Müslümanlar kuvvet ve onuru Hak’ta araması lazım. Asıl mümine onur gözüyle bakmak lazım. Saygıyı, hürmeti ona göstermek lazım, küfre değil.
Bir kısım insanlar Müslümana karşı çok pervasız ve rahat olabiliyorlar. Halbuki asıl müminlere sevgi ve saygı duyulması lazım. Küfür içinde olanlara kurtarmak amacıyla şefkat duyarsın.
İman ehline karşı insanların kalbinde bir öfke olur. Mesela küfür içinde olan bir insanla konuşurken saygılı olurlar, değer vererek konuşurlar. Ama mümin olduğunda içine garip bir şeytani öfke duyuyor. Allah’a sığınılması gereken bir şeytani içgüdü. Bu müminin tabii çok lehine olan bir şey. Müminlerin oturdukları yerde her dakika, her saat sevap almalarını sağlar.
Dünyada iyiler, sevenler, sevgiyi arayanlar her yerde birbirini arayıp bulmalı. Bunu hızlandırmak lazım. Dehşeti, terörü, anarşiyi isteyenler birbirlerini buluyorlar; koruyup kolluyorlar, her yerde destekliyorlar. Ama sevgiyi savunanların birçoğu bundan habersiz. Sevgiyi savunanların birbirleriyle çok iyi bağlantıda olması lazım, bunun için çok uğraşmak lazım.
CHP’nin yapacağı, çok dindar olması. Dindar olursa iktidar olur. Bu kadar. Karmaşık bir şey yok. Modern dindar. Herkes iftihar eder. Taa 1800’lerden kalma solculukla 2014’lerde siyaset yapmak mümkün mü? 1800’lerde kalmış o kafa.
İyiler, güzeller, doğrular, sevgi dolu insanlar birbirlerini kalben seviyorlar uzaktan; ama bir araya gelmenin yolunu bulamadılar. Bir araya gelmenin yolunu onlara Moşiyah yani ahir zaman Mehdi’si gösterecek.
Sevgi üslubuna geçiş için liderlerin güçlü atak yapması lazım. Bir araya gelip sevgi üslubunda anlaşmaları lazım. Bundan sonra ısrarla sevgiden bahsedelim diye karar almaları lazım. Pek çok siyasinin ağzından sevgiyi duyamıyoruz.
Yobaza nefret gözüyle bakmak doğru değil. Yobaz zaman içinde hastalanmış bir insandır. Uzun zaman içerisinde birbirlerini de hastalıkla pekiştiren insanların bu hastalığı daha da geliştirdiğini görüyoruz. Onun için müşfik bir üslupla, şefkatli bir üslupla, akılcı yaklaşmak lazım.
Yobazlık insanlık tarihinin en büyük felaketidir. Faşizmden daha da beterdir. Komünizmde yine adama laf anlatabilirsin de, yobaza laf hiç anlatamazsın. Müthiş bir vahşettir yobazlık.
Zaman çok müthiş bir örtüdür. Cenab-ı Allah zamanla Mehdiyeti tül gibi örtmüş. Zamana yayıyor, yavaş yavaş olduğu için fark edilmiyor.
Bediüzzaman Hazretleri ve Atatürk modern İslam’ın zeminini birlikte atmışlar. Bediüzzaman her ne kadar Atatürk’e zıtmış gibi görünse de düşünce olarak zeminde modern İslam anlayışında müttefikler. Atatürk Bediüzzaman’ı çok beğeniyor.
Bütün dünyanın gözü önünde Mehdiyet ilerliyor ve durdurulamıyor. Kaderin akışı bu şekilde.
Cenab-ı Allah kuşlara bile, çiçeklere de hepsine arılara, böceklere beğenilme hissi vermiştir, beğenilmekten hoşlanmak. Allah da sevilmek ister. Allah da yarattıklarının beğenilmesini istiyor. Beğenme, sevme, sevgi Cenab-ı Allah’ın müminlerden istekleridir.
Dünyanın en büyük silahı sevgidir. Şiddet şiddeti doğurur. Ama sevgide o seni daha fazla sever, sen onu daha fazla seversin, dost olur, kardeş olur dünyayı cennete çevirirsin.
Kinin yerini sevgi alsın. Kavganın yerini barış alsın. Cenab-ı Allah bizden sevgi istiyor. Dünya hızla belaya doğru koşmak istiyor. Allah bu belayı kaldırıp yerine sevgiyi hâkim kılacak, inşaAllah.
Cennette müzik var, dans var. Cennette olan burada da vardır. Cennette Allah güzel görüyorsa burada da güzel görüyor.
Bağnazlık öyle bir bela ki bütün İslam aleminin şu an çektiği belanın kökeninde bağnazlık var, Kuran’ı yanlış yorumlama var. Kırıp geçiriyorlar birbirlerini. Hep gelenekçi Ortodoks İslam anlayışından kaynaklanıyor. Böyle bir bela var dünyanın üstünde. Bizi bu beladan kurtaracak olan Mehdi (as)’dır.
Cenab-ı Allah’ın planına insanlar uyacak. Uymadığında Cenab-ı Allah kan, ızdırap, acıyı insanların üzerinden almıyor ve daha da artırıyor.
Sevgi insanları, dünyaya hakim olanlar onlardır; ama dağınıklar, dağınık oldukları için de güçleri az oluyor.
Sevgi insanları dünyanın her tarafında var, ciddi bir güçler, ama bir araya gelmediler daha. Allah o vakti bize doğru sürekli yaklaştırıyor.
Kim kavgayı körüklerse ona sempati duyuyorlar. Kim kan dökülmesini teşvik ediyorsa ona muhabbet duyuyorlar, onu değerli görüyorlar. Bu da şeytanın teşvikiyle oluyor.