TÜM ESERLER
Münafık kendini başı boş zanneder. Her adımının Allah’ın yaratmasıyla olduğunu anlamaz. Münafık, Müslümanların elektrik süpürgesi gibidir. Müslümanın yanında ne kadar pislik varsa süpürüp alır. Ne kadar alçak, karaktersiz, haysiyetsiz, akılsız, her şeyden şüphelenen ruh hastası varsa münafık toplar, yanına götürür. Ahmak olduğu için kendi yanına yeni pislikler gelmesine sevinir. Pislikleri toplar gider en içine oturur, “ne çok pislik var” diye de ahmakça sevinir. Tam bir lağım vidanjörü gibi çalışır, orada buradaki pislikleri toplar ve münafıklar bu vidanjörlük görevinde de çok gayretlidirler. Bu da müminler için nimettir. Pislikler temizlendikçe müminlerin yanına sürekli yeni yeni, zinde insanlar gelir. O sirkülasyon içinde mükemmel bir yapı oluşur. Her gelen daha imanlı, daha sadık, daha güçlü, daha dinç, daha güzel, daha kalitelidir. Gidenler ise hastalıklı, pis, kokuşmuştur. Dolayısıyla müminlerin sürekli nur gibi tertemiz kalmasında münafıkların pislik temizliği çok önemlidir. Münafık gittikten sonra, Müslümanların ortamı çok daha kaliteli hale gelir. Pislik koleksiyoncusu olur münafıklar. Pislikten oluşan koleksiyonlarına yeni eklemeler yaparlar. Koleksiyonlarına ruh hastalarını, pislik, çıkarcı insanları ekleyerek lağım ortamlarını daha da genişletirler. Müslümanlar bu temizliğe sevinirler ve ferahlık duyarlar. Münafıklar da o lağım ortamlarında pislik içinde yüzmeye devam ederler. Münafıklar ayrılmamış olsa ortaya çıkacak görüntü kirliliğini tahmin dahi edemeyiz. Kabus gibidir, cehennem gibidir. Onların olduğu ortamın dehşet vericiliği tahmin edilemez. Allah’ın “müminler tahirdir” demesi budur. Allah pislik, aşağılık, karaktersiz, haysiyetsiz münafıkları müminlerden temizliyor. Böylece müminleri beladan korumuş oluyor. Onların yerine çok dindar, sadık, güzel, sağlıklı, dinç, tevazulu, akıllı, çalışkan, sevgi dolu insanlar gönderir. Münafıkların sürekli ahlaksızlık ve pislik planlamaları, onlarda muazzam stres yapar. Vücut hücreleri o sevgisizliğe, o strese dayanamaz ve kendi kendilerini yemeye başlar. O nedenle münafıklar çok hızlı çökerler, yaşlanırlar ve kısa sürede tanınmayacak hale gelirler. Hiçbir zaman mutlu olamazlar, akıl almaz bir gerilim içinde yaşarlar, ama bir yandan da mutlu taklidi yaparlar, tiyatro oynarlar, o tiyatro da onları çok yorar ve yıpratır. Münafıklar sonunda kahırdan perişan olur ölüler. Allah ayetinde öfkenizle ölün diye bildiriyor. (Ali İmran Suresi, 119: De ki: “Kin ve öfkenizle ölün.”) Allah başka bir ayetinde de münafıklara sıkıntılı bir geçim vereceğini söylüyor. Bu durum da onları çökertir. (Taha Suresi, 124: “Kim de Benim zikrimden yüz çevirirse, artık onun için sıkıntılı bir geçim vardır ve Biz onu kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz.”) Münafık dünyada ayrı yanar, ahirette ayrı yanar, dünyada ayrı aşağılanır, ahirette ayrı aşağılanır. Münafık yalnızlığa mahkumdur. Bütün toplum bunları dışlar, insanlar bunlardan nefret eder, çünkü küfür bile münafıkların ahlaksızlıklarını, pislik karakterlerini hemen anlar. Münafıklar Müslümanlara karşı atak yaptıkça, Müslümanların ufku genişler, mücadele azimleri ve yetenekleri, şevkleri artar, güzelleşirler, neşelenirler. Münafıkların da bir o kadar çökme hızları ve rezillikleri artar.