TÜM ESERLER
Bazı insanların bilinç altında din için acı çekmek gerekir, gülmemek, eğlenmemek gerekir, yoksa cennete gidemezsin mantığı vardır. Buna göre “din içinden çıkılmayacak şekilde zor olmalı ki dinde iyi yol alabilesin” mantığı hakimdir. Bu binlerce yıllık eski bir düşüncedir. Oysa İslam dinleri hep cennet özgürlüğünü getirir. Hz. İbrahim’in getirdiği din de Hz. Süleyman’ın getirdiği din de Peygamberimiz (sav)’in getirdiği din de hep cennet ruhu, cennet özgürlüğü, cennet güzelliği, cennet kalitesi, cennet neşesi getirir. Münafık sistemler de cehennem açmazı, cehennem nimetsizliği, cehennem azabı getirir. Peygamberimiz (sav) Kuran ile birlikte alabildiğine özgürlüğü tanıdı ve insanlara anlattı. Allah, insanların kalbinde istedikleri özgürlüğü Kuran ile helal kıldı. İnsanların üzerindeki baskıları kaldırdı. Kuran ile birlikte peş peşe özgürlük emirleri geliyor. Allah insanların üzerindeki ağır zincirleri kaldırıyor. Özgürlük arttıkça münafıklar hem bu özgürlüğü çok kıskanıyorlar hem de halka karşı kendilerinin avantaj elde ettiklerini düşünüyorlar. “Biz daha muhafazakarız, onlar (Peygamber ve sahabe) ise dini daha kolay yaşıyor, dinimizi değiştiriyorlar” diye insanları etkilemeye çalışıyorlar. Münafıkların tüm konuları Peygamber’in dini nasıl yaşadığına dair kendilerince eleştiriler oluyor. Peygamber’e haşa güvenmediklerini her sözleriyle belirtiyorlar. Allah’ın Peygambere bildirdiği her özgürlük hükmünü şüpheyle karşılıyorlar. Bu alçak ve hain zihniyette olanlar Peygamberimiz (sav)’in vefatından sonra güçlendiler ve Ortodoks İslam anlayışının temelini oluşturdular. Kadının aşağılanması, kadının şeytan gibi olduğu, kadının dövülmesi gerektiği gibi dehşet verici yorumları İslam gibi dine eklediler. Sonra gelen Müslümanlar da bilmeden bunları sanki Allah’ın hükmüymüş gibi sahiplendiler. O günden bu vakte kadar gelen bu yanlışı Kuran’da anlatılan gerçek Müslümanlığı anlatarak düzelteceğiz inşaAllah. Münafık kendini başı boş zanneder. Her adımının Allah’ın yaratmasıyla olduğunu anlamaz. Münafık, Müslümanların elektrik süpürgesi gibidir. Müslümanın yanında ne kadar pislik varsa süpürüp alır. Ne kadar alçak, karaktersiz, haysiyetsiz, akılsız, her şeyden şüphelenen ruh hastası varsa münafık toplar, yanına götürür. Ahmak olduğu için kendi yanına yeni pislikler gelmesine sevinir. Pislikleri toplar gider en içine oturur, “ne çok pislik var” diye de ahmakça sevinir. Tam bir lağım vidanjörü gibi çalışır, orada buradaki pislikleri toplar ve münafıklar bu vidanjörlük görevinde de çok gayretlidirler. Bu da müminler için nimettir. Pislikler temizlendikçe müminlerin yanına sürekli yeni yeni, zinde insanlar gelir. O sirkülasyon içinde mükemmel bir yapı oluşur. Her gelen daha imanlı, daha sadık, daha güçlü, daha dinç, daha güzel, daha kalitelidir. Gidenler ise hastalıklı, pis, kokuşmuştur. Dolayısıyla müminlerin sürekli nur gibi tertemiz kalmasında münafıkların pislik temizliği çok önemlidir. Münafıkların sürekli ahlaksızlık ve pislik planlamaları, onlarda muazzam stres yapar. Vücut hücreleri o sevgisizliğe, o strese dayanamaz ve kendi kendilerini yemeye başlar. O nedenle münafıklar çok hızlı çökerler, yaşlanırlar ve kısa sürede tanınmayacak hale gelirler. Hiçbir zaman mutlu olamazlar, akıl almaz bir gerilim içinde yaşarlar, ama bir yandan da mutlu taklidi yaparlar, tiyatro oynarlar, o tiyatro da onları çok yorar ve yıpratır. Münafıklar sonunda kahırdan perişan olur ölüler. Allah ayetinde öfkenizle ölün diye bildiriyor. (Ali İmran Suresi, 119: De ki: “Kin ve öfkenizle ölün.”) Allah başka bir ayetinde de münafıklara sıkıntılı bir geçim vereceğini söylüyor. Bu durum da onları çökertir. (Taha Suresi, 124: “Kim de Benim zikrimden yüz çevirirse, artık onun için sıkıntılı bir geçim vardır ve Biz onu kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz.”)