Münafık fitneciyse fitnesi yakalandığında bir süre durur. Ama müslümanların dikkatinin dağıldığı bir anı bekler. Ondan sonra yeniden atağa geçer. Yani münafık şartların sakinleşmesini, ortamın sakinleşmesini bekler.
Münafığa küfür çok sahip çıkıyor. O da sahip çıkılacağını bildiği için oradan kendisine bir güvence payı ayırır. Ama küfür de tabii kendi menfaati için kullandıktan sonra münafığı ezer. Münafık bunun da farkındadır, yani bir gün oradan da kovulacağını, köpek gibi aşağılanacağını bilir.
Münafık yeni bir verem mikrobu gibidir. Münafığa sürekli antibiyotik verilmesi lazım. Yoksa bünyeyi sarmak için sürekli atak yapar. Bir türlü iyileşmeyen verem mikrobu gibidir. Yüksek dozda antibiyotikle sürekli kontrol altında tutulması lazım.
Münafık yakalandığını anladığında kısmen düzelme gösterir. Ama dikkat üzerinden dağıldığında münafık yeniden azmaya başlar. Müslümanlara zarar verme ve rahatsız etme eylemlerine yeniden başlar.
Münafığın zekası çok keskindir ama aptallığı delilik derecesindedir. Çok akılsızdır. Mesela bir şeyi alenen yapar, fark edilmediğini zanneder. Yalan söyler, fark edilmediğini zanneder. Delice bir devekuşu politikası vardır münafıkta. Kafasını kuma gömerek görülmediğini zanneder.
Münafıklar Allah’ın kurduğu düzenin yenileceğini düşünürler. Müslümanları zayıf görürler. Mümin İslam’ın galip geleceğine inanıyor ya, münafık da küfrün galip geleceğine inanır. Şeytan tarafının galip geleceğine inanır. Onun için hiçbir zaman için Müslümanlara, İslam’a güvenmezler.
Müslümanca, dürüst bir hayat münafığa çok sıkıcı ve anormal gelir. Belalı, tehlikeli bir hayat münafığın hoşuna gider. Onun için küfürde sürekli bir ahbap, dost çevresi edinmek ister münafık. Onlara hep yağcılık yapar, yalakalık yapar. Bir gün gideceği için onlara şirin görünerek el altında onları hazır tutmaya çalışır.
Münafık maceradan, böyle pislikten, tehlikeden, riskli işlerden çok hoşlanır, maceraperesttir. Macera onun için vazgeçilmez bir şeydir. Mesela ülkeleri dolaşır, bir yerden kaçar, bir yerde yakalanır. Münafığın bütün ömrü pislik içinde geçer.
Münafık temiz değil, pis yaşamak ister. Mesela her gün yıkanmayacak. Esrar içecek, pislik yapacak, ahlaksızlık yapacak. Mezbelelik yerlerde gezecek. Küfürle iç içe olacak. O kokuşmuşluğu yaşayacak. Hep kafasında bu vardır. Ve büyük olacak. Enaniyet yapacak, kibir yapacak. Dünyayı oturduğu yerden yönetecek. İt kopukla görüşüp konuşacak. Tehlikeli işler yapacak.
Münafığın “özgür” olma düşüncesi vardır, İslam’ın disiplini onun hoşuna gitmez. Her gün namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek münafığı sıkar. O bunlardan kurtulacağı günün özlemi içindedir.
Münafıklar elçiden yana olduklarını söylerler. Ama gerçekte hep küfürdeki hayatlarına hazırlık yaparlar. Akılları hep küfürdedir. Bir gün küfürde nasıl yaşayacaklarını düşünürler.
Münafık sürekli Müslümanların aleyhine gizliden gizliye plan yapar. Onu yapmadan rahat edemez. Bir plan yaparsa o zaman hayatı onun için bir anlam taşır.
Üzülme, ağlama, bağırma çağırma olmamasına tevekkül denir. Mütevekkil insan demek, olaylar karşısında sarsılmayan, üzülmeyen, ağlamayan, dağılmış bir reaksiyon göstermeyen insan demektir. Tevekkül ayetlerinin hepsi aynı zamanda yası ortadan kaldıran ayetlerdir.
Mümin akılla hareket eder. Üzülmesi beklenen bir şeyde tevekkül eder, Allah’a güvenir, neşe içinde olur. Tevekkül zaten bu tip olaylarda yanlış reaksiyon gösterilmemesine denir.
Münafığın gözüne, ruhuna, bedenine müthiş bir hakimiyeti vardır. Müslüman öyle değildir. Mesela Müslüman bir hata yaptığı ortaya çıktığında morarır, kıpkırmızı olur. Münafık akıl almaz soğukkanlıdır, beden kontrolü, sinir kontrolü, psikolojik kontrol müthiştir münafıkta, asla anlayamazsın.
Münafık şeytani bir zekaya sahip olur. O yüzden ona müthiş bir enaniyet gelir. Yani münafığa göre bir o vardır, bir de zavallı gördükleri, akıllarının zayıf olduğuna inandıkları.
Kadının şeytani varlık olduğu, güzel elbise verilmemesi gerektiği, dışarı çıkmasının yasak olduğu gibi hükümler bağnazlıkta var, İslam’da yok.
Bir genç kıza tecavüz edilmesi onu aşağılamaz. O bizim gözümüzde değerlidir. Namusuna hiçbir şekilde halel gelmemiştir. O ahlaksızlığı yapan haysiyetsiz, şerefsizdir, namussuzdur ama genç kıza asla zarar gelmez.
Mümin İslam’la tanıştığında küfürden öğrendiği her şeyi bırakıp atar. Münafık ise küfürde öğrendiklerini muhafaza eder, kesip atmaz.
Münafığın özelliği küfürdeki kişiliğini bırakamamasıdır. Çocukluğunda, gençliğinde neyse aynı kişiliği devam ettirir. Eskisi gibi yine saldırgan, yine ters, yine saygısız, yine pervasızdır. Kişiliğini Kuran’a göre şekillendirmez.
Münafık sinsiliğini, gizliliğini mühim bir silah olarak kullanır. Gizli vurur, gizli atak yapar ama onunla baş eden bir akıl çok müthiş bir akıldır, gelişmiş bir akıldır. Orta bir zeka ile münafıkla baş edilmez. Yüksek bir akıl ve yüksek bir iman gerekir.