Alıntılar
İnsanların çoğu işlevselliği esas alıyor. Giyim zevki, kalite, sanat, güzellik arayışı neredeyse hiç olmuyor. Bu vahim bir durumdur. Çoğu insan arasında güzelliği öldürme anlayışı gelişmiş durumda. Güzelliği isteyeni ve bakımlı olanı suçlu gibi görüyorlar, öte yandan güzelliği takdir edecek, beğenecek kimseleri de olmuyor. O zaman gelişmek, iyi olmak, güzelleşmek için hiç çaba göstermiyorlar. İyilik, güzellik, sanat, neşe, sevgi, klaslık hayatlarından çıktığında ise boğucu, şizoid, bencil ve içine kapalı bir yapı gelişiyor. MÜSLÜMANIN NUR AKAR YÜZÜNDEN; NUR, IŞIK GİBİ OLUR MÜSLÜMAN. Tavır, bakım, kalite, üslup, bunlarla insan güzel olur, etle kemikle olmaz... Mesela kambur olur ama elinden yüzünden nur akar, ışık saçılır, yanında olmaktan mutlu olursun, kalbine ferahlık gelir... Mesela bazı hanım kardeşlerimiz de var, kendini beğenmiyor içine kapanıyor, içindeki nuru göremiyor. Halbuki o İMANIN NURUYLA HAREKET ETSE, AKLIYLA HAREKET ETSE, DÜNYALAR GÜZELİ OLUR. Güzel, temizliğiyle, bakımıyla, kalitesiyle, aklıyla, zekasıyla, dünya güzeli olur. Bağnazlar babasının kızına sevgi gösteremeyeceği, annenin oğlunun yanına çıkamayacağı dünyayı din gibi gösteriyorlar. Bu çok korkunç. Bu şirk dini. “Fotoğraf çektirmek, tablo asmak, müzik dinlemek, dans etmek, gülmek ben hepsini yaparım ama haram olduğunu biliyorum" diyorlar. Oysa bunlar haram değil, helal. Müslüman Allah'tan korkar ve haram konusunda titizdir. Haram olanı yapmaz. Bu mantıkta olanlar kendilerince Müslümanların elinden helal olan tüm nimetleri almak istiyorlar. Müzik, dans, sanat, kalite, bilim, güzellik, eğlence haram değildir. Ayrıca haram olduğunu düşünüp buna rağmen tüm bu eylemleri yapıp sonra da Müslümanlara akıl vermek çok büyük bir samimiyetsizliktir.