Müslüman fitneden, kargaşadan, Müslümanları rahatsız etmekten çok çekinir. Ama münafık öyle değildir, çok hayasızdır, her an kepazeliğe hazırdır. Çok şirret bir mahluktur.
Kuran, münafığı adeta yakar. Münafık, Kuran’dan şiddetle kaçınır. Çünkü okunan ayet onun sistemini ortadan kaldıran bir açıklama olduğu için, haşa ayetten nefret eder.
Münafık pusuda yatan bir mikroptur. Verem mikrobu gibi uygun ortamını bulduğunda yeniden gelişir ve azgınlaşır. Şeytan ona sin der siner, çık der çıkar. Münafıklıktan vazgeçmez.
Sevgi, derin bir tutkudur. Gözlerinden sevdiğinin gözlerine akan, sevdiğinin gözlerinden de sana akan gizemli, tarif edilemeyen akıl almaz bir güce denir sevgi diye. Yoksa dokunmayla, sarılmayla değil. Sevgi, derin tutkuya denir.
Şehit haberlerinin, “Evine ateş düştü”, “Göz yaşları sel olup aktı”, “Yürekleri dağladı” gibi ifadelerle verilmesi tam PKK’nın aradığı üsluptur. Bu ifadelerin tamamen kalkması lazım. PKK eyleminin boşa gittiğini görürse konu biter.
Gençlerimizin büyük bölümü donanımlı değil. Darwinist düşünceyle, Marksist, Leninist, Stalinist düşünceyle mücadele edecek bilgiye sahip değiller. Türkiye’de Darwinist eğitimin durdurulması PKK’ya büyük darbe olur. Okullara ‘milli şuur’ dersi konularak Marksist, Leninist düşüncenin yanlışlığı gençlere anlatılsın.
PKK geceli gündüzlü eğiterek binlerce kişiyi Marksist yapıyor. Biz de karşı eğitimle Marksist, Leninist, Stalinist düşüncenin yanlışlığını anlatalım. Gençlerimize, bu tip ideolojik anlatımlarla karşılaştıklarında nasıl cevap vereceklerini öğretelim.
PKK diyor ki, yas tutun, üzülün, dövünün, ağlayın bakalım. Allah, şehadet sizin için bir şereftir, sevinin diyor. Allah’ın dediğini yaptığımızda PKK’nın oyunu bozulmuş oluyor. Eylem gücü sıfıra gitmiş oluyor.
Kuran’da yas yok. Yası ortaya koyduğunda PKK’nın bütün eylemlerini güçlü hale getirirsin. Bütün eylemlerini en etkili hale getirmiş olursun. Ama Kuran’a göre yası ortadan kaldırdığında PKK eyleminin etkisini sıfıra düşürmüş olursun.
Hüzün Allah’a isyanın diğer adıdır. Haramdır. Hüzün demek Allah’ın yaptığını beğenmemek demektir. Allah’ın yaptığından rahatsız olup buna karşı gösterilen protestoya hüzün denir. Allah’ın takdir ettiği kaderi beğenmiyorsa adam ağlar. Hüzünlenir, kızar, rahatsız olur.
Yas tutmak haramdır, eski bir putperest âdetidir. Eski Sümerlerde, eski Mısır’da, Perslerde, Hititlerde ahirete inanmadıkları için, şehadete inanmadıkları için ölümü bir felaket olarak görüyorlardı. Allah’a isyan olarak ağlarlardı. Biz Müslümanlar şehadeti şeref olarak biliyoruz.
Allah büyük olayları insanları uykudan uyandırmak için yaratıyor ama birçok insan umursamıyor. Yanıbaşında bomba patlıyor, onu bir magazin konusu anlatır gibi anlatıyor. İnsanların tamamı bu derin uykularından tamamen uyanıncaya kadar olayların devam edeceğini Peygamber (sav)’in hadislerinde görüyoruz.
Kalite ve Sanat bakanlığı kurulması çok önemli. Üretilen bir şeyde eğer sanat yoksa değeri olmaz, kalite yoksa değeri olmaz. Hem sanatın hem kalitenin teşvik edilmesi lazım.
Mehdilik çok küçük bir grup olduğu halde ve karşıtı çok fazla olduğu halde, en başta derin dünya devletleri, bağnazlar, müşrikler, münafıklar hepsi karşı olduğu halde hiç kimse durduramıyor. İşte Mehdiyet’in mucize yönü budur. İmam Mehdi (as) ve talebeleri yenilemiyor. Yenilme kaderlerinde yok.
Münafığı en çok yakan, Müslümanların içinde ömrünün geçiyor olmasıdır. Küfrü rahat yaşayamadığı için, Müslümanların içinde Müslüman taklidi yaptığı için içi cayır cayır yanar, çok ıstırap duyar.
Münafık sinsice alttan alta sürekli Müslümanları kızdırmaya çalışır. Ama bu en çok münafığın kendisini yıpratır. Mümini de besler. Allah böyle tersine işleyen bir sistem kurmuştur.
Müslüman Allah’a olan imanından, tevekkülünden dolayı her zaman neşelidir. Cihat alanında da neşelidir, şehit olurken de neşelidir. Sevincinden, neşesinden bir şey kaybetmez. Ancak imanı zayıf insanın eli ayağı boşalır, ümitsizliğe kapılır, panik olur, mutsuzdur, ağlar, korku içinde yaşar.
Münafık hiçbir şekilde İslam’a hizmet etmek istemez. Asalak bir parazit gibi, kene gibi Müslümanların üstüne yapışır, öyle yaşar. Kan emici olarak hayatını sürdürür. Münafığın ancak göstermelik olacak kadar, Müslümanları kandırmak için, usulen, çok çok küçük atakları olur. Ama toplamına baktığında boştur, hiçbir şey yapmaz.
Münafık Müslümanların sunduğu konforu sonuna kadar kullanır ama kendisi Müslümanlara hiçbir katkıda bulunmaz. Bir ucundan dahi tutmak istemez. Müslümanlara hiçbir destek sağlamak istemez. En ufak bir iş yapmaktan, fayda sağlamaktan itinayla kaçınır.
Münafığın vasfı müminlerin dosdoğru yolunun üstüne oturur, pusu kurar. Gece yarılarına kadar, Müslümanlara ne pislik yapabilir, ne ahlaksızlık yapabilir onu düşünür. Vurup kafayı yatmak varken, Allah'a dua edip rahat yaşamak varken o pislikle uğraşır münafık.
Bazen müminlerde de münafık alameti olur, o vazgeçer ama münafık asla vazgeçmez. Yani gece gündüz oyun oynamaktan asla vazgeçmez.