Alıntılar
Bağnazlar babasının kızına sevgi gösteremeyeceği, annenin oğlunun yanına çıkamayacağı dünyayı din gibi gösteriyorlar. Bu çok korkunç. Bu şirk dini. “Fotoğraf çektirmek, tablo asmak, müzik dinlemek, dans etmek, gülmek ben hepsini yaparım ama haram olduğunu biliyorum" diyorlar. Oysa bunlar haram değil, helal. Müslüman Allah'tan korkar ve haram konusunda titizdir. Haram olanı yapmaz. Bu mantıkta olanlar kendilerince Müslümanların elinden helal olan tüm nimetleri almak istiyorlar. Müzik, dans, sanat, kalite, bilim, güzellik, eğlence haram değildir. Ayrıca haram olduğunu düşünüp buna rağmen tüm bu eylemleri yapıp sonra da Müslümanlara akıl vermek çok büyük bir samimiyetsizliktir. Başbakanımız çok değerli bir insan. Kendisi adeta Hz. Ali gibi, çok mütevazi, çok mazlum bir insan. Üslubu çok dürüst, çok sakin, çok candan ve neşeli. Hiçbir dünya hırsı yok. Halktan bir insan gibi çok samimi. Aynı şekilde Tayyip Hocamız da çok güzel ahlaklı, çok mütevazi bir insan. Tayyip Hocamız'ın üslubunda Cumhurbaşkanı olduktan sonra da hiç değişiklik olmadı, tavrı hiç değişmedi. Eskiden nasılsa, şimdi de aynı mazlumlukta, aynı mütevazilikte, aynı candanlıkta. Dedelerin ninelerin ellerini öpüp başına koyuyor, halkımızla diz çöküp yerde yemek yiyor. Tayyip Hocam'ın vatana, millete, davaya bir zarar ihtimali olduğunda Allah için buğz etmesi de çok doğal hakkı. Allah’ın dünyada çok sayıda kadın yaratması Allah’ın müminlere bir rahmeti, bereketi, lütfudur. İnsan nüfusunun yarısının kadın olması Allah'tan çok büyük bir nimettir. Kadın Allah'ın en görkemli, en heyecan verici nimetidir. Allah’ın en güzel tecellisidir. Allah'ın Rahman, Rahim, Nur ve Celal isimlerinin tecellisidir. Kadın kuzu gibi tertemiz, mis gibidir. Çok nezih, nazenin bir varlıktır. Kadını her zaman şefkatle, merhametle, saygıyla değerlendirmek lazım. Kadın aşkın, tutkunun kapısıdır. Aşkı en mükemmel şekilde yaşayacağımız, Allah'ın verdiği mükemmel bir nimettir. Kadın Allah'ın tecellisi olarak sevilir. Kadını sevmek, kadına hayran olmak Allah'ın sevmek, Allah'a hayran olmaktır. Hürriyet, demokrasi, sanat, kalite en az yemek içmek kadar insanların ihtiyacıdır. Karşıtların en çok kullandıkları malzeme bu değerlerin azaldığı olduğuna göre, daha çok özgürlük, daha çok demokrasi, daha çok sanat için yapılacak her şey kurulan oyunları bozar. İnsanların neşesini elinden alan tutucu, Katolik, katı İslam anlayışının değil Kuran Müslümanlığının sanat, kalite, neşe, demokrasi, özgürlük anlayışını teşvik etmek gerekir. Bu yapılırsa tüm dünyanın İslam’ı kabul etmesine de Türkiye öncü olur. Katolik, gelenekçi İslam anlayışıyla İslam içten içe çöküyor, gizli gizli ateizm deizm gelişiyor. Bunu durdurmak için katolik sistemin baskısının kaldırılması, Darwinist materyalist eğitimin durdurulması, iman hakikatlerinin ve bilimsel gerçeklerin anlatılması, insanlara sevginin, dostluğun, barışın eğitiminin verilmesi gerekiyor. Akıl gücünü geliştirmek için beyni yormaya gerek yok, sadece çok çok dürüst olmak ve Allah’a asla ihanet etmemek gerekiyor. Gün içinde Allah’a ihanet etme konuları oluşabilir. Mesela başın ağrır, yorgunlaşırsın, gücün yetmez, birinden kötü söz duyarsın, ayağına bir şey takılır, başarılı olamaz, binbir türlü aksilikle karşılaşırsın. Kişi hep, haşa, Allah’ın bunu diye yaptığını düşünmesine gidecek olaylar yaşar. Aman aman, sakın sakın. Bu imtihan için mecbur olan, Allah’ın bizim sevgimizi yükseltmesi için meydana getirdiği nimetleridir. Sakın nankörlük, terslik, olumsuz düşünme, tek kelimeyle çok büyük bir akılsızlık olur. Boş yere kitlevi nimet kaybına sebep olur. Hem dünyada hem ahirette insana çok büyük zarar verir. Allah’ı hiçbir zaman bırakmamak gerekir. Hep müspet düşünmek lazım, çünkü Allah’ın her yaptığı müspettir. İngiliz derin devleti bir ülkeyi yıkmak ya da parçalamak istediğinde önce o ülkede sanatın, bilimin, kültürün olmadığı, zevksiz, kirli, kavgacı, sevgiyi ve nezaketi bilmeyen insanlardan oluşan bir ortam meydana getiriyor. O zaman bu ülkeleri yıkmak çok kolay oluyor. “Bakın İslam’ı yaşayan bu ülkeler böyle bir felaketin içine sürükleniyor, bu ülkeleri yıkıp yeniden kuralım” diyorlar. Suriye’de ve Irak’ta hep aynı taktiği uyguladılar. Şimdi de Türkiye’ye aynı şeyi uygulamak istiyorlar. Sanatın, güzelliğin, kadın özgürlüğünün, neşenin, bilimin olmadığı, insanların yaşama sevincinin kalmadığı, içine kapalı bir ülke oluşturmak istiyorlar. Biz buna ilimle irfanla müsaade etmedik ve etmeyeceğiz. Kuran’ın aydınlık, modern, kaliteli, nezih, sevgi ve hayat dolu ruhunu yaşantımızla gösteriyoruz ve tüm Türkiye’ye, dünyaya bu güzel Kuran ahlakının hakim olmasını istiyoruz.