence iyi değil. Bilinçaltında insanlarda kötü duygular bırakır. Her ne kadar önemsiz gibi görseler de bilinçaltına o yerleşir.
Allah'ın bağışlamasını istiyorsan sen de bağışlayacaksın. İntikamcı olmayacaksın. Dünyevi cezası neyse kanunlar çerçevesinde alır. Tamam, artık o yeterli. Onun üzerine bir kine, adavete gerek yok. Tövbe eder, kardeşindir sonra.
Allah'ın asıl istediği barıştır. Allah kavga istemez. Kavgayı Allah imtihan vesilesi olarak meydana getirir. Kavgayı kaldıran, o fitneyi izale eden kimdir? Allah'tır. Müminleri de vesile eder, barış ortamını meydana getirir.